Washington yönetiminin Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle mücadele gerekçesiyle Karayipler bölgesine savaş gemileri göndermesi, Venezuela ile ABD arasındaki gerilimi arttırdı.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, kendisinin yakalanması için 50 milyon dolar ödül koyan ABD'ye ve Karayipler'deki askeri varlığına karşılık olarak, 4,5 milyon kişilik milis gücünü harekete geçirdi.
Uzmanlar, ABD'nin Venezuela'ya muhtemel bir askeri müdahalesinin yalnızca Caracas yönetimini değil, tüm bölgeyi sarsacağını; bunun da kitlesel göç dalgalarına ve kartellerin güç kazanarak istikrarsızlığı artırmasına yol açabileceğini ifade ediyor.
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Arjantinli Melina Torus, ABD'nin Latin Amerika ve Karayipler'deki varlığının yeni bir durum olmadığını ve Washington'un bu bölgeyi "arka bahçesi" olarak gördüğüne bir kez daha tanık olduklarını söyledi.
ABD ve Venezuela arasındaki gerilimin küresel yansımalarına dikkati çeken Torus, "Bu bağlamda Rusya ve Çin gibi aktörlerin öne çıktığı çok kutuplu bir düzenin yükselişi var. Bu ABD'ye meydan okuma anlamına geliyor. Bunun göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. ABD'nin Savunma Bakanlığını Savaş Bakanlığı olarak değiştirme kararıyla daha saldırgan söylemler geliştiriyor. Trump, selefine oranla daha çatışmacı bir retorik kullanıyor ve ABD'nin ticaret politikalarıyla da ilgili olduğunu düşünüyorum." dedi.
Torus, ABD'nin, Latin Amerika'da Çin'in artan etkisinden rahatsız olduğunu kaydederek, "Washington, birkaç yıldır Çin'in Latin Amerika'daki ilerleyişine karşı isteksiz ve mesafeli bir tutum sergiliyor. Bu ilerleyiş altyapı yatırımları, ticaret ve askeri işbirliği gibi alanlarda somutlaşıyor." diye konuştu.
ABD askeri varlığının Venezuela'ya etkisine değinen Torus, şunları söyledi:
"Venezuela örneğinde bu durum, Caracas hükümeti üzerinde daha fazla baskıya yol açabilir. Gerilimin tırmanması halinde, komşu ülkelere yönelik göç akınlarının artmasına neden olabilir. Güney Amerika'nın liderliğini üstlenme kapasitesine sahip başlıca bölgesel güç olarak görülen Brezilya açısından bakıldığında ise ülke, şu anda ABD ile ikili ilişkilerinde çeşitli gerginlikler ve belirli anlaşmazlıklarla şekillenen bir dönemden geçiyor."
Torus, ABD'nin bölgedeki varlığının yoğunlaşmasının, Latin Amerika ve Karayip ülkelerinin eylem alanlarını yeniden tanımlamasına yol açtığını ve bunun göz ardı edilemeyecek bir faktör olduğunu vurguladı.
Karayipler bölgesinin ABD için önemini anlatan Torus, "Bir yandan dış politika hedeflerine ulaşmak için zorlayıcı yöntemlerin kullanılabileceği ihtimalini gözden kaçırmamalıyız. ABD'nin askeri varlığını artırması, bölge ülkelerine gözdağı, baskı ve güç kullanımı anlamına da geliyor. Karayipler'in ABD için hem askeri hem stratejik hem de uluslararası ticaret açısından kritik bir bölge olduğunu unutmayalım." şeklinde konuştu.
- "TÜM BÖLGE ÜLKELERİ İÇİN CİDDİ EKONOMİK MALİYETLERE YOL AÇACAK"
Uluslararası İlişkilerde Siyaset Uzmanı Kolombiyalı Dr. Alexander Montero da ABD'nin Venezuela'ya olası bir askeri müdahalesinin yalnızca Caracas yönetimini değil, Latin Amerika'daki birçok ülkenin ekonomisini de sarsacağına dikkati çekti.
Askeri çatışmanın muhtemel sonuçlarına işaret eden Montero, "İlk etkiler ekonomik alanda görülecektir. Bölge ciddi bir darbe alabilir. Venezuela, halen özellikle Kolombiya ve hatta Brezilya'nın bazı bölgeleri için önemli bir ticaret ortağıdır. Dolayısıyla askeri müdahaleyle sarsılan bir Venezuela, sadece kendi ekonomisi için değil, tüm bölge ülkeleri için de ciddi maliyetler doğuracaktır." ifadelerini kullandı.
Montero, istikrarsızlık ve kaos uyarısında bulunarak, şunları kaydetti:
"İkinci olarak, bu durum Venezuela'da daha fazla istikrarsızlık ve iç kaos yaratabilir. Bu tablo, hem Venezuela'da hem de bölgedeki diğer ülkelerde faaliyet gösteren suç örgütlerinin ortaya çıkan güç boşluğundan yararlanarak faaliyetlerini genişletmesine zemin hazırlayacaktır. Üçüncü ve çok önemli bir unsur ise Venezuela'nın ekonomik kaynaklarının merkezi rolüdür."
Venezuela'nın petrol kadar değerli Orinoco bölgesindeki stratejik maden kaynaklarını anımsatan Montero, "Orinoco bölgesindeki stratejik maden kaynaklarının, uluslararası aktörlerin eline geçme riski vardır. Bu nedenle bölgede herhangi bir ülkenin askeri müdahalesi yalnızca Venezuela'yı değil, tüm Latin Amerika'yı etkiler. Böyle bir müdahale siyasi ve güvenlik boyutlarının ötesinde, ekonomik ve sosyal alanlarda da ciddi istikrarsızlıklara yol açar." yorumunda bulundu.