Ordudan yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in ulusal egemenliğe yönelik saldırılarının ve ihlallerinin sürmesi, iç güvenlik ve sınır kontrolü alanındaki zorluklar ile bölgedeki karmaşık gelişmelerin ülkenin karşı karşıya olduğu başlıca sorunlar olduğu belirtildi.
Güvenlik ve iç barışa yönelik hiçbir tehdide izin verilmeyeceği kaydedilen açıklamada, Lübnan halkının birlik içinde hareket ederek güvenliklerini riske atacak davranışlardan kaçınması gerektiği vurgulandı.
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, 19 Haziran'da Beyrut yönetimine "ülkedeki tüm silahların yalnızca devletin denetiminde toplanmasını öncelikli hedef olarak belirleyen" ABD önerisini sunmuştu.
Lübnan ordusundan yapılan bu açıklamada ülkede silahların devlet tekeline alınması ve Suriye'nin Süveyda ilinde meydana gelen çatışmaların gölgesinde geldi.
Barrack, 27 Haziran'da konuk olduğu Al Arabiya televizyonunda, bölgesel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunmuş ve "Hizbullah'ın askeri kanadı tamamen ortadan kalkmalı. Siyasi kısmı değil ama askeri yapısı kabul edilemez. Silahsızlanma için takvim belirlenmeli, mesela Litani Nehri'nin kuzeyine çekilmeli." ifadelerini kullanmıştı.
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım da 6 Temmuz'da Aşura töreninde yaptığı konuşmada Hizbullah'ın silahları teslim etme çağrılarına, İsrail'in Lübnan'daki saldırıları son bulmadan yanıt vermeyeceğini söylemişti.
İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyinden kısmi çekilme gerçekleştirse de son çatışmalarda ele geçirdiği 5 stratejik tepeyi işgal etmeyi sürdürüyor.
İsrail ile Lübnan arasında 27 Kasım 2024'te yürürlüğe giren ateşkese rağmen İsrail ordusunun Lübnan'ın güneyine yönelik hava ve kara saldırıları neredeyse günlük olarak devam ediyor.
Ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail yaklaşık 3 bin ihlalde bulundu, bu süreçte en az 213 kişi hayatını kaybetti, 508 kişi yaralandı.
İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyinden kısmi bir çekilme gerçekleştirse de son çatışmalarda ele geçirdiği 5 stratejik tepedeki işgalini sürdürüyor.