13 Kasım 2025 Perşembe / 23 CemaziyelEvvel 1447

Mısır ve Türkiye'den Sudan hamlesi! Abdulati: Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmemizde uzun uzun konuştuk

Sudan'da yaşanan son gelişmelere değinen Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Türkiye ile işbirliğinin hali hazırda mevcut olduğunu söyledi. Mısırlı Bakan, 'Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığım görüşmede Sudan'ı uzun uzun konuştuk. Aynı şekilde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile de Sudan meselesini detaylı biçimde ele aldık. Sudan'ın birliğini, ulusal kurumlarını ve ulusal ordusunu destekleme, paralel yapıları reddetme konusunda tamamen aynı noktadayız. Sudan'daki durum bizi son derece üzüyor' dedi.

AA13 Kasım 2025 Perşembe 20:57 - Güncelleme:
Mısır ve Türkiye'den Sudan hamlesi! Abdulati: Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmemizde uzun uzun konuştuk

Abdulati, Türkiye'ye yaptığı ziyaret çerçevesinde, Habertürk TV'de Sena Alkan'ın sorularını yanıtladı

Gazze'deki duruma ve kabul edilen ateşkese ilişkin Abdulati, Gazze'de son iki yılda yaşananların insanlık dışı olduğunu, uluslararası toplumun gözleri önünde eşi benzeri görülmemiş bir trajedi yaşandığını ve bunun hiçbir koşulda kabul edilemeyeceğini söyledi.

Abdulati, şu anda ateşkesin son derece kırılgan olduğuna işaret ederek, "Bu nedenle Türkiye gibi dost ülkelerle, Arap ülkeleriyle ve ABD ile yakın şekilde çalışıyoruz. Amacımız ateşkesi güçlendirmek, kalıcı hale getirmek çünkü bu çok önemli. Birinci önceliğimiz İsrail'in Gazze'ye yönelik yeni bir saldırı başlatmasına izin vermemek." ifadelerini kullandı.

Bu nedenle ABD'nin hazırladığı karar tasarısının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden (BMGK) geçmesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Abdulati, tasarının iki tarafın da ateşkese dair taahhütlerini denetleyecek Uluslararası İstikrar Gücü'nün bölgeye konuşlandırılmasını da içereceğini dile getirdi.

"ÖNCELİĞİMİZ ATEŞKESİ KALICI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR HALE GETİRMEK"

Abdulati, ateşkesi denetleyecek ve olası ihlallerden tarafları sorumlu tutacak bir uluslararası güce ihtiyaç olduğuna dikkati çekerek, "Önceliğimiz ateşkesi kalıcı ve sürdürülebilir hale getirmek, Gazze'ye büyük miktarda insani yardımın ulaşmasını sağlamak, İsrail'in Gazze'den tamamen çekilmesini temin etmek. Burası Filistin toprağıdır ve Filistinliler tarafından yönetilmelidir." dedi.

Gazze'nin yeniden inşası sürecinin başlatılması gerektiğini de belirten Abdulati, bu amaçla Mısır olarak bir konferansa ev sahipliği yapacaklarını, bu konferansa Türkiye'yi de davet ettiklerini ifade etti.

Abdulati, gelecek haftalarda düzenlenecek bu toplantının siyasi bir sürecin zeminini hazırlayacağını aktararak, "Bu süreç, nihayetinde Doğu Kudüs'ü başkent kabul eden, Gazze ve Batı Şeria'dan oluşan bir Filistin Devletinin kurulmasına yol açmalıdır. Böyle bir Filistin Devleti kurulmadan bölgede kalıcı istikrar ve barış mümkün değildir, bu İsrail için de böyle." ifadelerini kullandı.

"ATEŞKESE ULAŞILMASINDA BELİRLEYİCİ UNSUR TRUMP VE ABD'NİN SÜRECE DAHİL OLMASI"

Ateşkese ulaşılma sürecine ilişkin Abdulati, şunları kaydetti:

"Bu sürecin kırılmasında belirleyici olan unsur, (ABD) Başkanı (Donald) Trump'ın ve ABD'nin doğrudan sürece dahil olmasıydı. ABD ve Trump, iki taraf üzerinde gerçekten baskı kurabilecek, müdahale edebilecek tek aktördür. Trump, kendi barış planını iki tarafa da kabul ettirmeyi başardı, bu bir gerçek. ABD, özellikle İsrail üzerindeki etkisi ve nüfuzu nedeniyle son derece önemli, kilit bir oyuncudur. İşte bu, sürece yeni bir boyut kazandırdı."

Abdulati, daha önce Mısır, Katar ve Türkiye'nin de katkı sağladığı çeşitli girişimlerde bulunduklarını hatırlatarak, Şarm el-Şeyh'te başarının ABD'nin ve özellikle Trump'ın kişisel olarak sürece dahil olmasıyla sağlandığını dile getirdi.

Bunun aynı zamanda ateşkesin sahada kalıcı olmasının da garantisi olduğuna dikkati çeken Abdulati, Trump'ın süreci yakından takip ettiğini, tarafların verdikleri taahhütleri yerine getirmelerini sağlamak için ilgisini ve baskısını sürdürdüğünü kaydetti.

Abdulati, tarafların barış planında yer alan taahhütlerini yerine getirmesine ihtiyaç olduğuna işaret ederek, bu plana göre İsrail'in askerlerini yeniden konuşlandırması ve geri çekilmesi gerektiğini vurguladı.

Gazze'nin yönetimini üstlenecek bir Filistin idari komitesinin kurulması gerektiğini aktaran Abdulati, çekilme, yeniden konuşlanma, silahsızlandırma ve Gazze'de bir Filistin idari komitesinin oluşturulmasını kapsayan ikinci aşamaya geçilmesi gerektiğini söyledi.

Abdulati, söz konusu komitenin güvenlik, asayiş ve temel hizmetlerin sunulmasından sorumlu olacağını belirterek, ardından Filistin yönetiminin sahada güçlendirilmesinin ve devreye girmesinin sağlanacağını kaydetti.

Filistinliler arası uzlaşının sağlanma süreci ve görüşmelere dair ise Abdulati, "Filistin ulusal uzlaşısına ulaşmak için yoğun şekilde çalışıyoruz, bu son derece önemli. Filistinli grupları Mısır'da ağırladık ve onlara, Filistin davasının şu an var olma ya da yok olma noktasında olduğunu, kişisel çıkarlarını bir kenara bırakıp mevcut zorluklarla yüzleşmeleri gerektiğini açıkça söyledik. Bu uzlaşı için ciddi çaba harcıyoruz." dedi.

GAZZE'Yİ YÖNETECEK İDARİ KOMİTE TARAFSIZ, BÜROKRAT VE TEKNOKRATLARDAN OLUŞACAK

Abdulati, oluşturulacak Filistin idari komitesinin tamamen tarafsız, bürokrat ve teknokratlardan oluşacağına işaret ederek, şunları dile getirdi:

"Tamamı Gazze'den, sayıları 10 ila 15 arasında değişecek. Mühendisler, doktorlar, çeşitli alanlardan profesyoneller. Görevleri Gazze'deki günlük yaşamı düzenlemek, halka hizmet sunmak, erken toparlanma ve yeniden inşa sürecini yürütmek, adalet, güvenlik gibi temel hizmetleri sağlamak olacak. Bu yapı kalıcı değil, geçici bir dönem için oluşturulacak. Sonrasında Filistin Yönetimi sahada güçlendirilecek ve devralarak Batı Şeria ile Gazze'nin birliğini sağlayacak."

Gazze'de kurulması planlanan Uluslararası İstikrar Gücü'ne ilişkin soruyu yanıtlayan Abdulati, "Bizim anlayışımıza göre, pratik ve uygulanabilir olmak açısından bu gücün barışı koruma misyonu kapsamında olması gerekir. Ana görevi sahada ateşkesi denetlemek, Filistinli polis güçlerini eğitmek ve kapasitelerini geliştirmek olmalıdır. Ayrıca sınırların ve geçiş noktalarının güvenliğini sağlamaları da mümkün olabilir. Bu son derece önemli." ifadesini kullandı.

"ULUSLARARASI İSTİKRAR GÜCÜ SADECE BARIŞI KORUMA MİSYONUYLA OLMALI"

Abdulati, bu gücün Filistinlilerin rızasıyla sahaya girmesinin şart olduğunu, aksi takdirde işgalci güç olarak algılanabileceğini belirterek, "Dolayısıyla pozisyonumuz net. Bu kuvvet sadece barışı koruma misyonu olmalı, barışı zorlama yetkisine sahip bir güç olmamalı. Zaten bu güce asker göndermeyi planlayan birçok ülke de aynı görüşü paylaşıyor." dedi.

Bu güce katkı sağlayacak ülkelere ilişkin Abdulati, bu konuların henüz bir sonuca bağlanmadığını, katkı sunacak ülkeler konusunda sürecin gönüllülük esasına dayandığını söyledi.

Abdulati, şunları kaydetti:

"Bazı ülkeler, İslam ülkeleri, bazı Batılı ve Avrupa ülkeleri, katkı sağlayacaklarını ifade ettiler. Ancak bu gönüllü bir katılım olacak. Dolayısıyla sayı hala tartışma aşamasında, kesinleşmiş bir rakam yok. Komuta ve kontrol yapısı konusunda da henüz netlik yok. Bildiğiniz gibi, Amerikalılar İsrail içinde 'CMCC' yani Sivil-Askeri İş Birliği Merkezi'ni kurdular ve şu anda bazı ülkeler bu merkeze bir veya iki gözlemci ya da üye gönderiyor. Süreç hala açık, ilerleyen aşamalarda bu sorulara net yanıtlar bulunacak. Ancak öncelikle BMGK karar tasarısının dilinde mutabakata varmamız gerekiyor. Önce görev tanımı belirlenmeli, ardından askeri yetkililer hangi ülkelerin, ne kadar askerle ve hangi çerçevede katkı vereceğine karar verecek."

Türkiye'nin Uluslararası İstikrar Gücü'nün ve sonrasındaki sürece dahil olmasına ilişkin soruya Abdulati, "Türkiye Katar ve Amerika Birleşik Devletleri ile birlikte Şarm El Şeyh'teki görüşmelerde bu önemli anlaşmaya, yani Gazze'deki bu korkunç savaşı sona erdiren anlaşmaya katkı sağladı. Dolayısıyla, daha önce de belirttiğim gibi, bu süreç gönüllülük esasına dayalı ve farklı ülkelerin katkısına açık." yanıtını verdi.

- "Gazze halkının asgari ihtiyaçlarını karşılamak için her gün 900 ila 1000 tırın girmesi gerekiyor"

Abdulati, ateşkes anlaşmasına göre, her gün tam 600 tırın Filistin'e ulaşması gerektiği hatırlatılarak, Refah Sınır Kapısı'nın açılıp açılmayacağına ilişkin soruyu da, "Refah Sınır Kapısı Mısır tarafından haftanın 7 günü, 24 saat açık. Sorun, geçişin diğer tarafında, yani Filistin tarafında. İsrail hala orada ve kapıyı kapalı tutuyor. Gazze halkının asgari ihtiyaçlarını karşılamak için her gün 900 ila 1000 tırın girmesi gerekiyor. Dolayısıyla çok daha fazla yardım akışına, daha fazla tırın geçmesine ihtiyaç var." şeklinde yanıtladı.

Sadece Refah Sınır Kapısı'nın değil, İsrail ile Gazze arasında bulunan diğer beş geçiş noktasının da açılması gerektiğini vurgulayan Abdulati, bu geçişleri açmanın sorumluluğunun işgal gücü olan İsrail'de bulunduğunu aktardı.

"SUDAN'DAKİ DURUM BİZİ SON DERECE ÜZÜYOR"

Sudan'da yaşanan son gelişmelere değinen Abdulati, Sudan'da ateşkes sağlanması konusunda Türkiye ile işbirliğinin hali hazırda mevcut olduğunu söyledi.

Abdulati, "Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığım görüşmede Sudan'ı uzun uzun konuştuk. Aynı şekilde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile de Sudan meselesini detaylı biçimde ele aldık. Sudan'ın birliğini, ulusal kurumlarını ve ulusal ordusunu destekleme, paralel yapıları reddetme konusunda tamamen aynı noktadayız. Sudan'daki durum bizi son derece üzüyor." ifadelerini kullandı.

Savaşın Nisan 2025'te üçüncü yılına gireceğini hatırlatan Abdulati, "Her gün yıkım, her gün masum insanların ölümü. El-Faşir'de yaşananlar tam anlamıyla bir soykırım, insanlığa karşı suçtur. Kınanmalı, lanetlenmeli. Bunu kimse kabul edemez." dedi.

Abdulati, bu konuda ABD, Türk, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri taraflarıyla 12 Eylül'de yayımlanan dörtlü bildirinin uygulanmaya çalışıldığını aktardı.

ÖNERİLEN VİDEO

ABD'de kargo uçağı faciası: Felaket anı anbean kamerada

Kapat
Video yükleniyor...