Muaz el-Hatip: Mücadelemiz özgür ve çoğulcu Suriye için

Bunların ilki, Suriye’de bir Sünni-Alevi savaşı yürümekte olduğu algısıydı. Kendisi Büyük Şam Camii’nde uzun yıllar görev yapmış bir Sünni din adamı olan el-Hatip, Özgür Suriye Ordusu’nun asla Nusayri toplumuyla değil, sadece Beşar Esad rejimi ile savaştığını vurguladı. Dahası, muhalefet saflarında Nusayri isimlerin olduğunun da altını çizdi. Ben tam “kimler mesela” diyecektim ki, el-Hatip’in hemen sağında oturan Suriye’nin Fransa Büyüelçisi Münzer Mahus başka bir gazeteciden gelen soru üzerine atıldı: “Mesela ben. Ben de Aleviyim, ama muhalefet saflarındayım.” Suriye muhalefetinin önemli diplomatik figürlerinden olan Mahus, bazı Nusayriler’in Esad’ın fanatik tarafları olduğunu, ama diğer çoğu Nusayri’nin de rejime sadece gönülsüz destek verdiğini, çünkü aksi halde “hain” olarak damgalanıp en büyük zulümleri görmekten korktuklarını anlattı.

ÖSO’nun % 90’ı Suriyeli

Şeyh el-Hatip ise “Suriye Allah’ın yeryüzünde bir bahçesi, orada her renk var ve hepsini görmeye devam etmek istiyoruz” diyerek çoğulcu bir vizyon çizdi.

Şeyh’e “muhalefet saflarına katılan yabancı savaşçılar, bilhassa El Kaide ve benzeri unsurlar çok konuşuluyor, ne diyorsunuz dedim.” Rejimle savaşan silahlı birliklerin yüzde doksanının yerli ve SUK komutasına bağlı olduğunu anlattı. Kalan unsurlar içinde radikal gruplar olsa da, bunların marjinal kaldığını, dahası ikna edilebileceklerini savundu.

Diyalog için fazla umut yok

El-Hatip, Suriye rejimi ile diyalog konusunda ise pek umutlu değildi. Esad rejiminin “diyalog” çağrılarını ancak zaman kazanmak için kullandığını anlattı. Yanındaki Mahus ise ekledi: “Esad, ancak silah bırakırsak diyalog istiyor, bu ise katliam demek. Sonuna kadar savaşmaya mecburuz.”

Güçlü yerel yönetimler olabilir

El-Hatip, Türkiye’de çok konuşulan ve “Suriye’nin PKK’sı” diye bilinen PYD konusunda ise, tablonun biraz muallak olduğunu anlattı. Buna göre PYD, bazı bölgelerde muhalefete, bazı bölgelerde rejime yakın duruyordu. “Kürtlere otonomi” sorusu üzerine ise şöyle dedi: “Tek bir ülke, tek bir halka inanıyoruz, ama güçlü yerel yönetimler olabilir.”