10 Mayıs 2025 Cumartesi / 13 Zilkade 1446

Pakistan, Hindistan'a karşı farkını ortaya koydu! Çin ve Türkiye etkisine dikkat çektiler

Asya'nın iki devi arasında geçtiğimiz günlerde yaşanan gerilimin yankıları sürüyor. Saldırılarda Pakistan tarafında çok sayıda kişi hayatını kaybederken, Hindistan ise gelişmiş savaş uçaklarını kullanamaz hale geldi. Uzmanlar, Hindistan'ın, hem Avrupa ülkeleri hem de Rusya'dan tedarik ettiği çeşitli silah sistemlerine sahip olduğunu ifade ederken bazıları ise Pakistan ordusunun Çin'den sağladığı gelişmiş askeri teçhizatın yanı sıra, Türkiye'den aldığı askeri destek sayesinde Yeni Delhi yönetimine havada önemli zayiat verdiğini ifade etti.

HABER MERKEZİ9 Mayıs 2025 Cuma 20:01 - Güncelleme:
Pakistan, Hindistan'a karşı farkını ortaya koydu! Çin ve Türkiye etkisine dikkat çektiler

National Interest'te yayınlanan bir analize göre Hindistan, Keşmir'de vatandaşlarına yönelik düzenlenen saldırının ardından, saldırıya karışan Pakistan'daki grupların yakalanıp yargılanması için İslamabad'a çağrıda bulundu. Pakistan hükümeti ise bu saldırıyla hiçbir bağının olmadığını belirterek bu çağrıyı reddetti. Bunun üzerine Yeni Delhi, Pakistan içindeki 'militan' faaliyetleri hedef alan "Sindoor Operasyonu" adlı misilleme saldırılarını başlattı.

HİNDİSTAN HAVA KUVVETLERİ BÜYÜK BİR SAVAŞA HAZIR DEĞİL

6–7 Mayıs'ta başlatılan Sindoor Operasyonu, Hindistan ile Pakistan arasındaki uzun süredir devam eden gerginlik ve Hindistan halkının Keşmir saldırısına güçlü bir karşılık istemesi nedeniyle, çatışma beklentisinin arttığı bir dönemde gerçekleşti. Çatışma öncesinde Hindistan, genel olarak Pakistan karşısında avantajlı bir konumda görülüyordu. Nitekim bazı yönlerden gerçekten üstünlüğe sahipti. Hindistan'ın nükleer komuta ve kontrol yeteneklerinin Pakistan'dan daha gelişmiş olduğu ifade edilen analizde ayrıca Hindistan'ın, hem Avrupa ülkeleri hem de Rusya'dan tedarik ettiği çeşitli silah sistemlerini envanterinde barındırdığı vurgulandı.

Ancak Pakistan ordusunun ise gücünü kanıtladığının altı çizilen analizde, İslamabad yönetiminin, Çin'den sağladığı gelişmiş askeri teçhizatın yanı sıra, Türkiye'den aldığı askeri destek sayesinde, Hindistan'ın ilk hava saldırılarına karşı koyma konusunda oldukça yetenekli olduğu ifade edildi. Pakistan, Sindoor Operasyonu'nun başlangıcında Hindistan Hava Kuvvetlerine (IAF) ait toplam beş savaş uçağını düşürmüştü.

Çatışmanın hâlâ erken safhalarında olduğunun altı çizilen haberde, Hindistan'ın, Perşembe günü erken saatlerde Pakistan'a karşı misilleme yaparak, bazı önemli hava savunma noktalarını hedef aldığı hatırlatıldı.

Ancak Hindistan Hava Kuvvetleri'nin durumu, Yeni Delhi yönetimini düşündürmeye devam ediyor. Pilot eksikliği ve yeterli uçuş simülatörü bulunmaması gibi kronik problemler, hava kuvvetlerinin savaş kabiliyetini olumsuz etkiliyor. Hindistan'ın kaybettiği Rafale tipi savaş uçakları, en gelişmiş sistemler arasında yer alıyordu. Bu kayıplar, Yeni Delhi için sadece bir prestij meselesi değil, aynı zamanda Pakistan Hava Kuvvetleri karşısında üstünlük kuramayacağına dair tehlikeli bir uyarıdır.

Le Monde'dan Sophie Landrin'e göre, Pakistan Hava Kuvvetleri'nin başarısının ardında, pilotlarının daha iyi eğitimli ve savaş deneyimine sahip olması yatıyor olabilir. Pakistanlı pilotlar, Afganistan sınırındaki Federal Yönetimli Kabile Bölgeleri'nde (FATA) uzun süredir devam eden terörle mücadele operasyonlarında aktif olarak görev aldı. Buna karşılık Hindistan'ın ise uzun zamandır barış ortamında yaşadığı ifade edildi.

HİNDİSTAN-PAKİSTAN SAVAŞININ JEOPOLİTİK BOYUTU

Yeni Delhi'nin Pakistan'a neden bu kadar sert tepki verdiğini anlamak için Keşmir'deki saldırıya geri dönmek gerekir. Hindistan istihbaratı, 22 Nisan'da Keşmir'de gerçekleştirilen saldırılardan sorumlu olan Leşker-i Tayyibe adlı terör örgütü ile, Pakistan'ın iç istihbarat teşkilatı olan ve genellikle "devlet içinde devlet" olarak tanımlanan ISI (Inter-Service Intelligence) arasında bağlantı bulunduğunu iddia etmişti.

Durumu karmaşıklaştıran iki önemli etken var. Her ne kadar Hindistan, Pakistan ve ISI'ya öfkesini dile getirse de, Pakistan tarafı bu iddiaları reddetti. Üstelik Hindistan'ın elinde bu bağlantıyı kesin olarak kanıtlayacak nitelikte somut bir delil bulunmamaktadır.

Hindistan için daha da endişe verici olan durum, Pakistan'ın böyle bir savaşa uzun süredir hazırlık yapıyor olmasıdır. Pakistan, bu süreçte özellikle Çin ile olan ilişkilerini derinleştirmiştir. Aynı zamanda, Türkiye ile olan askeri işbirliğini de güçlendirmiştir. Analizde, Türk Donanması'nın Pakistan karasularında bir denizaltı savunma harbi gemisi konuşlandırdığı iddia edildi.

Çin'in Hindistan'ın zafer kazanmasını istemediğinin altı çizilen analizde, Pekin'in, Hindistan'ın bölgesel rakibi olduğu ve iki ülkenin ekonomisinin büyük bir rekabet içinde olduğu ifade edildi. Ayrıca Hindistan ile Çin arasında Ladakh bölgesi konusunda sınır anlaşmazlıkları ve gerginlikler yaşanmaktadır. Devam eden bu savaşın, Çin'in Hindistan'ı o bölgede zayıflatma planına hizmet ettiği vurgulandı.

Hindistan cephesinde ise Yeni Delhi'nin uluslararası ilişkilerde izlediği "bağlantısızlık" politikası, ona yeterli uluslararası destek sağlamamaktadır. Hindistan, ABD, Avustralya ve Japonya ile birlikte "Quad" adlı güvenlik ortaklığının kurucu üyesi olmasına rağmen, bu ittifakın askeri açıdan etkisi sınırlıdır ve bu sınırlılık da Hindistan'ın isteğiyle oluşmuştur. Öte yandan, Hindistan'ın geleneksel müttefiklerinden olan Rusya, bu çatışmada tarafsız kalmayı tercih etti. Bu tavır, Rusya'nın Çin ile sürdürdüğü "sınırsız dostluk" politikası nedeniyle ortaya çıkmış olabilir.