Paris'te yaşayan ve kimliği gizli tutulan TL takma adlı genç bir kız, sahip olduğu hiperthimziya yani yüksek üstün otobiyografik bellek (HSAM) yeteneğiyle bilim dünyasında büyük bir ilgi uyandırdı. Dünyada yalnızca 100'den az kişide görüldüğü bilinen bu nadir hafıza durumu, kişinin kendi yaşamındaki olayları olağanüstü ayrıntılarla hatırlamasına olanak tanıyor. Paris Cité Üniversitesi'nden nöropsikolog Valentina La Corte ve ekibi tarafından yürütülen vaka çalışması, TL'nin zihinsel zaman yolculuğu yapabilme kabiliyetini ve bu yeteneğin insan hafızası üzerindeki etkilerini kapsamlı biçimde ele alıyor.
Hiperthimziya, ilk kez 2006 yılında tanımlanan ve bugüne dek yalnızca çok az kişide rastlanan bir hafıza fenomeni olarak biliniyor. Bu özel yeteneğe sahip bireyler, yaşamlarındaki kişisel olayları tarihleriyle birlikte hatırlayabiliyor; çoğu zaman o anın duygularını ve hislerini yeniden yaşayabiliyorlar. Paris'teki TL'nin durumu, bu alanda yapılan en kapsamlı vaka çalışmaları arasında yer alıyor. Araştırmacılar, TL'den hayatının beş farklı dönemine ait dört önemli olayı ayrıntılarıyla hatırlamasını istediklerinde, genç kızın gösterdiği performans normatif ortalamanın çok üzerinde çıktı. Hiperthimziya sayesinde TL, geçmişte yaşadığı olayları adeta yeniden deneyimliyor ve bu anıları zihinsel olarak tekrar canlandırabiliyor.
Bu olağanüstü hafıza yeteneği, yalnızca geçmişi hatırlamakla sınırlı değil; TL aynı zamanda gelecekteki olası olayları da zihninde detaylı bir şekilde kurgulayabiliyor. Zihinsel zaman yolculuğu olarak adlandırılan bu süreç, TL'nin henüz yaşanmamış olayları sanki geçmişte olmuş gibi hissetmesine yol açıyor. Bilim insanları, bu tür vakaların insan beyninin anıları nasıl kodladığı, sakladığı ve geri çağırdığına dair önemli ipuçları sunduğunu belirtiyor.
TL'nin hafıza sistemi, sıradan insanlardan oldukça farklı işliyor. Genç kız, duygusal ağırlık taşıyan anılarını zihninde büyük, beyaz bir odada sakladığını ifade ediyor. Bu oda, adeta bir kütüphane gibi düzenlenmiş ve her anı, detaylı bir katalog sistemiyle dosyalanmış durumda. TL, çocukluk anılarını, aile fotoğraflarını ve özel eşyalarını bu zihinsel odada kronolojik sırayla saklıyor. Her bir anı, kimden geldiği, ne zaman yaşandığı gibi bilgilerle etiketlenmiş.
Öte yandan, duygusal değeri olmayan bilgiler ve akademik gerçekler ise TL'nin zihninde özel görsel imgelerle birlikte depolanmıyor. Bu tür anılara "siyah anılar" adını veren TL, onları hatırlamak için ekstra çaba harcamak zorunda kalıyor. Beyaz odada ise, duygusal olarak önemli anılar çok daha kolay erişilebiliyor ve canlı bir şekilde yeniden yaşanabiliyor. Bu oda, TL'nin kimliğini ve yaşam sürekliliğini oluşturan temel yapı taşlarından biri haline gelmiş durumda.
Hiperthimziya sahibi TL, çocukluğundan itibaren zihinsel zaman yolculuğu yapabildiğini fark etmiş. Sekiz yaşında bu yeteneğini arkadaşlarına açıkladığında, çevresindekiler onun söylediklerine inanmakta güçlük çekmiş ve hatta yalan söylediğini düşünmüşler. Bu nedenle, TL uzun süre bu yeteneğini gizli tutmuş ve ancak 16 yaşında ailesiyle paylaşabilmiş. 17 yaşına geldiğinde ise, hikayesini daha geniş bir çevreyle paylaşmaya karar vermiş.
TL'nin zihinsel zaman yolculuğu, ona geçmişteki olayları tüm ayrıntılarıyla yeniden yaşama imkanı sunarken, aynı zamanda olumsuz anıları da unutamama gibi bir zorluk getiriyor. Özellikle acı verici anıları, beyaz odadaki özel bir sandıkta sakladığını belirten TL, büyükbabasının ölümünü bu sandıkta tuttuğunu ifade ediyor. Duygusal yoğunluğun arttığı anlarda ise, zihninde farklı odalara geçiş yapabiliyor. Örneğin, öfkelendiğinde kendini soğuk bir "buz paketi" odasında buluyor ya da bir sorun üzerinde düşünürken dikkat dağıtıcı unsurlardan uzak, küçük ve boş bir "sorunlar" odasında zaman geçiriyor.
Paris Cité Üniversitesi'nden Valentina La Corte ve ekibi, TL'nin olağanüstü hafıza yeteneğinin bilimsel olarak anlaşılması için önemli bir adım attı. Ancak, hiperthimziya ile ilgili pek çok soru hâlâ yanıt bekliyor. Örneğin, bu yeteneğin yaşlanmayla birlikte nasıl değiştiği, zihinsel zaman yolculuğu kapasitesinin yaşa bağlı olup olmadığı ve bireylerin biriken anıları nasıl kontrol edebileceği gibi konular araştırmacıların ilgi odağında. Şimdiye kadar hiperthimziya sahibi çok az kişi deneyimlerini bilimsel makalelerde paylaşmış durumda. Bu da, eldeki verilerin genellenmesini zorlaştırıyor.
Hiperthimziya ve zihinsel zaman yolculuğu kavramları, insan hafızasının sınırlarını ve potansiyelini anlamak adına bilim dünyası için büyük bir fırsat sunuyor. TL'nin yaşadıkları, hafızanın yalnızca bir bilgi deposu olmadığını, aynı zamanda kimlik ve duygusal süreklilik açısından da hayati bir rol oynadığını gösteriyor. Araştırmacılar, bu alanda yapılacak yeni çalışmaların, hafıza bozuklukları ve travmaların tedavisi gibi pek çok farklı konuda da yol gösterici olabileceğini düşünüyor.
Sonuç olarak, Paris'teki bu genç kızın hiperthimziya vakası, insan hafızasının ne kadar karmaşık ve güçlü olabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Zihinsel zaman yolculuğu yeteneği, hem bilim insanları hem de toplum için yeni sorular ve keşifler doğuruyor. Önümüzdeki yıllarda yapılacak araştırmalar, bu olağanüstü hafıza fenomeninin sırlarını daha da aydınlatabilir.




