24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

PKK sembolleri beni çıldırttı

Alman parlamentosunda PKK destekçisi vekillere gösterdiği sert tepkiyle gündeme gelen Bystron: Avrupa Türkiye’nin egemenliğine saygı duymuyor, terör örgütlerine destek veriyor. Sol partililerin saygısızlığına izin verilmemeliydi.

ŞERİF EGEMEN AHMET10 Şubat 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
PKK sembolleri beni çıldırttı

PKK’CI SOL PARTİLİLERE HADDİNİ BİLDİREN ALMAN VEKİL STAR’A KONUŞTU

Afrin operasyonunun Bundestag’da tartışıldığı sırada teröristlere destek için PKK fularlarıyla oturumda yer alan Sol Parti (Die Linke) vekillerine yönelik tepkisini kürsüde dile getiren AfD’li siyasetçi Petr Bystron, Türkiye’de bir anda popüler hale geldi. Bystron ile meclisteki o anları ve Alman aşırı solcuların PYD/PKK  ile ilişkisini konuştuk.

- Bundestag’da açıkça terör propagandası yapılan o günü bize anlatabilir misiniz?

O gün Bundestag’da yaşananlar normal değildi. Kabul edilemez bir tabloyla karşı karşıyaydık. Sol Partili vekillerin saygısızca PKK sembolleriyle mecliste bulunmasına izin verilmemeliydi. Tüzüğe göre herhangi bir ‘üniforma’ ile meclise gelinmesi yasak. Fular da ‘üniforma’ kapsamına giriyor. Sol Parti vekilleri bu nedenle Meclis Başkan Yardımcısı tarafından uyarıldı.

- Meclisteki konuşmanızda Avrupalı sol örgütler ile terör örgütü PKK arasındaki ‘saklı ittifakı’ deşifre ettiniz. Alman aşırı soluyla PKK’ya yardımlarına ilişkin biraz daha detaylı bir bilgi verebilir misiniz?

Ne yazık ki Almanya’daki aşırı solcu örgütler ile PKK son derece yakın ilişkiler içerisinde. Ülkemizde düzenlenen pek çok gösteride, Alman sol grupların temsilcileri ile PKK’lıları yan yana görüyoruz. 

- Bu destek sadece siyasi mi?

Hayır, tabii ki sadece siyasetle sınırlı değil. Belirli sivil toplum kuruluşlarını kullanan Almanya’daki aşırı solcular, PKK’nın Suriye kolu YPG’ye para gönderiyor. Bunlar paravan olarak ‘yardım’ adı altında teröristlere mali destek kampanyaları yürütüyorlar. Uluslararası Sol (Internationalistische Linke) Suriye’deki PYD bölgelerine örgütün silah alması için 100 bin avro gönderdi. Bir başka sözde STK, Berlin Antifaşist Devrimci Eylem (Antifaschistische Revolutionäre Aktion Berlin) ise 119 bin avro toplayıp YPG’ye ulaştırdı. Hepsi, Sol Parti’nin ‘yoldaşları’! 

- Peki bu bağlantılar Alman yargısının veya kamuoyunun dikkatini çekmiyor mu?

Almanya’da terör örgütü tarafından tanınan PKK yasaklı bir örgüt. Bu noktada hiçbir şüphe yok. Ancak Sosyal Demokrat Parti ve Sol Parti, örgütün etkisi altında ve PKK’nın terör devleti talebini savunuyor. Alman yargısı ise şu anda Sol Parti’yi aşırı ideolojiler ve eylemlerle ilişkisi nedeniyle soruşturuyor. Suçlamalar arasında bazı solcuların PYD kamplarına gidip silahlı eğitim aldığı iddiası da var.

‘BRÜKSEL’E ‘HAYIR’ DEYİN!’

- Son olarak Türk halkına bir mesajınız var mı?

Türkiye’nin tarihi, kültürü ve ulusal kimliği Batı ile Doğu arasında sağlam bir köprü olduğuna işaret ediyor. Onurunuzu ve egemenliğinizi korumaya devam edin. Avrupa’ya ‘hayır’ deyin! 

‘AB, terör örgütüne desteği gizlemiyor’

- SPD ve Die Linke, Avrupa siyasetinde etki sahibi partiler. Onların bu tavrı, PYD/PKK’ya bakışı nasıl etkiliyor?

YPG/PYD’nin PKK’nın Suriye kolu olduğu aşikâr. Fakat Avrupalı solcuların yaptığı siyasi baskı neticesinde bu durum görmezden geliniyor. AB açıkça terör örgütünü destekliyor. Bunu gizleme gereği duymuyorlar. Bu nedenle de Zeytin Dalı Harekatı’na mesafeli yaklaşıyorlar. Ben, şahsen, Afrin Operasyonu’nu yürüten Türkiye’nin argümanlarını anlayabiliyorum. 

- PKK destekçisi siyasi partilerin etkili olduğu bu tabloda AB-Türkiye ilişkilerinin düzelmesi mümkün mü?

Ankara ile Brüksel arasındaki ilişkiler son yıllarda ağır aksak ilerlemeye çalışıyor. Suç hep Türk tarafında aranması doğru değil. Alman siyasetçiler ve AB yetkilileri, Türkiye’yi aşağı çekmek için fırsat kolluyor. Türk halkının egemenliğine saygı duymayan Brüksel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tıpkı Polonya, Macaristan ve Rusya gibi eleştiriyor. AB’nin talimatlarını dinlemeyen her ülke, Berlin ve Brüksel tarafından hedef alınıyor.

- Başbakan Angela Merkel ile sosyal demokratlar arasında Çarşamba günü hükümet konusunda anlaşmaya varıldı. Sizce Berlin’deki yeni yönetim Türkiye-Almanya ilişkilerini nasıl etkileyecek?

İkili ilişkilerin durağan bir şekilde seyredeceği görülüyor. Ancak şunu söylemeliyim ki bu hükümet Türk halkını yanıtlamamalı. İki ülke arasında temelleri 19’ncü yüzyıla dayanan sağlam bir tarihi ortaklık var. Bu çok özel ve sıkı bir bağ.

PETR BYSTRON KİMDİR? 

Siyasi hayatına liberal Hür Demokratik Parti’de (FDP) başlayan Çek asıllı Alman politikacı Petr Bystron, 2013’te Almanya için Alternatif (AfD) partisine geçti. 

4 sene boyunca AfD’nin Bavyera eyaletindeki örgütünün başında yer alan Bystron, 2017 yılında yapılan federal meclis seçimlerinde Alman parlamentosuna girmeyi başardı. Bystron, bugün, AfD’nin Parlamento Dış İlişkiler Konseyi Başkanı olarak görev yapıyor.