Aydınlar, ziyaretin, Azerbaycan'ın Kafkasya'da yalnız olmadığını, Türkiye'nin de Kafkasya'da var olduğunu ve iki ülkenin birlikteliğini dosta ve düşmana göstermek açısından önem taşıdığı konusunda hemfikir.
Yeni Müsavat Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Rauf Arifoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bugüne kadar hiçbir Türkiye liderinin Karabağ'da bulunmadığını, Erdoğan'ın bir ilki gerçekleştireceğini söyledi.
Ziyaretin sosyo-politik açıdan büyük önem taşıdığına, ayrıca manevi ve tarihi yönleri bulunduğuna dikkati çeken Arifoğlu, "Tüm Azerbaycan Erdoğan'ın Şuşa ziyaretini dört gözle bekliyor." dedi.
Arifoğlu, dünyanın ve bölgenin gözünün 15 Haziran'da Şuşa'da, Erdoğan ve Aliyev'in açıklamalarında olacağını, özellikle bölge ülkelerinin bu ziyareti ilgiyle izleyeceğini belirterek, "Erdoğan bir dünya lideridir. Seveni de var sevmeyeni de. Ancak herkes bir konuda hemfikirdir, Erdoğan güçlü ve stratejik bir düşünür, bağımsız ve iradeli bir devlet adamıdır. Kardeşimiz olmanın yanı sıra böyle bir dünya liderinin Şuşa'da, Cıdır Ovası'nda yürüyüşünün ve oradan dosta ve düşmana mesajlar vermesinin anlamı büyük olacaktır. Ziyaret, ebedi ve sarsılmaz kardeşliğimize bir kez daha mühür vuracaktır." ifadelerini kullandı.
Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (QAFSAM) Başkan Yardımcısı Nazım Cafersoy da Erdoğan'ın Şuşa ziyaretinin tarihi anlam ve önem taşıdığını vurguladı.
Cafersoy, Şuşa'nın işgalden kurtarılmasının, Karabağ zaferinin en önemli başarı noktası olduğunun, Türkiye'nin Azerbaycan'a verdiği çok boyutlu destek dikkate alındığında bu zaferin aynı zamanda Türkiye'nin de zaferi olduğunun altını çizdi.
Karabağ savaşında Türkiye'nin Azerbaycan'a verdiği desteğin hem manevi hem psikolojik hem siyasi önem taşıdığını, Türk SİHA'ların savaşın kaderinde önemli rol oynadığını söyleyen Cafersoy, "Ziyaret, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki stratejik ilişkilerin artık daha yeni boyutlara taşınması, psikolojik ve toplumsal boyutunun daha da derinleşmesi anlamında önem arz ediyor. Ziyaretin bir diğer önemi, Kafkasya'yı da ilgilendiren uluslararası küresel boyutlu ilişkilerin tam da akabinde gerçekleşiyor olması. Erdoğan'ın ABD Başkanı Joe Biden'le görüşmesinde Karabağ'daki, Kafkasya'daki yeni realitenin de müzakere edileceği öngörülüyor. Ziyaretle, Azerbaycan'ın Kafkasya'da yalnız olmadığı, Türkiye'nin de Kafkasya'da var olduğu mesajı bir kez daha verilecek." diye konuştu.
Cafersoy, Erdoğan'ın Karabağ zaferi sonrasında Bakü'de düzenlenen askeri törene de katıldığını hatırlatarak, "Haklı zaferin mimarları olan Azerbaycan ve Türkiye liderleri bu zaferi Bakü'den sonra Şuşa'da da kutlayacak, 'dosta güven veren, düşmana korku salan' bir birliktelik sergileyecekler." dedi.
Bağımsız siyasetçi Sahib Kerimli, Türkiye'nin Güney Kafkasya'nın yeni jeopolitik oluşumunda kilit rol oynadığını söyledi.
Kerimli, Rusya, Batı ülkeleri ve yeni bölgesel tasarımdan doğal olarak etkilenecek olan İran'ın Türkiye ile samimi iş birliği yapmazlarsa çıkarlarını dengeleyemeyeceklerini ifade ederek, "Türkiye'nin Güney Kafkasya ve Orta Asya'daki girişimleri, bir denge unsuru olarak insanlığa fayda sağlayacaktır. Erdoğan'ın Şuşa ve Bakü'de önemli mesajlar vereceğini düşünüyorum. Bu mesajlar aynı zamanda bölgenin gelecekteki gelişimine, varılan anlaşmalara ve güç dengelerinin ana hatlarına da ışık tutacaktır." diye konuştu.
Çapar Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Dilgem Ahmet, 2. Karabağ Savaşı'nda Türkiye'yi hem devlet hem de millet olarak yanlarında gördüklerini ve zafer kazanarak 30 yıllık işgale son verdiklerini söyledi.
Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusunun 15 Eylül 1918'de Bakü'yü Ermeni ve Bolşevik çetelerden kurtarmasını hatırlatan Ahmet, "Savaş günlerinde sanki yeni bir 15 Eylül ruhu yaşanıyordu. Çünkü biz meydanda yalnız değildik. Erdoğan'ın Şuşa ziyareti aynı ruhun geçici değil ebedi olacağını göstermektedir." ifadelerine yer verdi.
Ahmet, 1918'de Kafkas İslam Ordusu komutanlarından Cemil Cahit (Toydemir) Paşa'nın Şuşa'yı ziyaret ettiğini ve Şuşa halkı tarafından coşkuyla karşılandığını hatırlatarak "Erdoğan'ın ziyareti de bu şekilde değerlendirilmelidir. Şuşa ziyareti, düşmanlara ağır psikolojik darbe vuracaktır. Türk dünyasının iki güçlü devletinin liderlerinin birliği Ermenistan kamuoyunda da müzakere edilecek, 10 Kasım 2020'de imzaladıkları bildiriyi uygulamalarının zorunluluğunu daha iyi anlayacaklar." dedi.
Tarihte simgelerin önemli olduğunu kaydeden Ahmet, "Karabağ'ın sembol şehrinde Azerbaycan ile Türkiye arasında imzalanacak sözleşme sadece Ermenistan'a değil, Güney Kafkasya'yla ilgili planları olan tüm güçlere verilmiş mesaj olacaktır." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Haziran'da Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Şuşa kentini ziyaret edecek. Erdoğan ve Aliyev, Şuşa'daki tarihi ve kültürel alanlarda incelemelerde bulunacak, akabinde iki ülke arasındaki sözleşmeye imza atacak.
Azerbaycan tarih ve kültürünün simgelerinden olmasının yanı sıra hem bölgeye hakim coğrafi konumu hem de Dağlık Karabağ'ın en büyük şehri Hankendi'ye giden yolun üzerinde bulunması nedeniyle stratejik önem taşıyan Şuşa, 8 Mayıs 1992'de Ermenistan güçlerince işgal edilmişti.
Azerbaycan ordusu, Şuşa'yı 8 Kasım 2020'de işgalden kurtarmıştı.