Ürdün, işgal altındaki Filistin topraklarında artan gerilimin önüne geçmek ve Batı Şeria ile olan coğrafi, demografik ve politik bağları hasebiyle buradaki etkinliğini kaybetmemek için 26 Şubat Pazar günü, ülkenin güneyindeki Akabe kentinde Mısır ve ABD'nin de katıldığı bir toplantıda, İsrail ile Filistin'i bir araya getirdi.
Toplantıda mart ayında Mısır'ın Şarm eş-Şeyh kentinde yeniden bir araya gelme konusunda anlaşmaya varıldı.
Geçen yıl İsrail, ABD, Mısır, Fas, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn dışişleri bakanlarının katılımıyla düzenlenen Necef Zirvesi'nin ardından da tarafların bu yıl mart ayında Fas'ın başkenti Rabat'ta tekrar bir araya geleceği (2. Necef Zirvesi) açıklanmıştı.
Ürdün, Filistin'in yokluğunu gerekçe göstererek Necef Zirvesi'ne katılmamış ve Ürdün ile Filistin'in kaderinin ortak olduğu mesajı vermişti.
Akabe Toplantısı ve geçen yılki Necef Zirvesi'nde alınan kararlar doğrultusunda, mart ayında biri Mısır'da diğeri Fas'ta olmak üzere 2 toplantı yapılması planlanıyor.
Akabe Toplantısı'na katılan ve Mısır'da gerçekleşmesi planlanan 2. Akabe Toplantısı'na katılmayı da kabul eden Ürdün ve Filistin'in, İsrail'in Akabe Toplantısı'na dair olumsuz tutumlarına rağmen 2. Necef Zirvesi'ne katılacakları öngörülüyor.
- TOPLANTILARDA SOMUT SONUÇLAR ELDE EDİLMESİ ZOR
El-Haşimi Üniversitesi'nden Uluslararası İlişkiler Profesörü Cemal eş-Şelebi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Ürdün'ün Akabe Toplantısı'na ev sahipliği yaparak, bu ay Rabat'ta düzenlenmesi planlanan 2. Necef Zirvesi'ne katılmanın hazırlığını yapmış olduğunu düşünüyorum." dedi.
Ürdün'ün İsrail'le ilgili "barışın ancak iki devletli çözümle tesis edileceği" şeklinde çerçevesi bariz hatlarla çizilmiş bir strateji izlediğini kaydeden Şelebi, "Fas'taki toplantı, Ürdün'ün izlediği stratejinin küçük bir parçası. Ürdün, bu toplantıya katılacak olursa bazı şartları olur çünkü Filistin meselesinde merkezi bir rol oynuyor." değerlendirmesinde bulundu.
İsrail'in, bazı Arap ülkelerini, barış görüşmelerine dahil ederek vakit kazanmaya çalıştığına işaret eden Şelebi, 2. Necef Zirvesi'nin, sahada somut sonuçlar doğurmasının olası olmadığı görüşünü savundu.
İsrail'de hükümetin 2 yıl içinde 6 defa değiştiğini ve halihazırdaki aşırı sağcı hükümetin Filistinlilere karşı şiddet eylemlerini artırdığını kaydeden Şelebi, mevcut durumda değişen birşey olmayacağını dile getirdi.
- AKABE TOPLANTISI, ÜRDÜN ÜZERİNDE BASKI OLUŞTURDU
Ürdün Alman Üniversitesi Siyasi Bilimler Profesörü Bedr Madi ise Akabe Toplantısı'nın Necef toplantıları için önemli bir girizgah olabileceğini belirtti.
Madi, "Aslında İsrail'in, Ürdün'ün Necef Zirvesi'ne katılmasını haklı çıkaracak bir şeyler yapması umut ediliyordu. Ancak İsrail, bölgede adil barış isteyen müttefiklerini zora sokacak dolambaçlı yollar izliyor." dedi.
"Akabe toplantısı, son yıllarda iç sorunlarla boğuşan ve aslında halk nezdindeki popülaritesini kaybeden Filistin yönetiminin imajını tazeleme, ona oksijen takviyesi yapma ve İsraillilerden bir şeyler koparabildiğini gösterme çabasıydı. Ancak İsrail'den toplantının hemen akabinde gelen açıklamalar ve Yahudi yerleşimcilerin Nablus'taki saldırıları Ürdün ve Filistin için aksi sonuçlar doğurdu." diyen Madi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ürdün'ün, 2. Necef Toplantısı'na katılmama gibi bir şansı yok. Çünkü Akabe Toplantısı, İsrail ile normalleşme sürecine giren bazı ülkelerin dayattığı yoldan gitmek istemeyen tek bölge ülkesi olan Ürdün üzerinde büyük bir baskı oluşturdu. Bu durum, İsrail'in birinci ve baş destekçisi olan ABD'den büyük mali yardımlar alan Ürdün'ü zor durumda bırakıyor."
- ÜRDÜN'ÜN NECEF'E KATILMAMA GİBİ BİR LÜKSÜ YOK
İsrail'in kendisini hakim güç olarak görmesi ve müzakere masalarında kozlarını istediği gibi oynayacağını düşünmesi nedeniyle bu türden toplantıların Filistinliler ve hatta bölge için önemli sonuçlar doğurmayacağını kaydeden Madi, "Bölgede, İsrail'e düşmanlık sergilenen bir ortam kalmadı. Bu nedenle İsrail, Filistin yönetimine karşı siyasi, stratejik, güvenlik ve hatta ahlaki yükümlülüklerini yerine getirmeyi ağırdan alacaktır. Bölge ülkeleri kendi iç sorunlarıyla meşgul olduklarından İsrail kendisini bölgedeki siyaset oyununda orkestra şefi gibi görüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Arap ülkelerinin, İsrail'le normalleşmeye girmesi karşısında Ürdün gibi bir ülkenin, Filistin yönetiminden yana sergilediği duruşta çok direnemeyeceğini savunan Madi, "Tüm bu faktörler, Ürdün'ü İsrail'le ilişki kurmaya ve Necef Zirvesi'ne katılmaya zorlayacaktır. Ürdün, İsrail'in uzlaşmaz tavır takındığı bir ortamda, bu toplantıların sonuç getirmeyeceğini biliyor. Ürdün'ün Necef'e katılmama gibi bir lüksü yok ve ayrıca güvenliğiyle ilgili meselelerde başkalarının söz sahibi olmaması için bu toplantının başlıca paydaşlarından biri olması muhtemel." dedi.
- AKABE, NECEF'E GİDEN YOL OLABİLİR
Siyasi analist Amir es-Sebayile ise Filistin yönetiminin, güvenlikle ilgili düzenlemelerin ele alındığı bir toplantıya katılmasının, siyasi bir dönüşüme ve Necef Toplantısı'na katılmasına zemin hazırlayabileceğini söyledi.
Sebayile, "Filistinlilerin Akabe'ye katılması Necef'e katılımlarına zemin hazırlayabilir. Bu durumda, Ürdün'ün toplantıya katılmamak için bir bahanesi kalmaz. Güvenlikle başlayan toplantılar siyasi toplantılarla sonuçlanabilir." dedi.