12 Aralık 2024 Perşembe / 11 CemaziyelAhir 1446

Dr. Milletvekilinden Temiz Gediz Projesi

Yıllardır gündeme gelen ancak bir türlü çözüm üretilemeyen Gediz havzasının kirliliğine Ak Parti Manisa milletvekili Dr. Muzaffer Yurttaş’tan çözüm önerisi geldi. Milletvekili Yurttaş, yaptığı açıklamada; “Gediz Havzası’nın Batı Anadolu’nun önemli havzalarından biri olması nedeniyle havzanın korunmasında tüm kurum ve kuruluşların üstüne düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekir. Yani herkesin elini taşın altına koyması ve aynı sorumluluk ile hareket etmesi gerekir” diyerek çözüm önerilerini sıraladı.

İZMİR/STAR26 Eylül 2013 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Dr. Milletvekilinden Temiz Gediz Projesi
‘Temiz Gediz İçin El Ele’ kampanyası başlatan Yurttaş, Gediz konusunda herkesi duyarlı olmaya davet etti. Herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini de vurgulayan Yurtttaş, Gediz’i temiz bırakma sorumluluğunu hatırlatarak, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Herkesin elini taşın altına koyması ve aynı sorumluluk ile hareket etmesi gerekir. Herkes “bu benim işim” diye düşünmelidir. Gediz nehrinin temiz akmasının hepimizin sorumluluğundadır. En verimli topraklara sahip olan Gediz Ovası bizim için altın değerindedir ve bu ovayı gelecek nesillere en güzel ve verimli şekilde teslim etmek, geleceğe bırakabileceğimiz önemli bir miras olacaktır. Gediz Havzasında tespit edilen kirlilik kaynaklarının daha detaylı incelenmesi, özellikle mevcut durumda meydana gelen kirliliğin önlenmesi için gerekli tedbirleri almak, kısa orta ve uzun vadede kirliliğin azaltılmasına yönelik önlemlerin belirlenmesi amacıyla Gediz Havzası Koruma Eylem Planı geliştirildi. Tüm hemşehrilerimizi bu konuda duyarlı olmaya ve sahip çıkmaya çağırıyorum”

Milletvekili Yurttaş, temiz bir Gediz için yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:
-Gediz Nehrinin temizlenmesi amacıyla resmi kurum ve belediyeler ile gönüllü dernek ve kişilerden oluşan bir “Gediz İzleme Komitesi” kurularak bağımsız olarak çalışması sağlanmalı ve düzenli olarak toplanan komitenin raporları ilgili kuruluşlara iletilmeli.
-Havzada atık-su arıtma tesisi bulunmayan birçok belediye bulunmakta ve bu belediyelerin Çevre Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’ na göre suç işlemektedirler. Belediyeler altyapı yatırımlarına yeterli ve gerekli önemi göstermeleri gerekir. Görevlerini yerine getirmeyen kurumlara, çevreyi ve nehri kirleten kuruluşlara gerekli uyarılara rağmen gereğini yerine getirmedikleri takdirde cezai işlemler yapılmalı. Tüm belediyeler katı atık bertaraf ve geri dönüşüm tesisleri ve atık-su arıtma tesislerini en kısa sürede kurmalı, eski tesisler modernize edilmeli ve tesisler düzenli çalışmalı.
-Organize Sanayi Bölgeleri, bölgede çalışan tesislere gerekli filtre ve arıtma tesislerinin kurulması ve çalışmasının denetlenmesi konusunda gerekli çalışmaları yapmalı. OSB'ler üyelerinin çevre kirliliği konusunda eğitimlerine katkıda bulunmalı.
-Atık-su arıtma tesisleri ile sanayi baca filtrelerinin çalışıp çalışmadığı, gece ve gündüz değişik saatlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından düzenli olarak kontrol edilmeli, kurallara uymayanlar hakkında gerekli cezai işlemler yapılmalı.
-Belediyeler kanalizasyon şebekelerini rehabilite ederek atık su ve yağmur suyunun ayrık şekilde şebekede toplamalı.
-Köyler ve beldeler ortak atık-su arıtma tesislerini kurmadan kesinlikle kanalizasyon şebekesi kurmamalı ve kanalizasyonların dere ve nehirlere karışması engellenmeli.
-Zirai ilaç ambalaj atıklarının yakılması veya gelişigüzel doğaya terk edilmesi önemli ölçüde toprak, su ve hava kirliliğine neden olmakta, beslenme zinciri yoluyla canlılarda toplu ölümlere yol açmakta, toplum sağlığını tehdit etmektedir. Ziraat Odaları, İl ve İlçe Tarım Müdürlükleri, zirai mücadele ilaç satıcıları, çevreci dernekler, basın kuruluşları, Devlet Su İşleri yetkilileri, sulama birlikleri, Organize Sanayi Bölgesi yetkilileri, Tariş Üzüm Birliği, Tarım Kredi Kooperatifleri el birliği ile ziraai mücadele ilaç ambalajlarının toplanması, imhası ve geri dönüşümü hakkında üreticileri bilgilendirmeli ve ortak bir çalışma ile bu sorunu çözmelidirler. Odalar bu konuda projeler oluşturarak hayata geçirmelidir. Bu proje tüm Türkiye’ye yaygınlaştırılarak uygulanmalı.
-Sulama göleti ve sulama barajı projeleri yeraltı sularını besleyip, erozyonu önlemeye katkıda bulunduğu için bu projeler bir an önce hayata geçirilmelidir. Yeraltı sularının israfı önlenmeli, vahşi sulama yerine damlama sulama yönteminin yaygınlaşması sağlanmalı.
-Dere ıslahı, nehir yatağının genişletilmesi, nehrin mekanik ve fiziki temizliğinin yapılması, nehir içinde oluşan adacıkların ortadan kaldırılması gereklidir. Nehrin her iki yanına arazi yolları yapılarak her yıl düzenli olarak nehir yatağının temizlenmesi sağlanmalı.
-Zeytincilik tesislerinin bulunduğu bölgelerde ayrı bir arıtma yöntemi kullanılmalı ve asla karasu nehirlere akıtılmamalıdır. Karasuyun bertaraf edilmesi buharlaştırma v.b yöntemlerle yapılmalı.
-Akılcı tarım uygulamaları ile çiftçiler eğitilmeli, gübre kullanımı azaltılmalı ve organik gübrelerin teşvik edilmesi sağlanmalıdır. Zirai ilaç bayileri, gübre ve ilaç verirken üreticileri bilgilendirmeli.
-Ağaçlandırma çalışmalarına hız verilmeli, erozyon ile mücadele her yönüyle bilimsel olarak yapılmalıdır. Bataklıklar kurutulmalı.
-Mevcut maden işletmeleri ile bundan sonra kurulacak maden işletme tesislerinin çevre duyarlılığı açısından değerlendirilmeli ve çevreye zararlı olduğu tespit edilen tesislerin çalışmaları sistem düzeltilene kadar durdurulmalı.
-Akarsular, göletler ve barajların kirlilik ölçümleri düzenli olarak yapılmalı ve eğer suda kirlenmede artış saptanırsa derhal neden araştırmasına gidilerek çözüm yolları uygulanmalı.
-Akarsu ve göletlerin yakınına kurulmuş işletme ve barınaklar yakından izlenmeli, kirletenler ortadan kaldırılmalı ve su kaynaklarına çok yakın bölgede yeni barınak ve işletmelere asla izin verilmemeli.
-Ölü hayvan, kan ve diğer canlı atıkları toprakta gömülerek yok edilmeli asla su kaynaklarına atılmamalı.
-Sentetik deterjan kullanımının azaltılması, evsel atık yağların ayrı olarak toplanması, tıbbi atıkların düzenli olarak toplanması ve bertaraf edilmesi gibi önlemler ayrıca alınmalı.
-Tüm okullarda “Gediz Koruma Eylem Planı” ve bu konuda toplumsal bilincin oluşmasına yönelik ek dersler okutulmalı, seminer, panel ve çalıştaylar düzenlenerek halkın bilinçlenmesi sağlanmalıdır. Basın aracılığı ile konu sık sık gündeme getirilmeli, televizyon ve radyolarda konu tartışılmalıdır. Bu konuda okullarda şiir, kompozisyon yarışmaları düzenlenmeli. Ayrıca bu konuda yeni sivil toplum kuruluşları kurularak, ilgili dernekler zaman zaman bir araya gelerek konu tartışılmalı ve beyin fırtınası yöntemi ile öneriler alınmalıdır. Bilinçli su kullanımı ve su israfının önlenmesi konuları da okullarda öğrencilere öğretilmeli.
-“Temiz Gediz” konulu bir internet sitesi ve Sosyal Medyada sayfalar açılarak özellikle burada gençlerin önerilerine yer verilmelidir. Gediz Nehri’nde kirliliğe neden olan kurum ve kişileri önlemeye yönelik olarak bir telefon hattı ihdas edilerek halkın ihlalleri anında bildirimi ve önlem alınması sağlanmalı.
-Gediz Nehrinde kirliliğe neden olan eşya ve cisimler çıkartılarak sergilenmeli, “Temiz Gediz” konulu fotoğraf yarışmaları ve sergiler düzenlenmeli.