Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dilek Kaya, doktora öğrencisi Ezgi Albayrakoğlu ile birlikte, unutulan kent sinemalarını hatırlatmak, Türkiye sinema tarihine olduğu kadar sosyokültürel tarihimize ve toplumsal hafızamıza da katkı sağlamak için bir araştırma projesi gerçekleştirdi.
Doç. Dr. Kaya ve Albayrakoğlu, 1953 yılından 1988’e dek Türkiye’de sinemanın en canlı dönemlerine tanıklık etmiş, İzmir’in en büyük, en popüler ve kısmen açılır-kapanır tavanıyla belki de dünyanın en ilginç sinema salonlarından olan Yıldız Sineması özelinde, İzmir sinemaları ve İzmir’de sinemaya gitme kültürünü tarihsel olarak yeniden inşa etmeye çalıştı. Proje, Yaşar Üniversitesi tarafından da ‘Bilimsel Araştırma Projesi’ kapsamında desteklendi.
İZMİR’İN KAYIP SİNEMALARI
İzmir’in kayıp sinemaları üzerine olan eleştirilerin ve tartışmaların nostaljik bir yakınmanın ötesine geçemediğini belirten Doç. Dr. Dilek Kaya, araştırmanın esas motivasyonunu ise, “Eski sinema salonlarının artık olmayışı, sadece bu coğrafyaya özgü değil. Değişim her yerde var. Bu coğrafyanın esas sorunu, unutmaya razı olmak ve hatırlamak için fazla emek sarf etmemek. Kayıp geçmiş karşısında sızlanmaktan öte yapabileceğimiz şeyler var. En azından, biz akademisyenler; araştırabiliriz, belgeleyebiliriz, maddeten kaybolanı söylemsel olarak yeniden kurabilir ve hatırlanır hale getirebiliriz. Türkiye sinema tarihine olduğu kadar sosyokültürel tarihimize ve toplumsal hafızamıza da özgün bir katkı sağlamayı amaçladık” diyerek anlattı.
60 SİNEMA VARDI
İzmir’in 20. yüzyılın başlarından 1980’li yılların sonlarına dek, çok sayıda kapalı ve yazlık sinemalarıyla canlı bir sinema kültürüne ev sahipliği yaptığını belirten Doç. Dr. Dilek Kaya, “Türkiye’de, özellikle 1950’li yıllardan itibaren, sinemanın endüstrileşmeye başlayıp sinema salonlarının Anadolu’nun içlerine kadar yayılmasına paralel olarak, diğer şehirlerde olduğu gibi İzmir’de de sinema salonları hızla artmış. Örneğin, 1948’de kentte toplam 5 bin 600 koltuk kapasiteli 8 kapalı sinema salonu bulunurken bu sayının 1960’lı yıllar itibariyle 60’ın üzerine çıktığı ve sadece Basmane semtindeki Yıldız Sineması’nın bin 800 koltuk kapasitesine sahip olduğu biliniyor” dedi.
Kaya, “Kayıp bir tarihe ışık tutmak, gelecek nesillere yazılı ve görüntülü bilimsel kaynaklar bırakmak istedik. 35 yılı kapsayan detaylı bir gazete taramasının yanı sıra sinemanın sahiplerinden gişe memurlarına, makinistlerinden yer göstericilerine eski Yıldız Sineması çalışanlarıyla ve çok sayıda eski sinema seyircisiyle derinlemesine görüşmeler gerçekleştirdik” diye konuştu.
Araştırma sırasında, Yıldız Sinemasının eski çalışanların hayat hikayelerine de tanıklık ettiklerini belirten Doç. Dr. Dilek Kaya, “Osman Işıkalp ile tanıştık. Sinemanın eski müdürü Oğuz Işıkalp’in oğlu, çocukluğu sinemada geçmiş. Annesi Ülfet Işıkalp da sinemada gişe memuruymuş. Annesi ve babası sinemada tanışıp evlenmiş. Yine gişe memuru Nadide Özdemir ile makinist Ferruh Özdemir de sinemada çalışırken tanışıp evlenmişler. Sinema aynı zamanda onların ailesi olmuş” diye konuştu.