İzmir Üniversitesi Tıp Fakültesi, Türkiye'deki kadavra yetersizliği sorununu Almanya'dan temin edilen "Plastine Kadavra" ile aştı. Dokulardan uzaklaştırılan yağ ve suyun yerine silikon ve benzeri maddelerin geçirilmesi ile hazırlanan ve böylece uzun yıllar kullanılabilen 'plastine' kadavralar, yüksek maliyetleri nedeniyle Türkiye'de yalnızca birkaç tıp fakültesinde eğitim amaçlı kullanılıyor. İzmir Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi laboratuvarında bulunan çok sayıda makete ek olarak bu yıl üzerinde eğitime başlanacak olan 'plastine' kadavraların öğrencilerin derse olan ilgilerini arttırdığını ifade eden Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Gökşin Nilüfer Yonguç, "Medical Park İzmir Hastanesi tarafından yapılan bu yatırımla Tıp Fakültesi öğrencileri başta olmak üzere Hemşirelik ile Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümü öğrencileri, anatomik yapıları detaylı olarak inceleme şansı elde edecek" diye konuştu.
Birisi ikiye ayrılmış bir erkek kadavra, diğeri kadın pelvis spesimeni olmak üzere iki 'plastine' kadavranın özelliklerinden bahseden Yrd. Doç. Dr. Yonguç, "İlk olarak 1978 yılında Prof. Dr. Gunther von Hagens tarafından uygulanmaya başlayan ve geliştirilen 'plastinasyon' yöntemi son yıllarda ülkemizde de birkaç tıp fakültesinde uygulanmaya başlamıştır. Bu yöntemde, dokulardan yağ ve su uzaklaştırılarak yerlerine slikon gibi maddeler geçirilir. Bu şekilde hazırlanan 'plastine' kadavralar çok maliyetli olmakla birlikte, kokusuz, dayanıklı ve uzun süre kullanılabilmeleri nedeniyle tercih edilmektedirler. Ayrıca konvansiyonel yöntemlerle hazırlanan kadavraların korunmasında kullanılan formaldehitin neden olduğu zararlı (toksik) etkilere yol açmamaktadır" dedi.
İzmir Üniversitesi Tıp Fakültesi Medical Park İzmir Hastanesi olarak geleceğin hekimlerini yetiştirmek amacıyla öğrencilerine eksiksiz bir eğitim vermeye çalıştıklarını dile getiren Yrd. Doç. Dr. Yonguç, 'plastine' kadavra ile eğitimin öğrencilerin motivasyonunu arttırdığını da sözlerine ekledi.