15 Aralık 2024 Pazar / 14 CemaziyelAhir 1446

Yorgunluğunuzla Vedalaşın

Şifa Üniversitesi Bornova Eğitim Araştırma Hastanesi Ağrı Kliniği ve Ozon Terapi Merkezi Sorumlusu Yrd. Doç. Dr. Uğur Özdemir, ağrı tedavisinde ozon terapisi ile çok başarılı sonuçlar elde ettiklerini söyledi. Özdemir, kronik yorgunluklarda, eklem ve genel vücut ağrılarında, iyileşmeyen yaralarda sıklıkla ozon terapisini tercih ettiklerini söyledi.

İZMİR/STAR7 Eylül 2013 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Yorgunluğunuzla Vedalaşın
Türkiye'deki sayılı ağrı tedavi ve ozon terapi merkezlerinden bir tanesi de Şifa Üniversitesi Bornova Eğitim Araştırma Hastanesi'nde hizmet veriyor. Yaklaşık 7 ay önce açılan Ağrı Tedavi ve Ozon Terapi Merkezi, elde ettiği olumlu sonuçlarla dikkat çekiyor. Yrd. Doç. Dr. Uğur Özdemir, daha çok ağrılarına çözüm bulamamış hastaların kliniklerine geldiğini belirterek, "Bizim tedavi ettiğimiz hastalar genelde diğer polikliniklerde tedavi edilmeye çalışılmış, tanıları konulmaya çalışılmış veya konulmuş fakat ağrıları geçmeyen kişilerden oluşuyor. Özel yöntemlerimiz var, invaziv diye tabir ettiğimiz minimal girişimsel işlemlerimiz var. Aslında birçok yöntemi kullanıyoruz. Mesela radyo frekans dalgaları ile ısı üreterek, sinirler üzerinde ve başka dokular üzerinde işlem yapabiliyoruz. Lazer kullanarak yine aynı şekilde birçok doku üzerinde işlem yapabiliyoruz. Özellikle ozon terapisinden söz etmemiz gerekiyor, çünkü çok yüz güldüren sonuçlar elde ediyoruz" şeklinde konuştu.

YÜZYILIN HASTALIĞINA KARŞI OZON
Özellikle eklem ve genel vücut ağrılarda, belli enfeksiyonlara bağlı oluşan ve iyileşmeyen yaralar ile şeker hastalıklarına ve damar yetmezliğine bağlı oluşan yaralarda çok ciddi sonuçlar elde ettiklerini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Uğur Özdemir, ozon terapisi ile başarılı sonuçlar elde ettikleri bir diğer rahatsızlığı ise şöyle anlattı: "Özellikle içinde bulunduğumuz yüzyılın en çok görülen rahatsızlıklarından birisi olan kronik yorgunluk sendromu tedavisinde çok iyi sonuçlar alıyoruz. Fibromiyalji dediğimiz kas romatizması rahatsızlığı olan kişiler genelde sabahları çok yorgun ve dinlenmemiş şekilde uyanırlar. Gün içinde belki öğlene kadar bir şekilde bu yorgunluğu ile dolaşıp daha sonra öğlen vaktinde anca kendine gelip, hayata veya işe dönebilen hastalarda görülen bir rahatsızlık. Bu hastalar her sabah çok yorgun kalkarlar. Bu hastalar soğukta, bazı mevsim geçişlerinde, herhangi bir üzüntü ve stres yaşadıklarında kendilerini çok yorgun hissederler ve artık gerçekten yaşamdan zevk almaz hale gelirler. Çevrelerindeki insanlar da bu kişilerin bu kadar çok uyuyup dinlenmesine rağmen yorgun olmasına inanamazlar."

5-6 SEANSTA UYKU DÜZENİ YAKALANIYOR
Kronik yorgunluğun kişilerin iş ve sosyal hayatlarını ciddi şekilde etkilediğini de belirten Özdemir, "Kronik yorgunluk kesinlikle çok önemli ve özellikle bayan hastalarda görülüyor. 5 - 6 seanslık ozon terapisinden sonra sonuç alıyoruz. Toplamda da 12 seans uyguluyoruz. Öncelikle hastaların uyku düzenleri değişiyor, artık daha kaliteli uyuyup, daha dinç kalkabiliyorlar" dedi.