19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Çapa Bilim Koleji Eğitim Kurumları eğitim sektöründe adından söz ettirmeye devam ediyor

“Geleceği şekillendiren sen ol” vizyonuyla 2012 yılında eğitim-öğretim yolculuğuna başlayan Çapa Bilim Koleji Eğitim Kurumları, İstanbul’un iki yakası ve Ankara’daki kampüsleriyle geleceği şekillendiren bireyler yetiştirmek adına var gücüyle çalışarak eğitim sektöründe adından söz ettirmeye devam ediyor.

20 Mart 2019 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Çapa Bilim Koleji Eğitim Kurumları eğitim sektöründe adından söz ettirmeye devam ediyor
Çapa Bilim Koleji Eğitim Kurumları Kurucu Başkanı Maksut Konyar ile eğitime bakış açıları ve eğitim kurumlarının geleceği hakkında konuştuk.
 
Çapa Bilim Koleji ne zaman ve nasıl kuruldu?
Değişen ve gelişen dünyada birey davranışlarındaki değişiklikleri kalıcı hale getirebilmek, gelişmelere ayak uydurabilen, çağın beklentilerine cevap verebilen, araştıran, sorgulayan ve kendini gerçek manada keşfeden, özgüven duygusu gelişmiş bireyler yetiştirmek, ancak eğitimle mümkün olabilmektedir. Biz de eğitimin bu dönüştürücü ve geliştirici etkisinin farkında olarak 2012 yılında ‘Çapa Bilim Koleji Eğitim Kurumları’mızın temelini attık. İlk kurumumuzu İstanbul’un tarihi semtlerinden Çapa’da kurduk. Eğitim felsefemizin ana teması ‘bilim’ ile kurulduğumuz güzide semtin ismi birleştiğinde kurumumuzun ismi de ortaya çıktı. 
 
Eğitim vizyonunuzdan ve eğitime bakış açınızdan bahseder misiniz?
Biz Çapa Bilim koleji olarak, sadece 21. Yüzyıl becerilerine sahip çocukların geleceği şekillendirecek güce sahip olacaklarına inanıyoruz. Bu düşünceyle tamamen keşfetmeye, öğrenmeye ve tecrübe etmeye dayalı bir eğitim programı uyguluyoruz.  Ancak bilgiye ve öğrenmeye tutkulu, kendisini sürekli geliştirmeyi bilen, insanlık ve insanlar için değer yaratmayı öncelik edinmiş, dünyayı anlayan, ufukların ardını gören, hayata ulaşabilen kişilerin geleceği şekillendirmeye öncülük edeceğine inanıyoruz. Yaşayarak öğrenme modeli üzerine kurduğumuz “Keşfet, Öğren, Tecrübe Et, Uygula” sistemimizle, hayatın sunmasını beklemeyip keşfeden, her şeyi bildiğini düşünen değil öğrenen, dünyayı anlamak için yerinde duran değil tecrübe eden, bilgiye sahip olduğu yanılgısına sahip değil uygulayan bireyler olmasını sağlıyoruz. 
 
Eğitim modelinizden ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Eğitimde asgari hedefimiz; öğrencilerimizin dünyadaki sosyal ve ekonomik gelişmişliğini tamamlamış, her alanda ileri ülkelerde yaşayan akranlarıyla eşit koşullarda olmasını sağlamaktır. İlim irfan sahibi, bilgili ve ileride yapacağı mesleği tanıyarak, bilinçli bir tercihle mesleklerini evrensel düzeyde severek yapacak iyi birer insan olacak bir şekilde öğrencilerimizi yetiştirmek tek gayemizdir. Bu donanımla “Geleceği Şekillendiren Sen Ol” temasıyla gelecek nesil genç kuşağın tüm evrensel değerler silsilesiyle birlikte milli ve manevi öz değerlerini benimseyip, özümsemesi için tüm gayretimizle eğitim öğretimimize devam ediyoruz.
 
Belirlediğimiz bu hedeflerimize ulaşabilmek için kurumsallaşmaya önem veriyor ve eğitim programlarımızı uluslararası ölçekte belirliyoruz. Bu amaçla ilköğretimde uluslararası geçerliği olan PYP (İlk yıllar eğitim programı) uygulamayı hedefliyor ve çalışmalarımızı bu doğrultuda yürütüyoruz. Ortaöğretimde ise yine her öğrencinin gerekli şartlar oluşturulursa mutlaka öğrenme sürecini gerçekleştireceğini kabul eden, ünlü eğitim felsefecisi Benjamin Bloom’un “Tam Öğrenme” modelini kurumlarımızda hayata geçirmiş durumdayız. 
 
Öğrencilerimize dünyada yaygın kullanılan ve uluslararası geçerliliği olan en az iki yabancı dili iyi düzeyde konuşma ve yazmanın yanı sıra bu yabancı dillerle mesleklerini yapabilecek düzeyde kendilerini her alanda ifade edebilmelerini kendimize öncelikli hedef olarak belirledik.
 
Eğitimde temel felsefemiz, çocuklarımızı ideolojik ve dogmatik saplantılardan uzak tutmaktır.  
Çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre sorgulayan, düşünen, muhakeme yeteneği gelişmiş, analitik analiz ve sentez yapabilen, 21. yüzyılın beceri ve kazanımlarına sahip, dünya insanı yetiştirme bilinci ve sorumluluğundayız. Öğrencilerimizi hümanist, çevreye duyarlı, hak, hukuk ve adalet duyguları gelişmiş, duygudaşlık kurabilen, sosyal bir kişiliğe büründürmeliyiz. Bilişim ve teknoloji trendlerini takip eden, teknolojik argümanları amaca uygun bir şekilde bilgiye ulaşmada kullanabilen ve sorun çözme mantığı gelişmiş insanlar yetiştirerek toplumsal sürdürülebilirliğimizi mümkün kılacağız.
 
Elde edilen başarılar hakkında neler söylersiniz?
2016-2017 ve 2017-2018 eğitim-öğretim yılında öğrencilerimiz akademik anlamda oldukça yüksek başarılara imza attılar. 2 yıl önce uygulanan TEOG’da ve geçtiğimiz yıl uygulamaya konan LGS sınavında gurur duyacağımız sonuçlar elde ettik. Örneğin TEOG sınavına katılan her 4 öğrencimizden 1’i soruların tamamını doğru yapmayı başarmıştır. Yine LGS sınavında her 10 öğrencimizden 2’si binde 1’lik başarı elde ederek dereceye girmişlerdir. Mezun ettiğimiz öğrenciler Kabataş, Çapa Fen, Pertevniyal, Cağaloğlu Anadolu Lisesi gibi önemli okullara yerleşmeyi başarmışlardır. Lise son sınıf öğrencilerimiz de önemli üniversitelerin tıp, hukuk, mühendislik ve eğitim fakülteleri gibi yüksek başarı isteyen bölümlerine girmeye hak kazanmışlardır.
Bu yıl yaptığımız Türkiye Geneli Deneme sınavlarında da okulumuz 2400 okul arasında 46. olarak,  öğrencilerimiz de 7 kez birincilik alarak bu yılki merkezi sınavlarda da göğsümüzü kabartacaklarının sinyallerini vermişlerdir. 
 
Akademik çalışmalar dışında neler yapıyorsunuz?
Biz eğitime bir bütün olarak bakıyoruz. Eğitim hayatın tamamı demektir. Bu yüzden okullarımızda akademik çalışmalara verdiğimiz önem kadar sportif, sanatsal ve kültürel çalışmalara da önem veriyoruz. Resim, müzik ve spor alanında öğrencilerimizi donatıyor, ulusal ve uluslararası ölçekte yarışmalara hazırlanıyor ve önemli başarılara imza atıyoruz. 
 
Dönem başında uyguladığımız fiziksel yeterlilik testleriyle de öğrencilerimizi aileleriyle de görüşerek başarılı olabilecekleri sportif alanlara yönlendiriyoruz. Bu yıl öğrencilerimiz, okçuluk, yüzme, jimnastik ve karate gibi alanlarda önemli başarılara imza atarak bizleri gururlandırdılar. Öğrencilerimizden milli karateci Enes Özdemir 2 kez dünya, 2 kez de Avrupa şampiyonu olarak sadece bizlerin değil, ülkemizin de gururu olmayı başarmıştır. 
Ayrıca bilim şenlikleri ve festivaller düzenleyerek hem eğitim-öğretim ortamını canlı tutmayı hedefliyor, hem de öğrencilerimizin projeler üreterek, keşfederek öğrenmelerini sağlıyoruz. Örneğin öğrencilerimiz Teknofest etkinlikleri çerçevesinde geliştirdikleri “Güneş enerjisi ile uçma süresi arttırılan ve afet durumunda ilaç taşıyabilen dron” projesiyle birincilik ödülüne layık görülerek bizleri gururlandırmışlardır. 
 
 
Eğitim kalitenizi nasıl yorumluyorsunuz?
Artık inovasyon çağındayız. Yani hızla gelişen dünyada, toplumsal, kültürel ve ticari alanlarda yeni yöntemlerin kullanılmaya başlandığı bir dönemdeyiz. Önemli ve farklı olansa ulaşılan bilgilerin yeni bilgiye ya da ürüne inovatif bir şekilde dönüşmesi. Yaşadığımız internet ve bilgi çağında öğrencilerimizi hızla gelişen ve değişen bu dünyaya hazır hale getirebilmek en önemli misyonumuzdur. Yabancı dil eğitimine verdiğimiz önemle, ülkemizin gerçeği olan ulusal ve uluslararası sınavlara hazırlık çalışmalarımızla, yapay zeka uygulamalarının robotik yazılımlarının ve teknolojik gelişmelerin önem kazandığı bir eğitim sisteminin önemli bir paydaşı olma arzumuzla öne çıktığımızı düşünüyoruz.
 
Özel okulların eğitim sektöründeki payı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Özel okulların eğitim sektöründeki payının artması devletin eğitim yükünü azaltacak ve ülkemizin ekonomisine büyük katkı sağlayacaktır. Bu durum aynı zamanda hem devlet okullarında hem de özel okullarda nitelikli ve kaliteli eğitimin önünü açacaktır. Fakat mevcut durumu göz önüne alacak olursak ülkemizde özel okulların yeterli düzeyde olmadığını da itiraf etmemiz gerekiyor. Fakat küresel anlamda değerlendirdiğimizde ülkemizde özel okulların gelişmiş Avrupa ülkelerinin oldukça gerisinde olduğunu görüyoruz. Türkiye’de eğitimde halen yüzde 8 olan özel sektör payı, son yıllarda görülen artışla OECD ortalaması olan yüzde 15 seviyelerine doğru ilerliyor fakat yüzde 40’larda seyreden gelişmiş Avrupa ülkelerinin de gerisinde kaldığımızı kabullenmemiz gerekiyor.
 
Başarılı öğrencileri destekliyor musunuz?
Biz başarıyı ödüllendiren  ve teşvik eden bir kurumuz. Bu doğrultuda her yıl okul tanıtım günü ve bursluluk sınavı düzenliyoruz. Bu yıl da 2-3 Mart 2019 tarihlerinde tüm kampüslerimizde ortak yapılacak olan bursluluk sınavına 4. sınıftan 11. sınıfa kadar katılacak tüm öğrenciler başarı durumlarına göre %20’den %100’e kadar başarı bursu kazanma haklarına sahip olacaklardır.