16 Ekim 2025 Perşembe / 24 RebiülAhir 1447

2026 yılı bütçesi... Cevdet Yılmaz: Türkiye'nin ekonomik büyüklüğü 77 trilyon liraya ulaşacak

2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi Bilgilendirme Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 'Küresel ölçekteki belirsizlikler, ılımlı küresel büyüme görünümünün etkisiyle Türkiye ekonomisinin 2026 yılında yüzde 3,8 büyümesi beklenmektedir. 2026 yılı için ihracatta kesintisiz artışı sürdürerek 282 milyar dolar tutarındaki ihracat hedefimizi yakalamayı öngörüyoruz. Bu yıla ilişkin milli gelirimizin 62,2 trilyon lira olmasını bekliyoruz. 2026'da ise Türkiye'nin ekonomik büyüklüğü 77 trilyon liraya ulaşacak.' dedi.

AA16 Ekim 2025 Perşembe 10:40 - Güncelleme:
2026 yılı bütçesi... Cevdet Yılmaz: Türkiye'nin ekonomik büyüklüğü 77 trilyon liraya ulaşacak

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Orta Vadeli Program, makroekonomik ve finansal istikrarı güçlendirmeyi, mali disiplini kararlılıkla sürdürmeyi ve enflasyonu kalıcı olarak tek haneye indirerek, fiyat istikrarını sağlamayı amaçlamaktadır." dedi.

Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi Basın Bilgilendirme Toplantısı ve Bütçe Bağlama Töreni'nde konuştu.

2026 yılı Bütçe Kanunu teklifini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunacaklarını belirten Yılmaz, bütçenin ülke ve millet için hayırlara vesile olmasını diledi.

2026-2028 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program'ın Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığınca hazırlandığını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onayıyla 7 Eylül 2025'te yayımlandığını anımsatan Yılmaz, şunları kaydetti:

"Böylece 2026 yılı bütçe süreci başlamıştır. 12. Kalkınma Planı'nda ortaya konulan vizyon doğrultusunda hazırlanan Orta Vadeli Program, makroekonomik ve finansal istikrarı güçlendirmeyi, mali disiplini kararlılıkla sürdürmeyi ve enflasyonu kalıcı olarak tek haneye indirerek, fiyat istikrarını sağlamayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda, ekonomi genelinde üretkenliğin artırılmasını, AR-GE ve yenilikçilik ekosisteminin geliştirilmesini, yeşil ve dijital ekonomiye geçiş sürecinde teknolojik dönüşümün hızlandırılmasını, beşeri sermayenin güçlendirilmesini, iş gücü piyasasının daha etkin bir yapıya kavuşturulmasını hedefliyoruz. Diğer taraftan, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, afetlere dirençliliğin artırılması ve ekonomide kayıt dışılığın azaltılması yoluyla sürdürülebilir büyümenin sağlanması da amaçlarımız arasında yer almaktadır. İlgili paydaşlarla istişare içerisinde ortaya konulan bu hedef ve politikalar, Türkiye'nin küresel ekonomideki rekabet gücünü artırırken, elde edilen refahın toplumun tüm kesimlerine dengeli ve kapsayıcı biçimde yansıtılmasını temin edecektir. Kapsayıcı ve sürdürülebilir kalkınma perspektifi ile hazırlanmış olan 2026 yılı bütçesi tüm bu özellikleri ile 'istikrar ve refah' bütçesidir."

"VERİMLİLİĞİ VE REKABETÇİLİĞİ ARTIRMAYI AMAÇLAYAN BİR BÜTÇE"

Yılmaz, 2026 bütçesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gösterdiği vizyon ve talimatlar doğrultusunda tüm bakanlıklar, bağlı ve ilgili kamu kurum ve kuruluşların katkılarıyla tamamlanıp, TBMM'ye sunulmaya hazır hale getirildiğini belirterek, "2026 yılı bütçesi AK Parti hükümetlerimizin 24'üncü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 8'inci, Türkiye Yüzyılı'nın ise 3'üncü bütçesidir. Bu kadar uzun süre ve kesintisiz bir şekilde bütçe hazırlama imkanı siyasi istikrarın en temel göstergesidir. Son 23 yılda sağladığımız ekonomik ve sosyal başarılarda bu istikrar en temel faktör olmuştur. Bizlere bu yetkiyi veren aziz milletimize şükran duyuyoruz." dedi.

Türkiye'ye yakın bölgede yaşanan jeopolitik gerilimlere ve küresel belirsizliklere rağmen 21. yüzyılı "Türkiye Yüzyılı" yapma hedeflerine ilişkin çalışmaları kararlılıkla sürdürdüklerini vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:

"Güçlü ve müreffeh Türkiye vizyonumuzla insan odaklı bir anlayışla milletimizin ihtiyaçlarını karşılama kapasitemizi sürekli artırıyoruz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde özellikle ulaştırma, enerji, sağlık ve dijitalleşme alanlarında yaptığımız yatırımlarla son 23 yılda ülkemizin fiziki altyapısında büyük ilerlemeler sağladık. Bugünün önceliği ise kamu altyapı yatırımlarını daha etkin hale getirmek ve özel sektör yatırımlarını destekleyecek şekilde üretim ve ticaret altyapısını güçlendirmektir. 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifimiz, kaynak verimliliğini artıran ve çevresel sürdürülebilirliği önceleyen, yeşil ve dijital dönüşüm politikaları ile üretim süreçlerinde verimliliği ve rekabetçiliği bütüncül olarak artırmayı amaçlayan bir bütçedir."

"BÜTÇEMİZ, SOSYAL REFAHI ARTIRAN YAKLAŞIMLA HAZIRLANDI"

"2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifimiz, çiftçisiyle, işçisiyle, esnafıyla, sanayicisiyle, çalışanı ve emeklisiyle, kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla, genciyle, yaşlısıyla ve engellisiyle toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçları ve talepleri gözetilerek hazırlanmış, her kaleminde ülkemizin ve milletimizin gereksinimleri düşünülmüştür" diyen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bütçemiz, kamu hizmetlerinin kaliteli, adil ve kapsayıcı bir şekilde sunulmasını esas alarak, yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen ve sosyal refahı artıran bir yaklaşımla hazırlanmıştır. Depremden etkilenen bölgelerde yeniden yapılanma ve afetlere dirençli şehirler oluşturma, bu bütçede de önceliğimiz olmaya devam edecektir. Maliye politikasını, kamu harcamalarında etkinliği ve verimliliği artırıcı, kamu gelirleri tarafında ise kayıt dışılığı azaltıcı tedbirleri hayata geçirerek, bütçe disiplininden ödün vermeksizin uyguluyoruz."

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye'de dezenflasyon politikalarının uygulandığı bir konjonktürde ekonominin 2024'de yüzde 3,3 oranında büyüme sağladığını belirterek, bu yıl da aynı oranda büyüme öngördüklerini bildirdi.

Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi Basın Bilgilendirme Toplantısı ve Bütçe Bağlama Töreni'nde konuştu.

Dünya ekonomisinde köklü bir dönüşümün yaşandığını belirten Yılmaz, belirsizlikler ve risklerin yükseldiğini söyledi.

Başta ticarette artan korumacılık kaynaklı riskler ile gelişmiş ekonomilerin enflasyonla mücadeleye yönelik uzun süren sıkı politika adımlarının, küresel büyüme ve ticaret hacmi üzerinde baskı oluşturmaya devam ettiğini aktaran Yılmaz, Türkiye'nin bu çok boyutlu tehdit ve belirsizlik ortamına rağmen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde kararlı politika duruşu, güçlü ekonomik temelleri ve uygulama disipliniyle uluslararası arenadaki konumunu güçlendirdiğini söyledi.

Bir yandan küresel ve bölgesel riskleri yönetirken diğer yandan bu yeni ortamın sağladığı fırsatlardan istifade etmeye yönelik politikalar izlediklerini kaydeden Yılmaz, özellikle bu ortamda istikrarlı ve öngörülebilir politikalarla belirsizliği azaltan ülkelerin avantajlı bir konuma sahip olacağını ifade etti.

Türkiye'nin asrın en büyük felaketlerinden birini yaşadığını anımsatan Yılmaz, "Son 3 yılda merkezi yönetim bütçemizden 2025 yılı fiyatlarıyla 90 milyar dolar tutarındaki önemli bir kaynağı depremin yaralarını sarmak üzere tahsis ettik. Buna rağmen uygulamaya koyduğumuz program sayesinde, yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme göstergelerinde olumlu sonuçlar aldık ve 16 yıldır kesintisiz büyüdük." dedi.

Yılmaz, programın kararlılıkla uygulanmasının, Türkiye'nin sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme hedefleri doğrultusunda emin adımlarla ilerlediğinin en somut göstergesi olduğunu vurguladı.

"2026 YILINDA, İŞSİZLİK ORANININ YÜZDE 8,4'E GERİLEMESİ BEKLENMEKTEDİR"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, küresel ölçekte enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan sıkı politikaların, dış talebi zayıflattığını belirterek, şöyle konuştu:

"Ülkemizde dezenflasyon politikalarının uygulandığı bir konjonktürde, ekonomimiz 2024 yılında yüzde 3,3 oranında büyüme sağladı. 2025 yılında da ekonomimizin yine yüzde 3,3 büyümesini öngörüyoruz. 2026 yılında da büyüme kompozisyonunda dengelenen yapının korunmasını hedefliyoruz. Küresel ölçekte süren belirsizlikler ve ılımlı küresel büyüme görünümünün etkisiyle Türkiye ekonomisinin, 2026 yılında yüzde 3,8 oranında büyümesi beklenmektedir. Bu dönemde enflasyondaki düşüşün kalıcı hale gelmesiyle makroekonomik temeller daha da sağlamlaşırken, öngörülebilirlik, yatırımlar ve verimlilik artışları için elverişli ortam daha da güçlendirilecektir. 2024 yılında istihdamımız yaklaşık 988 bin kişi artarken istihdam oranı 1,2 puan yükselmiştir."

Yılmaz, bu dönemde tüm sektörlerde istihdamın arttığını, en çok artışın hizmet sektöründe görüldüğünü belirtti. 2025'te istihdamın görece yatay seyretmesinin öngörüldüğü, iş gücüne katılma oranının ise yüzde 53,7 olarak beklendiğini aktaran Yılmaz, "Bu çerçevede işsizlik oranının yüzde 8,7'den yüzde 8,5'e düşeceği tahmin edilmektedir. 2026 yılında, öngörülen büyüme oranı çerçevesinde işgücüne katılım oranı yüzde 54,4'e yükselirken istihdamın bir önceki yıla göre 730 bin kişi artmasıyla işsizlik oranının yüzde 8,4'e gerilemesi beklenmektedir." diye konuştu.

"2026 YILI İÇİN DE 282 MİLYAR DOLAR TUTARINDAKİ İHRACAT HEDEFİNİ YAKALAMAYI ÖNGÖRÜYORUZ"

Yılmaz, son dönemde, mal ve hizmet ihracatının güçlü bir performans sergilediğini bildirdi.

Türkiye'de ihracatın, küresel ticaretteki zayıf seyir ve belirsizliklere rağmen artışını sürdürdüğünü ve seyahat gelirleri başta olmak üzere hizmet gelirlerinin, cari işlemler dengesine olumlu katkı sağlamaya devam ettiğini aktaran Yılmaz, küresel ticaretin 2025'te tarifelerden ve artan belirsizliklerden kaynaklı kırılganlıklar içermesine rağmen ihracatın, ocak-eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,1 oranında artış kaydettiğini ve yıllıklandırılmış olarak 269,7 milyar dolarla rekor seviyelere yükseldiğinin altını çizdi.

Bu yılın genelinde 273,8 milyar dolarla bir önceki yılın üzerinde bir ihracat performansına ulaşmayı hedeflediklerini belirten Yılmaz, "2026 yılı için de ihracatta kesintisiz artışı sürdürerek 282 milyar dolar tutarındaki ihracat hedefini yakalamayı öngörüyoruz." dedi.

Yılmaz, bu doğrultuda tüm imkan ve gayretleriyle ihracatçılara destek vermeyi sürdürdüklerini, ihracatta ticaret diplomasisi, ürün ve pazar çeşitliliğinin artırılması, markalaşma, yeşil ve dijital dönüşüm ile finansman desteklerini önceliklendirdiklerini söyledi.

Seyahat gelirlerinde ise son 5 yılda hızlı bir artış sağlandığına dikkati çeken Yılmaz, bu eğilimin yukarı yönlü devam ettiğini ve cari işlemler dengesine katkı vermeyi sürdürdüğünü vurguladı.

"ÜLKEMİZ 2024 HAZİRANI'NDAN İTİBAREN BAŞLADIĞI DEZENFLASYON SÜRECİNİ GÜÇLÜ ŞEKİLDE SÜRDÜRMEKTEDİR"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, turizm sektöründe Türkiye'nin yüksek potansiyelinin her geçen yıl daha da etkinleştirilmesiyle, bu yılın sonunda turizm gelirlerinin 64 milyar dolara ulaşmasını, 2026'da ise 68 milyar dolarla yeni bir rekorlar seviyesine yükselmesini öngördüklerini bildirdi.

Dezenflasyon süreci kapsamında uygulanan politikaların da katkısıyla ithalatta ılımlı eğilimin devam ettiğini söyleyen Yılmaz, şunları kaydetti:

"Ayrıca enerji ithalatındaki azalma, cari işlemler dengesine önemli ölçüde katkı sağlamış olup, cari işlemler dengesinde kaydedilen iyileşme, dış finansman ihtiyacını azaltmaktadır. Küresel ölçekte enflasyonun düşüş eğilimi hız kesmiş, hizmet fiyatlarındaki katılık, çekirdek göstergelerdeki iyileşmeyi sınırlandırmaya devam etmiştir. Bu görünüm, dünya genelinde enflasyonist risklerin yukarı yönlü seyrini sürdürmesine neden olmuş, ayrıca son dönemdeki jeopolitik gerilimler, tedarik zincirlerindeki kırılganlıklar ve ticaret politikası belirsizlikleri, birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede para politikası normalleşme sürecini geciktirmiştir. Buna karşın, ülkemiz 2024 yılı Haziran ayından itibaren başladığı dezenflasyon sürecini güçlü ve kararlı bir şekilde sürdürmektedir. 2025 yılı Eylül ayındaki geçici aylık yükselişte belirleyici olan dönemsel etkilerin azalmasını ve enflasyonun ana eğiliminde dezenflasyonun sürmesini bekliyoruz."

"TEK HANELİ ENFLASYON ORANLARINA KALICI BİÇİMDE ULAŞMAK TEMEL HEDEFİMİZ OLMAYA DEVAM EDECEKTİR"

Yılmaz, para ve maliye politikaları ile yapısal dönüşümleri içeren bütüncül program çerçevesinde dezenflasyon sürecini kararlılıkla sürdüreceklerini bildirdi.

Uygulamakta oldukları arz yönlü tedbirlerin de etkisiyle 2026'nın sonunda, tüketici fiyat artışının yüzde 16 oranında gerçekleşmesini beklediklerini aktaran Yılmaz, "Para politikasında korunan sıkı duruş, maliye politikasının tutarlı ve disiplinden taviz vermeyen çerçevesi ile öngörülebilir politika adımlarımızın sağladığı güven ortamı sayesinde, enflasyonla mücadelemiz kararlılıkla devam edecek, fiyat istikrarı sağlanarak tek haneli enflasyon oranlarına kalıcı biçimde ulaşmak temel hedefimiz olmaya devam edecektir." diye konuştu.

Bu dönemde, toplam talep koşullarındaki dengelenmenin enflasyondaki düşüş sürecine katkı verdiği desteğin korunmasının sağlanacağını, arz yönlü politikalarla üretim kapasitesinin güçlendirileceğini belirten Yılmaz, yatırım ortamı iyileştirilerek verimlilik artışının teşvik edileceğini söyledi.

Yılmaz, büyüme kompozisyonu dengeli bir yapıda devam ederken, dezenflasyonla uyumlu, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir ekonomik büyüme patikasında ilerlemenin sağlanacağını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "2025 yılı sonu itibarıyla, milli gelirimizin 62,2 trilyon lira olmasını bekliyoruz. 2026 yılında ise Türkiye'nin ekonomik büyüklüğü 77 trilyon liraya ulaşmış olacaktır." dedi.

Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi Basın Bilgilendirme Toplantısı ve Bütçe Bağlama Töreni'nde yaptığı konuşmada, bütçe kanun tekliflerinin, kamuya ait harcama tavanları ve gelir kalemlerine ilişkin tahminleri içerecek şekilde hazırlandığını belirtti.

Bu yıl ve gelecek yılın toplam milli gelir büyüklüğüne dair hedeflerini aktaran Yılmaz, "2025 yılı sonu itibarıyla, milli gelirimizin 62,2 trilyon lira olmasını bekliyoruz. 2026 yılında ise Türkiye'nin ekonomik büyüklüğü 77 trilyon liraya ulaşmış olacaktır." ifadelerini kullandı.

Yılmaz, bütçe teklifine ilişkin temel rakamları paylaşarak, şunları kaydetti:

"2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi kapsamında, 228 kamu idaresinin bütçesi bulunmaktadır. 2026 yılında bütçe giderlerinin 18 trilyon 929 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 16 trilyon 216 milyar lira olacağını öngörmekteyiz. Gelir Vergisi 3 trilyon 517 milyar lira, Kurumlar Vergisi 1 trilyon 613 milyar lira, Özel Tüketim Vergisi 2 trilyon 532 milyar lira, Katma Değer Vergisi 3 trilyon 993 milyar lira, Diğer Vergi Gelirleri 2 trilyon 128 milyar lira, Vergi Dışı Gelirler ise 2 trilyon 433 milyar liradır."

"AFETLERE KARŞI DİRENÇLİLİĞİN ARTIRILMASI İÇİN 653 MİLYAR LİRA"

Türkiye'de 6 Şubat 2023'te meydana gelen deprem felaketinden etkilenen bölgelerin yeniden imarı ve depremin etkilerinin ortadan kaldırılmasına yönelik harcamalar nedeniyle bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranıyla ilgili verileri paylaşan Yılmaz, "2026 bütçesinde deprem hasarlarının giderilmesi ve afetlere karşı dirençliliğin artırılması için 653 milyar lira tutarında ödenek öngörülmüştür. 2026 yılında bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının ise yüzde 3,5 olarak gerçekleşeceğini tahmin etmekteyiz. Deprem hariç bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının 2026'da yüzde 2,7 seviyesinde gerçekleşeceğini öngörmekteyiz." diye konuştu.

Yılmaz, 2026 bütçe ödeneklerinin ekonomik sınıflandırmaya göre dağılımının, "Personel giderleri 5 trilyon 507 milyar lira, mal ve hizmet alım giderleri 1 trilyon 250 milyar lira, cari transferler 6 trilyon 821 milyar lira, sermaye giderleri 1 trilyon 312 milyar lira, sermaye transferleri 525 milyar lira, borç verme giderleri 397 milyar lira, yedek ödenekler 375 milyar lira, faiz giderleri 2 trilyon 742 milyar lira" olduğunu aktararak, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bütçe teklifine ilişkin detaylı bilgileri paylaşacağını söyledi.

"MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİNDE EN BÜYÜK PAY EĞİTİME"

AK Parti Hükümetleri ve Cumhur İttifakı olarak eğitimi her zaman en öncelikli meseleleri olarak gördüklerini vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:

"Milli Eğitim Bakanlığına 2026 yılı bütçesinde 1 trilyon 944 milyar lira ödenek ayırdık. 2002'de Milli Eğitim Bakanlığında öğretmen sayısı yaklaşık 510 bin kişi iken, 2025 Ekim ayı itibarıyla öğretmen sayımız 1 milyon 35 bin kişiye ulaşmıştır. Artan üniversite ve öğrenci sayısıyla birlikte üniversitelerimize ayırdığımız kaynağı da sürekli artırıyoruz. Yükseköğretim kurumları bütçelerini 2026 yılında 651 milyar liraya çıkarıyoruz. Yükseköğretimi de dahil ettiğimizde eğitim bütçemizi 2026 yılında 2 trilyon 896 milyar liraya yükseltiyoruz. Böylece merkezi yönetim bütçesinden yüzde 15,3 oranıyla en büyük payı yine eğitime ayırıyoruz."

Yılmaz, eğitimle birlikte en fazla önem verdikleri konuların başında sağlığın geldiğini belirterek, "Vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanmasını sağlamak amacıyla merkezi yönetim bütçesinden sağlık hizmetleri için 1 trilyon 594 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Sağlık Bakanlığı ve yükseköğretim kurumları ile Sosyal Güvenlik Kurumundan yapılacak sağlık harcamaları da dikkate alındığında, sağlık alanına ayrılan toplam kaynak 3 trilyon 307 milyar liraya ulaşmaktadır." dedi.

"SAĞLIK PRİMİ GİDERLERİ İÇİN 157 MİLYAR LİRA"

Sosyal yardım ve destekler için 2026 bütçesinde 917 milyar lira kaynak ayırdıklarını ve bu tutarın bütçenin yüzde 4,8'ine denk geldiğini aktaranYılmaz, şunları ifade etti:

"2026'da, ödeme gücü olmayan vatandaşlarımızın sağlık primi giderlerini karşılamak amacıyla 157 milyar lira, 65 yaş üstü yaşlılarımız, bakıma ihtiyacı olan engelli vatandaşlarımız ve yakınlarına bağlanan aylıklar kapsamında 106 milyar lira, sosyal konut finansmanının desteklenmesi amacıyla 100 milyar lira, engelli vatandaşlarımızın evde bakımına destek amacıyla 90 milyar lira, engelli vatandaşlarımızın eğitim desteği için 56 milyar lira, doğum yardımı ödemeleri için 44 milyar lira, ekonomik yoksunluk içinde olan çocuklarımızın aileleri yanında yetişmelerine imkan sağlayan sosyal ve ekonomik destek ödemeleri için 23 milyar lira, engelli eğitim taşıma giderleri için 11 milyar lira, koruyucu aile uygulaması kapsamında yaklaşık 3 milyar lira kaynak ayırdık."

Yılmaz, vatandaşların refahını artırmak üzere bütçede yer alan diğer sosyal destek kaynaklarına da dikkati çekerek, vatandaşların daha ucuz elektrik ve doğal gaz kullanabilmeleri için 2026 yılı bütçesinde 373 milyar lira kaynak öngördüklerini bildirdi.

Halihazırda mesken aboneleri için doğal gazda yüzde 43, elektrikte düşük kademede yüzde 57 oranında

faturalarda devlet desteği uygulandığını anımsatan Yılmaz, 2022 Ocak ayı itibarıyla asgari ücrete kadar tüm ücretleri vergi dışı tuttuklarını, bu imkandan tüm çalışanların yararlandığını söyledi.

Bu kapsamda, vergi istisnası yoluyla 2026'da tüm çalışanların gelirlerine 1 trilyon 92 milyar lira katkı sağladıklarını dile getiren Yılmaz, "Doğal gaz ve elektrikteki devlet destekleri ile asgari ücret tutarına kadar olan tüm ücretlerin vergi dışı tutulmasını da dikkate aldığımızda, sosyal harcamalara ayrılan kaynaklar toplamda 2 trilyon 382 milyar liraya ulaşmaktadır. Bu tutarın bütçemize oranı yüzde 12,6 seviyesindedir." dedi.

"TARIMA 888 MİLYAR LİRA KAYNAK"

Yılmaz, tarıma stratejik bir öncelik verildiğini, bu doğrultuda 2026 yılı bütçesinde 888 milyar lira kaynak tahsis edildiğini belirterek, bu kapsamda, tarım sektörü vergi harcamaları için 262 milyar lira, tarımsal kredi desteği için 220 milyar lira, tarım sektörü yatırım ödenekleri için 190 milyar lira, tarımsal destek programları için 168 milyar lira, tarımsal KİT'lerin finansmanı, müdahale alımları ve ihracat destekleri için 48 milyar lira kaynak ayırıldığını ifade etti.

Reel sektör desteklerinin son iki yıl içinde önemli ölçüde artırıldığını, bunun 2026'da da sürdürüleceğine işaret eden Yılmaz, reel kesim destekleri için bütçeden 713 milyar lira ödenek öngörüldüğünü aktardı.

Yılmaz, bu kapsamda Sosyal Güvenlik Kurumu işveren prim desteği ödemeleri için 283 milyar lira kaynak tahsis edildiğini kaydederek, "Tarımsal krediler sübvansiyon desteği olarak 220 milyar lira, Halk Bankası esnaf kredileri sübvansiyon desteği için 70 milyar lira, ihracat başta olmak üzere diğer reel sektör destekleri için 60 milyar lira, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı teşvik ödemeleri için 50 milyar lira, mesleki eğitim kapsamında ödenen devlet katkısı için 29 milyar lira kaynak ayırdık." diye konuştu.

"SAVUNMA HARCAMALARINA 1 TRİLYON 202 MİLYAR LİRA"

Savunma sanayisinde dışa bağımlılığı asgari seviyeye düşürdüklerinin altını çizen Yılmaz, "Savunma harcamaları için 1 trilyon 202 milyar lira, iç güvenlik harcamaları için 953 milyar lira olmak üzere savunma ve güvenlik sektörü için toplam 2 trilyon 155 milyar lira ödenek öngörüyoruz." dedi.

Yılmaz, mahalli idareleri de güçlendirmeye devam ettiklerini belirterek, şunları ifade etti:

"Büyükşehir ve diğer belediyelerimiz ile il özel idarelerimize ayırdığımız toplam kaynağı 1 trilyon 657 milyar liraya çıkarıyoruz. 2002 yılında bu kaynağın bütçe içerisindeki payı sadece yüzde 4 iken, bu oranı 2026 yılında yüzde 8,8'e yükseltmiş bulunuyoruz. Sulama projelerinden demir yollarına, iltisak hatlarından deniz yolu yatırımlarına kadar pek çok alanda yatırımlarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. 2026 yılı bütçemizde yatırımlara ayırdığımız kaynağı 2 trilyon 7 milyar liraya yükseltiyoruz. Bu tutar, 2026 yılı bütçemizin yüzde 10,6'sına tekabül etmektedir."

İnsan odaklı ve sosyal adaleti gözeten bir anlayışla hazırlanan 2026 yılı bütçesini, Anayasa'da öngörülen süre içerisinde Meclisin takdirlerine sunduklarını hatırlatan Yılmaz, 23 Ekim'de TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'na sunumla bütçe müzakerelerinin başlayacağını bildirdi.

"TÜRKİYE'NİN KÜRESEL ETKİNLİĞİNİ DAHA DA GÜÇLENDİRECEĞİZ"

Bu bütçenin güçlü aile, dijital kalkınma, sosyal adalet ve yeşil dönüşüm ilkeleri etrafında şekillenen Türkiye Yüzyılı vizyonunun somut bir yansıması olduğunu dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:

"2026 yılı bütçemizle eğitimi, sağlığı, enerjiyi, tarımı ve sanayiyi kapsayan bütüncül kalkınma vizyonumuz doğrultusunda, güçlü ve müreffeh Türkiye yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. Dış politikada, milli çıkarlarımızı gözeten, barış ve istikrara katkı sunan dengeli ve vizyoner bir anlayışla Türkiye'nin küresel etkinliğini daha da güçlendireceğiz. Türkiye Yüzyılı'nda ülkemizi en yüksek insani gelişmişlik seviyesine ulaştırdık. Şimdi, yüksek gelir grubundaki hak ettiği yere taşımaya kararlıyız. Ekonomiden eğitime, teknolojiden sosyal politikalara kadar her alanda milletimizin refahını yükseltmek için durmadan gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz. 2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum."

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'ın konuşmasının ardından bütçe bağlama töreni yapıldı.

Programa, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı İsmail İlhan Hatipoğlu, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel, Gelir İdaresi Başkanı Bekir Bayrakdar, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkan Yardımcısı İsa Atçeken ve ilgililer katıldı.

  • cevdet yılmaz
  • bütçe
  • deprem bölgesi

ÖNERİLEN VİDEO

Filipinler'de şiddetli deprem: Anbean kaydedildi

Kapat
Video yükleniyor...