 
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "Bakanlığımız, Deniz Ticaret Odamız, Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği ve Piri Reis Üniversitesi işbirliğiyle önemli bir protokol imzaladık. Bu protokolde üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin denizlerini, göllerini koruyabilmek için, bu manada hem üretimi hem istihdamı hem turizmi arttıracak, denizlerimizi göz bebeğimiz gibi koruyacağımız çok önemli adımlar atıyoruz." dedi.
Bakan Kurum, İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odası (DTO) Meclis Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, odanın ülkenin kalkınması ile denizciliğinin gelişimine yıllardır büyük katkılar sağladığını söyledi.

Türkiye'nin denizcilik alanındaki başarılarını ve hedeflerini daha ileriye taşımak için birlikte hareket ettiğini belirten Kurum, bugün artık denizlerin sadece coğrafyanın sınırlarını değil, geleceğin de rotasını belirlediğini kaydetti.
Mersin Limanı'nda ticaret yapılırken, İzmir Limanı'nda gemiler uğurlanırken, Karadeniz'de doğal gaz aranırken, Sinop'ta balıkçıların ağlarını denize bırakırken Türkiye'nin ekonomik, stratejik ve çevresel gücünün büyüdüğüne dikkati çeken Kurum, "Denizlere sahip olan, geleceğe de sahip olur. Bu yüzden, denizlerimiz stratejik bir hazinedir ve geleceğimizin en büyük güvencesidir." diye konuştu.
Bakan Kurum, üç tarafı denizlerle çevrili ülke olarak, bu bilinçle hareket ettiklerini, denizleri korumayı, geliştirmeyi ve geleceğe en temiz haliyle bırakmayı sorumluluk gördüklerini vurgulayarak, "Geçtiğimiz ay Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna Cumhurbaşkanımızla birlikte katıldık, orada da açıkça ifade ettik. 'Mavi bizim umudumuz, mavi bizim geleceğimizdir.' dedik." ifadelerini kullandı.
Bu kapsamda bugün dünyanın tüm denizlerinin büyük bir tehdit altında olduğunun altını çizen Kurum, şöyle devam etti:

"Biz, bu gerçeğin farkında olarak tek bir an bile durmadan çalışıp bir yandan denizlerimizi temizlerken, diğer yandan Marmara'da müsilajı engellemek adına ileri biyolojik arıtma tesislerinin yapımına her türlü desteği veriyor ve yapmış olduğumuz mutabakatı, buradaki ilgili belediyelerle anbean takip ediyoruz. O gün hep birlikte iyi niyet çerçevesinde imzaladığımız mutabakatta, belediyelerimizin üstüne düşen sorumlulukları harfiyen yerine getirmesi ve Marmara'nın korunması, Marmara'nın geleceğe daha güzel bir şekilde bırakılması anlamında bu adımları atmaları gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyorum."
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum, "Sıfır Atık Mavi Hareketi"nin tüm dünya ülkeleri tarafından benimsendiğini, Türkiye'nin denizlerini korumak ve geleceğe bırakmak için 50 ve 100 yıllık planlar yaptıklarını anlattı.
MAPA-Şamandıra Projesi'nde pilot bölge olarak belirlenen Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde buna başladıklarını aktaran Kurum, "Burada, daha önceki yaptığımız toplantıda aldığımız karar gereği, Bakanlığımız, Deniz Ticaret Odamız, Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği ve Piri Reis Üniversitesi işbirliğiyle önemli bir protokol imzaladık. Bu protokolde üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin denizlerini, göllerini koruyabilmek için, bu manada hem üretimi hem istihdamı hem turizmi arttıracak, denizlerimizi göz bebeğimiz gibi koruyacağımız çok önemli adımlar atıyoruz. Bu protokolle tekne imal ve çekek alanlarının, bağlama ve barınma yerlerinin, mapa-şamandıra noktalarının tespiti için kapsamlı bir fizibilite hazırladık." diye konuştu.
Bakan Kurum, MAPA-Şamandıra Projesi'yle deniz trafiğini düzenleyeceklerini, tekne ve yatların koylarda adil, planlı ve kontrollü şekilde konaklamalarını sağlayacaklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Her isteyen her yere teknesini bağlayamayacak. Tekne bağlama düzenini sağlayarak çevreye zarar veren uygulamaları sona erdiriyoruz. Böylece hem atıkların denize deşarjını önleyecek hem de denizlerimize nefes aldıran çayırları ve tüm deniz ekosistemi koruyarak, çevreyle uyumlu bir deniz turizmini kalıcı hale getireceğiz. Koylarımızda da daha yaşanılabilir ortamları birlikte oluşturmuş olacağız. Ben en kısa sürede bu çalışmaları Marmara, Ege ve Akdeniz kıyı bölgelerimize yaymak için sürdüreceğimiz buradan milletimize müjde vermek için duyurmak istiyorum."
İzmit Körfezi'nde dünyanın en büyük dip tarama projesini yürüttüklerini belirten Kurum, bu projenin çok kıymetli olduğuna değindi.
Bakan Kurum, bu projenin hemen hemen yarıya yakını tamamladıklarına dikkati çekerek, "Körfezimiz artık nefes alıyor. Körfezimizde daha önce görmediğimiz balıklarımız, canlılarımız artık yaşamaya başladı. Körfez sahilinde vatandaşlarımız huzur ve mutluluk içerisinde vakit geçiriyorlar. Amacımız sizlerle birlikte bu düzeni sağlamak, kıyılarımızı, denizlerimizi, koylarımızı korumak. Bu manada da her türlü yatırımı, yaptırımı yapmak kararlılığındayız. İnşallah sizlerle birlikte bu süreci yürüteceğiz." dedi.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda İskenderun Sahil Projesi'nin 1. etabının açılışını büyük bir coşkuyla gerçekleştirdiklerini, depremde 80 santimetre çöken sahilde, dünyada benzeri olmayan bir çevre projesini hayata geçirdiklerini vurgulayan Kurum, "asrın inşa seferberliğiyle" 11 ili adeta dünyanın en büyük şantiye sahasına dönüştürdüklerini anlattı.
Kurum, deprem bölgesinde saatte 23, günde 550 konut ürettiklerini, bunları bitirip teslim ettiklerini aktararak, "15 Kasım'da Sayın Cumhurbaşkanımızı teşrifleriyle 350 bininci konutumuzu deprem bölgesinde teslim edeceğiz. Yıl sonuna geldiğimizde 453 bin hak sahibi vatandaşımıza tüm konutlarına teslim etmiş olacağız." bilgilerini verdi.
Vatandaşlara yeni yuvalarını teslim ederken, sosyal donatıları da aynı süreçte inşa etmeye devam ettiklerine işaret eden Kurum, "Dünyada hiçbir ülkenin başaramayacağı ve yapamayacağı bir seferberlik anlayışıyla inşa sürecini yürütüyoruz. Bir taraftan deprem bölgesine 500 bin konut yapacaksınız, diğer taraftan Balıkesir Sındırgı'da deprem olacak, 1 ay sonra temel atacaksınız. Tüm bu tecrübemizi tüm Türkiye'ye dağıtıyoruz." ifadelerine yer verdi.
Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından "Yüzyılın Konut Projesi"ni açıklandığını hatırlatarak, şöyle devam etti:
"81 ilimizde 500 bin sosyal konut inşa ederek, on binlerce vatandaşımızı ev sahibi olma hayalini inşallah gerçeğe dönüştüreceğiz. Uygun koşullarla hem vatandaşımızı ev sahibi yapacak hem şehirlerimizi depreme karşı güvenli hale getirecek, afetlere hazırlık sürecini de kararlıkla yürütüyor olacağız. Bu kapsamda İstanbul'umuza 100 bin konut ayırdık. Buna ek olarak İstanbul'da hayata geçireceğimiz 15 bin kiralık konut uygulamasını da yaparak bir ilki gerçekleştireceğiz. 300 sektörü tetikleyen, 1,5 trilyonluk bir projeden bahsediyoruz. Biz pandemiyle başlayan, iklim krizlerinin oluşturduğu göçle birlikte bu krizi tetikleyen, ülkemizde 'Asrın Felaketi'yle daha derinden hissettiği konut sorununun farkındayız. Şehirlerimizde konut fiyatlarının, kira fiyatlarının enflasyonun da üstünde seyrettiğinin farkındayız. Bunu gidermek için de her enstrümanı kullanıyoruz, kullanmaya devam edeceğiz."
İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran ise denizcilik sektörünün Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığıyla işbirliğinin üst seviyede olduğunu söyledi.
İmzalanan protokolle Marmara, Ege ve Akdeniz kıyılarında tekne imal ve çekek alanlarının, bağlama ve barınma yerleri ile mapa-şamandıra sistemlerinin kurulabileceği bölgelerin belirlenmesi amacıyla fizibilite raporu hazırlanacağını, buna yönelik çalışmaların devam ettiğini ifade etti.
Kıran, Marmara Denizi ve Adalar'ın "Özel Çevre Koruma Bölgesi" ilan edilmesi başta olmak üzere sektörün Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığıyla ilgili konularını Bakan Murat Kurum'a ilettiklerini sözlerine ekledi.




