Çelik ürünleri ihracatı mayısta 922,8 milyon dolar kazandırdı

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD), mayıs ayına ilişkin çelik üretimi, tüketimi ve dış ticaret verilerini açıkladı.

Buna göre, Türkiye'nin ham çelik üretimi, mayısta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,8 azalışla, 3,1 milyon ton olarak kayıtlara geçti. Ocak-Mayıs döneminde ise üretim, yüzde 1,4 azalışla 15,4 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.

Nihai mamul tüketimi de mayısta 2024'ün aynı ayına kıyasla yüzde 1,1 artışla, 3,4 milyon tona ulaştı. Yılın ilk 5 ayında nihai mamul tüketimi ise yüzde 4,7 azalışla, 15,5 milyon tona geriledi.

ÇELİK ÜRÜNLERİ İHRACATI ARTTI

Çelik ürünleri ihracatı, mayısta 2024 yılının aynı ayına göre miktar yönünden yüzde 21,1 artışla 1,4 milyon ton, değer yönünden ise yüzde 9,2 artışla 922,8 milyon dolar oldu.

Ocak-Mayıs döneminde çelik ürünleri ihracatı, 2024 yılının aynı dönemine göre miktar yönünden yüzde 18 artışla 6,3 milyon ton, değer yönünden ise yüzde 7,9 artışla, 4,3 milyar dolara yükseldi.

Çelik ürünleri ithalatı ise mayısta geçen yılın aynı ayına göre, miktar yönünden yüzde 24,6 artışla 1,9 milyon ton, değer yönünden ise yüzde 0,1 azalışla 1,3 milyar dolar oldu.

Ocak-Mayıs döneminde çelik ürünleri ithalatı 2024 yılının aynı dönemine göre, miktar yönünden yüzde 6 artışla 7,5 milyon ton, değer yönünden ise yüzde 5,1 azalışla 5,3 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.

Geçen yılın ocak-mayıs döneminde, yüzde 71 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2025 yılının aynı döneminde yüzde 80,7 seviyesine yükseldi.

"İHRACAT PAZARLARININ YENİDEN CANLANDIRILMASI ÖNEM TAŞIYOR"

Açıklamada, TÇÜD Genel Sekreteri Veysel Yayan'ın görüşlerine de yer verildi. Türkiye'nin, mayısta dünya çelik sektörüne kıyasla daha düşük bir küçülme gösterdiğini belirten Yayan, üretimdeki gerilemeye rağmen Türk çelik sektörünün Avrupa'da birinci dünyada yedinci en büyük konumda olduğunu bildirdi.

Yayan, sahip olunan yüksek kapasitenin, dampingli fiyatlarla gerçekleştirilen ithalat yüzünden kullanılamadığı ve bu yüzden ithalatın kontrol altına alınması gerektiğini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Çelik sektöründe yaşanacak yapısal sorunların, sanayinin diğer tüm kollarına doğrudan etki etmesi kaçınılmazdır. Bugün atılacak stratejik ve yapısal adımların, yalnızca sektörün değil, ülke ekonomisinin genel rekabet gücünü de belirleyeceği değerlendirilmektedir. Bu kapsamda, dampingli ithalata yönelik tedbir alınması, Gümrük Birliği ve serbest ticaret anlaşmalarının güncellenmesi yoluyla ihracat pazarlarının yeniden canlandırılması önem taşımaktadır."