12 Ağustos 2025 Salı / 18 Safer 1447

'En sert fırtınada bile dimdik ayakta durduk'

Başkan Erdoğan, Türkiye ekonomisinin en sert küresel fırtınaların estiği dönemde bile dimdik ayakta durduğunu söyledi. Erdoğan “Bugün de maruz kaldığımız tüm ekonomik saldırılara rağmen hedeflerimize doğru yürümeye devam ediyoruz” dedi. 

24 Mayıs 2019 Cuma 07:00 - Güncelleme:
'En sert fırtınada bile dimdik ayakta durduk'

Türkiye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca ATO Congresium’da düzenlenen 12. Çalışma Meclisi açılış programında konuştu. Ekonominin güçlü olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye’nin küresel ekonomide en sert fırtınaların estiği dönemlerde dahi dimdik ayakta durmayı başardığını belirterek, “Bugün de maruz kaldığımız tüm ekonomik saldırılara rağmen hedeflerimize doğru yürümeye devam ediyoruz” dedi. 

HEDEF İLK 10’A GİRMEK

Erdoğan, “Bugün de maruz kaldığımız tüm ekonomik saldırılara rağmen hedeflerimize doğru yürümeye devam ediyoruz. Üretim, büyüme ve istihdam odaklı bir ekonomi programıyla ülkemizi dünyanın en büyük on devletinden biri haline getirmekte kararlıyız. Bunu çalışma hayatımızın tüm taraflarıyla birlikte başaracağız”  dedi. 

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Başkan Erdoğan, işçilikten işletmeciliğe, ticarete ve sivil toplum faaliyetinden siyasete kadar hayatın çok farklı alanlarında yer aldığını anlatarak “Dayanışmayı da rekabeti de tecrübe etme imkanı buldum. Bir başka deyişle yeri geldi işçi oldum, yeri geldi işveren oldum. Neticeten masanın neresinde olursa olayım adaleti, vicdanı, hakkı, hakkaniyeti gözetmeden başarılı olunamayacağını gördüm. Buna ekonomi literatüründe ‘sürdürebilirlik’ deniliyor. Başarılı olmak yaptığınız işi sürdürülebilir kılmak istiyorsanız bu değerlerden asla şaşmayacaksınız” dedi. Çalışma hayatının taraflarına tavsiyelerde bulunan Erdoğan, “Toplumu yaptığı işlere göre sınıflara bölmek, bunların çatışmalarından sonuçlar çıkarmak, oradan ideolojik kuramlara sıçramak gibi hususların bizim dünyamızda bizim medeniyetimizde, bizim kültürümüzde yeri yoktur” dedi. Bir fabrikada patron ile işçiler aynı iftar sofrasında buluşuyor, camide aynı safta namaza duruyor, mezarlıkta aynı sırada yatıyorlarsa ahlaken orada sınıf ayrımının olamayacağını belirten Erdoğan, “Paranın çokluğu azlığı başka bir meseledir. Bunun içinde kabiliyet vardır. Gayret vardır, tevafuk vardır, hepsinden önemlisi nasip vardır. Asıl mesele hayatı paraya göre tasnif etmemektir. Asıl mesele her ne iş yapıyorsan onun en iyisini yapabilme iradesine sahip olmaktır” dedi.

Erdoğan Guy Ryder’ı kabul etti   

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, 12. Çalışma Meclisi Toplantısı için Türkiye’de bulunan Uluslararası Çalışma Örgütü Genel Direktörü Guy Ryder’ı kabul etti. Basına kapalı kabul yarım saat sürdü. Kabulde, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk hazır bulundu. 

Zenginlik yayılırsa önemlidir

İnsanı merkeze koyan bir anlayış ile Türkiye’yi yönettiklerini söyleyen Erdoğan şunları ifade etti:  “Büyümek önemlidir ama insana faydası varsa anlamlıdır. Gelişmek, kalkınmak önemlidir ama insan hayatına katkıda bulunduğu oranda kıymetlidir. Zenginlik önemlidir ama tüm insanlara yansıyorsa değerlidir. Bizim medeniyetimiz istifçiliği, yani sadece biriktirmek için kazanmayı yasaklıyor. Medeniyetimizin bize tavsiyesi kazancı sürekli üretme, istihdama, faydaya dönüştürmektir. Bugün dünyada finans sektörünün üretimin önüne geçmesi düşündürücüdür, kaygı vericidir. Paranın değeri izafidir. Yani ona atfettiğimiz önem kadardır.”

ERDOĞAN’DAN TÜSİAD’A ELEŞTİRİ

İstihdam dediğimizde rahatsız olanlar var

Dünyadaki refah dağılımında ciddi anlamda eşitsizlik olduğunu söyleyen Erdoğan, dünyanın bu çarpık düzeni daha fazla taşıyamayacağını söyledi. İstihdam konusunun bu çarpıklığın en göze çarpan ve çözüm için ilk başlanması gereken noktası olduğunu belirten Erdoğan, “Birilerine ‘Gel bakalım sen devasa bir fabrikatörsün, işte yanına 50 tane daha işçi alıver, 5 bin 10 bin çalıştırmak nedir bunun yanında 50 daha fazla eleman al’ dediğimiz zaman rahatsız olanlar var. Bu bir gerçeği işaret ediyor. Demek ki burada eşitsizliği farklı alanlara taşırken işe buradan başlamak lazım. Onun için de teknoloji bir yandan geleneksel üretim biçimlerini tehdit ederken diğer yandan yeni faaliyet alanları oluşturarak istihdama katkıda bulunabilecek bir potansiyele de sahiptir. Devletlerin ve işletmelerin zenginliğinin topluma yansımasının yollarını ne kadar genişletebilir ve çeşitlendirebilirsek geleceğimize o derece güvenle bakabiliriz. İşveren olmazsa iş olmaz, iş olmazsa çalışan olmaz. Bireyler çalışamayınca da aşa, ekmeğe, temel ihtiyaçlara ulaşabilmeleri mümkün olmaz. Bu gerçek işverenlerin ve çalışanların birlikte hareket etmelerini kaçınılmaz hale getiriyor. Çalışma Meclisi toplantımızın bu konuda daha verimli ve etkin iş birliği zeminlerinin oluşmasına vesile teşkil etmesini diliyorum.”   

Milli teknolojiyle çağ atladık

Her alanda en ön sıralarda yer almak için çaba gösterdiklerini belirten Erdoğan, “İhracatımızı 36 milyar dolar seviyesinden 170 milyar dolar sınırına getirmiş olmamız üretim gücümüzün ne derece arttığını gösteriyor” dedi. Milli teknoloji hamlesiyle ülkeye savunma sanayisinden yazılıma kadar her alanda çağ atlattıklarını ifade eden Erdoğan, “En büyüklere baktığımızda dünyanın 5 önemli inşaat firmasından birinin Türkiye’den çıktığını görüyoruz. Tarımsal üretimde Avrupa’da ilk sırada, dünyada 7. sıradayız. Devam eden sulama yatırımlarımızı devreye aldıkça tarımdaki yerimiz daha da güçlenecek. Bütün bunlar aynı zamanda iş demek, istihdam demek, gelirin paylaşılması demek, zenginliğin artması demektir. Türkiye son 17 yılda istihdamda yaklaşık 9 milyonluk artış sağladıysa işte bu sayededir.” diye konuştu. 

 

ÖNERİLEN VİDEO

Akıncı TİHA'dan hedefe tam isabet!

Kapat
Video yükleniyor...