6 Temmuz 2025 Pazar / 11 Muharrem 1447

İş kadınını renklendirdi

adL’nin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zehra Işık, iş hayatındaki kadınların artık daha renkli giydiğini belirterek “Çalışan kadın modasını yönlendiren bir marka olarak bunu başardık. Renkli ve rahat koleksiyonlar çıkardık. Bu performansa ve verimliliğe de olumlu yansıyor” dedi.

KAAN ZENGİNLİ1 Ocak 2018 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
İş kadınını renklendirdi

Türk hazırgiyim sektörü son 20 yılda adeta sıçrama yaşadı. Birçok marka dünya pazarına açılarak, başarılı bir büyüme süreci gösterdi. Birçok hazırgiyim markası, Çin’den ABD’ye, modanın kalbi İtalya’dan soğuk Rusya’ya ve hatta Ortadoğu’ya kadar birçok ülkede mağazalaşmaya başladı ve başarılı da oldular. Kadın hazırgiyim ve moda markası adL de bu markalardan biri. Hem Türkiye hem de dünya sahnesinde koyduğu hedefleri başarmış ve daha gidecek yolu olan bir marka…  adL Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Tasarım Direktörü Zehra Işık ile (Aynı zamanda Adil Işık’ın eşi) markanın kuruluşunu, yurtdışındaki hedeflerini ve Türkiye pazarını konuştuk. Zehra Işık, adL’nin Türkiye’deki çalışan kadınların öncelikli tercihleri arasında yer alan bir marka olduğunu söylüyor. Sohbet esnasında; ‘iş hayatındaki kadınların eskisi gibi siyah ve gri tonlarını kullanmadıklarını’ söylüyorum... Zehra Işık’ın cevabı ise tam olarak “Evet biz de tam olarak bunun için varız ve bunu yapıyoruz” oluyor. 

-  Adil Işık ne zaman ve nasıl kuruldu?

1990 yılında Adil Işık ile bir şirkette birlikte çalışıyorduk. Ben orada tasarımcıydım. Ardından 1992 yılında Adil Işık Şirketi’ni kurmaya karar verdik ve ilk adımı attık. Markamız 2000’li yıllara kadar toptan satış yapan bir markaydık. 2000’den sonra perakende markası haline geldik. Hem Türkiye’de hem Rusya’da hızlı büyüdük. Ardından AVM yatırımların artması ile bizimde mağazalaşma yatırımlarımız arttı. Büyüme sürecimiz başladı. 

- Üretiminiz nerede?  

Üretimimizi yüzde 90 Türkiye’de yapıyoruz. Kendi fabrikamız yok, fason çalışıyoruz. Modelhanemiz  ve bize bağlı çalışan üreticilerimiz var. 

- Mağaza sayısı ve istihdam konusunda ne söyleyebilirsiniz?

Yurtiçinde 124 mağazamız var. Yurtdışında da 45 mağazaya ulaştık. Bunların 21’i Rusya, 12’si Arabistan, 4’ü İran ve 2’si de Azerbaycan’da yer alıyor. Ayrıca Filistin’de 2, Ürdün’de 1, Libya’da 2, Kıbrıs’ta da 3 mağazamı bulunuyor. 1.500 kişiye direkt istihdam sağlıyoruz. 

- İş hayatında kadınlar nasıl giyiniyor?

Kesinlikle en iyi olduğumuz alan… En başarılı mağazalarımız plazaların olduğu yerlerde. Bizim 600 bin kayıtlı müşterimiz var. Bunların yüzde 90’ı çalışan kadınlardan oluşuyor. Koleksiyonlarımızda da ceket pantolon veya etek yapıyoruz. Tek düze bir kreasyonumuz yok. Daha renkli işler çıkarıyoruz. Çünkü insanlar da bunu istiyor. Takım yapıyorsak da ‘elbise-ceket’ yapıyoruz. Renkli giyimin iş performansına da olumlu etkisi var.

Online satışlarımız gayet iyi gidiyor. Ciromuzun yüzde 5’ini online yapıyoruz. Sepet ortalamamız 2.5 adet. 180 TL civarında… Bu alan daha da büyüyecek. Alışveriş alışkanlıkları online tarafa kayıyor. Güvensiz algısı Türkiye’de kırıldı artık. 

Asgari ücretli bir kadının gardırobunda da varız

- Fiyat açısından baktığınızda kendinizi nerede konumluyorsunuz?

Biz fiyat anlamında oluşulabilir bir markayız. Ucuz bir marka değiliz, bunun altını çiziyorum. Ama asgari ücret alan bir kadının da gardırobunda yer alabiliyoruz. Bu bizim için önemli. Bizdeki en pahalı gece elbisesi 1.000 TL’dir en pahalı ceket 500 TL’dir… Bu fiyatlar 100 TL’ye kadar da iner… Kalite açısından çok iyi noktadayız. Bir ceketi herhangi bir mağazadan 500 TL’ye alıyorsunuz, ardından yüzde 70 indirime giriyor. Neredeyse her ay bir kampanya bulup indirime gidiyor birçok marka… Biz marka olarak indirimli satışa karşıyız. Senede 1 veya en fazla 2 kez bunu yapıyoruz. Zaten her ay indirim yapan bir markanın ürünü, indirim yaptığı fiyattan satılıyor demektir. Dolayısıyla müşteri yüksek fiyattan aldığında kendini aldatılmış hissediyor. 

Ayaklarımız yere basıyorulaşılabilir hedeflerimiz var

- Hazırgiyim markalarının çok yüksek hedefler koyduğunu görüyoruz. Sizin ayaklarınız yere daha sağlam basıyor sanki…

Evet, biz ayakları yere basarak büyümeyi tercih eden bir markayız. Yapacağımız hedefleri koymayı seviyoruz. Çıtayı yükseğe koymak mutlak suretle olması gereken bir motto… Ancak ulaşılabilir hedefler sizi başarıya götürüyor. Yabancı yatırımcılardan talep gelmiyor mu, tabi ki geliyor… Ancak biz markamızın felsefesi gereği bunu düşünmüyoruz. Arkanıza büyük bir fon alıp her yıl 40-50 mağaza da açabilirsiniz. Ancak sizi her zaman başarıya götürmez. Şimdilik böyle bir planımız yok. Belki çocuklarımız veya torunlarımız böyle bir fikre sahip olabilir…

‘AVRUPA’YA GİRMEK ARTIK GEREKSİZ’

- Avrupa’da neden yoksunuz?

Avrupa’da online satış kanalı ile varız. Perakende de yükselen trend Avrupa değil. Avrupa kanalına online kanal ile girmek çok daha mantıklı. Yıllar önce Avrupa’ya girmek bir imaj meselesiydi ama şu an için öyle değil. Türkiye’nin yakın coğrafyası hatta Uzakdoğu daha mantıklı.

İRAN’DA 6 MAĞAZA BİRDEN AÇACAK

- Hedef pazar neresi?

İran markalar açısından çok büyük bir zenginlik. Ambargolardan kurtuluyor olması, insanların refah seviyelerinin artıyor olması, bu pazarı cazip hale getiriyor. Ayrıca İran kadınının giyim zevkiyle bizim koleksiyonlarımız birebir örtüşüyor. İran’da 3 ay içinde 6 mağaza açacağız. 

ÖNERİLEN VİDEO

Bursa'da deprem anı kamerada

Kapat
Video yükleniyor...