12 Aralık 2024 Perşembe / 11 CemaziyelAhir 1446

Kibar: Nakitim olsaydı yerli otomobili çoktan yapardım

Hyundai’nin ortağı Kibar Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, yerli marka konusunda çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, “Elimde ekstra nakit kaynağım olsaydı çoktan yapardık” diye konuştu.

Belma Toprak1 Ekim 2012 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Kibar: Nakitim olsaydı yerli otomobili çoktan yapardım

HYUNDAI Assan’ın Güney Koreli Hyundai Motor Company ile ortağı olan Kibar Holding’in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Kibar, baştan beri Türkiye’nin yerli marka otomobil fikrine sıcak baktığını belirterek, “Türkiye’de yerli marka otomobil yapılmasına ilişkin bizler de bazı çalışmaları yapıyoruz. Ortaklarımızla değişik alternatifler üzerinde müzakere ediyoruz’’ dedi. “Benim elimde eğer ekstra bir nakit kaynağım olsaydı çoktan yapardık. Altyapım zaten var” diyen Kibar “Ortağımızla değerlendirmelerimizi yapıyoruz. Nihai kararı almadan hiç bir zaman şunu yapıyoruz diye ortaya çıkmıyoruz. Olumlu olabilmesine çalışıyoruz” diye konuştu.  Yeni teşvik sistemine de değinen Kibar “Zaman zaman basına da yansıyan, durumların farklı algılamalarını içeren tartışmalar oldu. Ama ben bunu çok haklı bulmuyorum. Herkes ev ödevini iyi yapmalı. Biraz daha ev ödevini iyi yapan bunu gayet iyi uygulayabilir’’ diye konuştu. Kibar, otomotivin ağırlıklı olarak gelişmiş bölgelerde bulunduğunu anımsatarak, şunları söyledi: “Otomotiv yatırımlarının hemen hemen hepsi Marmara bölgesinde. Gelişmiş bölgedeki bir yatırıma teşvik alıyorsunuz. Teşekkür etmelisiniz esasında. Bugünkü mevcut mevzuatta gündemdeki tartışma konusu genel teşviklerden mi istifade etmesi gerekliliği, yoksa stratejik teşviklerden mi? Tabi ki stratejik algılanan yatırımların aldığı teşvikler fevkalade fazla. Burada da bazı kriterler konulmuş durumda. Zaman zaman bazı kurumlar ellerinde yeni yatırım projeleri olmadığı zaman belki başkası fırsatlardan istifade ediyor diye, biraz çekememe durumları da olur mu acaba diye düşünmek lazım.”

Türkiye damping pazarı oldu

Ali Kibar, daralan Avrupa’daki ürünlerin Türkiye’ye pompalandığını söyledi. Türkiye’nin ‘damp pazarı’ olduğunu savunan Kibar “Bakıyorsunuz, bir marka ekstra kampanya yapmaktan vazgeçmiyor, oluşan zararı karşılamak için merkez binasını satıp nakit yaratmaya çalışıp işini ayakta tutmaya çalışıyor” dedi. Kibar, çözümün ise markaların yılbaşında hangi segmentte kaç model getireceğini tescil ettirmesi ile mümkün olacağını ifade etti.

PARİS’TEN DİP NOTLAR

AŞK AYAĞA DÜŞTÜ

KÖTÜ bir şey demedim canım. Bir gazetecinin aklına gelebilecek ilk başlığı attım sadece. Bu ayaklar kime mi ait? Bursa’da da üretilen Clio 4’ün tasarımına imza atan Fransız Renault’nun tasarımcısı Laurens van den Acker’e... Eserini öylesine beğenmiş olmalı ki, ayakkabılarını reklam mecrası haline getirerek ‘Clio 4 Love’ diye yazdırmış. Bu arada Acker’in 2007 yılından bu yana Renault’da olduğunu, en önemli eseri Clio 4 için beş yıldır çalıştığını not düşelim. Hem de arkasında global bir marka, finansal güç, hatta manevi destek vs varken. ‘Yerli oto, hemen şimdi’ demek kolay. Ama...

LOGOSUNU KİM DAHA İYİ PARLATACAK?

İNSANLAR aleminde ruh ikizini bulmak neredeyse imkansız ama otomotivde bu durum sıradan bir hale geldi. Hangi model ortak platformla üretiliyor, hangi marka bir diğeri için ne üretiyor artık takip edilemez durumda. Sebep? Bildiniz on puan, tabii ki maliyetler ve para... İşte o ruh ikizlerinden biri de Peugeot ve Citroen logolarını taşıyor. Neredeyse en büyük hedef pazarı Türkiye olan Citroen C-Elysee ve Peugeot 301, çatı şirketi PSA’nın ürünü. Sadece logolar farklı. Bakalım Türkiye pazarında, Peugeot’nun kendi şirketi mi, yoksa distribütör Bayraktar’ın Citroen’i mi ipi göğüsleyecek?

BU KRİZDEN KİMSE ELEKTRİK ALAMADI!

SANKİ burası Paris değil de Çin’in Çançung bölgesindeki yerel bir fuar... Ne ses var ne seda. Fiat standındaki ‘manken’ sayısı bile azalmış. Son yıllarda markaların ana şov unsuru olan elektrikli otomobiller de... Zaten elektrikli otomobilin ‘şüyu vukuundan beter oldu.’ Bir ara manşetlerden inmeyen elektrikli otomobiller ‘henüz’ pratik hayata pek adapte edilemedi. Öyle ya da böyle, elektrikli veya elektriksiz, petrole alternatif bir teknoloji mutlaka bulunacak. Ancak otomotivciler şimdilerde başları önlerinde, ‘bugünü kurtarma’ peşinde.

MAKSAT SANATA KATKI OLSUN

SATIN almayı planladığınız bir otomobilden beklentileriniz arasında kaçıncı sırada yer alır, sıralamada yer alır mı bilmem ama ilginç bir özellik olduğu kesin. Mercedes bünyesindeki Smart’ın forstars adlı modelinin motor kaputunda bir adet projektör bulunuyor. Bu  sayede de sürücüler, beyaz bir perdeyi andıran duvar ve benzeri tüm alanları bir sinema ekranına çevirebiliyor. Beyaz perde haline gelebilecek duvarı nereden bulursunuz, küçücük Smart’ı evinizin salonunundan içeri mi sokarsınız, artık o da sizin sorununuz...