Şimşek, TGRT Haber'de katıldığı programda ekonomi gündemine ilişkin soruları yanıtladı.
Hayat pahalılığıyla mücadelenin en önemli gündem maddesi olduğuna işaret eden Şimşek, iki yıla yakın süredir uygulanan programın ana amacının enflasyonu kalıcı şekilde aşağı çekmek olduğunu söyledi.
Şimşek, yıllık enflasyonun 11 aydır aşağı yönlü olduğuna dikkati çekerek, son dönemdeki iç ve dış şoklara rağmen yıllık enflasyonun sınırlı da olsa düşüşe devam etmiş olmasının olumlu olduğunu bildirdi.
Enflasyonun düşmeye devam etmesini bekledikleri belirten Şimşek, "Bunun birinci sebebi, gecikmeli para politikası etkisi net şekilde ortaya çıktı. Para politikası, enflasyonun düşmesine katkıda bulunacak. Bu sene için hem maliye hem de gelirler politikası daha destekleyici nitelik kazanacak. Arz yönlü çabalarımız konut arzından tutun diğer bütün alanlara kadar yoğun şekilde sürüyor. Dolayısıyla sadece maliye politikası, para politikası üzerinden değil, aslında arz yönlü politikalarla da dezenflasyonist sürece katkı verecek önemli çabalar içerisindeyiz." diye konuştu.
- "HALA HEDEFLERİMİZE İNANIYORUZ"
Şimşek, enflasyonun 2023 sonunda yaklaşık yüzde 65 olduğunu, geçen sene 20 puan düşüşle yüzde 44'e indiğini anımsatarak, bunun önemli bir düşüş olduğuna işaret etti. Bu sene için hedeflerinin yüzde 20'li rakamlar olduğunu bildiren Şimşek, "Merkez Bankamızın enflasyon tahmin aralığı var, yüzde 19 ile yüzde 29 arası. Biz bu sene enflasyonun bu hedef tahmin aralığı içerisinde kalması ihtimalini oldukça yüksek görüyoruz, hala hedeflerimize inanıyoruz." ifadesini kullandı.
Şu anda enflasyonun yüzde 37,9 civarı olduğunu belirten Şimşek, temel mallarda enflasyonun ciddi şekilde düştüğünü, hizmet enflasyonunun ise yüksek seyrettiğini dile getirdi. Şimşek, enflasyonu nispeten yüksek tutan faktörlerden birinin hizmet enflasyonu olduğunu aktararak, burada da kira ve eğitimin ön plana çıktığına işaret etti. Temmuzdan itibaren eğitim ve kiralarda da normalleşme beklediklerini bildiren Şimşek, "Büyük resme baktığınız zaman yıllık enflasyonun 30'ların altına, 20'li rakamlara ineceğini öngörüyoruz. Para politikası sıkı. Gelirler ve maliye politikası daha destekleyici." değerlendirmesinde bulundu.
- "YÖNETİLEN VE YÖNLENDİRİLEN FİYATLARDA MERKEZ BANKASININ HEDEFLERİNE SADIK KALDIK"
Şimşek, bu sene yönetilen ve yönlendirilen fiyatlarda Merkez Bankası hedefine mümkün olduğunca sadık kaldıklarına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kamunun etkilediği, belirlediği fiyatlarda Merkez Bankasının enflasyon hedefini, hedef patikasını önceliklendirdik. İçeride ve dışarıda yaşanan şoklarda enflasyonu ve programı önceliklendirdik. Bizim şu anda en büyük, en önemli gündemimiz hayat pahalılığıyla mücadeledir. Dolayısıyla bu programı kararlı bir şekilde uyguladık, uygulamaya devam edeceğiz. İlk yıl geçiş dönemiydi. İkinci yılda sonuç almaya başladık, rakamlar çok net. Önümüzdeki sene bu sonuçlar çok daha net bir şekilde ortaya çıkmış olacak ama bu senenin ikinci yarısında da benzer şekilde dezenflasyonun devam etmesini bekliyoruz."
- "YAPICI ELEŞTİRİLERE SAYGILIYIZ"
Ekonomi programına ilişkin eleştirilere de yanıt veren Şimşek, "Yapıcı eleştirileri rehber olarak gördük. Ama tabii toplumda ciddi bir polarizasyon var. Maalesef programa ilişkin siyasi veya ideolojik bakış açısıyla, hatta bazen saplantı düzeyindeki bazı değerlendirmeleri görüyoruz. Bu çerçevede onlara söyleyecek bir şeyim yok ama yapıcı eleştirilere saygılıyız." dedi.
Şimşek, programın hedeflerinden birinin cari açığın sürdürülebilir patikaya çekilmesi olduğuna işaret ederek, "Cari açıkta bunu başardık mı? Evet. Türkiye'nin dış kaynağa erişim sorunu vardı. Programın bir amacı da dış kaynağa erişimi iyileştirmekti. Burada da başarılı olduk mu? Çok net." diye konuştu.
Kur korumalı mevduat stokunda sürekli azalma olduğunu belirten Şimşek, "Türkiye, çok önemli bir koşullu yükümlülükten kurtuluyor. Geniş şekilde konuyu değerlendirebiliriz ama bu alanda ilerleme var. Sonuç alınıyor mu? Alınıyor. Arzuladığımız hızda mı, değil mi? Bunlar her zaman tartışılır. Bu tartışmaları faydalı görüyoruz." ifadesini kullandı.
Şimşek, enflasyonda belirleyici faktörler arasında petrol fiyatlarının da olduğuna işaret ederek, petrol fiyatlarında Orta Vadeli Program'daki varsayıma kıyasla önemli düşüş olduğunu anlattı.
Geçen iki yılda maliyet artışlarından kopuk fiyat artışı yapan firmalar olduğunu bildiren Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu fiyat artışlarını bu dönem yapamayacaklar. Neden? Çünkü talep güçlüyken keyfi fiyat artışı yapmak kolay. Ama bugünkü koşullarda, yani iç talep zayıfken, firmaların fiyatlama gücü eskisi gibi olmayacak. Fiyat düşüşü bu seviyelerde çok istisnaidir. Çünkü hala manşet enflasyonun yüksek olduğu bir dönemdeyiz. Ama artış hızı yavaşlar. Zaten bizim de kastettiğimiz bu."
- "SÖYLEMLERİNİ GERÇEKTEN SAMİMİ ŞEKİLDE GÖZDEN GEÇİRSİNLER"
Şimşek, Türkiye'nin son dönemde iki önemli şok yaşadığına, bu kapsamda İstanbul Büyükşehir Belediyesiyle ilgili sürece ve küresel ticarette yaşanan tarife gelişmelerinin etkisine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Eğer programımız gerçekten bazılarının iddia ettiği gibi başarısız olsaydı, Türkiye iki büyük şoku -hem de neredeyse arka arkaya gelen bu şokları- böylesine sınırlı etkilerle atlatabilir miydi? Bu kadar kısa sürede, bu denli sert küresel dalgalanmalar karşısında hala direnç gösterebiliyorsak ve ben bugün burada programın etkisinin sınırlı kaldığını açık bir şekilde ifade edebiliyorsam, bazı arkadaşların artık son iki yıldır dile getirdikleri söylemleri samimiyetle gözden geçirmeleri gerekir."
Enflasyonu düşürmede kararlı olduklarının altını çizen Şimşek, cari açığı sürdürülebilir patikada tutacaklarını, bütçede de bu yıl milli gelire oran olarak iyileşme olacağını söyledi.
Bakan Şimşek, harcama kontrolünde tereddütlerinin bulunmadığını, harcama kesintileri üzerinde çalıştıklarını bildirerek, mevcut kaynakların daha verimli alanlara nasıl aktarılacağını yeniden masaya yatırdıklarını anlattı.
Gelir ayağının önemli ölçüde tüketime bağlı olduğunu aktaran Şimşek, "Bizim için önemli olan harcamaların kontrol altında tutulması. Gelir ayağındaki sapma bütçe performansına yansırsa, dezenflasyon açısından çok kritik değil. Yani önemli olan harcamaların aşağı yönlü milli gelire oran olarak tutulması." diye konuştu.
Şimşek, son gelişmelerin cari açıktaki artışı sınırlayacağına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cari açık şubat ayı itibarıyla 12,8 milyar dolar, yaklaşık milli gelirin yüzde 1'i kadar. Son derece makul bir düzey. Çünkü 2023'te milli gelirin yüzde 5,5-6'sı aralığındaydı. Mayıs 2023'te altın hariç 26 milyar dolar civarında bir cari açığımız vardı. Şubat ayı itibarıyla altın hariç cari açığımız yok, 1,8 milyar dolarlık bir cari fazlamız var."
Altının, sanayi ve endüstride kullanılmak için ithal edilmediğini, altın ithalatının en önemli sebebinin portföy tercihi olduğunu kaydeden Şimşek, altın hariç cari fazlanın olduğunu dile getirdi.
Mehmet Şimşek, petrol ve doğal gaz fiyatlarının düşmesinin çok büyük avantaj olduğunu, her 10 dolarlık düşüşün cari açığı en az 4 milyar dolar aşağı çektiğini anlattı.
Şimşek, geçen yıl yaklaşık 980 bin vatandaşa ilave iş bulduklarına, istihdam artışının programın devamı açısından çok kritik olduğuna işaret ederek, "Şu anda işsizlik oranı yüzde 7,9, 2005'ten beri en düşük seviye. Ilımlı bir büyümeyle karşı karşıyayız. Kısa vadede aşağı yönlü riskler de var. Bu görünüm, enflasyonun düşürülmesini destekleyecek bir çerçeve." değerlendirmesinde bulundu.
Bu yılın bütçesinde, çiftçileri desteklemek için yaklaşık 706 milyar lira, milli gelirin yüzde 1,15'i kadar destek öngördüklerini belirten Şimşek, "Hazine, faizin ortalama yüzde 70'ini ödüyor. Bundan yararlanan çiftçi sayısı da az değil. Sübvansiyonlu kredilerden yararlanan çiftçi sayımız mart sonu itibarıyla 1,2 milyon kişiye ulaştı." dedi.
Bunun için bütçeden çok ciddi kaynak ayırdıklarını vurgulayan Şimşek, şöyle devam etti:
"Geçen sene çiftçilerimiz için 87.5 milyar lira faiz/kar payı desteği sunduk. Bu sene 160 milyarın üzerinde bir faiz/kar payı desteği ödeyeceğiz. Kimin için ödüyoruz, tarımsal üretim olsun diye. Bu güçlü şekilde devam edecek. Çünkü tarım bizim için stratejik bir sektör, en kritik sektörlerin başında gelmektedir. Son don olayında gereken açıklamada bulunduk ve o konuda da muhtemelen bütçe imkanlarını zorlayacağız ve dondan etkilenen çiftçilerimize destek olacağız. Tarım Bakanlığımız teknik çalışmaları tamamlamadan rakama girmem doğru olmaz."
Şimşek, mart ayında ihracatçıya yönelik bir kredi garanti fonu oluşturulduğunu hatırlatarak, "Programlarımızın en önemli bileşenlerinden birisi enflasyonsa diğeri cari açığı sürdürülebilir bir patikaya çekmek. İhracatçıyı desteklemek bizim için en önemli önceliklerden birisi. Biz ihracat için kredi imkanlarını seferber ettik. Reeskont kredi faizi, şu anda yüzde 29 civarında. Dolayısıyla biz ihracatçıya sübvansiyonlu kredi imkanı sunuyoruz. İhracatçının da faizinin neredeyse yüzde 40-50'sini devlet ödüyor. 2024 yılında ihracatçı için kullandırdığımız krediler rekor kırarak 49 milyar dolara ulaştı. Sadece büyükler yararlanmadı, 18 bin ihracatçı yararlandı ve bunun yüzde 83'ü KOBİ." diye konuştu.
Bu yıl Türk Eximbank'ın sermayesini ve kredi imkanlarını artıracaklarını da bildiren Şimşek, "İhracatı en güçlü şekilde desteklemeye devam edeceğiz. Önümüzdeki aylarda ihracatçının finansmana erişimini artıracağız, maliyetlerini aşağı çekeceğiz, Eximbank'ın imkanlarını artıracağız." ifadesini kullandı.
Şimşek, yatırımların artması ve dış ticaret açığını azaltmaya yönelik alanlara öncelik verildiğini aktararak, kredi kefalet sisteminde kullanılmamış 111 milyar liralık kaynak olduğunu söyledi.
ABD'nin açıkladığı vergi tarifelerine ilişkin soruya ise Şimşek, "Bizim kitabımızda karamsarlık yok. ABD'nin yeni bir politika seti var. Bizim fırsat tarafına da bakmamız lazım. ABD'nin bize getirdiği ilave gümrük vergisi yüzde 10. Asyalı üreticilerin yerinde olsam ABD piyasasında bizim 3-5 katımızda vergilerle karşı karşıya kaldıkları için rekabet avantajları yok, ben üretimi Türkiye'ye kaydırırdım." yanıtını verdi.
Şimşek, yüzde 10'luk ilave gümrük vergisine tabi olup sanayi üssü olan ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayarak, "ABD'nin çok iyi bilinen bazı markalarının Türk üreticilerle temasta olduğunu biliyoruz. Sonuç olur olmaz onu bilemem. Biz menşei konusunu da yakında çalışıyoruz. Özellikle Asya'da serbest ticaret anlaşmamız olan birkaç ülke var. Onların bu konuyu istismar etmeleri halinde gözden geçireceğimizi de buradan net bir şekilde ifade edeyim." açıklamasında bulundu.
Ülkede fiyat istikrarıyla birlikte özel sektörün önünü görebileceğini aktaran Şimşek, "Enflasyondaki düşüş devam ederse finansal koşullar bu boyutlarda sıkı kalmaz. Küresel büyüme de yavaşlayacaksa küresel olarak da faizler de düşmeye devam edecektir. Doğruları yapıyorsanız ortalık yatışınca yeniden olumlu bir patikaya ülke girer. Şu anda onun tekrar arifesindeyiz. Şoklar yaşandı, olumsuz etkileri tam olarak gördük." ifadesini kullandı.
Bakan Şimşek, gelecek birkaç hafta içinde Londra ve Doha'da yatırımcılarla görüşeceğini belirterek, "Bizim için önemli olan doğrudan yatırımlar veya sermaye benzeri uzun vadeli yatırımlar. Yani 10 yıl vadeli ve üstü kaynak. Ortalık yatıştığında büyüme potansiyel olarak yüksek yerlere gelecektir. Türkiye'nin büyüme potansiyeli yüksek." dedi.
Kayıt dışılıkla mücadelenin dozunun çok hızlı artacağını kaydeden Şimşek, bu kapsamda Gelir İdaresi'nde yeni bir yapılanmaya gidildiğini aktardı.
Şimşek, kazanıp da vergi vermeyenleri takip ettiklerini, inceleme başlatılmayan bir kesim olmadığını, OSB ve hal gibi yerlerde de denetimlerin daha sıkı olacağını vurguladı.