15 Aralık 2024 Pazar / 14 CemaziyelAhir 1446

Kişi başı gelirde 2 bin dolar artış, 1.6 milyon kişiye iş

Babacan, Şimşek ve Yılmaz’ın birlikte açıkladığı OVP’ye göre Türk ekonomisi 2015’te 1 trilyon dolarlık ekonomi olacak. Kişi başı gelirin 12.859 dolara ulaşması, 1.6 milyon kişiye de iş bulunması hedefleniyor.

Hüseyin Özay/Ankara10 Ekim 2012 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Kişi başı gelirde 2 bin dolar artış, 1.6 milyon kişiye iş

Yerli ve yabancı yatırımcıların merakla beklediği Türkiye’nin 2013-2015 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) belli oldu. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın dün düzenlendiği basın toplantısıyla kamuoyuna açıklanan programa göre 3 yılın sonunda milli gelir 1.9 trilyon liraya yükselecek. Kişi başına gelirin ise 2 bin 186 dolar artması öngörülüyor. Hedefleri arasında ‘israfın azaltılması’ ve ‘tasarrufların artırılması’ da bulunan programa göre 3 yıllık dönemde 1.6 milyon işsize de iş imkanı sağlanacak. Programda 2013 yılı büyüme hedefi yüzde 4’ten yüzde 3.2’ye revize edilirken, 2013’te yüzde 4, 2014-2015 yıllarında ise yüzde 5 oranında büyüme öngörüldü. Programda işsizlik oranının ise 3 yılın sonunda 8.7’ye çekilmesi planlanıyor. Babacan, işsizlik rakamlarının kriz öncesi seviyelerin de altına indiğini, şu anda ilk kez OECD ortalamalarının altında yer aldığını söyledi. Babacan, üç yıllık dönemde tarım hariç istihdamın yaklaşık 1.6 milyon kişi daha artmasını beklediklerini ifade ederek, işsizliğin bu yıl için yüzde 9 öngörüldüğünü kaydetti. Babacan, işsizlik oranının 2013’te yüzde 8.9, 2014’te yüzde 8.8, 2015’te ise yüzde 8.7 olmasının hedeflendiğini vurguladı. Babacan, enflasyonun yıl sonunda yüzde 7.4 düzeyinde olmasını beklediğini belirterek, 2013’te enflasyonun yüzde 5.3’e, 2014 ve 2015’te ise yüzde 5’e gerilemesini beklediklerini kaydetti.

Kişi başına gelir 12 bin 859 dolara çıkacak

Babacan, bütçe açığındaki tedrici düşüşün önümüzdeki dönemde de devam edeceğini ifade ederek, yıl sonunda yüzde 2.3 olacağı tahmin edilen bütçe açığının GSYH’ye oranının 2015 sonunda yüzde 1.8’e gerileyeceğini söyledi. Babacan, kamu borç stoğu oranının da program sonunda yüzde 31’e düşeceğini, ihracatın da 187.1 milyar dolara yükseleceğini vurguladı. Öte yandan üç yıllık programa göre, GSYH cari fiyatlarla 2012 yılında sonunda 1.4 trilyon liraya ulaşırken, program sonunda ise 1 trilyon 933 milyar lira olacak. Bu dönemde kişi başına düşen milli gelir ise 2 bin 186 lira artarak 10 bin 673 liradan 12 bin 859 liraya yükselecek. Programa göre Türkiye’nin nüfusu da üç yıllık dönemde 74 milyon 885 binden 77 milyon 601’e ulaşacak. Orta Vadeli Program’da 70-80 reform alanı öngördüklerini ifade eden Babacan, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin ayağını yorganına göre uzatacağını söyledi. Bu çerçevede tasarruf bilincinin artırılmasına yönelik çalışmalara ağırlık verileceğini vurgulayan Babacan “2013 yılı 2012’ye göre daha iyi bir yıl olacak” dedi. Merkez Bankası’nın para politikasını da değerlendiren Babacan, Merkez’in önümüzdeki dönemde de Türkiye için en iyi neyse yapmaya devam edeceğini söyledi. Babacan, Merkez Bankamız’ın politikalarıyla ilgili fazla açıklama yapmayı tercih etmiyorum. Genel trendleri takip ediyor ve ona göre bir kompozisyon uyguluyor. Uygulanan politika seti başka bir ülkede uygulanan yöntem değil. Türkiye’de reel faizlerin düşmesi, Türkiye’nin daha güçlü güven ve istikrar ortamına ulaşması hepimizin arzusu” diye konuştu.

BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ BABACAN: Suriye konusunda sağlam zeminde yürüyoruz

Türkiye ile Suriye arasında yaşanan gerginliğin ekonomiye çok sınırlı bir etkisinin olduğunu ifade eden Babacan, Türkiye’nin Suriye konusunda öncelikle uluslararası hukuk karşısında çok sağlam bir zeminde yürüdüğünü, bundan sonra da uluslararası hukuk karşısında sağlam zeminde yürümeye devam edeceklerini söyledi. Babacan, faiz dışı fazla hedeflerinin IMF ile istişare edildiğini, fakat şu anda Türkiye’nin IMF ile bir stand-by düzenlemesi içinde bulunmadığını vurguladı. Babacan “Onlarla herhangi bir konuda mutabık kalma mecburiyetimiz de yok, 2008 yılından beri bu böyle. IMF ile geçtiğimiz ay içerisinde istişare edildi, ama biz kendi hedeflerimizi kendimiz belirledik” dedi. Aynı toplantıda Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de bir soru üzerine seçim bütçesi yapmadıklarını söyledi. Şimşek “Biz seçim bütçesi yapmadık, savaş bütçesi de yapmadık. Fakat  şöyle hususlar var. Örneğin Büyükşehir Belediye tasarısı gitti Meclis’e. Merkezi bütçeden mahalli idarelere yaklaşık yıllık 4 milyarlık aktarım öngörüyor. Bu  husus geçen sene OVP’yi yaparken gündemde yoktu. İkinci olarak geçen senenin sonlarında İntibak Yasası çıkarıldı. Orada da 3 milyar liralık yıllık etki var”  diye konuştu.

Şimşek, OVP’nin önemli hedeflerinden birinin israfın azaltılması olduğunu söyledi. Şirketlerin KDV iadelerini alamadıkları yönündeki eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Şimşek “İade için belgelerin sağlıklı olması lazım, sahte belge olmaması lazım” dedi.

Mali disiplinden taviz yok

- Maliye politikası; makroekonomik istikrarın güçlendirilmesine, özel sektör öncülüğünde bir büyüme sürecinin desteklenmesine, cari açıkla ve enflasyonla mücadeleye yardımcı olacak bir yaklaşımla yürütülecek

- Programın mali hedeflerinden sapmaya yönelik güçlü emarelerin ortaya çıkması durumunda gerekli politika müdahaleleri yapılacak, mali disiplin korunacak.

Büyüme oranı yüzde 3.2’ye çekildi

Kamuoyuna açıklanan OVP’ye göre 2012 için öngörülen yüzde 4’lük büyüme de yüzde 3.2’ye çekildi. Babacan “Türkiye dünyada büyüme hızı en yüksek ülkeler arasında yer aldı. Ekonomide dengeleme süreci yaşadık. Cari açıkta enerji hariç kalemlerde başa baş gidiyor durumdayız” dedi. Babacan, 2013’te yüzde 4, 2014 ve 2015’te ise yüzde 5’lik büyüme hedefi belirlendiğini kaydetti.

Devlet elektrik ve şekeri bırakacak

- Gereksiz ilaç ve hizmet kullanımını önlemek üzere ilaç-tedavi harcamaları akılcı hale getirilecek.

-KİT’lerin zarar eden ve kâra geçmesi mümkün görülmeyen işletme birimleri tasfiye edilecek.

- Kamu, elektrik dağıtımı ve şeker üretimi alanlarından tamamen çekilecek; elektrik üretimi, şehir içi doğalgaz dağıtımı, telekomünikasyon, liman, otoyol ve köprü işletmeciliğindeki kamu payı ise azaltılacak.

- Temel vergi kanunlarının günümüz ihtiyaçları doğrultusunda gözden geçirilmesi çalışmaları tamamlanacak.

Sanayi üretiminde 32 ay sonra düşüş

Sanayi üretimi ağustosta artış beklentilerinin tersine 32 ay sonra yüzde 1.5 daraldı. Ekonomistler sanayi üretiminde yüzde 2.5 artış bekliyordu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) dün açıkladığı verilere göre sanayi üretimi Kasım 2009’dan bu yana ilk kez geriledi. Ağustos ayında geçen yılın aynı ayına göre madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi yüzde 0.4 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 2.6 azaldı. Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi ise yüzde 4.5 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış endeks, ağustos ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1.2 artarken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ise bir önceki aya göre yüzde 2.3 azaldı. Rakamlarla ilgili bir açıklama yapan Sanayi Bakanı Nihat Ergün, gelişmiş ülkelerde yaşanan ekonomik krizin hâlâ etkisini sürdürdüğüne dikkati çekerek, özellikle Euro Bölgesi’nde karar almada görülen gecikme ile bu kararların uygulanmasındaki belirsizliğin beklentileri daha da bozduğunu ifade etti.

IMF: Cari açıkta önemli mesafe aldınız

Uluslararası Para Fonu (IMF), Türkiye için 2012’de yüzde 3 büyüme öngörüyor. Fon, ülkenin gelecek sene de yüzde 3.5 büyüyeceğini tahmin ediyor. Beklentilerinin Orta Vadeli Program (OVP) ile uyumlu olduğunu belirten IMF Türkiye Daimi Temsilciliği Kıdemli Daimi Temsilcisi Mark Lewis, Türkiye’nin cari açıkta da önemli merhaleler aldığına işaret etti. IMF temsilcileri, İstanbul’da ‘Yüksek Borç ve Yavaş Büyüme ile Başa Çıkmak’ adlı güncellenmiş Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nun sunumunu yaptı. Toplantıda konuşan Lewis “Özellikle 2012 yılı itibariyle cari açıktaki olumlu ilerlemeler son derece memnuniyet verici, bizi cesaretlendiriyor” dedi. 2013 beklentileri bağlamında Brezilya, Hindistan gibi ülkelerde büyümenin 2 katına çıkacağının, Türkiye’nin 3.5 seviyelerinde kalacağının aktarılması üzerine ise Lewis “Türkiye için 2013 ile ilgili tahminlerimiz, bu sene beklediğimiz yumuşak inişle bağlantılı. Bir büyüme olacak, bu 2013’te yüzde 3.5, 2014’te yüzde 4 olacak. Son tahlilde Türkiye ekonomide iyi bir trend yakalayacak, güçlü büyüdüğü günlere dönecektir” diye konuştu.

Ekonomistler: OVP hedefleri gerçekçi

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından açıklanan ve 2013-2015 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerini değerlendiren ekonomistler, büyüme hedeflerini ‘gerçekçi ve ihtiyatlı’ bulurken, enflasyon ve cari açık hedeflerinin tutturulması için yapısal reformların önemli olduğunu söyledi.

- Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Ekonomisti Prof. Dr. Muhsin Kar: OVP’deki büyüme hedeflerini gerçekçi ve ihtiyatlı buldum. 2012 büyüme hedefinin yüzde 4’ten yüzde 3.2’ye revize edilmesi de bunun bir göstergesi. Enflasyon hedeflerini tutturma konusunda ekonomi yönetimi zorlanabilir. Aynı durum cari açık için de geçerli.

- Oyak Yatırım Menkul Değerler AŞ Ekonomisti Gülay Elif Girgin: 2013 yılı için de yüzde 4’lük bir büyüme hedefi var. 2014 ve 2015’te de yüzde 5’lik büyüme hedefleniyor. Bütün bu rakamlara baktığımızda büyümede yavaşlama kabul edilmiş gibi görünüyor. Önümüzdeki dönemlerde iç talebi ön plana çıkaran bir büyüme senaryosu öngörülmüş.

- Odeabank Araştırma Müdürü İnanç Sözer: Global perspektif dikkate alındığında, Türkiye’nin temkinli, tutarlı ve gerçekçi bir orta vadeli plan açıklamasını takdir etmek gerek. OVP’nin önemli hedeflerinden biri, büyümeyi potansiyel seviyesine çıkartmak. 2008 sonrasında Türkiye ekonomisinde düşük ve sürdürülebilir tek haneli reel faizlerin de bir sonucu olarak, potansiyel büyümenin yüzde 4’lerden yüzde 5.1 seviyesine yükseldiğini hesaplıyoruz. Nitekim Hükümet de 2014-15 seneleri için büyümeyi yüzde 5 tahmin ederek, OVP hedefinin 2014’ten itibaren yakalanacağını öngörüyor.