Türkiye’nin birçok ilinde 60 mağaza ile hizmet veren tesettür giyim markası Tekbir Giyim, yüzünü iki yeni markayla yeniledi. Şirket, Tekbir’i çağrıştıran T-1 markası ve Mark-Esra ile yurtdışına ağırlık verecek. Tekbir Giyim Genel Müdürü Cafer Karaduman, Mark-Esra’yı “Esra kızımız, Mark da Esra’nın markası. Biraz daha elegan doğal kumaşlardan üretilen bir ürün gamı” sözleriyle tanımladı.
TASARIM ÖZLEM KAYA’DAN
Karaduman “Ürünlerimizin şu an yüzde 20’sini Mark-Esra teşkil ediyor. Bunu büyüterek devam ettireceğiz” derken T-1 markasıyla da özellikle yurtdışında ürün satacaklarını söyledi. “Hedefimiz yurtiçinde yılda ortalama 5-6 mağaza ile büyümek” diyen Karaduman yurtdışında ise her yıl 5-10 mağaza açma hedefleri olduğunu belirtti. Karaduman hedef ülkelerin ise Türki cumhuriyetler ve Arap ülkeleri olduğunu anlattı. “Bu iki markaya öncelik vereceğiz” diyen Karaduman, Tekbir’in de yüzünün yenilendiğini belirterek “Avrupa ülkelerinde önemli butiklere ürün yapan ve kendi markası olan Özlem Kaya ile çalışmaya başladık. Bir değişikliğe gittik” dedi. Karaduman neden bu yönde bir değişikliğe gittiklerini ise “Çünkü yetişen neslin tesettür anlayışı değişti. Kişisel olarak pek arzum değil ama ticari olarak talep o yönde. ‘Tesettürlü gezinmek ama tesettürlü imajı da vermemek...’ Böyle bir tesettür anlayışı hakim oldu” sözleriyle anlattı. Karaduman defile düzenlemekten vazgeçtiklerini de belirterek “Artık tanıtımlarımızı daha çok lansmanlarla ve sosyal medya ile yapıyoruz” dedi.
Karaduman tüketicinin kapitalizm baskısı altında olduğunu da söyledi. Karaduman “Kapitalizm kulağımıza fısıldıyor. Bazen ‘Babamdan 500 TL aldım alışveriş yapıp stres atacağım’ diyenler oluyor. Para harcamak stres atmak olmamalı. Bu bizim kulağımıza fısıldanıyor. Siyasi idarenin buralarda birşey yapması lazım. Ama kapitalist olanlar burada da devreye giriyor. Kapitalizmden kurtulamıyoruz” dedi.
İKİNCİ KUŞAK DA İŞBAŞINDA
Karaduman, tekstilde ikinci bir versiyonun başarı getirmediği için erkek giyim sektöründen çıktıklarını da söyledi. 8 kardeş olduklarını belirten Karaduman şu an 7 kardeşle ortaklığa devam ettiklerini belirterek “Şirkette şu an 2. kuşaktan ise yaşları 24-40 arasında değişen 12 kişi var” diye konuştu. Karaduman “Hayvancılık sektörüne de girdik. 1.200 hayvanımız vardı ama kardeşimize verdik orayı” dedi.
Laleli ve Merter’i yurtdışına taşıyalım
Karaduman, Türkiye’nin 500 milyar dolarılk ihracat hedrefine ulaşması için bir de öneride bulundu. “Tekstilde üreticimiz çok ama pazarlama ayağımız yok. Müşteri ayağımıza gelirse mal satıyoruz” diyen Karaduman Türkiye’nin Laleli, Osmanbey ve Merter gibi üretim üslerini yurtdışında çarşılar açarak oraya taşıması gerektiğini söyledi. Karaduman “Fas, Tunus gibi ülkelerde toptancılar çarşısı açmamız lazım. Çözüm bu. Fast’aki küçük müşteri gelip Türkiye’den alım yapamıyor. Oysa ben orada olsam o müşteriye satarım. Japon pazarı, Polonya pazarı gibi pazarlar kurmamız lazım. Bunu başarabilirsek Türkiyenin önü açık” dedi. açtıklarını da söyledi.