Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM), Uluslararası Para Fonu (IMF) benzeri bir finans kuruluşu olacak. Ancak istikrar mekanizması henüz kâğıt üzerinde bekliyor. Almanya dışındaki bütün Euro Bölgesi ülkeleri tarafından onaylanan istikrar mekanizmasına İrlanda da, Avrupa Adalet Divanı kararını bekleme gerekçesiyle şartlı onay verdi. Adalet Divanı elan, borçlu ülkelerin altına sığındığı kefalet şemsiyesinin Avrupa Birliği (AB) antlaşmalarına uygunluğunu sınıyor.
İrlanda’nın istikrar mekanizmasındaki sermaye payı küçük olduğundan kefalete ortak olup olmaması o kadar da önemli değil. Almanya’nın payının %27’yi bulduğu istikrar mekanizmasının 700 milyar Euro’luk ana sermayesinin %90’ı taahhüt edildiğinde mekanizma devreye girmiş olacak. Kesin tarih verilememesinin nedeni de bu. 700 milyarlık sermayenin 80 milyarı 17 Euro Bölgesi üyesi tarafından nakit olarak yatırılacak. 620 milyar Euro’luk bölümü ise devletlerin taahhüt etmiş olacağı garanti ve kefalet kalemlerinden oluşacak ve ana sermayenin 500 milyarı kullanılabilecek.
Ana sermaye yetecek mi?
Almanya’nın, beş taksitte yatırılacak olan 80 milyar Euro’luk nakit sermayeye katkısı 23 milyarı bulacak.
Alman Hıristiyan Demokrat Birlik Milletvekili Profesör Patrick Sensburg, Avrupa İstikrar Mekanizması’nın borç krizine karşı sağlam bir kalkan olacağı görüşünde. Meclis Avrupa Hukuku Komisyonu Başkanı Sensburg,
“İstikrar mekanizmasını, onaya sunulan diğer anlaşmalar ve mali paktın da yardımıyla krizin üstesinden gelmemizi sağlayacak sağlam bir temel olarak görüyorum”, diyor.
İstikrar mekanizmasının, ilerdeki kurtarma operasyonlarının altından kalkmaya yetip yetmeyeceği şimdiden tartışılır oldu. Brüksel’deki Avrupa Siyaset Merkezi adlı düşünce kuruluşunun iktisat uzmanı Yanis Emanuilidis istikrar mekanizmasının bir önceki kurtarma şemsiyesine göre daha güçlü olduğunu ancak piyasaları yatıştırabilmesinin krizin seyrine bağlı olduğunu belirtiyor. Emanuilidis savını şöyle gerekçelendiriyor: “Yeni kefalet fonunun imkânları daha geniş. Önemli olan, yeni kurtarma mekanizmasının finans piyasalarının güvenini kazanacak büyüklükte olup olmadığı. İspanya ve İtalya gibi ülkelerde durum daha da kötüleştiği takdirde yeni mekanizmanın yükü kaldırabileceğini sanmıyorum.”
Mali potansiyeli sınırsız olan Avrupa Merkez Bankası (AMB) Eylül ayının ilk haftasında, Avrupa İstikrar Mekanizması’ndan yardım isteyen borçlu ülkelerden yapacağı devlet tahvili alımlarına sınır koymayacağını duyurmuştu. Bu da kurtarma fonuyla merkez bankasının paralel ve koordineli çalışacakları anlamına geliyor.
Almanya'nın onayı şart
Hangi Euro ülkesine kredi yardımı yapılacağına İstikrar mekanizması guvernörler meclisi karar verecek. Meclis ortak para bölgesinde yer alan ülkelerin maliye bakanlarıyla onların temsilcilerinden oluşacak. Alman milletvekili Patrick Sensburg, fondaki sermaye payı %30’a yaklaşan Almanya’nin istemediği kararların oy çokluğuyla alınamayacağını hatırlatıyor. Profesör Sensburg, milli bütçesi hakkında son sözü söylemekle yetkili olan Federal Meclis açısından bütün kararlara onay verme hakkının saklı tutulmasının son derece önemli olduğunu ve istikrar mekanizması tüzüğüne göre, Almanya'nın milli parlamento yeşil ışık yakmadan guvernörler meclisinde herhangi bir yönde oy kullanamayacağını, hatırlatıyor.
İstikrar mekanizması şimdilik merkez bankasından borç alıp muhtaç ülkelere dağıtamayacak. Patrick Sensburg Avrupa İstikrar Mekanizması’nın banka hüviyetine kavuşturulmasının mali imkânlarını genişleteceği kanaatinde. Alman milletvekili, “Prensip olarak istikrar mekanizmasının finans piyasasından ve bankalardan borç alması mümkün, ama biz bunu istemedik. Çünkü ödemelerde kullanmak için 500 milyar Euro’nun yeteceğini düşünüyoruz. İstikrar mekanizmasının zamanla şişmesini ve imzacı devletlerin de artan kredi hacminin kefaletini üstlenmesi doğru olmazdı”, diyor.
Brüksel’deki düşünce kuruluşunun iktisat uzmanı Yanis Emanouilidis ise bunun hukuken mümkün olduğunu ve ilerde mutlaka bu yola başvurulacağını söylüyor. “Piyasalara güven kazandırmak için çok daha fazla garanti hacmine ulaşılmasını gerektirecek durumlarla karşılaşılabilir”, diyen iktisat uzmanı sözlerini şöyle tamamlıyor: “Piyasaları rahatlatma mecburiyeti doğduğunda muhtemelen bu çareye de başvurulacaktır. Bu yöntemin bütün dertlere deva olacağını sanmıyorum. İçinde bulunduğumuz şartlar açısından çeşitli opsiyonlardan mürekkep bir formül üzerinde uzlaşılacağını tahmin ediyorum.”
(Deutsche Welle Türkçe)