Yerli ‘Noodle’la Asyalılar’a bile örnek oldu

Son yıllarda Uzakdoğu mutfağı Türkiye’de de oldukça revaçta... İlk etapta damak tadımıza pek uygun görünmese de, bu mutfağın sadece çiğ balıktan ibaret olmadığını, birçok Uzakdoğu restoranında menüleri karıştırırken görebiliyorsunuz. Bu mutfağın vazgeçilmesi ise ‘noodle’... Aslında bildiğimiz erişte... Bu ürünün bu denli talep görmesi, Türk gıda firmalarını da harekete geçirdi. Bu şirketlerden biri de Türkiye’nin en eski ve en büyük un üreticilerinden Erişler Un ve Gıda oldu. 1974 yılından bu yana Türkiye’de un üreten, 3 kıtada 0 ülkeye ihracat yapan ve Türkiye pazarında ilk 3 şirketten biri olan Erişler, 2012 yılında kendi markaları ile perakendeye girdiler. Arından ailenin 3. Kuşağı Abdullah Eriş’in gelecek vizyonu ile yerli noodle üretmeye başladı. Marka öyle bir noodle üretti ki hem lezzet hem de kalite açısından dünyanın birçok kuruluşundan adeta ödül yağdı. Erişler Gıda Yönetim Kurulu Üyesi ve Perakende Grubu Genel Müdürü olan Abdullah Eriş ile Erişler’in gelecek hedeflerini ve perakende serüveninin konuştuk...

Şirketinizin kuruluş öyküsünü anlatabilir misiniz?

Firmamızın hikayesi dedemiz Ali Eriş’in 1920 yılında Ordu’da tahıl ticareti yapması ile başladı. Ardından oğul Ali Eriş’in 1974 yılında ilk un değirmeni yatırımını gerçekleştirerek şu anda ana iş kolumuz olan un imalatı sektörüne girdi. Çok uzun yıllardır un sektörünün içindeyiz ve Türkiye’nin en büyük un ihracatçıları arasında yer alıyoruz. Ülke genelinde yer alan dört üretim tesisimizle ulusal ölçekte dağıtım yapan ilk üç marka içinde olmayı amaçlıyoruz.

Çalışan sayınız ve yıllık üretim kapasiteniz nedir?

Grubumuz bünyesindeki şirketlerimizde 4 üretim tesisimiz ve 400’ü aşkın çalışanımızla hizmet veriyoruz. Günlük 2.300 ton buğday kırma kapasiteyle hizmet veriyoruz.

Hangi ülkelere un ihracatı gerçekleştiriliyor?

3 kıtada 50’den fazla ülkeye un ihracatı gerçekleştiriyoruz. En çok ihracat yaptığımız bölgeler ise;  Uzakdoğu, Ortadoğu, Afrika.

Türkiye’nin ilk yerli Noodle’nı piyasaya sürdünüz? Nudo hakkında neler söylersiniz?

Perakende sektöründeki ilk ve taşıyıcı markamız noodle markamız Nudo... Nudo’nun lansmanını Nisan 2014’te yaptık. Nudo özü itibarıyla erişte. Yerli noodle’ı, Türkçe adıyla ‘kıvırcık erişteyi’ piyasaya sürmeden önce 3.5 yıllık bir AR-GE araştırması yaptık.ö Tüm dünyada üretilen noodle’ları inceleyerek Türk damak tadına yeni bir alternatif geliştirmeyi hedefledik. Büyük bir yatırımla Türkiye’nin ilk yerli sermayeli katkısız, doğal, noddle’ını ürettik. Uzakdoğu mutfağının değişmez noodle’ını Nudo sayesinde Türk damak zevkine uygun hale getirdik.

Nudo ile beklediğiniz başarıyı elde edebildiniz mi?

2014 yılında piyasaya sürdüğümüz bu ürünümüz emeklerimizin karşılığını 1.5 yılda verdi. Nudo’yla henüz ilk yılımızda Türkiye’de yüzde 25 pazar payına ulaştık. 7 binden fazla kişiyle 6 şehirde yaptığımız bu tat-panel araştırmasında NUDO’nun gençler arasındaki beğeni oranı yüzde 85’in üzerinde çıktı.

Erişler Un ve Nudo ile ne gibi başarılara imza attınız?

Her marka ürününün hem kaliteli hem de lezzetli olduğunu iddia eder. İşte biz bu iddialarımızı sözde bırakmadık ve sertifikalarla taçlandırdık. Lezzet Ödülü de bu sertifikalardan biri. Eriş Un’daki BRC, Vegan, Helal, NUDO’daki Helal, Vegan sertifikalarından sonra uluslararası gerçekliliği olan Üstün Lezzet Ödülü ile ürün lezzetini de kanıtladık.

Bu ödülün anlamı nedir?

Üstün Lezzet Ödülü, merkezi Brüksel’de bulunan Uluslararası Tat ve Kalite Enstitüsü (ITQ)’nın düzenlediği mükemmel tat ve kalitedeki yiyecek ve içeceklerin test edildiği bir ödül mekanizması. Avrupa’nın en prestijli 15 aşçılık ve içecek dernekleri tarafından seçilen 120 jüri üye, ürünler üzerinde herhangi bir ambalaj ve işaret olmadan kör tadım bazında ürünleri değerlendiriyor.  

Erişler Un, 4 üretim tesisinde günde 2.300 ton buğday kırma kapasitesiyle hizmet veriyor

Dünyanın en kaliteli ununu tüketiyoruz

Türkiye’de üretilen unun kalitesi ve tüketimi hakkında neler söylersiniz?

Türkiye olarak dünyanın en kaliteli unlarından birini tükettiğimizi söyleyebilirim. Türkiye’nin ihtiyacı olan buğday 18-20 milyon ton arasında. Bunun 1 milyon tonu ekmeklik, 600 ton küsuru yem ve diğer alanlarda kullanılıyor. Kalan üretim fazlası buğdaylar ise ihracatı artırmak için ihracatçıya veriliyor. Türkiye’nin çok fazla göçmen alması, göçmen nüfusunun hızla artması ve bu kitlenin temel besin kaynağının hala ekmek olması nedeniyle tüketimde de artış olacak ve ekmekle ilgili oluşturulmaya çalışılan kötü algı yerini olumlu mesajlara bırakacak.