86 yıllık hasret bitiyor Ayasofya Camii, cemaatine kavuşuyor. İslam aleminin sevinçle karşıladığı kutlu haberin duyulmasının ardından Müslümanların dört gözle beklediği gün için geriye sayım başladı.
Tarihi yarımadada Fatih ilçesine bağlı Sultanahmet meydanında bulunan Ayasofya, İstanbul’da yapılmış en büyük Bizans kilisesi olup, aynı yerde üç kez inşaa edilmiştir.
İlk yapıldığında Megale Ekklesia (Büyük Kilise ) adını almış, V. yüzyıldan itibaren ise Hagia Sophia (Kutsal Hikmet) olarak adlandırılmıştır.
Kilise 404 yılında İmparator Arcadios’a karşı, çıkan halk ayaklanmasında kısmen yakılmış İmparator II. Theodosios tarafından Mimar Ruffinos ’a 415’de inşaa ettirilmiştir.
II. Ayasofya da İmparator Lustinianos ( 527–565) aleyhine başlayan, Nika ayaklanması olarak adlandırılan isyan sonucunda yanmış ve yıkılmıştır.
Bugünkü Ayasofya İmparator Lustinianos tarafından dönemin iki önemli mimarı olan Miletos’lu (Milet) Isidoros ile Tralles’li (Aydın) Anthemios ’a yaptırılmıştır. Binanın yapımına 23 Şubat 532 tarihinde başlanmış,1000 usta ve 10.000 işçi ile 5 yılda tamamlanmış, 27 Aralık 537 yılında ibadete açılmıştır
AYASOFYA NE ZAMAN CAMİ OLDU?
Ayasofya Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’un 1453 yılında fethi ile birlikte camiye çevrilmiş, çeşitli tarihi belgelerde harap durumda olduğu belirtilen yapı İstanbul’un fethinden sonra hiçbir tahribata uğratılmadığı gibi, yapılan güçlendirme ve onarımlarla günümüze kadar en iyi şekilde korunmuştur.
Osmanlı mimari unsurları ile yapılan ilave ve eklerle de kutsal bir mekân ve ibadethane olarak varlığını sürdürmüştür.
Yapının içine XVI. ve XVII. yüzyıllarda minber, mihrap, vaaz kürsüleri, ahşap korkuluklar eklenmiştir. Sultan I. Mahmut döneminde kütüphane yaptırılmıştır.
Sultan III. Murat, zamanında minareler, Ayasofya avlusu içerisinde I. Mahmut tarafından şadırvan ve Sıbyan mektebi ve Sultan Abdülmecit döneminde muvakkithane yaptırılmıştır.
Ayasofya’nın güney avlusunda III. Murat türbesi, Sultan III. Mehmet türbesi, Sultan II. Selim Türbesi, Şehzadeler Türbesi inşaa edilmiştir. Bizans döneminde Vaftizhane olan yapı ise Sultan I. Mustafa ve Sultan İbrahim türbesi haline getirilmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in Ayasofya’yı camiye çevirdikten sonra kuzey tarafına bir medrese inşa ettirdiği bilinmektedir.
Fatih Sultan Mehmet Han 1 Haziran 1453 tarihli vakfiyesinin bir bölümünde, 'Kim bu Ayasofya'yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirir, bir maddesini tedbil eder, onu iptal veya tedile koşarsa... Fasit veya fasık bir tevvile veya herhangi bir dalavereyle Ayasofya Camisi'nin vakıf hükmünü yürürlükten kaldırmaya kastederse... Aslını değiştirir, füruuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol gösterir, yardım ederse... Kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkar, camiilikten çıkarır ve sahte evrak düzenleyerek, mütevellilik hakkı gibi şeyler isterse... Yahut onu kendi batıl defterine kaydeder veya yalandan kendi hesabına geçirirse... Huzurunuzda ifade ediyorum ki en büyük haramı işlemiş ve günahı kazanmış olur. Bu vakfiyeyi kim değiştirirse; Allah'ın Peygamber'în, Meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi tüm müslümanların edebiyen laneti onun ve onların üzerine olsun... Azapları hafiflemesin, haşr gününde yüzlerine bakılmasın. Kim bunları işittikten sonra hala bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene ait olacaktır. Allah'ın azabı onlarındır. Allah işitendir, bilendir' Bugün alınan karar, aynı zamanda Fatih'in işte bu ağır bedduasından kurtulmamızı sağlamıştır' ifadelerini kullandı.
8 ADET HAT LEVHASI YERLEŞTİRİLDİ
Ayasofya’da, Sultan Abdülmecid Dönemi’nde Hattat Kadıasker Mustafa İzzet Efendi tarafından yazılan 7.5 m. çapındaki 8 adet hat levhası ana mekânın duvarlarına yerleştirilmiştir. “Allah, Hz. Muhammed, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin” yazılı bu levhalar İslam âleminin en büyük hat levhaları olarak bilinmektedir. Aynı hattat kubbenin ortasına ise Nur Suresi’nin 35. ayetini yazmıştır.
Ayasofya 24 Kasım 1934’ te Mustafa Kemal Atatürk’ün önerisi ve Bakanlar Kurulu kararı ile müzeye dönüştürülerek 1 Şubat 1935’ te ziyarete açılmıştır.
Ayasofya aynı zamanda UNESO Dünya Mirası listesinde.
YENİDEN CAMİ OLMA SÜRECİ
Ayasofya'nın tekrar cami olma süreci ilk olarak 2005’de başladı, 2005 yılında yargıya taşınan olay Danıştay 10. Dairesi tarafından reddedildi.
Temmuz 2016'da Ayasofya Müzesi'nde düzenlenen Kadir Gecesi programında, 85 yıl aradan sonra sabah namazı ezanı okundu.
2016 itibarıyla Hünkar Kasrı bölümünde vakit namazlar kılınmaya ve minarelerinden Sultanahmet Camii ile 5 vakit çifte ezan okunmaya başlandı.
29 Mayıs 2020 tarihinde İstanbul'un Fethinin 567. yıl dönümünde Fetih Suresi okundu. Bu gelişmelerin ardından Ayasofya'nın cami olma süreci tekrar gündeme geldi.
Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği'nin ‘Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine yönelik Bakanlar Kurulu kararının iptali’ istemiyle Danıştay'da dava açması üzerine 2 Temmuz 2020 tarihinde duruşma gerçekleştirildi. 10 Temmuz 2020 tarihinde Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını ‘Ayasofya'nın vakıf senedindeki cami vasfı dışında kullanımının ve başka bir amaca özgülenmesinin hukuken mümkün olmadığını’ belirterek iptal etti.
Bunun üzerine 2729 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Ayasofya, Diyanet İşleri Başkanlığı'na devredilerek tekrar cami statüsüne dönmüş oldu.
Erkekler için Ayasofya Meydanı, Sultanahmet Meydanı ve Yerebatan Caddesi; kadınlar için Sultanahmet Türbesi yanındaki alan ile Mehmet Akif Parkı tahsis edildi.
Namaz kılınacak alanlara Beyazıt Meydanı, Sirkeci ve Çatladıkapı'dan oluşan 3 ana istikametten gelinecek. Namaz alanlarına girişler, 11 ayrı kontrol noktasında polislerce arama yapıldıktan sonra sağlanacak. Arama noktalarında geçişin hızlı ve kolay yapılabilmesi için vatandaşlardan el ve sırt çantası getirmemeleri istendi.
NAMAZ KILINACAK ALANLARA GİRİŞLER 10.00'DAN İTİBAREN BAŞLAYACAK
Fatih Belediyesi tarafından salgın önlemleri kapsamında namaz kılınacak alanlarda saf düzeni işaretlemesi, bu akşam 20.00'de başlayacak ve sabah saatlerine kadar tamamlanacak.
Namaz kılınacak alanlara girişler yarın sabah 10.00'dan itibaren başlayacak.
Giriş noktalarında, ateş ölçümü ve maske kontrolü yapılacak. Bu kapsamda alanda kurulacak 17 sağlık noktasında 736 sağlık personeli, 1'i helikopter ambulans olmak üzere 101 ambulans görev yapacak.
PROGRAM 10.00'DA BAŞLAYACAK
Ayasofya Camisi'nde yarın sabah 10.00'da sala ve tekbirlerle başlayacak programda, Kur'an-ı Kerim tilavetleri yapılacak. Türkiye'nin seçkin hafızları, ilk olarak birinci cüzü okuyacak, ardından Kehf Suresi, Meryem Suresi, Yasin Suresi, Fetih Suresi ile kısa surelerden olan İhlas, Felak ve Nas Surelerini tilavet edecek.
AYASOFYA EFSANELERİ
NUH’UN GEMİSİ’NİN PARÇALARINDAN YAPILAN KAPI
Yine efsaneye göre, Tufan’dan beri Hz. Nuh’un gemisi, Cudi Dağı üzerinde durmaktaymış. İstanbul’un kurucusu Kral Vezendon’un zamanında kızı Ayasofya, ilk bina yapılırken Hz. Hızır’ın işaretiyle Nuh Peygamber’in gemisinin tahtalarını getirtip Ayasofya’nın kutlu orta kapısını bu tahtalarla yaptırmış. Evliya Çelebi’ye göre kapının üzerinde hâlâ gemi çivilerinin yerleri dururmuş.
AYASOFYA’NIN KIBLE YÖNÜNE ÇEVRİLMESİ
Anlatılanlara göre; Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettikten sonra cuma namazını Ayasofya’da kılmak istiyor. İmamlığını da yaptığı namaz sırasında iki kez namazı bozuyor. İlk iki tekbirin ardından üçüncü tekbiri aldığında cuma namazını ancak kıldırabiliyor. Cami ahalisi bunun sebebini sorduğunda ise şu cevabı alıyor: “İstedim ki namaz sırasında bana ve bütün cemaate Kabe görünsün! Bu niyetle birinci ve ikinci tekbirlerde Kabe görünmeyince namazı bozdum, ancak üçüncü tekbirde gözlerimin önüne geldi.” diyor. Akşemseddin ise olayı şöyle açıklıyor; “Hz. Hızır saf tutmak için gelirken Terler Direk’e (Meryem Ana’nın Ağlayan Sütunu) parmağını soktu ve Ayasofya’nın yönünü kıbleye doğru çevirdi. Ondan sonra da namaza durdu. Böylece padişah üçüncü kez tekbir getirdikten sonra Kabe’yi tam karşısında gördü.”