Eravşar, AA muhabirine, İçkale bölgesindeki kazı çalışmalarını büyük oranda tamamladıklarını söyledi.
Ancak 'İçkale şapeli' olarak isimlendirilen kilisenin naos (tapınak yapısı) kısmında kalan beton artıklarını kaldırınca, bu alanda herhangi bir kazı çalışmasının yapılmadığını gördüklerini anlatan Eravşar, bu sebeple kilisede kazı çalışmalarına başladıklarını dile getirdi.
- Önemli cam buluntular gün yüzüne çıktı
Muayene kazısında üç farklı katmanla karşılaştıklarını kaydeden Eravşar, kazıda önemli cam buluntular elde ettikleri bilgisini verdi.
Eravşar, kilisenin yapım ve değişim aşamalarını duvar yüzeylerinde gördüklerini anlatarak, şöyle devam etti:
'Kilisenin ikinci dönem inşaatında, taş yüzeylerinin üzerine basit bir sıva yapılmış ve bu sıvayla da taş taklidi grafitiler oluşturulmuş. 12. yüzyıldaki ikinci onarımı sırasındaysa bir sıva tabakasının daha yapıldığını ve bu esnada fresklerle süslendiğini görüyoruz. Kilisenin naos kısmında kubbe geçiş yerlerinde dört İncil yazarının resmi var. Bunlardan bir tanesi çok belirgin bir vaziyette görülüyor. Naosun yan yüzlerinde İncil'den alınmış sahneler işlenmiş. Kuvvetle muhtemel ana kubbede de Hazreti İsa tasviri yer alıyor olmalıydı. Bunlar maalesef büyük oranda tahrip olmuş. Alan genişletilince buradaki çalışmaların boyutu daha da iyi anlaşılacak.'
- Şapel, Selçuklu'nun yönetim merkezinde
Eravşar, kilisenin, Anadolu Selçuklu Devleti'nin İslamiyet dışındaki dinlere bakış açısından örnekler verdiğini vurguladı.
Şapelin, Selçuklu'nun bir yönetim merkezinde varlığını devam ettirdiğini aktaran Eravşar, 'Fetihten sonra ve Selçuklu döneminden sonraki süreçlerde camiye çevrilmemiş bir vaziyette. Bunun gerekçelerini de anlamak için çalışmalar yürütüyoruz. Bu açıdan kazının ilginç bulgular sağlayacağını ümit ediyoruz.' dedi.