Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi, 1627 gündür sürüyor.
İçişleri Bakan Müşaviri Hatice Atan, sanatçı Hülya Koçyiğit, Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adem Palabıyık ile beraberindeki heyet, evlat nöbeti tutan ailelere destek ziyaretinde bulundu.
Ailelerle görüşen heyete, evlatlarının dağa nasıl kaçırıldığını anlatan aileler, terör örgütü PKK ile HDP'ye tepkilerini dile getirdi.
Batman'dan 17 yaşındayken dağa kaçırılan oğlu Yunus için oturma eyleminde yer alan anne Remziye Yenidoğan, sanatçı Hülya Koçyiğit'e evladının nasıl dağa kaçırıldığını ve özlemini anlattığı sırada gözyaşlarına hakim olamadı. Ailelerle görüşme devam ederken baygınlık geçiren Yenidoğan'a 112 Acil Sağlık ekiplerince müdahale edildi.
İçişleri Bakan Müşaviri Atan, ziyaretin ardından gazetecilere, bir annenin evladını bağrından koparmanın dünyanın en büyük şiddeti olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ile beraber ilk günden bu yana evlat nöbetini sürdüren anne ve babaların yanında yer aldığını belirten Atan, tüm annelerin evlatlarına kavuşmasını temenni etti.
Prof. Dr. Palabıyık ise Diyarbakır Anneleri Çalıştayı ile yürüttükleri çalışmayı uluslararası kongreye çevirdiklerini söyledi.
İçişleri Bakanlığının destekleriyle kongreye katılan hocalarla kitap hazırladıklarını belirten Palabıyık, 'Bu çalışmamız bugün annelerimizle buluşuyor. Bu çalışma sayesinde Avrupa'ya terörü, Diyarbakır annelerini ve şehit annelerimizi anlatacağız. Böylelikle sivil alanda terörün boyutlarını Avrupa'ya duyuracağız. Çalışma 4 dilde yayınlandı, 20 ülkeye gönderilecek. Toplam 300 yabancı akademisyene ulaşacak.' ifadelerini kullandı.
Palabıyık, tanıtımını yaptığı 'Ebeveyn Nöbetinden Evlat Nöbetine Diyarbakır Anneleri' adlı kitabı ailelere hediye etti.
Sanatçı Koçyiğit de evlat nöbetini sürdüren annelerin yalnız olmadıklarını söyledi.
Kendisinin de anne olduğunu, onları çok iyi anladığını belirten Koçyiğit, şöyle konuştu:
'HDP binasının önünde anneler büyük bir dirençle, sabırla, inatla 'kandırılıp dağa götürülen evlatlarımızı geri istiyoruz' diye haykırdılar, halen haykırmaya devam ediyorlar. Onların sesi, yüreklerindeki sızıyı hiçbir zaman, hiçbirimiz göz ardı edemeyiz. Anneler ölüme götürülen evlatlarını geri istiyor. Ben de onlarla beraber sesleniyorum, 'Evlatlarımızı geri gönderin.' Annelere tüm kalbimle saygı duyuyorum, her zaman onların yanlarında olacağım.'