Sezonu çifte kupayla kapatan Beşiktaş'ta teknik direktör Sergen Yalçın, A Spor'a özel açıklamalarda bulundu.
Teknik ekip ve benim de katkım var, başkanın da yönetim kurulunun da katkısı var. Yakınımızda olmasa da taraftarların da katkısı var. Benim başarı kriterim daha farklı, kendi adıma daha farklı şeyleri başarı olarak görüyorum.
Çıkıp her şeyi televizyonlarda anlatamıyorsun. Çıkıp her şeyi konuştuğunda farklı yerlere gidiyor iş. Benim için başarı kriteri çok farklı. Ben iki tane genç kaleci ile oynadım, benim için başarı kriteri bu. 20 yaşında Rıdvan'ı camiaya kazandırmaya çalıştım, benim için başarı kriteri bu. Kulübe hiçbir ekonomik sıkıntı yaşatmadım, tarihin en ekonomik kadrosuyla 2 kupa kazandım, benim için başarı bu. 40-42 maçın olduğu sezonda, bu kadar sıkıntılı bir süreçte kadroyu böyle tutmak, kalecileri, Rıdvan'ı böyle kullanmak...
Geçen sezon bizim için Avrupa açısından doğru zaman değildi. Ben de çok bir şey beklemiyordum zaten. Hazırlık sürecini iyi geçirmeden maça çıktık, kolay değildi bu durum.
Ligin istatistiksel olarak en iyi oyuncusu Welinton. Oyuncuları alırken bir ekonomi var. Bize 5 milyon euroluk oyuncu alalım dediler de biz almadık mı? Welinton ekonomik olarak bize çok uygun ve performans olarak da Alanya'dan tanıdığım bir oyuncu, ne alacağımızı biliyorum. N'Sakala konusunda da çok eleştiri oluyor. Önce ekonomiyi konuşun, sonra transferi konuşun. Biz de 100-150 milyonluk takım yapmayı biliriz ama ortada gerçekler var. Hem başarılı olmak, hem de ekonomiyi korumak zorundayız. Devre arasında 1 oyuncu aldık, o da Cenk, sakatlandı, çok kullanamadık.
Ortada bir oyun var, sen istediğin kadar o, bu, şu eksik de. Sahada reaksiyon veren oyuncular var. Oyunun güçlü olması sezonun büyük bölümünde var. Sezon başında maçları da kaybettik. Biz şampiyon olduk, herkes 'Beşiktaş hak etti' diyor, benim için en güzeli bu, demek ki bir şeyler vermişiz. Sen sanatçısın bir şey sunmak zorundasın. Millet geliyor güçlü oyunu görüyor. O zaman insanlar da maça gelmek isteyeceklerdir. Bunu verebiliyorsan o zaman işini doğru yapıyorsun demektir.
Ghezzal'ı telefondan 1 dakika seyrettim, oyuncuyu bir gördüm, 'Bu nerede?' dedim. 'Bunu hemen getirin' dedim. Öyle aldık yani ve parasının yarısını Leicester ödüyor, öyle ekonomik aldık. Oyuncuda yetenek varsa, Ozan Tufan gibi, onu ortaya çıkarmak çok zor değil, sadece oyuncunun istemesi gerekiyor. Larin mesela santrfor diye tabir edildi ama santrfor oynayabilecek özelliklere sahip değil, arkası dönük çok faydalı değil. Hızlı, hava hakimiyeti iyi, koşuları iyi yapıyor. Olmayan bir pozisyonda oynatırsan performans alamıyorsun.
Televizyonda sürekli maddiyat konuşuyorlar, sizin şampiyonluklardan anladığınız bu mu? Biz daha farklı duygular tatmak istiyoruz, başka duygular tatmak istiyoruz. Bana kontrat getirdiler, ben ne yazdığını bilmiyorum, okumadım. 1 sayfasını bile okumadım. Anladığınız maddiyat mı? Tabii ki maddiyat kısmı var, ciddi bir iş yapıyoruz ama biz bunu anlamıyoruz. Biz sürdürülebilir başarı, kurulacak kadro anlıyoruz. Şampiyonlar Ligi, lig oynayacağız, nasıl bir kadro kuracağız? 2 kupa kazandık, şampiyon olduk, ne oldu? Onunla mı övüneceğiz? Maddiyat mı anladınız? Konuşulanları duyunca üzülüyorum gerçekten.
Aboubakar ile sezon içinde bir problem yaşadık. Malatya maçından sonra oyundan çıkarken el kol hareketi vardı ki doğru bir hareket değildi. 87. dakikada oyundan çıkan bir oyuncu öyle bir hareket yapamaz, ayıp olur. 45'te çıkarsın isyan edebilirsin, 30'da yapabilirsin, 50'de isyan edebilirsin ama 87. dakikada oyundan çıkan bir oyuncu o tür tavırlar sergileyemez yoksa başına iş alırsın. Aboubakar çok önemli oyuncu, taraftarımızın da sevdiği bir oyuncu, ekonomi benim içim değil, başkanın vereceği karar. Ekonomik olarak boyutu nedir, ne istiyor, kaç sene istiyor, onları bilmiyorum. Yorum yapmam çok doğru olmaz.
'HULK'U İSTEDİM, ALMADILAR'
Ben devre arasında Hulk'u istedim, almadılar. Ekonomisi de çok büyük falan değildi, yalvardım alalım diye. Ekonomi var dediler, camianı korumak adına duruyorsun. Ne yapayım şimdi? Biz bu parayı ödeyemeyiz, limitimiz yok dediklerinde ne diyeceksin?
Başkan her şeyi yaptı sezon içinde, çok yardım etti. 'Prim' dediler, verdi. Maaşları hep gününde yatırdı. Beşiktaş çok önemli bir başkan kazandı. Ekonomik yönde çok hassas.
İtiraz ediyorum, hoca çok itiraz ediyor diyorlar, ne yapalım? İtiraz etmeyelim mi? Benim işim kenarda takımın hakkını korumak. Canımız yandığında 4. hakem ile konuşuyoruz, bazen maksimuma çıkıyor. İtiraz ediyorsak ne yapalım, herkes etsin. İnsan nasıl itiraz eder? Ne var bu itiraz etme şeklinde? Herkes ellerini açıyor diye eleştiriyor. Elimi cebime koyunca da hiçbir şey yapmıyor, eli cebinde izliyor diyorlar.
Beni eleştir ama antrenmanımı eleştirme. Sen nereden biliyorsun benim idmanımı? Birilerini arıyorsun, ne söylüyorlarsa ona inanıyorsun. Bir şey merak ediyorsan bana sor. Birinden çekineceğim, yalan söyleyeceğim falan benim öyle bir karakterim var mı? Ben sonucuna bakmam, o anda doğru neyse onu söyler ve ona bakarım.
Bence bizim için en önemli maç, 10 kişilik Konya maçıydı. O maç, bizi sımsıkı birbirimize bağladı. Ondan önce 5 puan kaybetmiştik, orada da sıkıntı yaşasak oyuncuları kaybedebilirdik, engelleyemeyebilirdik. O gün taraftarın statta olmasını isterdim. Taraftarın oyuncuların mücadelesini sahada görmesini isterdim, onlar da inanırdı o zaman.
'EN UFAK ŞÜPHEM OLMADI'
Ersin'e kaleyi teslim ettik, 'Geç kaleye, istersen 150 tane gol ye, umrumda değil, geç kalede dur, nasıl durursan dur' dedim. Ersin'i de Utku'yu da oynatırken en ufak şüphem olmadı. İsterse 100 tane gol yesinler. 20 yaşında kaleciyle Beşiktaş ne zaman şampiyon olmuş? Biz onlara güveniyoruz, hatalı gol yese bir sonraki maç yine oynayacak. Bir kaleciye ya güvenirsin, ya güvenmezsin, ortası olmaz. Güveni vermezsen yolda düşer. Sen 20 yaşındaki halini düşün, kolay mı? Hele böyle ortamda, her şeyin eleştirildiği bir ortamda.
'TARAFTAR ARKAMI KOLLUYOR'
Taraftar bizim için her şeyi yapıyor. Bizi destekliyor, tribünde olmasa da sosyal medyada bizi destekliyor, daha doğrusu arkamı kolluyor. Arkamızda dolaşan çok şeyler var, çok gündeme getiremiyoruz, kuyumuzu kazmaya çalışan çok insan oldu, Allah razı olsun taraftarlardan. Çok zorlu bir süreçte 2 şampiyonluk aldık, ben maçtan sonra 'Bu kupalar onlara armağan olsun' dedim. Herkes çok emek verdi, en büyük emek de oyuncularımızın. Oyuncularımızın taraftara çok ihtiyacı var, lütfen hepsine destek olsunlar.