ŞİDDET ÖĞRENİLİR Mİ, İÇGÜDÜSEL MİDİR?
Şiddet insan hayatının her döneminde ortaya çıkabiliyor. Ve fark edilerek çözüme kavuşturulmazsa giderek büyüyen bir sorun haline geliyor. Dr. Gkıouler, şiddetin, strese karşı öğrenilmiş bir tepki olduğunu belirterek, “Kişi, şiddeti bir çeşit stresle başa çıkma yöntemi olarak gözlemleyerek, model alarak, ebeveynleri arasında yaşanan şiddete tanık olarak ya da şiddetin bire bir hedefi olarak öğrenmektedir. Tıpkı diğer davranışlar gibi şiddet de grup içerisinde karşılıklı iletişim esnasında taklit edilerek öğrenilmekte ve nesilden nesile öğrenilerek aktarılmaktadır” dedi.
ŞİDDETİ SORUN ÇÖZME METODU OLARAK GÖRÜRLER
“İnsanlar küçük yaşlarda maruz kaldıkları ya da şahit oldukları davranışları model alır ve taklit ederler” diyen Dr. Gkıouler, “Doğrudan ya da dolaylı olarak çocuklar anne-babalarının ve yakın akrabalarının şiddet içeren davranışlarını öğrenirler. Öğrenilen bu şiddet içeren davranışlar çocukluk dönemi boyunca pekiştirilir, ergenlik ve erişkinlik döneminde de taklit edilir, özellikle stres altında ya da çatışma dönemlerinde öğrendikleri bu davranışları daha çok bir sorun çözme metodu olarak kullanırlar” diye konuştu.
ÇOCUK YETİŞTİRİRKEN HANGİ YANLIŞLAR, BİREYLERİ ŞİDDET EĞİLİMLİ YAPIYOR?
Aileler, çocuğun hayatına bakışına etki ettiği gibi bireyin psikolojik gelişiminin de rotasını çiziyor. Birçok araştırma ortaya koyuyor ki sağlıklı bir ailede büyümeyen, şiddete tanık olan ve yetersiz aile desteği alan çocuklar saldırgan tutumlar sergiliyor.
Dr. Gkıouler, “Şiddet içeren davranışlara maruz kalan bireylerin yetişkinlikte ciddi davranış bozuklukları gösterdikleri ve ileride kendi çocuklarına daha çok öfke ve saldırganlık içeren davranışlar gösterdiklerine yönelik araştırmalar bulunmaktadır. Aile içerisinde tanık olunan şiddet, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu gibi ruh sağlığı sorunlarına neden olduğu gibi, çocukluk döneminde aile içi şiddete tanık ya da maruz kalma, şiddetin çatışma çözme biçimi olarak içselleştirilmesinin kaynağı olarak kabul edilmektedir. Ailede saldırganlığı ve şiddeti destekleyen tutum, çocukların saldırganlıkla ilgili öz yeterliliklerinin gelişmesine yardımcı olarak saldırganlığa yönelik olumlu bir tutum kazanmasını sağlayabileceği gibi çevresi ile iletişim kurmada ve amaçları elde etmede kullanılan genel bir strateji olarak şiddet davranışının ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.
ŞİDDETİ NASIL TANIRIZ?
“Şiddet gören kişilerde bazı bedensel ve ruhsal belirtiler görülür” diyen Dr. Gkıouler, ”Bedensel belirtiler arasında vücudun çeşitli yerlerinde, çeşitli iyileşme derecelerinde incinmeler, çok sayıda somatik şikayetler, boşaltım şikayetleri (kabızlık, ishal), yeme bozuklukları, acil servislere çoklu başvurular, fiziksel durumuna uygun olmayan ilaç kullanımı, ilaçların aşırı dozda kullanımı görülür. Ruhsal belirtiler arasında kaygı, korku, depresyon, konsantrasyon güçlüğü, unutkanlık, çaresizlik, ümitsizlik, düşük benlik saygısı, görülebilmektedir” ifadelerini kullandı.
ŞİDDET ÇEŞİTLERİ NELERDİR?
Şiddet uygulanış yöntemine göre; fiziksel, duygusal ve sözel şiddet olarak ayrılıyor. Çözüme ulaşmanın tek yolu sorunu doğru tespit etmekten geçiyor. Dr. Gkıouler, şiddet türlerini kısaca şöyle özetledi;
Fiziksel şiddet: bireylere karşı cezalandırmak amacıyla fiziksel olarak her türlü zararı verecek yöntemlerin kullanılmasıdır. Başkasının vücut bütünlüğüne zarar veren, ona acı çektiren her türlü saldırı fiziksel şiddet olarak nitelendirilebilir.
Duygusal şiddet: Aşağılayıcı sözler söylemek, isimler takmak, korkutmak, yeterli para vermemek, yapmak istemediği işlere zorlamak, yalnız bırakmak, suça yöneltmek, duygusal ihtiyaçlarını karşılamamak, reddetmek, sevgiden yoksun bırakmak, sürekli eleştirmek, tehdit, terk etmekle korkutmak gibi birçok durum duygusal şiddete girmektedir. Söz ve hareketlerin, karşı taraf üzerinde sindirme, baskı ve korkutma amacıyla cezalandırma ve kontrol kurma aracı olarak kullanılması sözel şiddet olarak tanımlanmaktadır.
Sözel şiddet: Duygusal şiddetle iç içe geçebilmekle beraber aralarında bazı farklar da vardır. Sözel şiddette, hakaretler ve davranışların sözel ifadesi ön plandadır. Genelde öfke kontrolünün sağlanamaması sonucunda ani parlamaların etkisiyle ortaya çıkmaktadır.
FLÖRT ŞİDDETİ NEDİR?
Farkında olmadan şiddete uğruyor olabilir misiniz? Ne kadar baskılansa da şiddet kendini ele vermenin yollarını buluyor. İzleri iyi takip etmek ve ipuçlarını okumak kişinin kendini koruma için son derece önemli.
Flört şiddeti; flört ilişkisinde partnere karşı acı verici veya yaralayıcı fiziksel veya psikolojik güç ve tehdit kullanımını içeren söz, mimik ve davranışların tümü olarak tanımlanabilir. Flört şiddetinin türlerine bakıldığında diğer şiddet sınıflamaları ile benzer olduğu görülmektedir.
Psikolojik flört şiddeti ise utandırma amaçlı isim takma, alay etme ya da aile ve arkadaşlarla görüşmesine engel olma şeklinde fiziksel olmayan ancak ruhsal olarak yaralayıcı davranışları içermektedir. Ayrıca kişinin isteği dışında ısrarlı takipte bulunmak da yine bir şiddet davranışıdır.
BELİRTİLERİ NELERDİR?
Çevrenizde birinin şiddete maruz kalıp kalmadığını anlamak ise mümkün. Dr. Gkıouler, “Flört şiddetine uğrayanlarda alkol, sigara kullanımı, yeme bozuklukları daha sık görülmektedir. Özgüvende azalma, öfke patlamaları, travma sonrası stres bozukluğu gibi ruhsal bozukluklar da ön plana çıkmakta; anksiyete, depresyon ve intihar düşüncesi ya da girişimi gibi durumların sıklıkları artmaktadır” şeklinde konuştu.
HEM RUHUNUZ HEM VÜCUDUNUZ TEPKİ VERİR
Şiddet görerek büyüyen çocuklar, ilerde yaşadıkları bu stresi ömür boyu taşıyacakları hastalıklarla ortaya koyabiliyor. Dr. Gkıouler, “Çocuklukta karşılaşılan her türlü şiddet, erişkinlikte farklı etkiler ortaya çıkarmaktadır. Çocuklukta fiziksel şiddete maruz kalmış kişilerde erişkin yaşamda depresyon, anksiyete bozukluğu, yeme bozuklukları, alkol-madde kullanımı ve davranış bozukluğu daha sık görülmektedir. Ayrıca, bu kişilerde astım, allerji, romatizmal hastalıklar, amfizem, ülser ve kardiyovasküler hastalıkların diğer kişilerden anlamlı derecede yüksek olduğu gösterilmiştir”.
ŞİDDETTEN ARINMAK MÜMKÜN MÜ?
Başlangıç noktasını seçememiş olabilirsiniz. Yıpranmış, yıpratılmış olabilirsiniz. Bir noktada gidişata dur demek ise tamamen sizin elinizde… Dr. Gkıouler şiddetten arınmanın yollarını şu şekilde anlattı; “Şiddet olgusuna maruz kalan bireylere koruyucu ve önleyici çalışmalar kapsamında psikososyal yaklaşımda bulunulmalıdır. Psikososyal müdahaleler arasında; aile odaklı terapiler, insan ilişkilerinde yaratıcı drama yaklaşımı, psikodrama, bilişsel davranışçı terapi, çözüm odaklı terapi gibi uygulamalar yer almaktadır.”
www.star.com.tr