Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 76.Yılı... Ülkemizde ise bu önemli günde Atatürk saygıyla anılıyor. Ülkemizde her gün bu tarihlerde etkinlikler düzenlenir. Bu önemli gün/hafta ise Mustafa Kemal Atatürk'ün anısına düzenlenen; onun yurtseverliği, inkılap ve ilkelerinin anlatıldığı, radyo ve televizyonda Atatürk'ün konuşmalarının kendi sesinden dinletildiği, Atatürk'le ilgili filmlerin gösterildiği haftadır.
Saat 9'u beş gece ülke genelinde sirenler çalınır; rafikteki arabalar durur ve 4 dakika korna çalarak anma etkinliklerine destek verirler. Okullarda resmi bölgelerde törenler düzenlenir; siyasi büyükler ve kişiler Anıtkabir'e bu günde akın ederler. Ülke genelinde Millet Meclisi hariç tüm bayraklar bu günde yarıya indirilir.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN O ÖNEMLİ MESAJI
"SAYGI VE RAHMETLE YAD EDİYORUZ"
İşte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Eroğan tarafından yayınlanan o mesaj;
“Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'i, ebediyete irtihalinin 76. yıl dönümünde saygı ve rahmetle yad ediyoruz.
Gazi Mustafa Kemal, saygın bir lider ve komutan olarak, ecdat yadigarı vatan topraklarının savunulmasında, milletimizin istiklale kavuşma mücadelesinde önderlik yapmıştır.
Cumhuriyetimizi bu toprakların tüm renklerini kaynaştırarak inşa eden Gazi Mustafa Kemal, milletimizi müşterek bir ideal etrafında birleştirmeyi başarmış, Türkiye’nin bağımsızlığı ülküsünü benimsemiştir.
Gazi’nin en büyük ideali, Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak olduğu kadar milli iradenin, millet egemenliğinin her şart altında korunması ve savunulması olmuştur.
Milli irade, demokratik işleyiş zaman zaman kesintilere uğrasa da ülkemiz bugün Gazi Mustafa Kemal’in işaret ettiği demokratik hedefler doğrultusunda önemli mesafeler katetmiştir.
Cumhuriyetin 91. yıldönümünü iftiharla kutlayan Türkiye, istikrar içinde güçlenmeye ve büyümeye, demokrasinin standartlarını her geçen gün yükseltmeye devam ediyor.
Özellikle son 12 yılda Yeni Türkiye vizyonuyla hayata geçirdiğimiz reformlarla 2023 için belirlediğimiz hedeflere adım adım yaklaşıyoruz. Bu büyük başarıda kuşkusuz Gazi Mustafa Kemal’in hayalleriyle birlikte milletimizin sabrının, gayretinin, alın terinin, kardeşlik azminin ve ülkesine olan bağlılığının büyük payı bulunuyor.
Bugün millet ile devlet arasındaki bağın, insanlarımız arasındaki kardeşlik, birlik ve bütünlük azminin her zamankinden çok daha kuvvetli olduğunu iftiharla ifade edebilirim.
Bu gurur ve güvenle belirtmek isterim ki, şehitlerimizin ve gazilerimizin manevi varlıklarından güç alarak, milletimizin çizdiği istikamette yolumuzda yürüyecek, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümünde, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkma hedefimizi gerçekleştireceğiz.
Bu düşüncelerle, vefatının 76. yıl dönümünde, Cumhuriyetimizin bânisi Gazi Mustafa Kemal'i ve tüm silah arkadaşlarını, tüm şehitlerimizi, gazilerimizi tekrar saygı ve şükranla anıyorum.“
ATATÜRK'ÜN ÖLÜMÜ!
Anıtkabir'de Atatürk'ün mozolesi
Mustafa Kemal Atatürk'ün sağlığının bozulmasına ve ölümüne neden olan hastalık konusunda çeşitli iddialar vardır. Bir karaciğer rahatsızlığına dair hemen herkes aynı fikirdedir. Ancak hastalığın adı konusundaki tartışmalar günümüzde bile devam etmektedir. Atatürk'ün sağlığı 1937 yılından itibaren bozulmaya başladı. 1938 başlarında iştahsızlık ve halsizlik hissetmeye başladı. Vücudunun çeşitli yerlerinde kaşıntılar meydana geliyor ve burun kanamaları güçlükle önleniyordu.
Siroz teşhisi konulması
Bu kaşıntıların Çankaya Köşkü'ndeki karıncalardan meydana geldiği öne sürüldü ve köşk ilaçlamaya alındı. Atatürk de özel bir kür tedavisi için Yalova Termal'e gönderildi. Termal Otel'de, 22 Ocak 1938 günü Atatürk'ü muayene eden Dr. Nihat Reşat Belger, karaciğer rahatsızlığından kuşkulandı ve Atatürk'e siroz teşhisi koydu. Doktor Belger, Atatürk'e mutlak surette perhiz yapmasını tavsiye etti. Atatürk, Termal Otel'deki tedavisine bir süre daha devam etti, ancak doktorların bütün itirazlarına rağmen 1 Şubat 1938'de tedaviyi yarıda bırakarak Bursa'ya hareket etti.
Atatürk'ün ölümünden sonra çekilen bir fotoğrafı, Dolmabahçe Sarayı.
Fransa'dan doktor getirtilmesi
Atatürk'ün sağlık durumunun ciddiyet göstermesi hükümeti de telaşlandırdı. Başbakan Celâl Bayar,Avrupa'dan iki hekim getirilmesini önerse de Atatürk o günlerdeki Hatay Sorunu yüzünden hastalığının dışarıda duyulmasının iyi olmayacağını düşündüğünü belirtti ve bunu reddetti. Türk doktorların kapsamlı bir muayene yapmasını kabul etti. Nihayet 6 Mart 1938 günü beş doktor Çankaya Köşkü'nde Atatürk'e bir konsültasyon yaptılar ve siroz hastalığı teşhisini yenilediler. Atatürk'ün kesinlikle alkolü kesmesi gerektiğini ve yoğun çalışma temposunu biraz düşürmesini istediler. Atatürk bu önerilere olumlu yanıt verdi. Bu muayeneden bir süre sonra Başbakan Celâl Bayar'ın tavsiyesi üzerine Paris Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Noel Fissenger Ankara'ya davet edildi. Fransız doktor Atatürk'ü muayene etti ve diğer doktorların teşhis ve tavsiyeleriyle örtüşen bir tanı-tedavi ortaya koydu. Fransız doktorun sözleri ve tavsiyeleri ve tavırları Atatürk'ü oldukça memnun eder cinstendi. İlk teşhisten sonra Fissinger Atatürk'e "Efendim, büyük savaşlar kazanmış olabilirsiniz ancak bu olayda vaka sizsiniz ve bende sizin komutanınızım, lütfen bu hususu unutmayınız" telkininde bulunmuş ve Atatürk de gerçekten doktorun tavsiyelerini ciddi şekilde uygulamıştır.
11 Kasım 1938'e ait bir gazete
Son kez Ankaralıların karşısına çıkışı
Atatürk'ün rahatsızlığı ve özellikle Avrupa'dan doktor getirtilmesi, dünyada geniş bir yankı buldu. Atatürk'ün ölmek üzere olduğu ve siyasi mirasını kime bırakacağı yönündeki haberler üzerine Atatürk tüm dünyaya sağlıklı olduğunu göstermek istercesine 19 Mayıs 1938 günü Ankara Stadyumu'nda halkın karşısına çıktı. O gün son defa Ankaralıların karşısındaydı. Kutlamalar çok parlak geçti hatta o günün anısına Ankara Stadyumu'nun adı 19 Mayıs Stadyumu olarak değiştirildi..
Hatay Sorunu'nun çözülmesi
Atatürk aynı gün törenden sonra Mersin'e hareket etti. Daha sonra Adana'ya geçti. Askeri geçit törenleri yaptırdı ve ordunun başında olduğunu herkese gösterdi. Yaptıkları işe yaramıştı, dış basında hastalık, hatta "ölüyor" tarzı haberler kesildi. Fransızlar Hatay konusunda tüm şartları kabul ettiklerini bildirdiler. Ancak bu seyahat Atatürk'ün hastalığını iyiden iyiye arttırmıştı. Atatürk 26 Mayıs 1938 günü son defa Ankara'dan ayrıldı, İstanbul'a hareket etti.
Atatürk, İstanbul'da 1 Haziran 1938'den 25 Temmuz 1938'e kadar Savarona Yatı'nda kaldı. Yaz sıcakları üzerine tekrar Dolmabahçe Sarayı'na döndü. Bu arada Hatay sorunu da çözüldü ve Türk Ordusu Temmuz ayı başlarında Hatay'a girdi.
Atatürk'ün karaciğerindeki rahatsızlık iyiden iyiye artmıştı. Doktor Fissenger ve Türk doktorların tekrar yaptıkları muayeneler karında su toplanmaya başladığını gösteriyordu
Atatürk'ün Mozelesi
Vasiyeti
5 Eylül 1938 günü Atatürk vasiyetini yazdı ve bütün malvarlığını belirli şartlarla, genel başkanı olduğu Cumhuriyet Halk Partisi'ne bıraktı. Kız kardeşine ve manevi çocuklarına, İsmet İnönü'nün çocuklarına para yardımı yapılmasını belirtti. Ayrıca Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'na da belirli miktarlarda yardım yapılmasını istedi.
6 Eylül 1938'de Fransız doktor Fissenger üçüncü defa İstanbul'a geldi. Atatürk'ün karnında biriken su iyice artmıştı. O gün yapılan su alma işlemi ile Atatürk'ün karnından tam 6 litre su alındı. Fakat buna karşılık Atatürk'ü daha da rahatlatmak için 12 litre su alındığı söylendi. 18 Eylül 1938'de Başbakan Celâl Bayar, Dolmabahçe Sarayı'na geldi ve dört yıllık ekonomik plan dosyasını Atatürk'e sundu. Atatürk ülke ekonomisi için çok önem taşıyan projelerin gerçekleştirilmesi için Türkiye'nin önünde en fazla üç yıl olduğunu, bir dünya savaşı çıkacağını ve bir an önce bu projelerin hayata geçirilmesini istedi.
Komaya girmesi
Hastalık gitgide ilerlemekteydi. Atatürk'ün karnında yeniden su toplanmıştı. Ekim ayında yapılan bir işlemle bu su da alındı.İşlemin ardından 16 Ekim 1938 günü öğleden sonra Atatürk ağır bir komaya girdi. Hükümet, ulusu Atatürk'ün sağlık durumundan haberdar etmek için 17 Ekim 1938'den itibaren Anadolu Ajansı aracılığı ile resmi tebliğler yayınlamaya başladı. Atatürk girdiği komadan 21 Ekim günü çıktı. Çok istemesine rağmen sağlık durumu elvermediği için 29 Ekim 1938 günü Ankara'da cumhuriyetin onbeşinci yıldönümü kutlamalarına katılamadı. Bayram nedeniyle Ankara'da düzenlenen törenlerde Türk Ordusu'na hitaben yazdığı bayram konuşmasını Başbakan Celâl Bayar okudu. Atatürk'ün hastalığı ve Dolmabahçe Sarayı'ndan çıkamayışı bayrama hüzün düşürdü.29 Ekim akşamı Ankara'dan dönen Kuleli Askeri Lisesi öğrencileri Dolmabahçe Sarayı önünden geçerken Atatürk'e büyük sevgi gösterilerinde bulundular. Atatürk'ün TBMM beşinci dönem dördüncü yasama yılını açış konuşmasını da 1 Kasım 1938'de Başbakan Celâl Bayar okudu.