17 Aralık operasyonunun kılıfını ‘Selam’la hazırlamışlar

Paralel yapının sözde Selam ve Tevhid örgütüne yönelik yaptığı soruşturmada emelleri için insanların hayatını karatacak akıl almaz usulsüzlük ve hukuksuzluklara imza attığı ortaya çıktı. Yapılan usulsüzlükler, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın verdiği takipsizlik kararıyla gün yüzüne çıktı. Selam örgütü diye başlayan soruşturmada şüpheliler, PKK, El Kaide, Ergenekon adına faaliyetlerde bulunmak iddiasıyla dinlemeye alınmış. Dinleme kararları “açık kimliksiz” olarak alındığı da tespit edildi.

“Selam örgütü” iddiasıyla yönelik başlayan operasyonda dinlenen birçok isimle ilgili dinleme kararlarının farklı örgütler adıyla alındığı belirlendi. Şüphelilerden Nurettin Şirin’in Selam örgütünün lideri olduğundan bahisle hakkında soruşturma başlatıldığı, teknik takibini ise ‘El Kaide’ ögrütü üyesi olduğu iddiasıyla yapıldığı ortaya çıktı. Yina şüphelilerinden İsmail Ünal için teknik takip talebinin “Ergenekon” örgütü gösterilirken aynı dosyadan H. Avni Yazıcıoğlu için ise teknik takip gerekçesi , “PKK / Kongra-Gel’ üyesi olmak olarak gösterildi.

TC Kimlik numarası yok

Savcılık, şüpheliler hakkındaki iletişim tespit kararlarının “açık kimliksiz” olarak alındığını belirtirken İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün 9 Nisan 2014’te savcılığa gönderdiği yazıda da şüpheliler hakkında iletişim tespit kararının “TC kimlik numarasız ve açık kimliksiz” olarak alındığı ifade edildi.

90 tane çözülmemiş tape var

Emniyetin yazısında soruşturma dosyasıyla ilgili yapılan değerlendirmelerde bazı dosyaların Tib-Net kayıtlarının silindiği, bazı dosyaların da kayıp olduğu tespi edildi. Soruşturma çerçevesinde ‘bunca skandala ve usulsüzlüğü karşın 17 ve 25 Aralık  hükümete karşı darbe girişimi öncesinde bu dosyaların Emniyet’in ilgili birimlerinden adeta kaçırılarak adliyeye götürüldüğü de ortaya çıktı. Ayrıca soruşturma çerçevesinde dinleme yapılan 90 şahsın Tape çözüm işleminin de halen yapılmadığı da ortaya çıktı. 

Herşey sahte

Selam  soruşturmasının temeli olan ifadelerin sahibi Yazıcıoğlu, ifadelerine eklemeler yapıldığını, imzasının da taklit edildiğini söyledi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açıklamasında yer alan Selam Örgütüne yönelik soruşturmada verilen takipsizlik kararının gerekçesi belli oldu. 431 sayfalık gerekçeli kararda en dikkat çeken bölümlerin başında paralelcilerin soruşturmaya temel oluşturduğu Kamile Yazıcıoğlun’un ilk kez gün yüzüne çıkan ifadesi oldu. Yazıcıoğlu ifadesinde paralelci polislerin söylemediği bir çok bilgiyi ifadesine eklediğini ve imzasını taklit ederek ifade tutanakları oluşturduğunu anlattı. Yazıcıoğlu’nun 26 Şubat 2014’te İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde verdiği ifadesinde Mit Müsteşarı Hakan Fidan ile eşinin irtibatlı olduğu ve en son olarak 4 ay önce Mit Müsteşarı olduğunda makamını ziyarete gittiler” şeklinde bir ifadesi olmadığını söyledi. Yazıcıoğlu, “Ben kesinlikle böyle bir ifade vermedim vermiş olsaydım hatırlardım. Bu ifade bana ait değildir” dedi. Yazıcıoğlu, 04.03.2011’de  TEM Şube’de verdiği ifadelerin kısmen değiştirildiğini, kendi imzasına benzemeyen imzaların da olduğunu gördüğünü söyledi. Yazıcıoğlu kendisinin ifadesini alan Erkan Ünal ve Gafur Ataç’ın kendilerini farklı isimlerle tanıttıklarını, polisteki fotoğrafla teşhis yönteminden bu iki polis amirini teşhis ettiğini de kaydetti.  KEMAL GÜMÜŞ / İSTANBUL

Fidan’ı ‘Emin’ kod adıyla dinlediler

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının paralel yapı ya yönelik başlattığı Casusluk ve Şantaj soruşturmada gözaltına alınan polislerin, sözde Selam ve Tevhid örgütü kapsamında MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı, “Emin” kod adıyla dinlediği öğrenildi. Şüphelilerin, 2011’de kocasını emniyete şikayete giden ve ifadesini aldıkları Kamile Yazıcıoğlu’na, Hakan Fidan ile ilgili olarak soru sordukları ve daha sonra imzasını taklit ederek Fidanla ilgili asılsız bir sürü bilgi ekledikleri öğrenildi. Fidan’ın dinlemelerinin tape haline getirildiği de öğrenilmişti.

Ağrı ve Yozgat’ta paralel direniş

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Okan Özsoy’un yazdığı arama ve gözaltı işlemlerinin uygulama talimatı Ağrı ve Yozgat da hem emniyet hem de savcılık tarafından işleme konulmadı. Savcı Özsoy yazısında CMK 90 ve 91. maddeleri gereğince herhangi bir vatandaş hakkında nerede olursa olsun savcılık talimatıyla işlem yapılabileceğini belirtmesine rağmen bu illerdeki yetkilililerin işlem yapmadığı öğrenildi. Bu illerdeki yetkililiren gün içerisinde hem savcılık hem de İstanbul’daki emniyet yetkilileriyle telefon trafiğine girip Savcı Özsoy’un kararını UYAP üzerinden gönderme şartı koştukları belirtildi.