10 Mayıs 2024 Cuma / 3 Zilkade 1445

4 Eylül Sivas Kongresi önemi nedir? Sivas Kongresi 100 yaşında!

4 Eylül Sivas Kongresi önemi nedir? sorusunun yanıtı günün en çok araştırılan başlıkları arasında yer alıyor. Sivas Kongresi 100 yaşında. Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli anlarından biri olan Sivas Kongresi’nin 100. yılını bugün kutluyoruz. Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'dan yola çıkarak başlattığı milli mücadelenin en önemli temel taşları arasında yer alan 4 Eylül 1919 tarihli Sivas Kongresi 100 yaşına ulaştı. 4 Eylül Sivas Kongresi önemi ve maddeleri hakkında merak edilenlerin tümüne haberimizin içerisinden ulaşabilirsiniz. İşte tüm detaylar..

4 Eylül 2019 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
4 Eylül Sivas Kongresi önemi nedir? Sivas Kongresi 100 yaşında!
Sivas Kongresi 100 yaşında. 4 Eylül Sivas Kongresi önemi nedir? sorusunun yanıtı merak ediliyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına giden yoldaki en önemli temel taşlardan biri olan tarihi Sivas Kongresi'nin 100'üncü yılı bugün kutlanıyor. Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'dan yola çıkarak başlattığı milli mücadelenin en önemli temel taşları arasında yer alan 4 Eylül 1919 tarihli Sivas Kongresi 100 yaşına ulaştı. 4 Eylül Sivas Kongresi hakkında merak edilenlerin tümüne haberimizin içerisinden ulaşabilirsiniz. İşte tüm merak edilenler... 
 
SİVAS KONGRESİ 100 YAŞINDA! 
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 4 Eylül 1919 tarihinde Milli Mücadelenin merkezi olarak açılışını yaptığı Sivas Kongresi 100 yaşında. Manda ve himayenin kesin olarak reddedildiği Sivas Kongresi'nin 100. yıl dönümü. Ülkenin kurtuluşu ve bağımsızlığı adına Erzurum'dan sonra toplanan Sivas Kongresi'nde kritik kararlar alınarak bugünkü Türkiye'nin temelleri atıldı.
 
4 EYLÜL SİVAS KONGRESİ ÖNEMİ NEDİR? 
Sivas Kongresi, Mustafa Kemal'in Amasya Genelgesi'ni açıkladıktan sonra bir çağrı üzerine I. Dünya Savaşı'ndan sonra işgale uğrayan Türk topraklarını kurtarmak ve Türk milletinin bağımsızlığını sağlamak için çareler aramak amacıyla seçilmiş ulus temsilcilerinin Sivas'ta bir araya gelmesiyle, 4 Eylül 1919 - 11 Eylül 1919 tarihleri arasında gerçekleşen ulusal nitelikte bir kongredir.
 
Sivas Kongresi'nde alınan kararlar, daha önce gerçekleştirilen Erzurum Kongresi kararlarını genişleterek tüm ulusu kapsar bir nitelik kazandırmış ve yeni bir Türk Devleti'nin kuruluşuna temel olmuştur; bu nedenle Sivas Kongresi'nin Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki önemi büyüktür.
 
Sivas Kongresi'nde, Erzurum Kongresi'nde alınan vatanın bütünlüğü ve bağımsızlığıyla ilgili kararlar aynen kabul edilmiştir.
 
Kurtuluş Savaşı öncesi son kongre olması bakımından önemlidir. Misak-ı Milli’nin kabulü, milli birlik ve beraberliğin sağlandığı ve gücün milli iradeden gelmesi gibi konular ortaya çıkmıştır. 
 

 
SİVAS KONGRESİ’NDE ALINAN KARARLAR NELERDİR?
Osmanlı Devleti ile itilaf Devletleri arasında yapılan Ateşkes Anlaşması’nın imzalandığı 30 Ekim 1918 tarihindeki sınırlarımız içinde kalan ve her noktasında çok büyük bir İslâm çoğunluğunun bulunduğu Osmanlı ülkesinin parçaları birbirinden ve Osmanlı topluluğundan parçalanamaz ve hiçbir sebeple ayrılmaz bir bütündür. Bu ülkede yaşayan bütün Müslüman halklar, birbirine karşılıklı hürmet ve fedakârlık duygularıyla dolu, birbirlerinin ırkî ve sosyal haklarına saygılı, yaşadıkları muhitin şartlarına tam olarak riayetkâr öz kardeştirler.
Osmanlı toplumunun bütünlüğü, milli istiklalimizin sağlanması, Hilâfet ve Saltanat yüce makamının dokunulmazlığı için Kuva-yı milliye’yi etkili ve milli iradeyi hâkim kılmak esastır.
 
Osmanlı topraklarının herhangi bir parçasına karşı yapılacak müdahale ve işgale ve özellikle vatanımız içinde müstakil birer Rumluk ve Ermenilik kurulmasına yönelik hareketlere karşı, Aydın, Manisa ve Balıkesir Cephelerindeki milli cihatlarda olduğu gibi, elbirliğiyle savunma ve direnme esası meşru kabul edilmiştir.
 
Öteden beri aynı vatan içinde birlikte yaşadığımız, bütün gayr-i müslim azınlıkların her türlü hakları bütünüyle mahfuz bulunduğundan, bu azınlıklara siyasî egemenlik ve toplumsal dengemizi bozacak imtiyazlar verilmesi kabul edilmeyecektir.
 
Osmanlı Hükümeti bir dış baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk ve ihmal etmek zorunda kalırsa, Hilafet ve Saltanat makamı ile vatan ve milletin dokunulmazlığını ve bütünlüğünü sağlayacak her türlü tedbir ve kararlar alınmıştır.
 

 
İtilaf Devletleri’nce Ateşkes Anlaşması’nın imzalandığı 30 Ekim 1918 tarihindeki sınırlarımız içinde kalıp İslâm çoğunluğunun oturmakta olduğu, kültür ve medeniyet üstünlüğünün Müslümanlarda bulunduğu ve bir bütün teşkil eden vatan topraklarının taksimi görüşünden büsbütün vazgeçip, bu topraklar üzerindeki tarihi, ırki, dini ve coğrafi haklarımıza riayet edilmesine ve buna aykırı teşebbüslere son verilmesine ve böylece hakka ve adalete dayalı bir karar alınmasını bekleriz.
 
Milletimiz insani, muasır (çağdaş) gayeleri yüceltir, teknik, sınaî ve ekonomik durumu ve ihtiyacımızı takdir eder. Böylece devlet ve milletimizin iç ve dış bağımsızlığı ve vatanımızın bütünlüğü saklı kalmak şartıyla, altıncı maddede yazılı sınırlar içinde, milliyet esaslarına saygılı olan ve memleketimize karşı istila emeli gütmeyen herhangi bir devletin teknik, sınaî, ekonomik yardımını memnuniyetle karşılarız. Bu adaletli ve insani şartları(ın gerçekleşmesi), bir barışın acilen kararlaştırılması, insanlığın selameti ve dünyanın esenliği adına, en has milli emelimizdir.
 
Milletlerin kendi geleceğini bizzat kendilerinin tayin ettiği bu tarihi dönemde İstanbul Hükümeti’nin de milli iradeye bağlı olması zaruridir. Çünkü milli iradeye dayanmayan herhangi bir hükümetin keyfi kararlarına milletçe baş eğilmediği gibi, böyle kararların dışta da muteber olmadığı ve olamayacağı, şimdiye kadar geçen olaylarla ve sonuçlarla ortaya çıkmıştır. Böylece, milletin içinde bulunduğu sıkıntı ve endişeden kurtulmak çarelerine bizzat başvurmasına gerek kalmadan, İstanbul Hükümeti’nin milli meclisi hemen ve hiç zaman yitirmeden toplaması ve böylece milletin, memleketin geleceği üzerinde alacağı bütün kararları milli meclisin denetimine sunması mecburidir.
 
Vatan ve milletimizin maruz kaldığı zulüm ve elemler ile ve hepsi aynı amaç ve maksatla milli vicdandan doğan vatansever ve milli cemiyetlerin birleşmesinden oluşan genel topluluk, bu kez “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adını almıştır. Bu cemiyet her türlü particilik akımlarından ve şahsi ihtiraslardan uzaktır ve arınmıştır. Bütün Müslüman vatandaşlarımız bu Cemiyet’in tabii üyeleridir.
 
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin 4 Eylül 1919 tarihinde Sivas’ta toplanan Genel Kongresi tarafından, mukaddes maksadı takip ve genel teşkilatı idare etmek için bir Heyet-i Temsiliye seçilmiş ve köylerden il merkezlerine kadar bütün milli teşkilatlar takviye edilmiş ve birleştirilmiştir.