26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

ABD gibi CHP de güvenli bölge istemiyor

Mültecileri ‘dengemizi bozuyorlar’ diye Türkiye’de istemeyen CHP, Suriyelileri evlerine döndürecek güvenli bölgeye de ‘ABD’nin hoşuna gitmez’ gerekçesiyle karşı çıktı.

29 Eylül 2019 Pazar 07:00 - Güncelleme:
ABD gibi CHP de güvenli bölge istemiyor

Yerel seçimler öncesinde Suriyelileri seçim malzemesi olarak kullanan CHP, her seferinde mültecileri geri göndereceklerinin sözünü verdi. Ancak geri göndermenin şekli ve yönteminin nasıl olacağı üzerinde durmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, yaklaşık 3.5 milyon Suriyelinin güvenli bir biçimde geri dönmesi ve gittiklerinde yaşamlarını sürdürebilmeleri için somut önerilerde bulunması sonrasında ise CHP’den çelişkili açıklamalar gelmeye başladı. 

TÜRKİYE’Yİ SUÇLADI

CHP, “Uluslararası Suriye Konferansı: Suriye’de Barışa Açılan Kapı” konferansı düzenledi. Konferansta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu konuştu. Kılıçdaroğlu, Suriye’deki iç savaşın ve yaşanan göçün faturasını Türkiye’nin sırtına yükleyerek, çözüm merkezi olarak kendi halkının dünya genelinde mülteci olmasını sağlayan ve kuzeydeki topraklarında terör koridorunu teşvik eden Esad’i gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin uygulanan yanlış politikaları sebebiyle Suriye’deki yangın büyüdü” dedi. 

BAL GİBİ GÖNDERECEKTİ

Kılıçdaroğlu, “Egemenlik, kayıtsız şartsız Suriye halkının olmalıdır. Türkiye çok uzun süredir terör örgütlerinin hedefindedir. Türkiye’nin kendi güvenliğini sağlama amacıyla Suriye’de sürdürdüğü terörle mücadelenin meşruluğuna inanıyoruz. Ancak bu mücadelenin Şam yönetimiyle ilişki kurularak sürdürülmesi gerektiğine inanıyoruz” dedi.  

Kemal Kılıçdaroğlu, yerel seçimlerden önce ise “Suriyeli kardeşlerimize diyeceğiz, bak evini, yolunu, okulunu her şeyinizi yapıyoruz, şimdi kendi ülkene gideceksin. Bunu söylediğim zaman kızıyorlar vay efendim Suriyelileri nasıl gönderirsin, bal gibi göndeririz arkadaş her şeyi var gidecek” demişti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, de Suriye topraklarında güvenli bölgeye yapılacak konut projesinin ciddi meşruiyet sorgulamasına sebep olacağını söyledi ve buna karşı olduklarını, Türkiye’nin bağımsız politika izlemesinin ABD’nin hoşuna gitmeyeceğini belirtti. Çeviköz, “Türkiye nüfus mühendisliği yapıyor. Suriyelileri gönüllü olmadan gönderirse uluslararası hukuka hukuka aykırı davranmış olur. Sözünü ettiği bölgeye daha önce oralarda yaşamayanları yerleştirmeyi planlıyor. Peki o insanların güvenliğini Suriye yönetimi ile görüşmeden nasıl sağlayacak? Bu olmadan hayata geçirilecek bir güvenli bölge planı Suriye’yi böler” suçlamasında bulundu. Çeviköz’ün açıklamasında Suriye’nin kuzeyinde yaşayan çoğu Arap bölge halkını sürgün ederek demografik yapıyı bozan PYD sözcüsü Salih Müslim ile aynı dili kullanması dikkat çekti. Müslim de “Zaten Türkiye’nin Suriye meselesinde ne yapmak istediği başından beri belli. Türkiye işgal saldırısıyla bölgeyi kontrol edecek ve demografik yapıyı değiştirecek. İşgal edeceği bölgeye kendi istediği insanları yerleştirecek. Kürtleri yok edecek” demişti. 

KONFERANSTA BiR SKANDALA iMZA ATILDI

İstanbul’da CHP tarafından düzenlenen Uluslararası Suriye Konferansı’nda skandala imza atıldı. Muhaliflerin davet edilmediği toplantıda, terör örgütü PYD’ye yakınlığıyla tanınan Amy Austin Holmes konuştu.  Holmes, “PYD Kürt ağırlıklı bir yapı değil artık. Yüzde 60 oranında Araplardan oluşuyor. Kürtler, Süryaniler, Ezidiler, Hristiyanlar, Türkmenler var. Yani Suriye Halklarının temsilcisi ve içinde etnik çeşitliliği barındırıyor” dedi. 

PYD terör örgütü demografik yapıyı bozdu

Suriye’deki iç savaşın başladığı 2011 yılında bu yana PYD/YPG terör örgütü, “kanton” olarak ifade ettiği bölgelerde terör ve baskı yoluyla kontrolü sağlayarak demografik yapıyı değiştirmeye yönelik faaliyetlerde bulundu. Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG, otoritesini kabul etmeyen bölgedeki Arap, Türkmen vb. yerleşik halkları göçe zorlayarak, mülklerine el koydu. Tapu ve nüfus kayıtlarının bulunduğu binaları kundaklayarak, mevcut belgeleri yok etti. Terör örgütü aynı tutumu, kendisi gibi düşünmeyen Kürtler için de kullandı.