20 Kasım 2025 Perşembe / 30 CemaziyelEvvel 1447

ABD'li tarihçi: Osmanlı, son derece başarılı bir savaş makinesiydi

Osmanlı'nın son derece önemli ve güçlü bir askeri teşkilat yapısı oluşturduğunun altını çizen ABD'li tarihçi Prof. Dr. Rhoads Murphey, 'Osmanlı, Avrupa'dan çok önce sistemi kurmuştu ve onları Avrupa'daki diğer ordulardan üstün kılan tam olarak buydu. Osmanlı, ordunun ihtiyaç duyduğu maddi destek için önemli bir sistem kurmuştu. Bu anlamda da Osmanlı, son derece başarılı bir savaş makinesiydi. Fetihlerle yeni topraklar alınıyor, bunlardan gelen vergiler orduya aktarılıyordu' dedi.

AA19 Kasım 2025 Çarşamba 23:27 - Güncelleme:
ABD'li tarihçi: Osmanlı, son derece başarılı bir savaş makinesiydi

Murphey, Ketebe Yayınları tarafından yayımlanan "Osmanlı Savaşırken" başlıklı yeni kitabı kapsamında Ayasofya Medresesi'nde bir söyleşi gerçekleştirdi.

Moderatörlüğünü Ketebe Yayınları editörlerinden Şuhedanur Hacıalioğlu'nun üstlendiği söyleşide Murphey, Batı'da Osmanlı ordusuyla ilgili klişelerin hakim olduğunu, fakat bunların gerçekçi bir temele dayanmadığını söyledi.

Murphey, Osmanlı ile Batı'daki ordu sistemi arasında önemli farklar olduğunu belirterek, "Çalışmamı yaparken Osmanlı ordusunun, diğer ordulardan farklarına odaklanmıştım. Çünkü Osmanlı ordusu, bir sefere giderken alt yapıdan üst yapıya kadar imaret işleri yapan bir orduydu. Oysa Batı'da merkezi bir ordu yoktu. Merkezi sistem, Osmanlı'da bütün orduya yol gösteren bir anlama sahipti." dedi.

Osmanlı'yı başarılı kılan temel unsurun keskin bir askeri organizasyon gücüne sahip olmasından kaynaklandığını vurgulayan Murphey, şöyle devam etti:

"Batı'daki tarih yazımında Osmanlı, her yeri kılıçtan geçiren, disiplinsiz, kısacası vahşi bir imaja sahiptir. Batı'da hakim olan ve Osmanlı'yı aşağı gören bakışın kaynağı ise kültüreldir. Oysa karşımızda hiç de gelişigüzel bir yığın yok. Osmanlı ordusu son derece eğitimli bir sisteme ve disiplinli bir yapıya sahiptir."

"OSMANLI, AVRUPA'DAN ÇOK ÖNCE SİSTEMİ KURMUŞTU"

Murphey, Osmanlı'nın son derece önemli ve güçlü bir askeri teşkilat yapısı oluşturduğunun altını çizerek, "Osmanlı, Avrupa'dan çok önce sistemi kurmuştu ve onları Avrupa'daki diğer ordulardan üstün kılan tam olarak buydu. Osmanlı, ordunun ihtiyaç duyduğu maddi destek için önemli bir sistem kurmuştu. Bu anlamda da Osmanlı, son derece başarılı bir savaş makinesiydi. Fetihlerle yeni topraklar alınıyor, bunlardan gelen vergiler orduya aktarılıyordu." diye konuştu.

Osmanlı'da savaşın stratejik düşünmeyle birlikte hayat bulduğunu söyleyen Rhoads Murphey, ayrıca Osmanlı'nın aynı anda Doğu ve Batı seferi yapmadığını aktardı.

Konuşmasında Osmanlı için Doğu ve Batı seferlerinin farklarına da değinen Murphey, şunları kaydetti:

"Ben ilk olarak Osmanlı'nın Doğu seferlerini çalıştım. Bu uzun mesafeli seferleri nasıl başardıklarını merak ettim. Daha sonra Avrupa seferlerini araştırdım. Osmanlı, Doğu'da sefere giderken kendi güzergahını inşa etti. Oysa Belgrad'a gitmek daha kolaydı. Çünkü bu seferler için Roma'dan beri var olan yollar ve güzergahlar kullanıldı. Batı'da menzil sistemiyle hareket edilirken, Doğu'da bu menzil sisteminin dışına çıkıldı. Doğu seferleri, Batı seferlerinden her anlamda daha zordu."

"PADİŞAH HEM MADDİ HEM DE PSİKOLOJİK OLARAK ASKERİNE DESTEK OLURDU"

Murphey, Osmanlı padişahlarının hem sefere gitmeden hem de seferden sonra askerlere ziyafet verdiğinden bahsederek, "Bu temelde, askerin gittiği bölgeyi yağmalamaması içindi. Asker bilirdi ki onun yağma yapmasına gerek yok. Çünkü devlet onun hak ettiği maaşı ya da diğer iaşesini karşılayacak. Padişah hem maddi hem de psikolojik olarak askerine destek olurdu. Asker, kendisi savaşta ölse bile, devletin geride kalan ailesine sahip çıkacağından emindi." ifadelerini kullandı.

Osmanlı askeri sisteminin zayıflamasındaki en önemli etkenlerden birisinin savaş ve seferlerin azalması olduğunu belirten Murphey, "Örneğin Köprülü döneminde neredeyse hiç sefere çıkılmamıştı. O kadar ki padişah askerlerin sayısını azaltmak isteyince orduda büyük isyanların çıktığı durumlar olmuştu." dedi.

Prof. Dr. Rhoads Murphey, Osmanlı'nın Batı karşısında teknolojik gelişmelerden dolayı gerilediği fikrine katılmadığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Osmanlı son derece çağdaş bir askeri yapıya sahip olmuştur. Herkesin barutu varken, Osmanlı da bu baruta sahipti. Osmanlı'nın teknolojisi ne çok ileri ne de çok geriydi. Kürek yelkene ya da ok tüfeğe döndüğünde Osmanlı da bu gelişmeleri uyguluyordu. Osmanlı'nın askeri anlamda Batı ile yarışamadığı doğru bir iddia değildir. Söz konusu gerilemenin temel kaynağı liderlikle ilgili bir durumdu. Savaşa tecrübesi olmayan bir ordu zayıflar. 18. asırdan itibaren azalan seferler ordunun pratik eksikliği olarak karşılarına çıktı. Çünkü savaşta önemli olan cephede olmaktır, tecrübedir. Yeni taktikler ve usullerin anlaşılması ve uygulanması çok önemlidir. Oysa bu dönemde alaylı ve mektepli ayrımları ortaya çıkmıştı. Bütün bunlar ise Osmanlı'nın savaş yeteneğinin zayıflamasına yol açtı."

Victor Menage, Tibor Halasi-Kun ve Halil İnalcık'ın arasında olduğu usta Osmanlı tarihçileriyle uzun süre birlikte çalışan Murphey, yeni çalışması "Osmanlı Savaşırken" kitabında, Osmanlı Devleti'nin Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Doğu'daki başarılarına dair detaylı ve özgün bir inceleme sunuyor.

Çalışmasında Osmanlı askeri teşkilatının dönüşümüne ve değişim dönemindeki Osmanlı toplumu üzerindeki etkisine odaklanan Murphey, Osmanlı askeriyesinin mazhar olduğu yoğun akademik ilgiyi doğru şekilde tahlil ederek, literatürdeki peşin hükümlü tarih yazım alışkanlığını da değiştirmeyi amaçlıyor.

ÖNERİLEN VİDEO

Daltonlar'a darbe: Evden cephanelik çıktı

Kapat
Video yükleniyor...