24 TV'de Seda Selek'in sunduğu, Ahmet Kekeç, Ceren Kenar, Mehmet Metiner ve Halime Kökçe'nin konuk olarak katıldığı Siyaset 24 programında Cumhurbaşkanı Erdoğan'nın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu toplantısı değerlendirildi.
İşte Programda konuyla ilgili öne çıkan değerlendirmeler…
AHMET KEKEÇ: SİSTEM 2007’DE DEĞİŞTİ, MUHALEFETİN HABERİ YOK
Başkanlık sistemi sözünü Turgut Özal gündeme getirmişti ve kıyamet kopmuştu.O dönem henüz Başbakan'dı ve Cumhurbaşkanı olduktan sonrada başkanlık sisteminden bahsetti. İkinci kez Erdoğan döneminde başkanlık sistemi konuşulunca aynı çevreden kıyameti kopardılar. Bu konular konuşulamaz, üzerinde fikir yürütülemez gibi sunuldu. Erdoğan bu tarz bakanlar kuruluna başkanlık ederse yürütme ve cumhurbaşkanlığı arasında kriz doğar ve sistem değişir diye ifadeler kullanılıyor. Sistem 21 Ekim 2007'de değişti haberleri yok bu adamların. Muhalefet bunu bilmiyor. Cumhurbaşkanını halk seçer. Bu konu referanduma gitti % 69'u evet cumhurbaşkanını halk seçer dedi. Bu ülkenin siyasi tarihini 1000 yıl geriye götürürsek bu topraklarda yaşayan insanlar ilk kez başkanlarını seçtiler. Bu şu demek oluyor ki halkın seçtiği başkanlar ister buna Cumhurbaşkanı diyelim ister başkan diyelim fark etmiyor. Başkanlar kendilerini birtakım vesayet odaklarına borçlu hissetmeyecekler. Eskiden cumhurbaşkanlarının hangi pazarlıklarla seçildiğini çok iyi biliyoruz. Yakın dönemden bahsediyorum. Genelkurmay Başkanı olmak bu ülkede Başbakanı olmak şartlardan biriydi. Biz dönemleri ve şartları yaşadık.
AK Parti miletvekili Mehmet Metiner ise yaşanan süreçte muhalefetin sorumlu olduğunu söyledi.
Metiner konuyla ilgili şöyle konuştu: "Seçilmiş cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini tanzim eden bir anayasa mı? Hayır. Meclis tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı görev ve yetkilerini tanzim eden bir Anayasamız var bizim. Ama birde doğrudan halk tarafından seçilen bir Cumhurbaşkanımız Başkanımız var. Anayasal bir açığı kapatmamız lazım. Şimdiden fiili başkanlık sisteminin şimdi halk kendi başkanını seçmiş. Ama mevcut anayasa doğrudan halk tarafından seçilmiş başkanın görev ve yetkilerini belirlemiyor. Buna rağmen sayın başkanımız Cumhurun Reisi Türkiye'nin en başkanı diyor ki: Anayasada ne yazılmışsa bu şekilde götüreceğim. Peki anayasada ne yazıyor? Meclis tarafından seçilmiş tarafından seçilmiş cumhurbaşkanının ne yapıp yapmayacağı belirtiliyor. 104. maddenin 2.fıkrasında gerekli gördüğü takdirde toplamaya yetkisine sahiptir. Cumhurbaşkanı ne vakit isterse bu toplantıdan sonra yapar isterse yarın yapar çünkü Anayasa’da sınırlama ve zaman taahhüdü yok
MUHALEFET 2 AÇIDAN SORUMLU
Muhalefet 2 açıdan sorumlu bir yerde duruyor. 1. Mevcut anayasanın zaten boşlukta olduğunu görmüyor. Seçilmiş cumhurbaşkanı gerçeğini içine sindiremiyorlar. Yeni Türkiye'nin bir gerçekliğini sindiremediler. 2. Anayasanın amir hükmünü görmüyorlar ve bunun etrafında dolanıyorlar.
Şimdi pek fazla savunmaya gerek duymuyorum. Diyelim ki Kenan Evren toplamamış olsaydı, Turgut Özal şu kadar toplamamış olsaydı kaç yazar. Anayasada bana verilen bir yetki var ve bende bunu kullanacağım kullanmayacağım buna ben karar veririm. Takdir Cumhurbaşkanındır" İfadelerini kullandı.
Halime Kökçe ise konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede ‘Turgut Özal bakanlar kuruluna 7 kere başkanlık etmiş En az 2 kere etmiş ve etmeyen Cumhurbaşkanları da olmuş. Ama onlar vaka-i adliyeden mevzu dahi edilmemiş.’ dedi.
***