10 Ekim 2025 Cuma / 18 RebiülAhir 1447

AK Parti'den milli parklar, turizm ve vakıflarla ilgili kanun teklifi: TBMM'ye sunuldu

AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, milli parklar, turizm ve vakıflarla ilgili düzenlemeler içeren 2 kanun teklifinin TBMM Başkanlığına sunulduğunu bildirdi.

AA10 Ekim 2025 Cuma 17:45 - Güncelleme:
AK Parti'den milli parklar, turizm ve vakıflarla ilgili kanun teklifi: TBMM'ye sunuldu

Güler, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Milli Parklar Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Vakıflar Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni Meclis Başkanlığına sunduklarını belirtti.

Milli parklara ilişkin kanun teklifinin yürürlük ve yürütme maddeleriyle birlikte 30 maddeden oluştuğunu söyleyen Güler, turizm ve vakıflarla ilgili düzenlemeler içeren kanun teklifinin ise 19 maddeden oluştuğunu aktardı.

Türkiye'nin doğal, tarihi, kültürel zenginliklerini barındıran milli park alanlarını koruma ve bu mirası gelecek nesillere aktarma sorumluluğunun kendileri için en büyük öncelik olduğunu vurgulayan Güler, "Ekolojik dengeyi gözeten, aynı zamanda bölgesel kalkınmayı ve turizmi de destekleyen, sürdürülebilir koruma, kullanım dengesini sağlayacak yeni bir hukuki çerçeve oluşturulması zorunlu hale gelmiştir." dedi.

Kanun teklifiyle milli park olarak ilan edilen veya edilecek alanların sınırlarının, güncel bilimsel verilere dayalı olarak ekolojik dengeyi azami ölçüde koruyacak şekilde yeniden belirlendiğinin altını çizen Güler, şunları kaydetti:

"Bu düzenleme sadece korumayı değil, aynı zamanda yöre halkının makul ve denetimli kullanım alanlarını da gözeten, böylece doğal varlıkların korunmasıyla sosyo-ekonomik beklentiler arasında optimal bir dengeyi kurmayı hedeflemektedir. Milli parkların bütünlüğünü tehlikeye atmayacak ancak acil kamu yararı gerektiren stratejik altyapı projeleri için esneklik sağlanması adına, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle park alanlarının bir kısmında korunma statüsünün değiştirilmesine yönelik sınırlı ve istisnai bir yetki yer almaktadır. Bu düzenleme, doğal varlıklarımızın korunmasından taviz verilmeyecek şekilde sadece zorunlu altyapı ve stratejik yatırımlara imkan tanıyarak ülkenin genel menfaatini gözetmeyi amaçlamaktadır."

Güler, teklifle farklı kanunlardan kaynaklanabilecek yetki karmaşasının da giderileceğini belirterek, "Doğal mirasımıza ve milli parklarımıza zarar veren eylemlerle kararlı şekilde mücadele etmek amacıyla izinsiz avlanma, ağaç kesme, çevre kirliliğine yol açma gibi fiillere uygulanan idari para cezaları ciddi oranda artırılmakta ve aynı zamanda süreli hapis cezaları da teklifimizde yer almaktadır. Bu düzenlemeyle doğal varlıklarımıza zarar verenlere yönelik cezasızlık algısının ortadan kalkacağı ve korumanın en üst seviyede sağlanacağına kanun teklifinde yer vermiş oluyoruz." şeklinde konuştu.

KİMLİK BİLDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Güler, Vakıflar Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'yle ise devletin koruma, denetim ve kültürel miras yönetimi alanlarındaki yetkilerini güçlendirdiğini ve etkin hale getirdiğini vurguladı.

Teklifle milli güvenlik ve genel asayişin teminatı için kritik adım atıldığını söyleyen Güler, "Kimlik Bildirme Kanunu'nda yapılan değişikliklerle sadece kara konaklama tesislerine değil, marinalar, liman tesisleri ve kıyı tesislerini işletenlere ve deniz aracı kiralayanlara yönelik de kimlik bildirim yükümlülüğü getirilmektedir. Bu sayede giriş-çıkış ve konaklama işlemleri kontrol altına alınarak, suç ve saldırı tehditlerine karşı caydırıcı, etkin tedbirler geliştirilmektedir." dedi.

Teklifle Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanunun bazı maddelerinde de değişik yapıldığını ve bu değişiklikle alanın korunmasının artırıldığını aktaran Güler, "Tarih alanı tanımı sadece başkanlığa tahsisli yerleri değil, başkanlığın görevli ve yetkili olduğu tüm alanları kapsayacak şekilde genişletmeye teklifimizde yer veriyoruz. Tarihi alan bağlantı noktaları olarak tabyalar, şehitlikler ve kaleler gibi alanla irtibatlı olduğu tespit edilen yerler de bütüncül koruma kapsamına alınmaktadır. Çanakkale savaşlarına ait her türlü silah, teçhizat, kıyafet ve belge, korunması gerekli taşınır kültür varlığı sayılmaktadır." diye konuştu.

Vakıf taşınmazlarının azami kira süresinin 3 yıldan 5 yıla çıkarılarak borçlar kanunu düzenlemelerine uyum sağlanacağını bildiren Güler, "Kira tahsilat ve işleyişini hızlandırmak amacıyla düşük bedelli kiralamalarda noter tasdiki zorunluluğu kaldırılmakta, sermayesinin tamamı vakıflara ait şirketlere rayiç bedelle doğrudan kiralama imkanı getiriyoruz. İhtilaflı kiracılar ve işgalcilerle ilgili fiili durumu hukuki zemine taşımak ve sulh işlemi ortaya koyma adına 6 aylık bir başvuru süresi tanınarak borcu olmayanlarla 5 yıla kadar sözleşme imzalama imkanını teklif ediyoruz. Mazbut vakıfların yani mirasçıları hayatta olan iş yükü ve maliyetlerindeki artış nedeniyle temsil edilen vakıfların yıllık gayrisafi gelirlerinden alınan yönetim ve temsil masrafı oranını yüzde 20'den yüzde 40'a çıkarıyoruz." bilgisini verdi.

Güler, her iki kanun teklifinin de hayırlı olmasını dileyerek, tekliflerin hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti.

"HER TÜRLÜ TEZKERE VE TALEPLERE GEREKLİ DESTEĞİ VERECEĞİMİZİ İFADE EDİYORUZ"

Güler, kanun tekliflerine ilişkin açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, "Gazze'ye asker göndermeyle ilgili Meclis'e tezkere gelmesinde son durum nedir? Böyle bir durum olursa görev gücünün kapsamı ne olabilir?" sorusu üzerine Güler, şu yanıtı verdi:

"Detayı Dışişleri Bakanlığımız, Milli Savunma Bakanlığımız ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığımız çalışıyor. Hem karşılıklı ateşkes hem de devamında alınacak Gazze ve bölgesindeki tedbirlerle ilgili hususlar henüz bize intikal etmiş değil. Bu ay içerisinde süresi biten üç tezkeremiz var. Belki bazıları devam etmeyebilir. Suriye-Irak tezkeresi, Lübnan tezkeresi, Orta Afrika ve Mali'ye yönelik tezkeremiz bu ay içerisinde Meclis Başkanlığımıza gelecektir. Bunun da çerçevesini Dışişleri Bakanlığımız, Milli Savunma Bakanlığımız, oradaki özelliği, durumu, süresi, bu konuda ortaya bir teklif çıkacaktır, değerlendirme yapılacaktır. Sonra Cumhurbaşkanlığımızın tezkeresi olarak Meclis Başkanlığımıza gelecektir. Henüz daha erken, olayın başındayız. Katil, soykırımcı, zalim İsrail, anlaşmanın olduğu tarihte ve saatlerde bile maalesef Gazze'yi bombalamaya devam etmişti. İnşallah orada bu saldırganlık, bombalamalar da son bulur."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu da dahil olmak üzere her platformda Türkiye'nin Filistin'in yanında olduğunu, Filistin'in masumiyetini ve mağduriyetini ifade ettiğini aktaran Güler, Türkiye'nin bu konudaki desteğini devam ettireceğini vurguladı.

Türk milletinin Gazze halkının yanında olduğunu dile getiren Güler, "Biz bundan sonraki süreçlerde de Meclis Başkanlığımıza gelecek her türlü tezkere ve taleplere gerekli desteği vereceğimizi ifade ediyoruz. TBMM, Gazi Meclis olarak Filistin halkının yanında olduğunu, saldırganlığın, zalimliğin bir an önce son bulması noktasında 6'ya yakın tezkereyi görüşmüş ve karara bağlayarak dünya kamuoyuna ilan etmiştir." dedi.

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun İmralı'ya heyet gönderip göndermeyeceğinin tartışıldığının anımsatılması üzerine Güler, ilk toplantısını 5 Ağustos'ta yapan komisyonun bugüne kadar nitelikli çalışmalara imza attığını belirtti.

Komisyondaki milletvekillerine teşekkür eden Güler, komisyonun toplumun her kesimini dinlediğini anlattı.

Güler, komisyonun herkesin derdini, beklentisini ve önerilerini sunacağı çalışmayı ortaya koyduğunu ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Komisyon kendi değerlendirmesini yapacaktır, özgün manada ihtiyaçlar nedir, ne değildir? Buradaki mevcut yapılan çalışmanın birincil esas amacı, terörün bir daha bu toplumun gündemine gelmeyeceği şekilde hiçbir şart ve hiçbir koşul altında asla bir daha silahın, şiddetin konuşulmayacağı ortamın ve kalıcı varlığın tespit edilmesi. Bizim hedefimiz terörün son bulmasıdır, terörün ortadan kalkmasıdır, silahların tamamen ortadan kaldırılmasıdır ve PKK terör örgütünün de kendi aldığı fesih kararı noktasında her türlü faaliyetlerini, çalışmalarını dağıtması ve kendini feshettiği kararı doğrultusunda ortadan kaldırması lazım. Bizim esas sormamız, takip etmemiz, odaklanmamız gereken husus budur. Bu önceliğin önüne, yanına, sağına, soluna herhangi bir şey koymaya gerek yok. Komisyon yeri geldiğinde, çalışmalarını tamamladığında, ihtiyaçlar neyse tekrar değerlendirilir. Ortaya bir değerlendirmeden sonra bir husus çıkar, biz de gündemimize alır, konuşuruz. Doğrudan bizim, komisyona farklı bir yol çizmemiz şu anda bir durum değil."

Birinci önceliklerinin, terörün, silahın, şiddetin tüm varlığıyla, tüm sonuçlarıyla milletin ve Türkiye'nin gündemine bir daha gelmeyecek, bir daha konuşulmayacak şekilde son bulması olduğuna vurgu yapan Güler, bütün çalışmaların ve gayretin bu yönde olduğunu kaydetti.

Tekliflerin hangi komisyonlarda görüşüleceğinin sorulması üzerine Güler, Milli Parklar Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu'nda, Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ise Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu'nda görüşüleceğini bildirdi.

ÖNERİLEN VİDEO

Kargu hedefi tam isabetle vurdu! Zırh delici mühimmatla havalandı

Kapat
Video yükleniyor...