26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Başkan Erdoğan: Babacan'ı uyardım, ümmeti bölmeye hakkınız yok

Başkan Erdoğan, yeni parti kurma hazırlığı yapan isimlere “Baldıran zehrini içerek hep sabrettik, aleyhte hiç konuşmadık. Yolunuz yolunuzdur ama şunu unutmayın; bu ümmeti parçalamaya hakkınız yok” sözleriyle tepki gösterdi.

Halime Kökçe10 Temmuz 2019 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Başkan Erdoğan: Babacan'ı uyardım, ümmeti bölmeye hakkınız yok

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci Zirvesi Toplantısı için gittiği Bosna Hersek’ten yurda dönerken uçakta gazetecilere çarpıcı açıklamalarda bulundu: 

BABACAN’IN İSTİFASI

Benimle randevu talebi neticesinde bir görüşmesi oldu. Bu görüşmesinde de kendisi “Şu seçimden sonra istifamı vereceğim. Çünkü partiye karşı olan aidiyet duygularımı kaybetmeye başladım” dedi. “Nedir aidiyet duygularınızı kaybetme gerekçeleriniz?” deyince de “Ülkedeki ekonomik durumlar gibi şeyler söyledi. Kendisine “Parti mi kuracaksınız?” dedim. “Şu anda düşünmüyoruz ama bir platform olarak çalışıyoruz” dedi. Dedim ki “Bak Ali Bey, eğer senin bu kabineye katkı verme noktasında yaptığınız çalışmalar varsa, vereceğiz bilgiler varsa biz bunlardan istifade ederiz. Malum ben sana partide danışmanlık teklif ettim, kabul etmedin.” Bizim dava arkadaşlığımızda bir şey var. Dava terk edilmez. Burada sonuna kadar hizmet söz konusudur. 

FAİZ MESELESİ

Ali Bey, AK Parti içinde belki de Türkiye’de en genç yaşta bakanlık görevlerine gelen birisidir. Anlaştığımız anlaşamadığımız birçok konu olmuştur. Bunlardan en önemlisi de faiz meselesidir. Faiz konusunda hiçbir zaman anlaşamadık kendisiyle. Çünkü faizin bizden ne denli götürüsü olduğunu hep kendilerine söylemişimdir. Uyulduğu zaman enflasyon nerelere kadar inmiştir. 4,6’ya kadar faiz düştü. Enflasyon da 7 civarındaydı. Hatırlayın ondan sonra bize hemen ciddi darbe olayı yapıldı. Bu darbe olayında da bir anda Taksim Gezi olaylarını yaşadık ve faizde, enflasyonda çift haneli rakamlara çıkmış olduk. Burada arkadaşlarımızın duruşları ciddi sıkıntılar oluşturdu. Bu sıkıntıları ben yaşadım, milletimiz yaşadı. Dolayısıyla da ilanihaye bu insanlar burada kalacak diye bir şey yok. 

NEREDEN NEREYE...

Aynı şekilde Başbakanlık koltuğuna gelip oturan arkadaşlarımızın nereden nereye nasıl geldikleri malum. Cumhurbaşkanlığı makamına gelip oturanların nereden nereye nasıl geldikleri malum. Bütün bunlarla beraber, yola çıkarken her şey iyi, güzel ama Cumhurbaşkanlığı makamından ayrıldıktan sonra mensubu olduğu partisine üye dahi olmamıştır. 

AYRILANLAR OLDU AMA...

Şimdi Ali Bey de hemen rahatlıkla istifasını vermiştir, hayırlısı olsun. Partimizden bu şekilde ayrılanlar daha önce de olmuştu. Hatta grup kuracak milletvekiliyle ayrılanlar olmuştu. Bu isimler kimlerdi diye sorsam acaba hatırlar mısınız? 17-18 kişi başkalarını da kattılar ve grubu kurdular. Olsa olsa bir Erkan Bey’i hatırlarsınız ama diğerlerini herhalde hatırlamazsınız. Aynı şekilde ondan sonra da yine ayrılanlar oldu. Mesela bir tanesi şu anda Sayın Kılıçdaroğlu ile beraber. Çok büyük bir aşkla ayrılmıştı, partisini kurmuştu. O da ayrıldı ama yürümedi, tutmadı. Bir başkası daha yine aynı şekilde ayrıldı, o da tutmadı. En sonunda tutmayınca Ordu’dan belediye başkanı adayı oldu. Ama Ordu’da bizim aday yaptığımız Hilmi Bey açık ara belediye başkanlığını aldı. Şimdi bu gerçekler ortada. Şunu çok ve açık samimi söylüyorum; bizim partimizin oturmuş, yerleşmiş bir altyapısı var. Ben Ali Bey’in kendisine de söyledim; “Yolunuz yolunuzdur eyvallah ama şunu unutmayın ki bu ümmeti parçalamaya hakkınız yok. Siz bunu yapıyorsunuz. Bunun parçalanmasıyla da bir yere gidemeyeceksiniz” dedim. Şunu da söyledim, “Fazla da geç kalmayın” dedim. 

ONLARA KIRGINIM

(Ali Babacan’a Ahmet Davutoğlu’na ve Abdullah Gül’e kırgınlığınız var mı?) Bu soru sorulur mu Allah aşkına… Bunlara kırgınlık olmayacak da kime olacak? Biz baldıran zehrini içerek hep sabrettik ve aleyhte herhangi bir şey konuşmadık. Cumhurbaşkanlığı seçimleri oldu. Bakın şu son belediye başkanlığı seçiminde İstanbul’da olanlar çıkıp da Binali Bey’le ilgili bir tane olumlu ifade kullanmadılar. Siz nefsinizle bir muhasebe yapın. “Bu kim? Benim arkadaşım. Bununla ilgili bir ufak ifade kullanmayayım mı? Daha önce yine mesela referandumda bakıyorsunuz hayır oyu kullandılar. Ama biz bir şey konuştuk mu? Konuşmadık. Herkesin yaptığı yanına. Başka hiçbir şey yok. 

S-400 SİSTEMİ

 Öncelikle bir defa ortak üretim noktasında bizim Rusya ile sıkıntımız yok ve Sayın Putin ile bu işi ilk görüşmeye başladığımız andan itibaren bu konuda mutabakatımız var. Ortak üretime de inşallah geçeceğiz. Bu spekülasyonlar maalesef bizim S400 alımından vazgeçmemizi isteyenlerin ileri sürdüğü bir tezdir. Bundan vazgeçin diyorlar, böyle bir şey söz konusu değil. Bu bir hava savunma sistemi. Böyle olduğuna göre, eğer birileri bize bir saldırı yaparsa bu saldırı karşısında biz de bu savunma sistemimizi devreye sokacağız. 

PATRIOT DA ALABİLİRİZ

Sayın Trump bunu bildiği için buradan hareketle haklılığımızı teslim etti ve “Bunların hepsi Obama’nın yanlışları. Haklısın” dedi. Bütün medyanın önünde de kendi mesai arkadaşlarına da bunu söyledi. Patriot olayı bundan dolayı ilerlemedi ki Sayın Trump’ın döneminde de bu iş sarktı. Burada da yine “tamam verdik, veriyoruz” diyemedi. Bize mesela şimdi de uygun şartlarda böyle bir şeyi vermeye kalksaydılar biz Patriot da alabiliriz, çeşitlendirebiliriz ama burada kazan-kazan esasına göre hareket edeceksek… 

MİLLETİMİZ KARARINI VERMİŞTİR

(Başkanlık Sistemi) Referandum yaptık. Bu referandumla beraber yeni yönetim sistemine geçtik. Çok daha seri kararların alınabildiği, çok daha seri adımların atılabildiği bir dönem ve uluslararası alanda da güven telkin eden bir yapıyı istiyoruz. Nitekim şu anda sene-i devriyesindeyiz, daha bir yıl oldu ve konuyla ilgili çalışmalarımızı kararlı şekilde sürdüreceğiz. Sayın Kılıçdaroğlu her şeyden önce yenile yenile doymayan pehlivan gibi bir durumun içerisinde. Eğer bir demokratsa milletin verdiği bir karara saygı duyması lazım. Bu iş bitti. Biz kalkıp da ayda bir, senede bir referanduma gidemeyiz. İki kavram çok önemli; güven ve istikrar ama şimdi Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu yaklaşımı güveni de ve istikrarı da tehdit ediyor. Onlar buna yardımcı olsunlar. 

MB’DEKİ DEĞİŞİM: (MB başkanının görevden alınması) Sayın Başkanın kendine has birçok tasarrufu olmuştur ve maalesef ağır bedeller ödendi. Bu artık bir yere kadar katlanılabilirdi, çekilmez oldu. Hazine ve Maliye Bakanım ve arkadaşlarımızla değerlendirmeyi yaptıktan sonra değişikliğe gitmenin faydalı olacağına inandık. En önemlisi piyasalara güven vermedi. Piyasalarla iletişimi iyi değildi. Tabi bunların hepsi oralarda başka sıkıntıları da meydana getirdi. Bundan dolayı artık böyle bir değişime gidilmesinin ülke ekonomisi için hayırlı olacağına inandık ve bu adımı attık. 

DOĞU AKDENİZ: Bölgede arama çalışmalarımız devam ediyor, bir taraftan sondaj gemlerimiz bölgeye yönlendirildi. Gerek Fatih gerek Yavuz şu anda bölgede onlar da çalışmalarına başlayacak. Biz oralarda birilerinin alanı üzerinde çalışma gayreti içinde değiliz. Orada özellikle de Kuzey Kıbrıs’taki Türk kardeşlerimizin hakları neyse bu hakları savunmak üzere adımımızı atıyoruz. 

Başkan Erdoğan’dan soykırım kurbanlarına dua

Başkan Erdoğan, Srebrenitsa Soykırımı kurbanları anısına düzenlenen geçit törenine katıldı. Bosna Hersek’in doğusundaki Srebrenitsa’da yaşanan soykırımın 24’üncü yılında toprağa verilecek 33 kurbanın cenazelerini taşıyan konvoy, başkent Saraybosna’dan Potoçari Anıt Mezarlığı’na uğurlandı. Törende cenazeleri taşıyan araç, Devlet Başkanlığı Konsey Binası önüne geldi. Erdoğan ve beraberindekiler ile Bosnalı vatandaşlar burada, soykırım kurbanları için dua etti ve aracın üzerine çiçekler yerleştirdi. Törene Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın yanı sıra Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konsey üyeleri Şefik Caferoviç ve Zeljko Komşiç, Bosna Hersek Halklar Meclisi Başkanı Bakir İzzetbegoviç, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye

Bakanı Berat Albayrak, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Başkanlık Sözcüsü İbrahim Kalın da katıldı. Geçit töreninin ardından Erdoğan, kendisine yoğun ilgi gösteren Bosnalılarla fotoğraf çektirdi. Bu arada, Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, alandan ayrılmadan önce Bakir İzzetbegoviç ve eşi Sebija İzzetbegoviç ile bir süre sohbet etti. Dün sabah Visoko şehrinden hareket eden konvoy, Saraybosna’dan geçerek Potoçari Anıt Mezarlığı’na ulaşacak. Soykırım kurbanları 11 Temmuz’da düzenlenecek cenaze töreninin ardından burada toprağa verilecek.