7 Mayıs 2024 Salı / 29 Sevval 1445

Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın önemli bir parçasını teşkil eden tüzük Türkçe'ye çevrildi

Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği (AB) Başkanlığı, Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın önemli bir parçasını teşkil eden Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'na (SKDM) ilişkin (AB) 2023/956 sayılı tüzüğü Türkçeye çevirdi.

AA22 Ağustos 2023 Salı 17:25 - Güncelleme:
Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın önemli bir parçasını teşkil eden tüzük Türkçe'ye  çevrildi

AB Başkanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Türkçeye çevrilen tüzük, Başkanlığın internet sitesi üzerinden kamuoyu ve ilgililerin erişimine sunuldu.

AB Resmi Gazetesi'nde 16 Mayıs'ta yayımlanarak yürürlüğe giren tüzük kapsamında geçiş döneminin 1 Ekim'de başlaması öngörülürken tüzüğün tam olarak uygulamaya girmesi Ocak 2026'da olacak.

SKDM tüzüğü, üretimin, AB'nin emisyon azaltma politikalarını olumsuz etkileyecek şekilde, iklim değişikliği politikaları daha az sıkı olan ülkelere kayması sonucunda oluşabilecek karbon kaçağı riskini önlemeyi amaçlıyor.

Bu kapsamda AB, üretim esnasında salınan karbon emisyonları için AB Emisyon Ticareti Sistemi'ni (ETS) yansıtacak şekilde, ithal ürünlerde ilave ücret öngörüyor, böylelikle hem diğer ülkelerde daha temiz üretim yapılmasını sağlamak hem de AB üreticilerinin rekabetçiliğini korumak hedefleniyor.

Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığı tarafından Türkçeye çevrilen tüzüğe göre, AB ithalatçıları, 2025'in sonuna kadar sürecek geçiş döneminde herhangi bir mali yükümlülük altına girmeyecek, SKDM mekanizmasına tabi ithal ürünlerin gömülü emisyonlarını raporlayacak. Emisyonların raporlanmasına ilişkin kurallar ve gereklilikler de 17 Ağustos'ta AB Resmi Gazetesi'nde yayımlandı.

SKDM'nin kapsamında ilk aşamada çimento, demir-çelik, alüminyum, gübre, hidrojen ve elektrik olmak üzere 6 sektör yer alıyor. Bu sektörler en yüksek karbon kaçağı riski taşıyan ve çevreyi en fazla kirleten enerji yoğun sektörler.

Mutabakatın önemli bir parçası olarak tasarlanan SKDM konusundaki gelişmeler, Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı AB'ye ihracatını etkileme potansiyeli nedeniyle dikkatle izleniyor. Ticareti etkileme potansiyeli olmakla birlikte SKDM esasen bir çevre ve iklim değişikliği önlemi olarak görülüyor.

AB'nin, SKDM'yi tasarlamasının ardındaki asıl niyet, iklim hedeflerinin sadece üye ülkelerin çabalarıyla gerçekleşemeyeceği tespitinden hareketle, üçüncü ülkelerin AB ile benzer iklim hedefleri koymadığı takdirde yaşanabilecek karbon kaçağı riskini bertaraf etmek. Bu itibarla da çok genel bir ifadeyle "kirleten öder" ilkesine dayanıyor.

AB, ilkesel olarak, tüm üçüncü ülkelerden yapılan ithalatı, belirlenen ürün gruplarında SKDM'ye tabi tutmayı planlıyor. AB'nin ETS düzenlemesini uygulayan İzlanda, Norveç ve Lihtenştayn ile kendi ulusal ETS mekanizmasını hükümetler arası bir anlaşmayla 1 Ocak 2020 itibarıyla AB ETS sistemiyle bağlantılı hale getiren İsviçre SKDM'den muaf tutulmuştu. AB, güçlü ticari entegrasyonunun olduğu bu ülkeleri SKDM'den muaf tutarken, bu ülkelerin esasen üreticileri için benzer iklim değişikliği politikaları uyguladıklarını göz önünde bulundurmuştu.