19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

AYM’den 3 yılda 2 farklı karar

Memurlara adaylarına uygulanacak güvenlik uygulamasını ‘kişisel verileri ihlal’ gerekçesiyle iptal eden Anayasa Mahkemesi, 3 yıl önce 2 üyesinin FETÖ’den ihracı için verdiği kararda ‘sosyal çevre’ ve ‘oluşan ortak kanaat’i yeterli gördüğü ortaya çıktı.

STAR ANKARA4 Aralık 2019 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
AYM’den 3 yılda 2 farklı karar

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) CHP’nin başvurusuyla memur alımlarında güvenlik soruşturması yapılmasını öngören düzenlemeyi iptal etmesi, dikkatleri geçmiş kararlarına çevirdi. AYM’nin yaklaşık 3 yıl önce 2 üyesinin ihraç edilmesiyle ilgili verdiği kararda, tam aksi görüşlere yer verildiği tespit edildi. Yüksek mahkeme; terör riskinin ağırlığı, milli güvenlik tehlikesinin varlığının hürriyetleri kısıtlama gerekçesi olduğuna dikkat çekti. AYM, FETÖ’nün kamu kurumlarının neredeyse tamamında örgütlendiğine ve somut darbe teşebbüsünün bu yapılanmadan kaynaklandığına vurgu yaparak, iki üyenin “anılan yapı ile ilgileri olduğuna dair sosyal çevre bilgisi ve Anayasa Mahkemesi üyelerinin zaman içinde oluşan ortak kanaatleri” ile ihraç edilmesine hükmetti. 

3 YILDA 2 AYRI KARAR 

AYM’nin, kamu personeli alımlarında güvenlik soruşturması yapılmasını iptal etmesine ilişkin kararına tepkiler sürüyor. AYM, güvenlik soruşturmasıyla elde edilen verilerin kişisel veri niteliğinde olduğunu belirterek, “Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamında kamu mercileri tarafından özel yaşam ile ilgili sorular sorulması da dahil olmak üzere bir bireyin özel hayatı, iş ve sosyal yaşamıyla ilgili bilgilerin alınması, kaydedilmesi ve kullanılması özel hayata saygı hakkına sınırlamadır” demişti. 

Ancak, yüksek mahkeme yaklaşık 3 yıl önce FETÖ tehdidi nedeniyle iki üyesini ihraç etmesine ilişkin kararında, somut tehlikeden açıkça söz etmişti. Yüksek mahkeme, Ağustos 2016’da Alparslan Altan ve Erdal Tercan’ı ihraç ederken örgütle ilgili somut bir bağ aranmasına yer olmadığına hükmetmişti. 

TERÖR RİSKİ

Anayasa Mahkemesi, 15 Temmuz 2016 gecesi meydana gelen darbe teşebbüsünün demokratik anayasal düzene karşı oluşturduğu tehdidin büyüklüğüne vurgu yaparak, “Darbe teşebbüsünün, ülkemizin birçok terör örgütünün açık hedefi olduğu günlerde gerçekleştirilmesi bu riskin ağırlığını daha da artırmıştır” tespiti yaptı. AYM kararında yer alan diğer bazı tespitler ise özetle şöyle: Milli güvenlik, Anayasa’da ve insan haklarının korunmasına ilişkin birçok uluslararası belgede, temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması sebepleri arasında sayılmıştır. Özgürlük-güvenlik dengesinin sağlanması modern demokrasilerin en önemli amaçlarından biri hâline gelmiştir. Çünkü güvenliğin olmadığı yerde demokratik düzeni sürdürmek ve özgürlükleri hayata geçirebilmek mümkün değildir.

KURUMLARDA ÖRGÜTLÜ

FETÖ/PDY’nin kamu kurumlarının neredeyse tamamında örgütlenmesi ve somut darbe teşebbüsünün bu yapılanmadan kaynaklanmış olması, potansiyel (olası) tehdidi var olan (mevcut) tehlikeye dönüştürmüş, demokratik anayasal düzeni sürdürmek bakımından olağanüstü tedbirler alınmasını zorunlu kılmıştır.

SOSYAL ÇEVRE - KANAAT

Somut olayın yukarıda ifade edilen özellikleri, anılan yapı ile ilgileri olduğuna dair sosyal çevre bilgisi ve Anayasa Mahkemesi üyelerinin zaman içinde oluşan ortak kanaatleri birlikte dikkate alınarak, Üyeler Alparslan Altan ve Erdal Tercan’ın KHK’nın 3. maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında söz konusu yapı ile meslekte kalmalarıyla bağdaşmayacak nitelikte bağlarının olduğu değerlendirilmiştir.

AYM’NİN SAYGINLIĞI 

Durumları bu şekilde değerlendirilen üyelerin, temel görevi demokratik anayasal düzen ile temel hak ve hürriyetleri korumak olan Anayasa Mahkemesinde görev yapmaya devam etmesinin yargının güvenilirliğini ve saygınlığını da zedeleyeceği açıktır.”