Bakan Koca'dan sokağa çıkma kısıtlamasına ilişkin açıklama

Koronavirüs Bilim Kurulu, video konferans yöntemiyle toplandı. Vaka artışı ve hastaların durumunun ele alındığı toplantının ardından, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca açıklama yaptı.

Bakan Koca'nın açıklamasından öne çıkanlar:

8 Haziran itibarıyla salgın, 6 ayını geride bıraktı. Türkiye, koronavirüsten ölümlerde 1 milyon kişi başına 57 vefat ile dünyada 47. sırada yer alıyor. Ülkemiz toplam vaka sayısına kıyasla yüzde 2,67 ölüm oranıyla 81. sırada yer almaktadır.

Dünya insanı virüs ile mücadelesinde henüz gönülleri ferahlatacak bir başarı sağlayamamıştır.

Üretim devam etmek zorunda. Bütün hizmet sektörlerinin canlı olması toplumun geleceği için vazgeçilmez unsurlar. Gençlerimizden, büyüklerimizden evde kalmalarını istedik. Onlar bu fedakarlığa katlandılar. Kara göründü ancak deniz hala dalgalı.

Normalleşme bir zorunluluktur. Bilinçli, istikrarlı ve kararlı adımlarla ilerledikçe dalgalanmalardan korkmayız. Normalleşmeyi kontrollü sosyal hayata çevirebilirsek o kadar güvenli oluruz. Virüsün etkisinde bir azalma henüz yok ama hekimlerin tedavi etme gücünde önemli artış olduğu bir gerçek.

Hastalarımızın hastanede kalma süresi 2,9 güne düştü. Yoğun bakımda geçirilen süre ortalaması ise 18,9 günden 2,7 güne indi. Entübe edilenlerin vefat etme oranı düştü.

ANKARA'DA SON 1 AYDA GÜNLÜK ORTALAMA VAKA SAYISI 127

Salgın boyunca vefat edenlerin içinde 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olanların oranı yüzde 71,70'tir. 60 yaşından küçük kaybettiklerimiz vefat edenlerin yalnızca yüzde 4,26'sını oluşturuyor.

Vaka sayısına göre vefat oranının en yüksek olduğu il yüzde 12,4 ile Gümüşhane, en düşük olduğu il ise yüzde 0,33 ile Kilis'tir.

Ankara'da son 1 ayda günlük ortalama vaka sayısı 127. Son 1 haftada günlük ortalama vaka sayısı 155, son 3 günde 177. Son bir ayda İstanbul'da günlük ortalama vaka sayısı 653, son bir haftada 620, son güç günde ise 616.

Günlük yeni vaka sayımızda, dün, bir önceki güne göre 125 azalma olmuştu. Bugün durum durağan. Yeni iyileşen hasta sayımız, şu an yeni vaka sayısından daha az. Tedbirlerle vaka sayısını ve riski azaltmalıyız. https://t.co/RVlhe7786O pic.twitter.com/yUPoAhPXfg

— Dr. Fahrettin Koca (@drfahrettinkoca) June 17, 2020

TÜRKİYE'DE 1429 YENİ VAKA TESPİT EDİLDİ

Bu ülkeyi seven, yakınını, akrabasını, eşini, dostunu seven onların hakkını koruma sorumluluğu taşıyan vatandaşlarımızdan şüphe etmiyorum.

Türkiye'de son 24 saatte 1429 yeni vaka tespit edildi, 19 kişi daha hayatını kaybetti. İyileşenlerin sayısı ise 1261 artarak 154 bin 640'a yükseldi. Günlük yeni vaka sayımızda dün, bir önceki güne göre 125 azalma olmuştu. Bugün durum durağan. Yeni iyileşen hasta sayımız, şu an yeni vaka sayısından daha az. Tedbirlerle vaka sayısını ve riski azaltmalıyız.

Bilim Kurulu, İstanbul, Ankara ve Bursa için maske zorunluluğu önerdi. 

Hayatın kontrollü devam etmesi bizim elimizde. Dalgalanmalar olabilir, bu dalgalanmalar tamamen tedbirlere uyumla doğru orantılı. Dalgalanmanın beklediğimizden fazla olduğunu söyleyebilirim.

Önümüzdeki dönemde sokağa çıkma kısıtlaması gibi bir durumu düşünmüyoruz. Bilim Kurulunda gündeme gelmedi.

AŞI ÇALIŞMALARI

3 aşı çalışmasının hayvan çalışmaları da devam ediyor. Daha klinik safhasına gelmiş değil. Eylül ve ekim ayında 2 aşı çalışmasının klinik aşamasına gelebileceğini söyleyebilirim.

Bağışıklık çalışması çok önemliydi. 153 binin yarısına yakını tamamlandı. Çalışmanın ön bilgileri ise toplumda PCR ile yapılan numune sonuçlarında 1000'de 2-2,5'larda olduğunu görüyoruz. Yani çok yüksek olmadığını görüyoruz.

Antikor testiyle ilgili ise şu an daha yüzde 1,5'ların altında olduğunu görüyoruz. Bunu bütün Türkiye bazında söylüyorum. Sürü bağışıklığının aslında öyle kolay bir bağışıklama olmadığını çok net söyleyebiliriz. Yüzde 60-65'nin koruyuculuğunu sağlamış olması gerekiyor. 40-45 misli daha benzer bir salgını görmemiz gerekiyor. Bu anlamda sürü bağışıklığının anlamlı olmadığını söyleyebiliriz.

Bir başka kişinin hakkına girmiş oluyoruz. Maske, mesafe ve el hijyeni konusunda hassas olmalıyız. Bunda büyüklerimizin de annemizin de babamızın da hakkı var, herkesin hakkı var. Gereken hassasiyeti göstereceğimizden emin olmak istiyoruz.