Bakan Tunç, Osmangazi ilçesi Altınova Mahallesi'ndeki Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığı hizmet binasının açılış töreninde yaptığı konuşmada, bu birimin Bursa'ya ve çevre illere hizmet vereceğini ifade etti.
Adli Tıp Kurumu teşkilat kararnamesinin Resmi Gazete'de yayımlandığını belirten Tunç, yargı süreçlerinde bilirkişilik anlamında maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıyla ilgili hem fiziki mekanların bu iş ve işlemlere uygun yürütülebilmesi hem de teknolojinin en ileri imkanlarının Türkiye'ye getirilmesinde Adli Tıp Kurumunun kapasitesini sürekli güçlendirme gayretinde olduklarını anlattı.
Teşkilat kararnamesinde özellikle Adli Tıp Kurumunun kurumsal yapısını daha da güçlendirecek, grup başkanlıkları ile şube müdürlükleri arasındaki irtibatı sağlayacak, yeni ihtiyaçlar doğrultusunda yeni ihtisas kurullarının oluşmasını sağlayacak çok önemli düzenlemelerin yapıldığını dile getiren Tunç, kanun değişikliği gerektiren hususlarla ilgili de çalışmalarının sürdüğü bilgisini verdi.
Yargı Reformu Strateji Belgesi'ndeki hedefler doğrultusunda bu yasal düzenlemeleri hayata geçireceklerini belirten Tunç, şöyle devam etti:
"12'nci Kalkınma Planı'nda adli tıbba önemli bir yer ayrıldı. Özellikle yargının işleyişiyle ilgili olarak bilirkişilik müessesesinin daha güçlü bir şekilde özellikle 200 yıllık bir geleneğe sahip olan Adli Tıp Kurumu'muzun dünyanın en ileri teknolojileriyle kapasitesinin daha da güçlendirilmesi konusunda 12. Kalkınma Planı'mızda da bir hedef konulmuştu. Bu hedef doğrultusunda da kurum teşkilatımızla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kararnamede yeni kadro ihdasları da yapıldı. Çünkü çok sayıda uzmana ihtiyaç var. 6 Şubat'ta meydana gelen depremde 598 adli tıp uzmanımız gece gündüz araçların içinde kalarak günlerce bilirkişilik hizmeti verdiler ve delilleri sağlıklı bir şekilde toplamanın gayreti içinde oldular. Onların o topladığı deliller ışığında şu anda oralardaki ceza davaları ve diğer hukuki, idari davalar devam ediyor."
Tunç, 22 yıldır temel kanunların tamamını yenilediklerini, bu süreçte yenilenen kanunlarla ilgili yeni değişiklik ihtiyaçlarının ortaya çıktığını dile getirdi.
Uygulamadan, vatandaşlardan gelen talepler doğrultusunda Yargı Reformu Strateji Belgeleri ile planlı çalışmayla hedefler koyarak, geniş kesimlerin, bütün tarafların görüşlerini alarak mevzuatın iyileştirilmesi konusundaki çalışmalarını sürdürdüklerini söyleyen Tunç, "Ceza kanunlarından ticaret kanunlarımıza, borçlar kanunlarımıza, hukuk muhakemelerinden ceza muhakemesine varıncaya kadar hepsini yeniledik. Tabii bu yenilemenin sonrasında uygulamadan kaynaklanan problemler ortaya çıktığında da yine yargı reformu paketleriyle Meclisimizin, yasamamızın gündemine getirerek yeni değişiklik ihtiyaçlarını karşılamanın gayreti içinde olduk. Şu anda önümüzde bir Yargı Reformu Strateji Belgesi hazırlığı var; son aşamada. 1,5 yıldan bu yana bu anlamda çalışıyoruz." diye konuştu.
Tunç, belgenin hazırlanması sürecinde Adalet Bakanlığı Strateji Başkanlığınca ilk derece, istinaf ve temyiz olmak üzere yargının tüm kademeleri, barolar, avukatlar, akademisyenlerin görüşlerini aldıklarını, vatandaşların bildirimde bulunduğunu, internet ve mesaj yoluyla kendilerine 45 bine yakın görüşün geldiğini ifade etti.
Bu çalışmanın son istişarelerden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuyla paylaşılacağını dile getiren Tunç, şunları söyledi:
"Yargı Reformu Strateji Belgemizde özellikle son zamanlarda tartışılan, toplumu huzursuz eden, cezasızlık algısına yol açan hususları ortadan kaldırmaya yönelik de önemli düzenlemeler olacak. Özellikle cezaların caydırıcılığı önemli. Ceza adalet sistemimiz sadece cezalandırmadan ibaret değil. Öncelikle suçun önlenmesinden başlayarak suç gerçekleşmişse etkin bir soruşturmanın delilleriyle toplanarak ve suçlu, sanık belirlendikten sonra da yargılama aşaması dediğimiz kovuşturma aşamasının uzun sürmeden, gecikmeden, sağlıklı bir şekilde tamamlanmasıyla eğer hüküm verilmişse kişinin karşı karşıya olduğu yaptırımın artık ceza infaz kurumunda hem onun ıslahına yönelik hem de işlediği fiilin karşılığı olan yaptırımı, cezayı çekmesine yönelik iki amacı var. Bu iki amacı da gerçekleştirecek şekilde ceza infaz sistemimizi özellikle güçlendirmek, ceza adalet sisteminin en önemli amacı.
Ceza adalet sisteminin amacı toplumu suçtan korumak. Toplumu suçtan koruyan ceza adalet sisteminde eğer aksamalar oluyorsa, toplumdan gelen eleştiriler varsa elbette ki gerek yasamamız gerek yürütme olarak Adalet Bakanlığımız, uygulayıcılarımız buna duyarsız kalmaz, kalamaz. Bu anlamda Sayın Cumhurbaşkanı'mız dünkü grup toplantımızda ifade etti. Bu konuda özellikle endişeleri ortadan kaldıracak, suç ve suçluyla mücadeleyi daha etkin hale getirecek, özellikle günümüzde tartışılan bazı suçlar bakımından denetimli serbestlik uygulamalarıyla ilgili, adli kontrol uygulamalarıyla ilgili, yine koşullu salıverme süreleriyle ilgili eleştirileri de dikkate alarak, bilim insanlarıyla da bir araya gelerek bir sonuca varacağız. Bu konuda yaptığımız çalışmayı milletvekillerimizin takdirlerine arz ederek inşallah önümüzdeki süreçte yasal düzenlemelerle ilgili çalışmaları hızlı bir şekilde yargı reformu strateji belgemizin özellikle ilk 3 aylık hedeflerinde yer alabilecek önemli hususları milletimizle inşallah paylaşmış olacak."
Hakim ve savcıların meslek öncesi iyi bir eğitim almalarının önemini vurgulayan Tunç, "Hukuk fakültelerimizin eğitim kalitesini daha da artırmanın gayreti içindeyiz. Hukuk fakülteleri, eğitim programlarını güncellemek durumunda. Onlar da çağın gereklerine uygun yeni ders programları, gerek zorunlu gerek seçimlik uygulamak durumunda. Bir de Türkiye'nin en başarılı öğrencilerinin hukuk fakültelerine gitmesi lazım. Bu anlamda da Yükseköğretim Kurulumuzda yaptığımız görüşmeler var. İlk 190 bine giren, hukuk fakültesine girebiliyordu. Artık ilk 125 bine yükselttik. Bunu 100 binin altına kademeli olarak, hukuk fakültelerindeki kaliteyi de artıracak, eğitim kalitesini de artıracak çalışmalara önem veriyoruz. Aynı zamanda hukuk fakültesi bittikten sonra da avukatlık stajına başlayabilmek için artık hukuk mesleklerine giriş sınavına girmek gerekiyor. Bunun da sınavını eylül ayı sonunda ilk kez uyguladık." ifadesini kullandı.
Tunç, Türkiye Adalet Akademisinin güçlü bir kapasitesinin olduğunu, bunu artırmaya gayret ettiklerini belirterek, Akademinin başka ülkelere de destek olan kapasitesiyle bilim insanlarının, uygulayıcılarının bulunduğunu, bunlardan hakim ve savcıların daha çok yararlanmasını sağlamanın yolunu açacaklarını söyledi.
Hakim ve savcı sayısının 9 binden 25 bine çıktığını kaydeden Tunç, "Yüzde 50'si 5 yılın altında kıdeme sahip genç kardeşlerimiz. Dolayısıyla bu gençlerimiz, önümüzdeki süreçte Adalet Akademisinin de destekleriyle, uygulamada kazandıkları tecrübelerle önümüzdeki yıllarda daha çok tecrübe kazanarak, adaletin tecellisi yolunda inşallah çok daha güçlü bir vazife yapacaklar." dedi.
"Vatandaşımız, adaletin gecikmeden tesis edilmesini istiyor. Vatandaşımız, duruşmaların 6 ay, 1 yıl sonrasına ertelenmesini istemiyor. Geciken adalet, adalet değildir." diyen Tunç, yargı teşkilatına her türlü desteği vereceklerini ifade etti.
Adalete güveni daha da yukarılara taşımanın gayretiyle çalışmalarını sürdüreceklerini vurgulayan Tunç, şunları kaydetti:
"Adalet binalarının temel atma törenlerinde ve bazı açılış törenlerinde, sadece binadan bahsettiğim kısmı alarak, 'Adalet Bakanı sadece adalet sarayından bahsediyor' diye eleştirilerle karşı karşıya kalıyoruz. Yargı mensuplarımız maalesef birtakım dezenformasyona tabi tutulabiliyor. Sosyal medya aracılığıyla özellikle yargının, dosyanın içeriğini bilmeden birtakım paylaşımlar yapılarak, milyonlarca insana ulaştırılan dezenformasyonla da karşı karşıyayız. Yargının içinde hatalı karar verenler olamaz mı? Olabiliyor. Zaten itiraz, temyiz müessesesi, istinaf, bunun için var. Yargı, hatalı kararları kendi mekanizması içinde zaten düzeltebilir. Dolayısıyla bir hatalı karardan yola çıkarak 25 bin hakim ve savcımızı, tüm yargı personelimizi töhmet altında bırakan davranışlara da biz müsaade etmeyiz. Bu anlamda, hatalı kararların en az indirilmesi, vatandaşlarımızın memnuniyetini en üst noktaya taşımak için gayret gösteririz ama yargı mensuplarımızı haksız yere ve son zamanlarda özellikle toplumda bir güvensizlik algısı oluşturmaya çalışan, Türkiye'nin sokaklarının güvenli olmadığı yönünde birtakım dezenformasyonlar yapan ve bugün bunu adliye üzerinden yapmaya çalışan birtakım mahfillerin de olduğunu, sosyal medya düzeninde bunun daha da aşırı yapıldığını da görüyoruz. O nedenle buna da müsaade etmeyerek, yargı teşkilatımızı daha da güçlendirerek hedefimiz, vatandaşlarımızın memnuniyetini en üst noktaya taşımak."
Tunç, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması konusunda adli tıbbın gayretlerini yakından takip ettiklerini belirterek, fedakarca çalışan adli tıp personeline teşekkür etti.
Delillerin sağlıklı toplanması, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, suçlunun tespiti anlamında, Adli Tıp Kurumunun öneminin had safhada olduğuna söyleyen Tunç, "Son meydana gelen olaylarda da özellikle Diyarbakır'daki meselede, Adli Tıp Kurumu'muzun önemli delil tespiti çalışmaları oldu. Önümüzdeki süreçte, özellikle oradaki soruşturma ve yargılama süreçlerinde, adli tıbbın ortaya çıkardığı deliller, oradaki maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve suçluların en ağır cezaya çarptırılması noktasındaki teknik kapasite noktasında Adli Tıp Kurumu'muz gerçekten çok önemli. O nedenle kurumumuza önem vermeye devam edeceğiz." diye konuştu.
Bursa İl Müftüsü Yavuz Selim Karabayır'ın dua etmesinin ardından Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığı hizmet binasının açılış kurdelesi kesildi. Bakan Tunç ve beraberindekiler, daha sonra birimleri gezdi.
Törene, Adalet Bakan Yardımcıları Hurşit Yıldırım ve Ramazan Can, Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanvekili Mehmet Akif Ekinci, Bursa Valisi Erol Ayyıldız, AK Parti Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeç, Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, Adli Tıp Kurumu Başkanı Dr. Hızır Aslıyüksek ile siyasi partilerin temsilcileri katıldı.
Bakan Yılmaz Tunç, törenin ardından Heykel semtindeki tarihi Valilik binasında Bursa Valisi Erol Ayyıldız'ı ziyaret etti.