Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, terörün dünyanın ortak sorunu olarak dışlanması gerektiğini belirterek, "Diğer taraftan şunu da yapmamız gerekiyor: Bu terör eylemleri vesilesiyle çok daha geniş topluluklara dönük suçlayıcı, dışlayıcı birtakım söylemleri de eleştirmemiz gerekiyor" dedi.
Yılmaz, Kanal 7'de katıldığı programda gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.
Fransa'daki terör saldırısına ilişkin soru üzerine Yılmaz, kim yapmış olursa olsun, hangi amaçla yapmış olursa olsun, kime karşı yönelmiş olursa olsun, terörü herkesin lanetlemesi gerektiğini söyledi. Yılmaz, "Bir yöntem olarak, bir tarz olarak terörü siyasi anlamda da etik anlamda da hukuki anlamda da dışlamamız gerekiyor. İster Türkiye’de olsun, isterse dünyanın herhangi bir yerinde olsun, hiçbir şekilde bir çifte standart gözetmeden, bu tür eylemlere yönelmiş herkesi lanetlemek gerekiyor. Terörü dünyamızın ortak bir sorunu olarak dışlamamız gerekiyor. Fakat diğer taraftan şunu da yapmamız gerekiyor: Bu terör eylemleri vesilesiyle çok daha geniş topluluklara dönük suçlayıcı, dışlayıcı birtakım söylemleri de eleştirmemiz gerekiyor" diye konuştu.
Norveç'te Hristiyan genç Breivik'in gerçekleştirdiği saldırılarda çok sayıda kişinin yaşamını yitirdiğini anımsatan Yılmaz, şunları kaydetti:
"70’in üzerinde insanı katletti, bütün dünyayı şok eden bir eylem oldu ama hiç kimse 'Hristiyan terörü' diye bir kavramdan bahsetmedi veya Uzakdoğu’da, Myanmar’da kitlesel katliamlar yapan Budistler oldu, hiç kimse Budist terörizminden bahsetmedi. Ama İslam söz konusu olduğu zaman terör eylemi yapan kişilerin orjinleri üzerinden maalesef İslam’la ilgili de ciddi bir imaj oluşturulmaya çalışılıyor, ben bunu bir tür ırkçılık olarak görüyorum doğrusu. İslamofobia dediğimiz, Müslümanlara ilişkin olarak zihinlerde oluşturulmaya çalışılan, medya üzerinden özellikle oluşturulmaya çalışılan bir algı var, bir imaj var ve bu eylemlerle bu imajı daha da pekiştirmeye çalışanlar var. Buna karşı olarak da bütün dünya olarak, insanlık olarak mücadele etmemiz lazım. Biz insanlığın huzurunu istiyorsak hiçbir kutsal değeri, hiçbir dini dışlayamayız, aşağılayamayız ve bu dinin mensuplarını topyekun birtakım şeylere mahkum edemeyiz. Bunu yapanların ben dünyada iyi niyetli olduklarını düşünmüyorum."
Yılmaz, soğuk savaş sonrası dönemde inançlar ve kültürler üzerinden yeni çatışma biçimleri üretmeye çalışanlar olduğunu belirterek, "Buna karşı durabilecek en önemli ülkelerden biri de Türkiye. Türkiye, son 10 yıllık, 20 yıllık aslında baktığınızda geçmişiyle bu medeniyetler çatışması tezine antitez olan ülkelerden biri. Hem demokrasisini geliştiren, ekonomisini büyüten hem de kendi değerleriyle, tarihiyle barışan bir ülke tecrübesi, Batı ile de çok yoğun ilişkileri olan bir ülke tecrübesi. Dolayısıyla Türkiye’nin bu noktadaki konumu bence kritik bir konum" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, Paris'teki terör saldırılarının ardından terörle mücadelede dayanışmak amacıyla düzenlenen yürüyüşe katılmak için Fransa’ya gitmesinin çok önemli bir adım olduğunu ifade eden Yılmaz, "Türkiye olarak orada bulunmamız, bir taraftan bu eylemi ne kadar reddettiğimizi ortaya koymamız ve kurbanlardan yana bir tavır koymamız, terörü dışlamamız ama diğer taraftan da çoğunluğu Müslüman olan bir ülkenin Avrupa’da boy göstermesi, bütün başarılarıyla ve siyasi tavrıyla, ahlaki tavrıyla orada bulunması bence son derece önemli" diye konuştu.
Medya patronu Murdoch'un, "Müslümanlar'ın bu olaylardan sorumlu tutulması gerektiği" yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Yılmaz, Müslümanlara dönük bir anlamda psikolojik bir hareket yapıldığını, Müslümanlar'ın özgüveninin kırılmaya çalışıldığını ve "terörist, şiddetten yana, geri kalmış, medeniyetten uzak bir toplum imajı verilmeye çalışıldığını" anlattı. Yılmaz, hakikatin her zaman galip geleceğini dile getirerek, "Bu tür tavırlar hakikaten hiç yakışmıyor, hele bu kadar büyük bir medyayı kontrol eden bir kişinin bu sözleri ne kadar ciddi bir tehlike altında olduğumuzu da gösteriyor aslında. Dehşet verici bir şey. Yani bütün bu medya gücünün bu imajı oluşturmak için kullanıldığını düşünün, yani bu anlama geliyor, bu sıradan bir insan değil hakikaten. Bunlara karşı yeryüzündeki bütün adalet arayanlarla, hakikatin peşinde olanlarla mücadele etmemiz gerekiyor" dedi.
Türkiye birinci hamlesini tamamladı, ikinci bir hamle yapmak durumunda
Cevdet Yılmaz, Türkiye ekonomisine ilişkin gelişmeleri değerlendirirken, ekonominin son 12 yılda büyük bir sıçrama yaptığını kaydetti. Türkiye'nin birinci hamlesini tamamladığını, ikinci bir hamle yapmak durumunda olduğunu belirten Yılmaz, "2023’e ve daha ötesine geçerken başarılarından dolayı tatmin olmuş ve 'artık yeter' diyen bir ülke olamayız. Bu başarıların üzerine başarılar ekleyerek, ikinci bir hamle yaparak, yüksek gelir gruplu ülkeler arasına girmemiz gerekiyor" diye konuştu.
Bakan Yılmaz, 2015 seçimlerine giderken siyasi istikrarın devam ettirilmesi gerektiğini vurgulayarak, makroekonomik istikrarın korunması, bunun üzerine mikro reformların inşa edilmesi gerektiğini söyledi. İkinci hamle döneminin başladığını ifade eden Yılmaz, "Ama ikinci hamle döneminin kritik noktası 2015 seçimleri ve 2015-2019 dönemi. O dönemde biliyorsunuz artık hiçbir seçim yok, siyasi bir gündemimiz yok. Türkiye’nin bu reformları hızlı bir şekilde hayata geçirmesi lazım ama şimdiden başladık bu reformlara" dedi.
Petrol fiyatlarındaki düşüş bizi rahatlatacak
Petrol fiyatlarında yaşanan düşüşü değerlendiren Yılmaz, "Petrol fiyatlarındaki düşüş bizi bayağı rahatlatacak gibi görünüyor. Biz bir hesap yaptık Kalkınma Bakanlığı olarak 60 dolar aldığımızda 2015'te cari açığımızı 1.8 puan düşürüyor" dedi.
Petrol fiyatlarının düşmesinin ticarete olumsuz etkilerine de baktıklarını anlatan Yılmaz, "Örneğin Rusya’yla, Körfez’le vesaire yani birazda iç talepteki bir miktar artış vesaire bundan dolayı. Bütün bunları netleştirdiğimiz zaman cari açığımızda 2 puan gibi bir düşüş oluyor. Bu 15-20 milyar dolar mertebelerinde bir tasarrufa denk gelir" diye konuştu.
Sorunlarla kararlı bir şekilde mücadele edeceğiz
Kamu düzeniyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, kamu düzeninde birtakım sıkıntılar yaşandığını söyledi. Çözüm sürecini istismar etmeye çalışanların, çözüm sürecini kesintiye uğratmak isteyenlerin olduğunu anlatan Yılmaz, sorunlarla kararlı bir şekilde mücadele edeceklerini kaydetti.
Yılmaz, Türkiye’de farklı fikirlere herkesin saygısının olduğunu dile getirerek, "Demokratik yollarla protesto edebilirsiniz, eleştirebilirsiniz, fikirler ortaya koyabilirsiniz ama hiç kimsenin bir başkasına bir şeyleri zorla, şiddet kullanarak dayatma hakkı yok" diye konuştu.