9 Ağustos 2025 Cumartesi / 15 Safer 1447

Bakan Fidan'dan katil İsrail'e sert tepki: Reddediyoruz, İslam dünyası birlik olmalı

El-Alameyn'de Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ile ortak basın toplantısı düzenleyen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 'İsrail'in Gazze'yi tamamen işgal etme niyetini sonuna kadar reddediyoruz, bu plan İsrail'in yayılmacı ve soykırımcı politikasının yeni bir aşamasıdır.' dedi. Bakan Fidan, 'İslam Dünyası olarak dayanışma içinde hareket etmeli ve uluslararası toplumu harekete geçirmeliyiz. Bu anlayışla, İslam İşbirliği Teşkilatı'nı toplantıya çağırmaya karar verdik.' ifadelerini kullandı.

AA9 Ağustos 2025 Cumartesi 13:27 - Güncelleme:
Bakan Fidan'dan katil İsrail'e sert tepki: Reddediyoruz, İslam dünyası birlik olmalı

Fidan, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ile Mısır'ın El-Alameyn kentinde düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Bakan Fidan, "(İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu hükümeti yeni bir adım attı ve Gazze'yi tamamen işgal etme niyetini açıkladı. Biz bu planı sonuna kadar reddediyoruz. Söz konusu plan İsrail'in yayılmacı ve soykırımcı politikasının yeni bir aşamasıdır." ifadelerini kullandı.

Fidan, bu adım karşısında İslam dünyasının tam bir dayanışma içinde hareket etmesi ve uluslararası toplumu harekete geçirmesi gerektiğinin altını çizerek, "Bu anlayışla İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi Dönem Başkanı sıfatıyla İslam İşbirliği Teşkilatını toplantıya çağırmaya karar verdik. İsrail'in soykırım politikalarına karşı uluslararası hukuku ve insani değerleri en güçlü şekilde savunacağız." diye konuştu.

Bakan Fidan, "Filistin Filistinlilerindir. Filistinlilerin kendi topraklarından çıkarılmasını hedefleyen her türlü çaba yok hükmündedir ve başarısız olmaya da mahkumdur. Türkiye ve Mısır olarak bu tür senaryoların (İsrail'in Gazze'yi işgal kararı) karşısında durmaya devam edeceğiz." ifadesini kullandı.

Gazze'ye insani yardımlarının ulaşılmasının hayati önem taşıdığını vurgulayan Fidan, şunları kaydetti:

"Gazze'deki kardeşlerimiz için bugüne kadar yaklaşık 102 bin ton insani yardım gönderdik. Gazze'ye insani yardım ulaştırılması için birlikte hareket ettiğimiz Mısır'a yakın işbirliğinden dolayı bir kez daha huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum."

Ziyaretine Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi tarafından kabul edilerek başladığını belirten Fidan, "Sayın Sisi, ikili ilişkilere ilişkin ve bölgeye ilişkin vizyonunu cömertçe ifade ettiler. Esasen Cumhurbaşkanı'mız Sayın (Recep Tayyip) Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Sayın Sisi'nin liderliğinde Türkiye-Mısır ilişkileri, son 3-4 yıldır yakın tarihinde hiç olmadığı kadar çok ileri noktalara gitmiştir." ifadelerini kullandı.

Fidan, ikili ilişkilerin sadece savunma sanayisi, teknoloji ve ticaret konularında ilerlemediğini dile getirerek, "Aynı zamanda bölgesel sorunlara yönelik görüşlerimizi, stratejilerimizi yakınlaştırmış ve bu sorunlara ilişkin beraber çözüm bulmada ortak hareket etme imkanı sağlamıştır. Liderlerimize de huzurlarınızda tekrar teşekkür ediyoruz." dedi.

2025'in Türkiye-Mısır diplomatik ilişkilerinin 100. yıl dönümü olduğunu vurgulayan Fidan, şöyle devam etti:

"100 yıllık diplomatik mirasımızı ortak akıl ve karşılıklı saygı temelinde daha da ilerletmeye kararlıyız. İlişkilerimizin kurumsal yapısını ilerletmek için yoğun bir çaba içerisindeyiz. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi mekanizmasının ilk toplantısı malumunuz geçtiğimiz yıl Ankara'da yapılmıştı. Bugün bu mekanizmanın takibi için kurduğumuz ortak planlama grubuna yönelik hazırlıkları gözden geçirme imkanımız oldu."

Fidan, iki ülkenin ekonomik ve ticari ilişkilerinin güçlenmeye devam ettiğine dikkati çekerek, "Ticaret hacmimiz, 2024 yılında yaklaşık 9 milyar dolara ulaşmış durumda. Hedefimiz, inşallah 15 milyar dolar seviyesine ulaşmak. Türk firmaları, Mısır'daki yatırımlarıyla istihdama ve üretime somut katkı sağlamakta. Savunma sanayisi, ulaştırma ve enerji güvenliği gibi alanlarda beraber çalışmayı da sürdüreceğiz." şeklinde konuştu.

Son yıllarda hayata geçirilen altyapı projeleri ve reformların Mısır'ı kalkınma açısından önemli bir modele dönüştürdüğünü belirten Fidan, "Türkiye olarak bu başarıyı yürekten kutluyor ve işbirliğimizin bölgesel barış ve refah ortamını daha da güçlendireceğine olan inancımızı yineliyoruz." diye konuştu.

"GAZZELİLERİN HAKLARI İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

Fidan, Mısırlı mevkidaşıyla Gazze konusunda da görüştüklerine dikkati çekerek, "Gazzelilerin korunması, insani yardımların engelsiz biçimde ulaştırılması ve kalıcı ateşkesin sağlanması için atılabilecek adımları ele aldık. Esasen sürekli de bu konuda neredeyse günaşırı bir koordinasyon içerisindeyiz. Mısır, Katar ve Amerika'nın birlikte yürüttüğü arabuluculuk çabalarını takdirle karşılıyoruz." dedi.

Tüm çabalara rağmen İsrail'in ateşkes girişimlerini ısrarla sabote ettiğini belirten Fidan, şunları kaydetti:

"İsrail'in faşist, militarist ve fundamentalist bir zihniyetle yönetildiğini artık bütün dünya biliyor. Yapılması gereken, uluslararası toplumun bir araya gelmesi ve (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu rejimine karşı adaleti ve insanlığı savunmasıdır. Bugün Filistin davası, küresel düzeyde artık çok daha güçlü bir konuma gelmiştir. Özellikle Batı dünyasında Filistin'i destekleyen kamuoyları, hükümetleri üzerinde daha fazla baskı kurmaya başlamıştır. Artık İsrail'in yanında durmanın bedelini ve vicdani ağırlığını hiç kimse ama hiç kimse taşımak istemiyor."

Fidan, son dönemde Filistin'i tanıyan ülkelerin sayısındaki artışın uluslararası toplum nezdinde yaratılan farkındalığın sonucu olduğunu ifade ederek, "Burada değerli arkadaşımla beraber içinde bulunduğumuz temas grubunun (Gazze Temas Grubu) emeğinin de gerçekten çok büyük bir payı var. Bu gelişmeyi son derece kıymetli ve umut verici buluyoruz. Değerli kardeşim Bedr ve diğer mevkidaşlarımızla beraber Gazzelilerin hakları için çalışmaya devam edeceğiz." diye konuştu.

Mısır'ın sahadaki varlığının Gazze'deki insani krizin hafifletilmesi ve ateşkesin tesisi için kilit önem taşıdığını söyleyen Fidan, "Filistinli kardeşlerimize yardım götürülmesi için Mısır'la birlikte çalışmaya devam edeceğiz." dedi.

"TÜRKİYE VE MISIR, BU COĞRAFYADA BARIŞ VE İSTİKRARIN ANA UNSURU OLMAYA DEVAM EDECEKTİR"

Fidan, Mısır'ın Türkiye'nin Akdeniz'deki komşusu olduğunu vurgulayarak, "Bugünkü görüşmelerimizin Akdeniz kıyılarımızın hemen karşısına düşen El-Alameyn'de gerçekleştirilmesini sembolik olarak da önemli görmekteyiz. Doğu Akdeniz'i ilgili tüm tarafların meşru menfaatlerine ve hakkaniyet ilkesine saygı duyulan bir istikrar ve refah bölgesi olarak görmek istiyoruz." ifadelerini kullandı.

Mısır'la son yıllarda geliştirilen stratejik ilişki çerçevesinde özellikle bölgeye ve Afrika'ya yönelik ortak konularda da beraber çalıştıklarını belirten Fidan, şöyle devam etti:

"Bugünkü görüşmelerimizde Libya, Sudan, Somali, Suriye ve Lübnan dosyalarını da etraflıca görüşme imkanımız oldu. Memnuniyetle gördük ki buradaki görüşlerimiz de büyük ölçüde birbiriyle örtüşmekte. Libya'da birlik, bütünlük ve kalıcı istikrarın sağlanması için ortak gayretlerimizi sürdürüyoruz. Libyalı kardeşlerimizin müreffeh bir geleceğe kavuşmasını arzu ediyoruz."

Fidan, "Sudan'da süregelen çatışmaların son bulması ve Afrika Boynuzu'nda barışın hakim kılınması aynı şekilde Mısır'la beraber ortak arzumuzdur." diyerek, Türkiye'nin Sudan'ın birliğini, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunduğunu kaydetti.

Mevcut sorunlara diplomatik ve barışçıl çözümler bulunması gerektiğini söyleyen Fidan, "Akan kanın derhal durması ve ülkeyi bölünmeye götürecek adımlardan vazgeçilmesi gerekmekte." dedi.

Fidan, Lübnan ve Suriye örneğinde görüldüğü üzere, İsrail'in sadece Batı Şeria'yı işgal etmek gibi bir planının olmadığına işaret ederek, "Aynı zamanda buna ilaveten Lübnan ve Suriye başta olmak üzere çevre ülkelere yönelik de kalıcı planlarının olduğunu görüyoruz. Bu planların ya işgal ya bu ülkeleri zayıflatma ve kaosla ilişkili olduğunu çok yakından görüyoruz." diye konuştu.

Mısırlı mevkidaşıyla özellikle İsrail'in yayılmacı politikalarına karşı görüşlerini değerlendirdiklerini belirten Fidan, "Bu konuda gerek bölgemiz, gerek uluslararası toplum neler yapabilir, onu ele aldık. Artık sadece soykırım değil İsrail'in bölgedeki yayılmacılığının da hem bölge güvenliği için hem uluslararası toplum için son derece önemli bir tehdit olduğunun altını beraber çizdik." ifadelerini kullandı.

Fidan, ev sahipliği için Abdulati'ye teşekkür ederek, "Türkiye ve Mısır, bu coğrafyada barış ve istikrarın ana unsuru olmaya devam edecektir. Bu bilinçle ortaklaşa çalışmaya ve istişarelerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Bugünkü görüşmelerimizin Türkiye ve Mısır ilişkilerini yeni ufuklara taşımasını temenni ediyorum." dedi.

Türkiye ve Mısır'ın Gazze'ye yardımlardaki işbirliğine yönelik soruya yanıt veren Fidan, "Türkiye ve Mısır olarak Gazze'ye yönelik çabalarımızı birçok alanda koordine ediyoruz. Bildiğiniz gibi baştan itibaren özellikle insani yardımların temini ve iletilmesi konusunda çok yoğun bir işbirliğimiz vardı. Mısır Kızılay'ı, Türk Kızılay'ı, AFAD bir araya geldiler. Özellikle El-Ariş Limanı'nın kullanılması konusunda gösterilen misafirperverlik fevkalade iyiydi. Buraya çok miktarda yardım malzemesi gönderme imkanımız oldu ve göndermeye de devam ediyoruz." diye konuştu.

Fidan, İsrail'in uyguladığı soykırım politikasının sürekli yeni bir aşamaya taşındığına işaret ederek, şöyle devam etti:

"Uluslararası toplum yardım gönderdikçe İsrail'in bu yardımların içeri girmemesi ve Filistinlilerin açlıktan ölerek adeta bir yok olma noktasına gelip topraklarını kendilerinin gönüllü olarak terk etmesini sağlamaya yönelik bir politikası var. Bunu bir açıkça konuşmamız gerekiyor. İsrail'in amacı Gazze'yi Filistinsizleştirmek. Filistinlilerin yaşamadığı, kendi işgalini, daimi kalıcı yerleşimcileri yerleştirebileceği bir hale getirebilmek."

İsrail'in bir taraftan açlık yoluyla soykırım politikasını uygularken, diğer taraftan belli başlı ülkelerle temasa geçip Filistinlileri almaları yönünde baskı uyguladığını söyleyen Fidan, "Tabii ki bu ülkeler Filistinlileri kabul etmiyorlar. Ama uluslararası toplumun daha önce de defaatle ifade ettik, sınıfta kaldığı, sistemin çöktüğü, hakkın değil güçlü olanın kazandığı bir dünyanın artık ilan edildiği bir döneme girmiş durumdayız. Bu beraberinde silahlanma yarışını, çeşitli bölgelerdeki diğer güvenlik krizlerini muhakkak tetikleyecek." dedi.

"PES ETMEK YOK. UMUTSUZLUĞA DÜŞMEK YOK"

Fidan, Filistin meselesinin sadece Filistinliler'in, Arap dünyasının veya Müslümanların sorunu olmaktan çıktığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Dolayısıyla Filistin'de akan şehit kanları, masum kadın ve çocuk kanları, Filistin'de Gazze'de görünür bir başarıya hemen dönüşmese de dünya çapında bu kanların başka mücadelelerin tohumlarını sulayan can suyu olduğunu görmekteyiz. Bu şehit kanları, bu masumların kanları, feryatları, dünyanın her yerinde baş gösteren haklı mücadelelerin yükselmesine muhakkak ki sebep olacaktır. Dünya gözünü bu olay sebebiyle bir kez daha açmıştır."

Bakan Fidan, "İsrail'in çeşitli medya vasıtalarıyla son 50 yıldır, 60 yıldır oluşturduğu illüzyonun giderek ortadan kalktığını, dünyanın genel nüfusunun uyuduğu uykudan uyandığını ve gerçek çıplaklığı, adaletsizliği gördüğünü müşahede etmekteyiz." ifadelerini kullanarak, bu durumun dünya, hakikat ve adalet adına bir kazanım olduğuna değindi.

Mücadelenin her türlü düzlemde devam edeceğine işaret eden Fidan, şöyle devam etti:

"Pes etmek yok. Umutsuzluğa düşmek yok. Zulmün ve zalimin uzun süreli hakim olduğu hiçbir yerde görülmemiştir. Tarihte bunun örneği yoktur. Zalim zulmüyle beraber tarihten silinecektir. Bunun (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu'nun da başına geleceğini göreceksiniz. Açlığa mahkum ettiği, öldürdüğü, zevk olsun diye her gün belli kotalarla keskin nişancılara hedef aldırttığı insanların kanının onu boğacağını göreceksiniz."

Fidan, bu konuda çalışmaya devam ettiklerini belirterek, "Yaptığımız çok iş var, yapacağımız daha da çok iş var. Dünyayı ayağa kaldırmamız gerekiyor. Sadece hükümetlerin değil, sivil toplum örgütlerinin, üniversitelerin, bu konuda sesi çıkabilecek bütün kesimlerin artık ayağa kalkması ve sesini yükseltmesi gerekiyor." dedi.

"KAFKASLARDA KALICI BARIŞA YÖNELİK UMUDUN YEŞERDİĞİNİ GÖRMEK BİZİ MUTLU EDİYOR"

Azerbaycan ile Ermenistan arasında dün imzalanan ortak deklarasyonun bölge istikrarına katkısına ilişkin soruya yanıt veren Fidan, Azerbaycan'ın Karabağ topraklarının yaklaşık 30 yıl Ermenistan işgali altında kaldığını ve Azerbaycan'ın "verdiği kahramanca mücadeleyle kendi topraklarını işgalden kurtardığını" söyledi.

Bakan Fidan, işgalden kurtarılmanın bölgedeki dondurulmuş çatışmanın artık bir barış anlaşmasıyla nihayete erdirilmesi ve kalıcı halde olmasını zorunlu kıldığını dile getirdi.

Taraflar arasında uzun süren müzakere süreci olduğunu ve tarafların dün Washington'da paraf altına aldıkları metinde büyük ölçüde uzlaştıklarını kaydeden Fidan, "Metnin dışında olan birkaç tane husus var. Bunlardan biri sözünü ettiğiniz gibi Zengezur Koridoru. Bu şartların da oluşmasıyla paraf altına alınmış metinlerin imza altına alınacağını inşallah gelecek dönemde görmeyi ümit ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Fidan, ABD'nin girişimiyle hayata geçirilen bu törenin "fevkalade önemli" olduğunu belirterek, "Bu kadar çatışmanın olduğu bölgemizde, en azından Kafkaslarda kalıcı barışa yönelik bir umudun yeşerdiğini görmek bizi mutlu ediyor." dedi.

Türkiye'nin, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vizyonuyla başından itibaren Azerbaycan'ın işgale karşı haklı mücadelesine" ve "işgal sonrası dönemde barışı hayata geçirmeye yönelik sürece" destek verdiğini ve her iki tarafı da cesaretlendirdiğini aktaran Fidan, Azerbaycan ve Ermenistan'ı attıkları cesur adımlardan dolayı tebrik etti.

Bakan Fidan, ABD'nin bu konudaki yapıcı girişiminden dolayı bu ülkenin katkılarını da takdir ettiklerini söyledi.

Fidan, halihazırda Azerbaycan ve Ermenistan'ın genel bir mutabakat içinde olduğunu, detayların ele alınacağını dile getirdi.

"İNŞALLAH KISA ZAMANDA HAYATA GEÇER"

Dün gece anlaşmanın imzalamasından itibaren Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile uzun bir görüşme yaptığını bildiren Fidan, "Öncesinde zaten bizlere bilgi verilmişti. Ama bizim bilgi verildiği şekliyle mi oldu, başka detaylar var mı yok mu? Onları gözden geçirme imkanımız oldu. O esnada koridorla ilgili konuları da görüştük." dedi.

Bakan Fidan şöyle devam etti:

"Tabii burada beraber, vizyonumuzdaki, stratejimizdeki koridor hayata geçerse Avrupa'dan başlayıp Asya'nın derinliklerine kadar kesintisiz gidecek bir ulaştırma koridorunun önemli bir ayağı olacak Zengezur Koridoru. Bu, Türkiye'yi Kafkaslar üzerinden, Hazar üzerinden sadece Orta Asya'ya değil, direkt olarak Türk dünyasına bağlayacak. Türk dünyasını Türkiye üzerinden Avrupa'ya bağlayacak. Avrupa'yı Türkiye üzerinde daha Asya'nın derinliklerine bağlayacak. Çok maksatlı bir yol olacak. Ben çok hayırlı bir gelişme olacağını düşünüyorum. İnşallah kısa zamanda hayata geçer."

BARIŞ, İSTİKRAR VE İŞBİRLİĞİ VURGUSU

Türkiye'nin tüm bölgelerde barış, istikrar ve işbirliği hedeflediğini vurgulayan Fidan, "Kafkaslar için istediğimizi Orta Doğu için, Orta Doğu için istediğimizi Karadeniz için, Karadeniz için istediğimizi Akdeniz için, Akdeniz için istediğimizi Balkanlar için, Balkanlar için istediğimizi ise Ege için istiyoruz." diye konuştu.

Fidan, her ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyulan, sorunların güç yerine işbirliğiyle çözüldüğü bir "huzur havzası" oluşturmak istediklerini belirterek, bu çerçevede ekonomik kalkınma ve ticaretin gelişmesi, toplumların refahının artması ve medeniyetin daha ileri bir seviyeye taşınmasının amaçlandığını dile getirdi.

Barış ve işbirliğinin olmadığı yerlerde insanlığın vahşete, yoksulluğa ve çatışmaya sürüklendiğini söyleyen Fidan, bölgede bunun birçok kez tecrübe edildiğini anlattı.

Kadim bir medeniyetin mirasçıları olduklarını aktaran Fidan, "Tarihimizde olup da bugün yoksun kaldığımız değerlerin hayata geçirilmesi bizim neslimizin üzerine düşen büyük bir borç. Biz de sorumlu şahıslar olarak inşallah hep beraber bunu hayata geçirmek için çalışıyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Abdulati: Türkiye ile mutabık kaldık