"Casusluk" suçundan yürütülen soruşturma kapsamında MASAK tarafından hazırlanan ön raporda, tutuklanan şüpheli TELE1 kanalının kurucusu Merdan Yanardağ'a 2023 seçimlerinde, şüpheli Hüseyin Gün tarafından, çalışanı aracılığıyla zarf içerisinde iki kez olmak üzere 10 bin ve 5 bin avro gönderildiği belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, tutuklanmasının ardından İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu ile Necati Özkan, Merdan Yanardağ, Melih Geçek ve Hüseyin Gün hakkında "casusluk" suçundan başlatılan soruşturma sürüyor.
Soruşturma kapsamında, Hüseyin Gün hakkında MASAK tarafından soruşturma dosyasına gönderilen ön raporda, Gün'ün çalışanı B.Y.'nin ifadesine yer verildi.
Buna göre, B.Y, arabada yaptıkları sohbetlerde Türkiye'yle ilgili haber bültenlerine yansıyan aleyhe konularla ilgili Gün'ün "Bak ben dün bu konularla alakalı görüşmüştüm, bugün bunlar oldu." gibi söylemleri olduğunu ifade etti.
Gün'ün, Türkiye'nin lehine herhangi bir konuya sevinip mutlu olduğunu hiç görmediğini, daha çok aleyhine olan konulara sevindiğini anlatan B.Y, "Bu görüşmeleri kimlerle yaptığını bilmiyordum fakat, bir dönem TELE1'in sahibi Merdan Yanardağ'ın ofisinin bulunduğu Seyrantepe'ye giderek zarf içerisinde bulunan parayı teslim etmemi söylemişti. Bu olay 2 kez gerçekleşti ve zarfı bizzat Yanardağ'a 2023 seçimlerinden bir ay önce kadar teslim etmiştim. Bu parayı Hüseyin Gün bana yazılı teminat vermişti ve Yeniköy'deki banka şubesinden parayı 10 bin ve 5 bin avro olarak çekmiştim. Bu kişiye niye zarf götürdüğümü sorduğumda ise 'Destekliyoruz yavrum.' demişti." iddiasında bulundu.
- GÜN'ÜN HESAP HAREKETLERİNDE 10 BİN AVRONUN ÇEKİLDİĞİ ANLAŞILDI
Raporda, bu beyan üzerine Mayıs 2023'ten önceki tarih aralığına yönelik yapılan araştırmada, 19 Nisan 2023'te söz konusu bankanın şubesinden 10 bin avro çekildiğinin anlaşıldığı belirtilerek, şüpheli Gün'ün 2017'den sonraki hesap hareketlerine yer verildi.
Raporda, Gün'ün banka hesabından 2018-2025 arasında 117 milyon 285 bin 409 lira çektiği, hesabına ise 32 milyon 887 bin 514 lira yatırdığı ifade edilerek, Gün'ün yurt dışından veya yurt içinden hesabına gönderilen miktardan 84 milyon 397 bin 894 lirayı farklı tarihlerde bankadan nakit olarak çektiği kaydedildi.
Gün'ün şirket, tapu, araç gibi kayıtları kontrol edildiğinde herhangi bir alım işleminin gerçekleşmediğine yer verilen raporda, B.Y.'nin beyanlarında yer alan A.Ö.B.'ye, Gün tarafından, farklı tarihlerde toplam 396 bin 582 lira para transferi yapıldığı kaydedildi.
- İHBARCI Ü.D.A, GÜN'ÜN ANNESİYLE ORTAKLIĞINI ANLATTI
Soruşturma kapsamında ihbarcı olan Ü.D.A. ise 6 Mart'ta emniyete "bilgi sahibi" olarak verdiği ifadesinde, annesi aracılığıyla Gün ile tanıştığını anlattı.
Gün'ün, 2004'te annesi ile Azerbaycan üzerine yapılan bir konferansta tanıştığını anlatan Ü.D.A, "Sonrasında annemle gerçekleştirdiği görüşmelerinde 'Yurt dışında, İngiltere, Amerika ve İsrail'de birçok kişi ve sermaye gruplarıyla bağlantısının olduğunu, buradan yatırım getirebileceğini, beraber iş yapma niyeti ve talebi olduğunu' belirtmişti. O dönemde yapılan görüşmeler neticesinde birlikle şirket açma düşüncesi içerisine girdiler. Annem ve Hüseyin Gün ortaklık sonucunda Avicenna Capital ve Avicenna Holding gibi birçok şirketi 2005'te kurdular." ifadelerini kullandı.
Şüpheli Gün'ün, bu ortaklık sırasında şirketin ticari faaliyetlerinden elde ettiği kar ve sermayeyi, annesinin onayı olmadan veya farklı şekilde lanse ederek, hem Türkiye'de hem de yurt dışındaki birçok şirkete para olarak aktardığını belirten Ü.D.A, bunlara ilişkin belgeleri incelediğinde, paranın Türkiye'de faaliyet gösterdiği belirtilen ancak aktif olarak çalışmayan birkaç savunma sanayi şirketine aktarıldığını gördüğünü anlattı.
Sadece kağıt üzerine kurulan bu şirketlerin sahibini de Hüseyin Gün olarak bildiğini aktaran Ü.D.A, şirketlerden bazılarına Gün'ün, annesini de kaydettirdiğini dile getirdi.
- "KRİPTO YAZILIM PROGRAMINI DEVLET YETKİLİLERİNE PAZARLAMAYA ÇALIŞTI"
Annesi bu şirketlerde ortak olarak görünse de yapılacak iş ve işlemlerde yetkisi olmadığını belirten Ü.D.A, şöyle devam etti:
"Bu şirketlerden birine beni de ortak olarak kaydetmişti. O dönemde ortaklığımı sonlandırdım. Fakat annemin vefatı üzerine mirastan kaynaklı, şirket ortaklığı benim üzerime geçti. Ayrıca Hüseyin Gün'ün Cellcrypt isimli kripto yazılım programını dönemin devlet yetkililerine sunarak, pazarlamasını yapma gayesinde bulunduğunu biliyorum. Bu yazılım programının asıl gayesi devletimizin üst makamlarında bulunan kişilerin telefonlarına sızarak, gizli kalması gereken bilgileri açığa çıkarmak veya devletin her kademesinden bilgileri olmaları adına gerçekleştirdiğini düşünüyorum. Cellcrypt yazılımıyla ilgili yapmış olduğum araştırmalarda bu yazılımın İngiltere istihbarat örgütüne hizmet ettiğini düşünmekteyim."
Gün'ün, yurt dışında kriptolu telefon, sinyal kesici gibi teknolojik aletler üreten şirketlerle uluslararası çapta bağlantısının olduğunu, bununla alakalı cihazları Türkiye'ye getirerek ticari faaliyetlerde bulunmak istediğini kendisine ısrarla söylediğini anlatan Ü.D.A, annesinin evindeki Gün'ün kullandığı odada kriptolu 2 telefona rastladığını kaydetti.
Ü.D.A, Gün'ün bir dönem yardımcısı olarak çalışan B.Y.'nin kendisine, "Hüseyin bey polis çevirmelerinde sorun yaşamamak ve durdurulmamak için bir takım tedbirler alırdı. Aracında sinyal kesici bulundurduğunu biliyorum." dediğini aktardı.
Gün'ün İsrail ve Afrika ülkelerine sık sık seyahat ettiğini, İsrail istihbarat örgütü elemanlarıyla Afrika ülkelerinde görüştüğünü düşündüğünü belirten Ü.D.A, şunları dile getirdi:
"Pandemi döneminde İsrail, ülkesine yabancıların girişini yasaklamasına rağmen Gün ve beraberindekilere özel karşılama yapıldığını Gün'den dinledim. Yaklaşık 1 yıl kadar önce Lübnan ülkesinde telsiz ve çağrı cihazı patlaması haberlerini gördüğümde ilk olarak aklıma Hüseyin Gün'ün geçmiş dönemdeki kriptolu telefon-çağrı cihazı ve sinyal kesici gibi teknolojik aletlerin ticaretini yapmak istemesi, İsrail ve İngiliz istihbarat elemanlarıyla olan samimiyetini birlikte değerlendirdiğimde bu patlamada bir rolünün olabileceğini düşündüm. Bu kişinin sadece ülkemizde değil Azerbaycan, Özbekistan ve Kırgızistan başta olmak üzere komşu dost ülkelerimizde ajanlık faaliyetlerinde bulunduğunu, ticari olarak göstermiş olduğu faaliyetleri doğrultusunda ülkemiz ve komşu ülkelerde istihbari faaliyetlerde bulunduğunu düşünüyorum."
- GÜN'ÜN, ÖZBEKİSTAN'DAKİ YÖNETİMİ DEVİRMEK İÇİN AÇIK TOPLUM VAKFI YETKİLİLERİNDEN "FİNANSMAN TALEBİ" İDDİASI
Ü.D.A, şüpheli Gün'ün, 2005'te ABD'de faaliyet gösteren E.P. isimli avukatlık bürosunda çalışan T.P. isimli avukata talimat vererek Freedom LLC isimli şirketin yurt dışında kurulmasını istediğini, bu şirketin kurulumu üzerine ise Azerbaycan'da o dönem muhalif olan İsa Gambar gibi birçok kişiyi, Azerbaycan'ı demokratikleşme adı altında finanse ettiklerini bildiğini anlattı.
Şüpheli Gün'ün, 2005-2006'da Özbekistan'da mevcut yönetimi devirmek amacıyla birtakım faaliyetlerde bulunduğunu belirten Ü.D.A, "İngiltere istihbarat servisi MIS, MI6 ile yaptığı görüşmelerde darbeyi gerçekleştirmek ve muhalefete finansman sağlamak için talepte bulunduğunu biliyorum. Bu konuları Hüseyin Gün anneme anlatırken duymuştum. Bu amaçla Londra'da sürgünde bulunan Rus milyarder Berezovsky ve George Soros'a ait Açık Toplum Vakfı yetkilileri ile görüşme gerçekleştirerek finansman talebinde bulunduğunu biliyorum. Bu kişilerin de finansman sağlarken belli şartlar öne sürdüklerini biliyorum. Karşılıklı anlaşma sonucunda Özbekistan'da yaşanacak olaylarda dahilinin bulunduğunu biliyorum." iddiasında bulundu.
- HÜSEYİN GÜN'ÜN 2016'NIN İLK AYLARINDA "TÜRKİYE'DE YATIRIMDAN UZAK DURUN" TELKİNİ
Ü.D.A, Gün'ün 2016'nın ilk aylarında çevresiyle yaptığı sohbetlerde, "Erdoğan'a güven duygusu ve kredisi yurt dışında bitmiştir. Yakın zamanda Türkiye'de büyük bir dalgalanma olacak, ekonomik kriz boy gösterecek, dolar gibi yabancı para birimlerine el konulacak. Yurt dışında görüştüğüm kişilerden aldığım bilgiler bu şekilde. Türkiye'de herhangi bir yatırım yapmayın, mevcut paranızı riske atmayın. Hatta elinizde bulunan yatırım veyahut paraları da Amerika, İngiltere ve İsviçre ülkelerine aktarın." şeklinde telkinlerde bulunduğunu bildiğini, bunun üzerine annesinin hesabındaki döviz cinsi yüksek miktardaki paranın İsviçre'ye aktarıldığını söyledi.
Hüseyin Gün'ün yaklaşık 2 yıldır A.Ö.B. isimli kız arkadaşının olduğunu belirten Ü.D.A, ifadesine şunları aktardı:
"Bu kişiyle tanıştığı dönemde Beşiktaş'ta küçük bir kafesi vardı. Tanışıklığı sonrası bu sayının arttığını biliyorum. Bunun amacında da Gün yabancı istihbarat örgütleriyle yaptığı veya yapacağı görüşmelerde dikkat çekmemek amacıyla A.Ö.B.'ye ait kafelerde görüşmektedir. İsrail, Amerika ve Kanada'nın Ankara büyükelçilikleriyle samimi olduğunu kendisinden duymuştum. Hatta bu büyükelçiliklere ziyaretlerde bulunduğunu biliyorum. Hüseyin Gün, bu aşamada konumları gereği devletin üst makamlarında bulunan görevliler hakkında İngiliz ve diğer yabancı istihbarat birimlerinin maaşlı elemanı olduğu şeklinde beyanlarda bulunmuştu. Bu konudaki bilgisinin de çok net diğer ülkelerin istihbarı birimlerinden aldığı bilgiler olduğunu söylemişti."









