15 Aralık 2024 Pazar / 14 CemaziyelAhir 1446

Ceza infaz sistemi değişecek! Bakan Tunç: İyi hal indirimini değerlendiriyoruz

Ankara'da gündeme ilişkin soruları cevaplayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ceza infaz sisteminin değişeceğini söyleyerek, 'İyi hal indirimini değerlendiriyoruz' dedi.

AA14 Ekim 2024 Pazartesi 12:26 - Güncelleme:
Ceza infaz sistemi değişecek! Bakan Tunç: İyi hal indirimini değerlendiriyoruz

Bakan Tunç, Ankara'da katıldığı İşyurtları Ürün ve El Sanatları Fuarı'nda basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Ceza adalet sisteminin soruşturma, kovuşturma ve infazdan ibaret olduğunu belirten Tunç, ceza infaz sisteminin caydırıcı olması gerektiğini vurguladı.

9. Yargı Paketi'nin TBMM Adalet Komisyonundan geçtiğini, şu an Genel Kurul aşamasında olduğunu anımsatan Tunç, pakette özellikle yargıyı hızlandırma, suç ve suçluyla mücadele konusunda bazı hususlar olduğunu söyledi.

Bakan Tunç, 10. Yargı Paketi'yle ilgili kanun teklifinin de önümüzdeki günlerde TBMM'ye sunulacağını, son günlerde kamuoyunun gündeminde olan Yargı Reformu Strateji Belgesi ile ilgili de kapsamlı hazırlıkları olduğunu kaydetti.

Yargı Reformu Strateji Belgesi'yle ilgili yaklaşık 1,5 yıldan bu yana uzun bir çalışma yaptıklarını aktaran Tunç, bu süreçte yargı mensuplarının, baroların, avukatların, akademisyenlerin, bilim adamlarının ve vatandaşların görüşlerini aldıklarını ifade etti.

Görüşleri toplantı ve çalıştaylarda değerlendirdiklerini kaydeden Tunç, "Özellikle cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik birtakım düzenlemelerimiz olacak. Tabii Yargı Reformu Strateji Belgemizi Sayın Cumhurbaşkanımız kamuoyuyla paylaştıktan sonra içindeki detayları göreceğiz." dedi.

"KİŞİNİN NE KADAR CEZAEVİNDE KALACAĞINA YÖNELİK ALTERNATİFLİ DÜZENLEMELERİMİZİ SUNDUK"

"Özellikle 2 yılın altındaki suçlar bakımından, bu suçların yatarının olmaması kamuoyunda büyük bir rahatsızlığa neden oluyor." diyen Tunç, şöyle devam etti:

"İnfaz sistemimizin çeşitli suçlar bakımından koşullu salıverme süreleri farklılık arz eder. Basit suçlar dediğimiz, özellikle ilk işlendiğinde infial oluşturan ama ceza miktarı bakımından baktığımız zaman 2 yıl, 3 yılın altında bir cezaya tekabül ettiğinde yatarının olmaması tutuklama noktasında da birtakım sorunlara yol açıyor. Burada 2 yılın altında ceza alan, 1 yıl koşullu salıverme, 1 yıl da denetimli serbestlikten yararlandığında cezaevinde hiç yatmamış oluyor. Kapıya gidiyor, imza atıp çıkıyor. Burada 1 yıllık denetimli serbestlikten yararlanabilmesi için belli bir süre cezaevinde kalması gerektiği, geçen yasama döneminin 9. Yargı Paketi'ne önerdiğimiz bir husustu."

Bakan Tunç, milletvekillerinin bu konuyu değerlendirdiğini belirterek, "Bu 1 yıllık denetimli serbestlik süresinden yararlanabilmek için kişinin ne kadar cezaevinde kalacağına yönelik biz alternatifli düzenlemelerimizi, taslaklarımızı sunduk. Orada 1 ay mı olur, ne kadar olur onlar milletvekillerimizin takdirinde. Onlar bu konuyu değerlendirecek. Biz de teknik çalışmaların, akademisyen görüşlerinin nasıl olduğunu da kendilerine o çalışmalar sırasında hem ibraz ettik hem de aktarmaya devam edeceğiz." diye konuştu.

"İYİ HAL İNDİRİMİ" UYGULAMASI

Kamuoyunda iyi hal uygulamasıyla ilgili de eleştirilerin olduğunu anlatan Tunç, bu uygulamayla ilgili Türk Ceza Kanunu'nda değişiklik yaptıklarını ancak bunun sorunu ortadan kaldırmadığını söyledi.

Bu konuyu da değerlendirdiklerini bildiren Tunç, "Bazı suçlar bakımından, özellikle kasten öldürme, kasten yaralama gibi toplumun huzur ve sükununu bozmaya yönelik suçlar bakımından, hem denetimli serbestliğin uygulanıp, uygulanmayacağı hem de iyi hal indirimleriyle ilgili alternatifli düzenlemeleri hem Merkez Yönetim Kurulumuzun hem Kabinemizin hem de bunu değerlendirecek olan Meclis komisyonlarımızın gündemine getireceğiz. Bir kısmını getirdik, getirmek üzere olduğumuzu da Sayın Cumhurbaşkanımız, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nden sonra açıklayacak." bilgisini paylaştı.

"KATALOG SUÇLARA YENİ SUÇ TİPLERİNİN İLAVE EDİLMESİ SÖZ KONUSU OLABİLİR"

Bakan Tunç, ceza adalet sisteminin en önemli hedefinin toplumu suçtan korumak olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Adaletin tecellisinin gecikmeden sağlanması lazım. Tutuklama tedbirine yönelik özellikle belli suçların, katalog suçlarla ilgili tutuklama sebeplerinin varlığıyla ilgili Ceza Muhakemesi Kanunu'muzun 100. maddesinde bir hüküm var. Bu katalog suçlara yeni suç tiplerinin ilave edilmesi söz konusu olabilir. 2 yılın altındaki suçlar bakımından da özellikle burada tutuklama yasağını tekrar tartıştık akademisyenlerle. Toplumda özellikle infial oluşturma sebebi daha önce tutuklama sebebi sayılıyordu. Orada da yine geçmiş düzenlemeyi de ona benzer ama daha teknik ve hukuki, onun formülünü de inşallah Meclis grubumuza aktarmış olacağız."

Yargının, kanun, mevzuat ve dosyanın içindeki delillere göre karar verdiğini anlatan Tunç, ulaşılan kararın zaman zaman hatalı olabileceğini ancak bu kararların kendi mekanizmaları içerisinde düzeltilme imkanının bulunduğunu kaydetti.

Bakan Tunç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın TBMM'deki AK Parti Grup toplantısında Adalet Bakanlığı bünyesinde kadına şiddet ve çocukların korunmasıyla ilgili birim kurulacağını söylediğini anımsatarak, "Kamuoyunun bu soruşturmalar bakımından doğru bilgilendirilmesi amacıyla mağdur hizmetleri ve destek hizmetleriyle ilgili bir daire başkanlığımız var, bunun daha kurumsal bir yapıya kavuşturulması konusunda önerimizi Cumhurbaşkanımıza aktardık, bu konudaki düşüncesini de kamuoyuyla paylaştı." dedi.

Bakan Yılmaz Tunç, gençler ve çocuklar başta olmak üzere toplumu kötülüklerden korumak için topyekun bir mücadelenin gerekli olduğunu, bu kapsamda cezaların alt ve üst sınırları konusunda düzenlemelerin yapılacağını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Özellikle Türk Ceza Kanunu'muzda toplumun huzur ve güvenliğini bozmaya yönelik cezaların alt ve üst sınırlarıyla ilgili yeni bir değerlendirmemiz olacak. Bazı suçlar bakımından özellikle alt sınırların çok düşük kalmış olması, yeni suç tiplerinin de ortaya çıkması hasebiyle özellikle suçla mücadelede Türk Ceza Kanunu'muzda da yapılması gereken değişiklik önerilerini yine Yargı Reformu Strateji Belgemiz kapsamında gündeme getireceğiz."

"(NARİN GÜRAN CİNAYETİ) İDDİANAME HAZIRLIĞI SÜRECİ BAŞLAMIŞ DURUMDA"

Adalet Bakanı Tunç, 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin soruşturmanın titizlikle devam ettiğini vurguladı. Konuyla ilgili hem tutukluların hem de adli kontrollü şüphelilerin bulunduğunu bildiren Tunç, yaklaşık 250'ye yakın kişinin ifadesinin alındığını söyledi.

Konuyla ilgili tespit edilen kamera görüntülerinin bulunduğunu, bu görüntülerin TÜBİTAK'ta değerlendirmesinin yapıldığını anlatan Tunç, geriye dönük HTS kayıtlarının incelendiğini ve daraltılmış baz çakışmalarıyla da çok önemli verilere ulaşıldığını aktardı.

Yapılan incelemelerle çok önemli verilere de ulaşıldığını vurgulayan Tunç, şu ifadeleri kullandı:

"Hiç kimsenin şüphesi olmasın Narin evladımızın katilleri yargı önünde hesap verecek. Şu anda teknik çalışmaların son aşamasına gelinmiş durumda. Son değerlendirmeleri Cumhuriyet Başsavcılığımız yapıyor ve iddianame hazırlığı süreci de başlamış durumda. Özellikle daraltılmış baz çakışmalarında, kimin, hangi dakikada nerede olduğu, hangi evin içerisinde kimlerle kimin beraber olduğu tek tek belirlenmiş durumda. Kimsenin şüphesi olmasın, teknolojinin son imkanları kullanılarak bu soruşturma yapıldı."

Dosya ve soruşturmanın gizli olması nedeniyle kamuoyunda farklı yorumlamaların yapılabildiğini dile getiren Tunç, konunu yargı sürecinin uzamadan tamamlanacağını söyledi.

"YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARINI TARTIŞMALARA BOĞMAMAK LAZIM"

Yılmaz Tunç, "Gündemde 'çözüm süreci' tartışmaları var, olası bir gündemde Adalet Bakanlığı nerede olacak?" şeklindeki soruya, "Böyle bir gündem olmadığı için şu anda dedikodudan ibaret bir husus." cevabını verdi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un açıklamaları hatırlatılarak, Anayasa'nın ilk 3 maddesinin değiştirilmesi ile ilgili soru üzerine Tunç, şunları kaydetti:

"Meclis Başkanımız bir açıklama yaptı, onu kastetmediğini söyledi. Anayasamızın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim herhangi bir tartışmamız söz konusu olamaz. Anayasamızın ilk 4 maddesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin niteliklerini belirleyen bir maddedir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne vurgu yapar. İstiklal Marşımız, başkentimiz Ankara, bayrağımız al yıldızlı al bayrak. Bu nedenle ilk 4 maddeyle ilgili kesinlikle bir tartışma söz konusu olamaz. Sayın Meclis Başkanımız da bunu ifade ettiler. Yeni anayasa çalışmalarını bu şekildeki tartışmalara boğmamak lazım. Özellikle Meclis Başkanımız da kastının bu olmadığını, yurt dışından verdiği demeçle gösterdi. Özellikle ilk 4 maddenin tartışılmadan, bir uzlaşma komisyonu kurarak, öncelikle usulde anlaşarak yeni bir anayasa yapım süreciyle ilgili çaba var. Bu çaba çok önemli, bu çabayı baltalamak isteyenler, birtakım değerlendirmeler yaparak, özellikle Meclis Başkanımızın kastetmediği bir hususu farklı noktaya çekerek birtakım yorumlar yapıyorlar."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın her konuşmasının sonunda söylediği, "tek devlet, tek vatan, tek millet, tek bayrak" sözlerini anımsatan Tunç, Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu, milletin, cumhuriyetin nitelikleri, devletin bütünlüğü, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü konusundaki hassasiyetini korumaya devam edeceklerini söyledi.

"YASA, HAYVANLARI ÖLDÜRME YASASI DEĞİL"

Gebze Belediyesi Sokak Hayvanları Tedavi, Rehabilitasyon ve Eğitim Merkezi'ndeki görüntülere ilişkin de açıklama yapan Tunç, olayla ilgili soruşturma başlatıldığını, kanuna aykırı uygulamanın olması durumunda gerekli yaptırımların gerçekleştirileceğini ifade etti.

Söz konusu yasanın "hayvanları öldürme yasası" olarak lanse edildiğini işaret eden Tunç, "Özellikle bu yasa, hayvanları öldürme yasası değil, hayvanları da yaşatma, insanları da tehlikeli durumlardan korumak, çocuklarımızı korumak, sokakları daha güvenli hale getirmek için. Eğer orada bir yanlış uygulama varsa elbette ki onun soruşturması yapılır." dedi.

Bakan Tunç, Eylem Tok'un iade sürecine ilişkin, iade yargılamasının devam ettiğini, ABD'deki sürecin tamamlanmasını beklediklerini belirtti.

Tunç, 2 yılın altında suç işleyenlerin cezaevine girmesi durumunda kapasite sorunu yaşanıp yaşanmayacağına ilişki soru üzerine, kapasite sorununun cezasızlıkla ilgisinin olmadığını kaydetti.