1 Ekim 2025 Çarşamba / 9 RebiülAhir 1447

CHP'nin meclis provokasyonuna tepki... Cumhurbaşkanının hukuku neden korunmalı?

Halkın iradesine saygısızlığı adet haline getiren CHP skandallarına bir yenisini daha ekledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TBMM konuşmasına katılmaktan imtina eden CHP'ye tepkiler peş peşe gelirken; Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Cumhurbaşkanının hukukunun kapsamını ve bu hukuka neden riayet edilmesi gerektiğini AA Analiz için kaleme aldı.

AA1 Ekim 2025 Çarşamba 19:55 - Güncelleme:
CHP'nin meclis provokasyonuna tepki... Cumhurbaşkanının hukuku neden korunmalı?

Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) 1 Ekim 2025 tarihli yeni yasama yılının açılışına muhalefetin bir kısmı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın TBMM'de yapacağı konuşma sebebiyle katılmayacağını açıkladı. Cumhurbaşkanının her yasama yılının açılışında TBMM'de yaptığı konuşma Anayasa'nın gereğidir. Cumhurbaşkanı "gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde açılış konuşmasını yapar."[1]

Demokratik muhalefet anayasal sınırlar içinde yapılır. Bir kısım muhalefetin cumhurbaşkanının hukukuna karşı tavır alması anayasal hükümlerle çatışan bir yaklaşımdır. Hukukla kavga edilerek demokratik muhalefet yapılamaz. Hukuk dışına çıkan tutumlar demokratik muhalefet sayılmaz. Genel bir tespit olarak pozitif hukuku değiştirme talebi meşrudur ama pozitif hukuku tanımamak gayri meşrudur.

Öte yandan cumhurbaşkanının hukukunu göz ardı eden bir dil muhalefete bir şey kazandırmaz. Hatta muhalefetin cumhurbaşkanının hukukuna aykırı bir dil ve tutumla destekleyecekleri bir adayı cumhurbaşkanı seçtirmeleri neredeyse imkansız olur.

Bu vesileyle bir kez daha cumhurbaşkanının hukukunu hatırlamanın gerekli olduğu görülüyor.

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ'NDE CUMHURBAŞKANI'NIN GÖREV TANIMI

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildiğinde parlamenter sistemden farklı olarak Cumhurbaşkanı sadece "Devletin başı" olarak tanımlanmadı. Cumhurbaşkanına Devlet Başkanı sıfatı da verildi.

Düzenleme şöyledir: Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir. Cumhurbaşkanı, Devlet Başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder.[2]

Buna göre Cumhurbaşkanı sadece devletin başı değil, Devlet Başkanıdır. Özcesi, Cumhurbaşkanı hem halkın (cumhurun) başkanıdır hem de devletin başkanıdır. Diğer bir deyişle "halkın iradesi devlete egemen olmuştur."

Bunun sonucu olarak Anayasa tarafından Anayasanın uygulanması ile tüm devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin etme görevi Cumhurbaşkanına verilmiştir. Eski sistemde Cumhurbaşkanının sadece "gözetme" başka bir ifadeyle nezaret etme görevi varken şimdi "temin etme" yani icrai bir görev söz konusudur.

Dolayısıyla, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı yürütme görevinin yanı sıra yasamaya da yargıya da düzenli ve uyumlu çalışma konusunda perspektif sunma görevine ve yetkisine sahiptir. TBMM'nin yasama yılı açılış konuşmaları da bu kapsamdadır.

Ayrıca Cumhurbaşkanı milli güvenlik politikalarını belirler, TBMM adına Başkomutanlığı temsil eder. Yani Cumhurbaşkanı aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) başkomutanıdır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verme yetkisi vardır.[3]

Anayasaya göre hem "Halkın Başkanı", hem "Devlet Başkanı" hem de "Başkomutan" olan Cumhurbaşkanı aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milletinin birliğini temsil eder.[4]

Zaman zaman ifade ettiğimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Ülke Liderliği" rolünün anayasal dayanağı bu hükümlerdir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sonra da Cumhurbaşkanı seçilecekler sadece bir mecranın siyasi lideri ve devletin yürütme organının görevlisi ve yetkilisi değil "Ülke Lideri" olma sorumluluğunu da üstleneceklerdir. Çünkü anayasal olarak diğer ad ve sıfatların yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil etmenin ve Devlet Başkanı olmanın hukuki, siyasi ve sosyal sonuçlarından en önemlisi "Ülke Lideri" sorumluluğuyla hareket etmektir.

ÜLKE LİDERLİĞİNİ ÜSTLENEN CUMHURBAŞKANINA SAYGI GÖSTERİLMESİ NEDEN ÖNEMLİ?

Bu durumda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bütün organlarını anayasal sınırlar içerisinde yönlendirebilme yetkisi olan, halkın yüzde 50'den fazla oyuyla seçilmiş ve Ülke Liderliği sorumluluğuna da sahip Cumhurbaşkanına saygı gösterilmesi:

Birincisi, halkın genel iradesi olan milli iradeye saygıdır.

İkincisi, halkın demokratik iradesi olan seçmen iradesine saygıdır.

Üçüncüsü, devlete saygıdır.

Dördüncüsü, bundan sonra hangi mecradan seçilirse seçilsin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı görevini üstleneceklere saygıdır.

Beşincisi, anayasal düzene uymanın bir gereğidir.

Bu nedenle, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına saygıyı aktüel siyasetin iç çekişmeleri üzerinden değil "Devletin Genel İşleyişi" üzerinden değerlendirmek gerekir. Hukuken ve siyaseten doğru olan, Cumhurbaşkanına saygıyı başta TBMM olmak üzere her yerde göstermektir.

CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMI: DEVLET BAŞKANI VE BAŞKOMUTAN

Cumhurbaşkanının yürütme görevi ve yetkisine binaen yürüttüğü faaliyetlere ve pratiklere yönelik elbette eleştiri yapılabilir. Bu, demokrasinin ve demokratik siyasi rekabetin gereğidir. Ancak eleştiri hakkının sınırlarının dışına çıkarak saygısızlık, küfür, hakaret gibi hukuk dışı yollara sapmak asla kabul edilemez. Bunları yapanlar da teşvik edenler de hesabını hukuk önünde ve halk nezdinde mutlaka verir.

Sonuç olarak, Anayasal açıdan Cumhurbaşkanı konumu; Türkiye Cumhuriyeti'ni ve milletin birliğini temsil etmesi, Devlet Başkanı ve Başkomutanlık sıfatlarına sahip olması sebebiyle sadece yürütme görevi ve yetkisi (hükümet veya iktidar) olarak görülemez. Cumhurbaşkanının hukuku bunların tamamından oluşur.

Her vatandaşın, tabii ki eleştiri hakkı baki kalmak kaydıyla, anayasal hükümlerle tayin edilmiş Cumhurbaşkanının hukukunu koruması ve saygı göstermesi, anayasal bir ödevdir ve vatandaşlık bağının gereğidir. Halkın meşru temsilcisi olan milletvekillerinin de evleviyetle yapması gereken budur.

[1](Any. m. 104/3. fıkra)

[2](Any. m. 104/1. ve 2. fıkra)

[3](Any. m. 104/13, 14 ve 15. fıkralar)

[4](Any. m. 104/2. fıkra)

ÖNERİLEN VİDEO

Bursa'da faciadan dönüldü: Canını son anda kurtardı

Kapat
Video yükleniyor...