27 Nisan 2024 Cumartesi / 19 Sevval 1445

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a övgüler dizdi: Geçtiğimiz 21 yıl bir devrim dönemidir

Anavatan Partisi kurucularından Eski Bakan Bülent Akarcalı, Türkiye'nin 21 yıl yılda yaşadığı değişime dair Cumhurbaşkanı Erdoğan'a övgülerde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ortaya koyduğu iradeye dikkati çeken Akarcalı, 'Baktığımızda geçtiğimiz 20 yıl alt ve üst yapı açısından bir ıslahat değil, bir devrim dönemidir. Tayyip Bey ve AK Parti 'mevcut yolları iyileştirelim, eski yolları genişletelim, mevcut köprüleri iyileştirelim' demedi. Devrim yaparak sıfırdan yenilerini en iyilerini inşa etti.' dedi.

Sabah28 Haziran 2023 Çarşamba 10:03 - Güncelleme:
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a övgüler dizdi: Geçtiğimiz 21 yıl bir devrim dönemidir

Eski Bakan Anavatan Partisi kurucularından Bülent Akarcalı, Türk siyaseti üzerine önemli tespitlerde bulundu. Sabah'a konuşan Akarcalı, AK Parti'nin 21 yıllık iktidarında ülkede devrimci bir anlayışın benimsendiğini dile getirdi. Sabah'ta yer alan habere göre; Akarcalı şu açıklamalarda bulundu: "1800'lerden itibaren Osmanlı kendini sorgulamaya başlayınca ıslahat kavramı ortaya çıktı. Ancak Osmanlı'nın Avrupa'yla arasındaki fark ıslahatlar ile kapatılmaya yetmedi. Cumhuriyet dönemine baktığımızda ise cumhuriyetin kurulması bir devrimdi.

1950'lerden sonra da Türkiye'de yapılan hep olanı iyileştirmeye çalışmaktı yani ıslahattı, baştan sil baştan yenileme değildi. Bunu bir Turgut Özal ekonomi ve fikir özgürlüğü alanında biraz yapmaya çalıştı ancak o dönemde ciddi bir askeri ve sivil bürokrasinin baskısı altında kaldık. Dönemin medyası yapılacak büyük değişikler konusunda iş dünyasının keyfine göre tavır alıyordu. Türkiye Cumhuriyeti'nin bu ıslahat dönemi 2002 yılında AK Parti iktidara gelen kadar sürdü."

GÜÇLÜ BİR İRADE ORTAYA KOYAN ÜÇ LİDER

"Tarihte yaptığı şeyleri güçlü bir iradeye dayalı olarak yapan üç şahsiyet görüyorum. Biri Fatih Sultan Mehmet'tir ki 19 yaşında "İstanbul'u alacağım" demiştir ve bunu gerçekleştirmek için İstanbul'un surlarını döven topları kendisi düşünmüştür. Bu bir irade ortaya koymaktır. Elinde o toplar yoktur ama inanmıştır. Mustafa Kemal Atatürk 1918'de Suriye'den İstanbul'a döndüğünde Haydarpaşa'dan bindiği tekneyle işgalci düşman zırhlıları arasından geçerken cebinde beylik tabancası dışında hiçbir bir gücü olmamasına rağmen "Geldikleri gibi giderler" demiştir. Bu bir irade ve inanmışlıktır ve nitekim de işgalciler milli mücadele sonunda geldikleri gibi gitmişlerdir."

GEÇTİĞİMİZ 20 YIL DEVRİMCİ BİR YAKLAŞIMIN ÜRÜNÜDÜR

"2002 yılında Tayyip Erdoğan, 15 bin kilometre çift yol yapacakları söylediğinde inanamamıştım. Türkiye'nin böyle bir şeyi yapacak imkânının olduğuna inanamadım ama sonuçta Tayyip Bey'in ortaya koyduğu irade bunu yaptı. Neden çünkü o da inanmıştı ve bir irade ortaya koymuştu. Bunu Tayyip Bey'in kendisine de söyledim. İşte bu anlamda baktığımızda geçtiğimiz 20 yıl alt ve üst yapı açısından bir ıslahat değil, bir devrim dönemidir. Tayyip Bey ve AK Parti 'mevcut yolları iyileştirelim, eski yolları genişletelim, mevcut köprüleri iyileştirelim' demedi. Devrim yaparak sıfırdan yenilerini en iyilerini inşa etti. Bakınız, köprüler, havaalanları, hızlı trenler vs. bunların hepsi hızla büyüyen Türkiye için devrimci bir yaklaşımdı. Teknofest'e baktığımız zaman da karşımıza devrimci bir yaklaşım çıkıyor. Devrimci bir fikir ve uygulamadır. Son derece de başarılıdır. Ne yapıyor? Her yıl yüz binlerce genci oraya çekiyor. Bu gençler içinden belki yüz kişi çıkacak ve dünya ile mücadele edecek."

CHP'NİN BAŞINA SİYASİ, SOSYAL VE EKONOMİK BİR BİRİKİMİ OLAN BİRİ GEÇMESİ LAZIM

CHP içinde yaşanan lider krizine de değinen Akarcalı, "CHP'nin başına hem siyasi hem sosyal hem de ekonomik bir birikimi olan bir adayın çıkması lazım" diye konuştu. Tayyip Erdoğan'ın siyasi birikimini örnek veren Akarcalı, " Şimdi bakıyorsun Tayyip Bey İstanbul İl Başkanlığı'ndan geliyor. Refah gibi gece gündüz çalışan bir partide il başkanlığına seçilebilmek için diğer kimselerden çok daha fazla çalışmak gerekiyor. Belediye başkanlığında sabah dörtte asfalt döküyordu. Dolayısıyla ve başbakanlık koltuğuna oturduğunda ciddi bir birikim vardı arkasında. CHP'de liderlik için adı geçenlerin böyle bir birikimleri yok" dedi.

CHP BÜROKRATİK BİR PARTİDİR

"Bugünkü CHP'yle Mustafa Kemal'in kurduğu CHP arasında güney ve kuzey kutbu kadar fark var. CHP bir Atatürk ideolog değildi. Sağcı veya solcu değildi. Gerçekçi birisiydi. Kurulan partinin adı Halk Fırkası'dır. Halkın partisidir. Halkın partisi bir sağ partidir. Merkez sağ partidir. Bugün Avrupa'nın merkez sağ partilerinin büyük bir kısmının adı Halk Partisi diye başlar. Halk Fırkası olarak kurulan Atatürk'ün kurduğu parti aslında 1940'lardan sonra mutasyona uğramıştır. Yapısal ve fikri zihni olarak değişmiştir ve o zamanın aydın kesimi de gücünü Mustafa Kemal'den alabilmek için Kemalizm dediler.

Kemalizm aslında bürokratik faşizmi örten bir kılıftır. Çok iddialı bir söz biliyorum ama benim bu yaştan sonra ne bir markamda gözüm var ne de farklı beklentilerim var. Yalnız ve yalnız Türk halkına edindiğim bilgi, birikim ve deneyimi aktarma isteğim var. Kimin işine yararsa. CHP de bundan yararlanabilir. "Yahu doğru biz hani tamamen bürokratik bir parti olduk, ettik Bu yapıdan nasıl kurtulalım?" derlerse söylediklerime kulak verebilirler. Dolayısıyla Kemalizme alerjileri yüzünden Mustafa Kemal Atatürk'e saldırmaları da son derece yanlış."

TÜRKİYE'NİN ÇEKTİĞİ SIKINTILARAN KAYNAĞI AB VE AMERİKA KAYNAKLI

Türkiye'nin terörle mücadele konusuna da değinen Akarcalı, "Avrupa'da da hep söylediğim şuydu: 'PKK'yı beslemeyi bıraktığınız ve bütün PKK suçlularını siz de kendi yargınıza teslim ettiğiniz takdirde Türkiye'nin sırtından terör belasını kalkarsa ondan sonra Türkiye'de her şey güllük gülistanlık olacaktır. Türkiye'nin demokratik açıdan, hukuki açıdan çektiği sıkıntıların tümü Amerika ve AB kaynaklıdır. AB kaynaklı olduğunu o kadar belirgin hale geldi ki artık saklanamıyor. Neden belirgin hale geldi? Eskiden belirgin değildi. Çünkü haber kaynakları çok kısıtlıydı. Haberleşme imkânı yoktu. Yani bir internet yoktu ama şimdi artık Amerika'nın YPG, PYD'ye nasıl yardım ettiğini görüyoruz" ifadelerini kullandı.

CHP'NİN SEVDİĞİ YAPI BÜROKRATİK YAPIDIR

Bakanlara 4 bakan yardımcısı atanması meselesinde bilmeyenlerin acımasızca bilenlerin ise insafsızca eleştirilerde bulunduğunu belirten Akarcalı, " Batı dünyasının gerçeklerinden tamamen uzak bir şekilde her bakanlıkta dört bakan yardımcısına ne gerek var deniyor. Bakın işte bu tamamen CHP'nin bürokratik anlayışıdır. Bu kadar vicdansız davranmayın. Halkı bu kadar kötü bilgiyle zehirlemeyin. Eskiden müsteşar vardı. Bir müsteşar yardımcıları vardı. En azından üç tane müsteşar yardımcısı oluyordu.

Ben sağlık bakanı olduğumda da Turizm bakanı olduğumda da üç ya da dört müsteşar oluyordu. Şimdi müsteşar da yok. Yerine bakan var. Bakan yardımcısı var. Ama müsteşar devlet memuru olduğu için bakan onunla çalışmak zorunda kalıyor. Eski sistemde işte devlet bürokrasisi CHP'nin sevdiği yapı budur. Bir bakan birisi bakan olduğu zaman sanıyorsunuz ki elinde bir sürü güç var. Bakanlıkta yalnız aslında o kişi. Sadece şoförüyle, özel kalemini değiştirme hakkı var. Hiç abartmıyorum. Makama geldiğinde oradaki kimi bürokratlarla tamamen zıt olsun o kişiyi görevden aldığınız takdirde mahkemeyle geri geliyor. Düşünebiliyor musunuz?" dedi.

CHP'NİN 6'LI MASASI HALKA EKONOMİK ANLAMDA DA GÜVEN VERMEDİ

Akarcalı, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde halkın 21 yıllık bir iktidar karşısında CHP'yi tercih etmemesini de değerlendirdi: "CHP'nin altılı masası hiçbir şekilde güven vermedi. Yani o masadan o ekonomik sorunların ortadan kaldırılabileceğine dair bir irade ışığı çıkmadı. Vatandaş yine 'Şu ana kadar bazı konularda yanlış yapmış olsa da ondan sonra bu işin üstesinden gelecek olan yine Tayyip Erdoğan' dedi. Fatih Sultan Mehmet'i de kaybettiği savaşlar oldu. Savaşı kaybetti diye padişah değişmedi ki.

Ben yandaş değilim keşke CHP hakikaten aklı başında güçlü olsa. Ondan sonra çağdaş hayatın gerçeklerine uygun bir parti olmuş olsa. Çünkü AK Parti'yi daha da etkin yapmaya zorlar. İyi bir futbol maçı seyrediyorsanız. İki takımın da güzel oynadığı bir maç seyretmenin keyfi başkadır. Ama muhalefetin tarzı nedeniyle Türk siyasetinde iyi bir maç seyredemiyoruz ne yazık ki. Lider önce güven teşkil etmeli. lazım. CHP bunu anlamıyor. Yani Kemal Bey daha ağırbaşlı olmuş olsaydı halka güven verecek bir şekilde oy oranını artırabilirdi."

GENÇLERE TÜRKİYE'NİN GÜCÜNÜ VE YAPABİLDİKLERİ GÖSTERMELİYİZ

AK Parti'nin devrimci bir yaklaşımla pek çok sorunu çözdüğünü ifade eden Akarcalı, ancak iki temel alanda da güçlü bir irade ortaya koymaları gerektiğini söyledi. Adalet ve eğitim konusunda büyük atılımlar yapıldığını büyük fedakârlıklar ortaya konduğunu sözlerine ekleyen Akarcalı, "Ancak bunlar ne yazık ki yeterli olmadı. Sil baştan bu alanlarda bir devrim yapmak gerekiyor. Bunu da şu anda yapabilecek olan tek irade Tayyip Erdoğan'ın iradesidir.

Bir süre önce Konya'daydım. Organize Sanayi Bölgesi'ni gördüm tatil köyünden farkı yok o kadar güzel. Buradaki sanayi tesisleri öğrencilere gezdirilmeli. Eğitimde öğrencilerin Türkiye'nin gücünü ve yaptıklarını görecekleri bir sisteme geçilmeli. Bu ülkenin genci bunları görmeli ki ondan sonra başka ülkelere gitme özlemleri sıfırlanmalı, gururlanmalı. TEKNOFEST bu açıdan devrimci bir yaklaşımdır. "

  • Bülent Akarcalı
  • Türkiyenin değişimi
  • Cumhurbaşkanı Erdoğanın iradesi
  • Türkiyenin alt ve üst yapı gelişimi
  • devrim dönemi
  • AK Partinin projeleri
  • inşaat projeleri
  • yol iyileştirmeleri