9 Eylül 2025 Salı / 17 RebiülEvvel 1447

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan muhalefete provokasyon tepkisi... ''Asla müsaade etmeyiz''

Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanan Kabine Toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının ardından önemli açıklamalarda bulundu. CHP'nin şaibeli kurultayı sonrası yapılan sokak çağrılarına değinen Erdoğan, 'Sokakların karıştırılmasına İstanbullu kardeşlerimiz başta olmak üzere milletin huzurunun bozulmasına asla müsaade etmeyiz' dedi.

AA8 Eylül 2025 Pazartesi 19:17 - Güncelleme:
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan muhalefete provokasyon tepkisi... ''Asla müsaade etmeyiz''

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.

Konuşmasına, "Bu sabahki kalleş saldırıda şehit olan kahraman emniyet mensuplarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Milletimizin ve emniyet teşkilatımızın başı sağ olsun." ifadeleri ile başlayan Erdoğan, önemli konu başlıklarının müteala ettikleri bir Kabine Toplantısı'nı daha tamamladıklarını söyledi.

Erdoğan, yüksek öğretim, ekonomi, sosyal hizmetler ve dış politika başta olmak üzere geniş bir yelpazede yaptıkları değerlendirmelerin ve aldıkları kararların ülke için hayırlara vesile olmasını diledi.

Ahlat'ta gerçekleştirdikleri son kabine toplantısından bu yana yurt içinde ve dışında yaptıklarını anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"25-30 Ağustos tarihleri arasında idrak ettiğimiz Zafer Haftamızı önemine uygun şekilde bu sene de dolu dolu geçirdik. Ahlat ve Malazgirt'teki törenlerde milletimizin ezeli ve ebedi kardeşliğini tüm dünyaya bir kez daha ilan ettik. 27 Ağustos'ta iki önemli programımız vardı. Önce bu sene 50. yaşını kutlayan Türk savunma sanayiinin lider kuruluşlarından Aselsan'ın Gölbaşı Yerleşkesini ziyaret ettik. Orada savunma sanayiimiz adına 3 iftihar verici adımı aynı anda attık. 460 milyon dolar değerinde toplam 47 araçtan oluşan Çelik Kubbe sistemlerini kahraman ordumuzun envanterine kazandırdık. Aselsan'a ait 280 milyon dolar değerinde 14 kritik tesisin resmi açılışını gerçekleştirdik. 900 futbol sahasından daha büyük bir alanda 1,5 milyar dolarlık yatırımla hayata geçirdiğimiz Oğulbey Teknoloji Üssü'nün temelini attık. Bu stratejik projemiz tamamlandığında inşallah bölgenin en ileri savunma teknolojileri merkezlerinden biri olacak. Sistemler sistemi olan Çelik Kubbe ile hava savunmasında artık farklı bir ligin oyuncusu haline geliyoruz."

"HER SAVUNMA ÜRÜNÜNÜN AMACI TÜRKİYE'Yİ VE 86 MİLYONU KORUMAK"

Erdoğan, Aselsan'daki savunma sanayii şöleninin Türkiye'ye karşı husumet besleyenlerde endişeye sebep olmasının anlaşılır bir durum olduğunu belirtti.

Burada asıl tuhaf olanın, ülke içindeki kimi çevrelerin hazımsızlığı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"'Çelik Kubbe vatandaşı değil, yandaşı koruyacak' diyecek kadar gözünü nefret bürümüş bir güruhun varlığı, üzülerek söylüyorum, ülkemizin güvenliği noktasında kaygı duyulması gereken bir ruh halidir. Daha kötüsü, bu, milletimizi bölen, ayrıştıran, siyasi tercihlerinden dolayı halkın çoğunluğunu aşağılayan sorunlu bir yaklaşımdır. Çünkü, tabancasından tüfeğine, insansız hava aracından füzesine, tankından gemisine, uçağından radarına kadar her bir savunma ürününün amacı Türkiye'yi ve 86 milyonun her bir ferdini en üst düzeyde korumaktır. Nasıl hükümetimizin açtığı yollardan, havalimanlarından, hastanelerden, okullardan, yurtlardan ve daha nice eserden vatandaşlarımızın tamamı faydalanıyorsa, Çelik Kubbe de 86 milyona hizmet edecektir. Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı'nın Sinop'ta, savunma sanayii ile ilgili aynı yaklaşımı sergilemesi bir başka basiretsizlik örneğidir. Neymiş? 'Balıklar ve turistler füze denemelerinden rahatsız oluyormuş.' Allah aşkına, şu ciddiyetsizliğe bakar mısınız? Doğru desen doğru değil, komik desen komik değil. Aslında biraz araştırsa, söylediklerinin absürtlüğünü kendisi de görecek. Fakat, beyefendi yalnızca komutla hareket ettiği için bu basit gerçeği bile araştırma gereği duymuyor. Burada kısa bir parantez açarak bu zatın nasıl bir cehalet girdabında debelendiğini göstermek istiyorum."

"TÜRK SOMONUNUN ÜÇTE BİRİ SİNOP'TA YETİŞTİRİLİYOR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin su ürünleri yetiştiriciliğinde Avrupa'da birinci, dünyada 17'nci olduğunu dile getirdi.

Su ürünleri ihracatının 2002-2024 döneminde miktar olarak 10 katına, değer olarak 20 katına çıktığını ifade eden Erdoğan, 2002 yılında 27 bin ton olan ihracatın, 2024 yılında 313 bin tona, parasal değer olarak 96 milyon dolardan 2 milyar dolara yükseldiğini vurguladı.

Sinop'ta da benzer bir başarı hikayesinin söz konusu olduğuna işaret eden Erdoğan, "Bu şehrimizde 4 yılda avcılık ve yetiştiricilik amaçlı üretim 15 bin tondan 35 bin tona, tutar olarak ise 117 milyon dolara ulaştı. Şurası fevkalade dikkat çekicidir. Sinop'tan Rusya, Peru, Japonya, Almanya başta olmak üzere dünyanın 25 farklı ülkesine ihracat yapılıyor. Ülkemizde üretilen Türk somonunun üçte biri Sinop'ta yetiştiriliyor. Yani, bu şahsın iddia ettiği gibi ortada problemli bir tablo yok." dedi.

"TÜRKİYE'NİN DE İÇİNDE BULUNDUĞU 15 ÜLKEDE 62 REAKTÖR İNŞA EDİLİYOR"

Nükleer santral konusunda, çevreci maskeli marjinal grupların buna niçin karşı çıktığını defalarca izah ettiklerini anımsatan Erdoğan, nükleer enerjinin dünyada 70 yıldır kullanılan bir kaynak olduğunu belirtti.

Erdoğan, 2025 yılı itibarıyla 31 ülkede 416 nükleer reaktörün faal olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin de içinde bulunduğu 15 ülkede 62 reaktör inşa ediliyor. Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak, 2053 yılı net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak ve artan enerji talebimizi karşılamak istiyorsak, nükleer enerjiyi üretim portföyümüze mutlaka dahil etmek zorundayız. Toplam 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip Akkuyu Nükleer Santrali'nin devreye girmesiyle tabiri caizse şeytanın bacağını kıracağız. Yıllık 35 milyar kilovat saat elektrik üretecek bu santral, ülkemizi yıllık 7 milyar metreküp doğalgaz ithalatından kurtaracak. Ayrıca senelik 35 milyon ton karbon emisyonunu engelleyecek. Yurt içi gayri safi hasılamıza toplam 50 milyar dolar katkı sağlayacak. Hal böyleyken nükleer santrale karşı çıkmak cehalet ürünü değilse, ancak art niyetle açıklanabilir. Böyle sığ bir zihniyetin ne ülkeye ne millete ne de Sinoplu kardeşlerimize hiçbir faydası olmaz."

Mezuniyet diplomalarını alan 5 bin 11 subay ve astsubayın her birini tebrik eden Erdoğan, "TEKNOFEST Mavi Vatan'da ülkemizin denizlerdeki gücüne bir kez daha gururla şahitlik ettik. 4 gün süren etkinlikte milli teknoloji hamlemizin genç neferleri, ürünleri, eserleri ve projeleriyle yetkinliklerini sergiledi. Vatandaşlarımız da TCG Anadolu başta olmak üzere Türk donanmasının son teknolojiye sahip caydırıcı unsurlarını görme imkanı buldu." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Ağustos'ta Milli Savunma Üniversitesi'nde Harp Okulları Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni'ne katıldığını da hatırlatarak, "Kara, hava ve deniz harp okullarındaki eğitimlerini başarıyla tamamlayan 145 teğmenimizin yanı sıra 106 misafir öğrencimizin de mezuniyet sevincini paylaştık. Böylelikle 2016'dan bugüne harp okullarımızdaki toplam mezun sayımız 19 bin 735'e çıktı. Genç teğmenlere bir kere daha başarılar diliyorum. Rabb'im ayaklarına taş değdirmesin. 103. yıl dönümünü iftiharla kutladığımız Büyük Zafer'in kazanılmasına vesile olan tüm kahramanlarımızı rahmetle, şükranla yad ediyorum." diye konuştu.

"GAZZE'DEKİ SOYKIRIM GÜNDEMİMİZİN İLK SIRASINDA YER ALDI"

Erdoğan, 1 Eylül'de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in şeref konuğu olarak Şanghay İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'ne katıldığını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Teşkilat, kapsadığı 3,8 milyarlık nüfus ve 30 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğüyle küresel planda önemli bir rol oynuyor. Türkiye olarak teşkilatla ve üye ülkelerle işbirliğimizi 'kazan kazan' temelinde ilerletmenin gayreti içerisindeyiz. Zirvede, Çin Devlet Başkanı Sayın Şi Cinping ile Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin'in yanı sıra birçok devlet ve hükümet başkanıyla bir araya geldik. Hem zirve hitabımızda hem de ikili görüşmelerimizde Gazze'deki soykırım, gündemimizin ilk sırasında yer aldı. Netanyahu hükümetinin iyice zıvanadan çıktığı bu sıkıntılı günlerinde tüm imkanlarımızla Gazzeli mazlumların yanındayız. 64 binden fazla masumu katleden cinayet şebekesinin tüm baskı, tehdit, küstahlık ve şımarıklıklarına rağmen dik duruşumuzu koruyoruz. Bu yıl yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda da aynı vicdanlı tutumumuzu sürdürecek, Filistinli mazlumların oradaki sesi olacağız."

"KİMSE GÖREVİNİ YAPIYOR DİYE KINANAMAZ, HAKARETE MARUZ BIRAKILAMAZ"

Bu yılki teması "Peygamberimiz ve Aile Ahlakı" olarak belirlenen Mevlid-i Nebi Haftası'nın 3 Eylül'deki açılış programına katıldığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"50'den fazla ülkeden dini liderlerin de iştirak ettiği bu anlamlı programda, alemlere rahmet olarak gönderilen Fahri Kainat Efendimizin yeryüzüne teşriflerinin 1500'üncü seneidevriyesini kemal-i hürmetle idrak ettik. Filistin ve Sudan ile İslam dünyasının farklı köşelerinde zorluklarla boğuşan tüm kardeşlerimizin selamete ermesi için dualar ettik.

Diyanet İşleri Başkanlığımızın, doğumunun 1500'üncü yılında 'Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed' başlığıyla ülkemizde ve yurt dışında icra edeceği etkinliklerin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Burada şunu da ifade etmek durumundayım. İnancımızın emir ve yasaklarını sahih kaynaklardan öğrenmek bizim görevimizken, bunları muhatabına etki edecek şekilde lisanımünasiple anlatmak da kıymetli hocalarımızın vazifesidir. Kimse görevini yapıyor diye kınanamaz, hakarete maruz bırakılamaz. FETÖ ve DEAŞ gibi dinimizi istismar eden yapıların milletimize yaşattığı büyük acılar ortadadır. Dinimizi özünden, ruhundan koparmaya çalışanların olduğu bir dönemde Diyanet camiamızın yükü de sorumlulukları da son derece ağırdır. Diyanet mensuplarımıza yönelik eleştiri ve tavsiyelerde herkesin özenli bir dil kullanmasını bu bakımdan çok önemli görüyorum."

"TAMAMLANAN BİNLERCE KONUT VE İŞ YERİNİN DE KURASINI ÇEKTİK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Eylül'de 300 bininci deprem konutunun anahtarını teslim etmek ve 41 projenin resmi açılışını yapmak üzere Battal Gazi'nin diyarı Malatya'ya misafir olduklarını hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Biliyorsunuz ocak ayında 201 bininci, haziranda ise 250 bininci konutumuzu tamamlayıp hak sahibi depremzedelerimize tahsis etmiştik. Malatya'daki kura törenimizle birlikte 13 ilimizde, 295 bin 929'u konut ve 8 bin 907'si işyeri olmak üzere toplam 304 bin 836 bağımsız bölümü hak sahibi vatandaşlarımıza teslim etmenin sevincini yaşadık. Aynı törende, 9 ilimizde yapımı tamamlanan binlerce konut ve iş yerinin de kurasını çektik.

Bugüne kadar deprem bölgemiz için kullandığımız kaynakların toplamı 75 milyar doları geçiyor. Hedefimiz 453 bin bağımsız bölümü yılbaşına kadar tamamlayıp hak sahiplerine teslim etmek. Bunun için tüm gücümüzle çalışıyoruz, çalışmaya da devam edeceğiz. Gerek deprem konutları ve iş yerlerimizin gerekse toplam yatırım bedeli 5 milyar 940 milyon lirayı bulan 41 projemizin Malatya'ya hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum."

Deprem bölgesindeki çalışmaları anımsatan Erdoğan, "Seçim döneminde bizi insafsızca eleştiren, afetzedelere bedava ev sözü verip sonra ortalıktan kaybolan, İzmir'de TOKİ'yi bile geçecek iddiasıyla yola çıkıp binlerce İzmirliyi dolandıran çapsızlara bir daha bize laf söylemeden önce Malatya ve diğer illerimizdeki deprem konutlarını ziyaret etmelerini tavsiye ederim. Öyle meydanlarda atıp tutmak kolaydır. Zor olan sözünün eri olabilmektir." ifadelerini kullandı.

Millete olan vaadine ve kavline sadık bir kadro olduklarını, 23 yıl boyunca arkasında duramayacakları sözleri vermediklerini belirten Erdoğan, söz verince de onu yerine getirmek için bütün yolları denediklerini kaydetti.

Son iki seçimde halkı vaat yağmuruna tutanların ise seçim bittikten sonra bir daha hiç oralı olmadıklarını dile getiren Erdoğan, şunları ifade etti:

"Suyu ucuzlatacaklardı, zam üstüne zam yaptılar. Ulaşımı kolaylaştıracaklardı, trafiği içinden çıkılmaz hale getirdiler. Emeklilerimize destek olacaklardı, sözlerinin üzerine sünger çektiler. Şehirlerine hizmet namıyla ortaya hiçbir eser, proje, icraat koymadılar. Talandan, soygundan, rüşvetten, milleti haraca bağlamaktan başka hiçbir iş yapmadılar. Eski Türkiye'den farklı olarak şimdi bunun hesabını yargıya veriyorlar. Bağırsalar da çağırsalar da yabancı medya kanallarına süklüm püklüm sızlansalar da adaletin tecellisine mani olamayacaklar.

Hep söylediğim gibi, Türkiye'de hiç kimse hukukun kapsama alanı dışında değildir. Mahkeme kararlarını eleştirmek ayrı şeydir, tanımamak ayrı şeydir. Yanlış bulduğunuz kararlarla ilgili başvuru yolları ardına kadar açıktır. Gidersiniz, kanunda işaret edilen mahkemelere kararın gözden geçirilmesi için müracaat edersiniz. Ama 'Ben, mahkeme kararlarını tanımıyorum' demek, hukuk devletine açıkça kafa tutmaktır. Böyle bir sorumsuzluğa göz yumulması elbette düşünülemez. Hele hele sokaklarımızın karıştırılmasına, İstanbullu kardeşlerim başta olmak üzere milletimizin huzurunun bozulmasına asla müsaade etmeyiz. Ana muhalefetin eski ve yeni kadroları arasında kızışan koltuk kavgasının ülkenin kazanımlarına zarar vermesine eyvallah demeyeceğiz. Anayasa ve yasalarımız çerçevesinde adli ve idari süreçlerin sorunsuz işletilmesi için sorumluluklarımızı harfiyen yerine getireceğiz."

"2028 SONUNDA İNŞALLAH 1,9 TRİLYON DOLARLIK BİR EKONOMİ OLACAĞIZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 yılında ilan edilen Orta Vadeli Program'daki (OVP) hedeflere büyük oranda ulaştıklarına işaret ederek, bugün de ülkenin gelecek üç yılına yön verecek OVP'yi milletle paylaştıklarını anımsattı.

Programın hazırlık çalışmalarının geniş ve katılımcı bir anlayışla yürütüldüğünü, iş dünyası ve reel sektör temsilcilerinin görüşlerinin dikkate alındığını ifade eden Erdoğan, böylece ortaya ortak aklın ürünü, güçlü ve iddialı bir yol haritasının çıktığını söyledi.

"Bu program sadece rakamlardan, tablolardan ibaret değildir. Ekonomide güveni pekiştiren, öngörülebilirliği artıran, en önemlisi de halkımızın refahını kalıcı olarak yükseltmeyi amaçlayan bir vizyondur." diyen Erdoğan, program sayesinde gelecek üç yıl boyunca büyümekle kalınmayacağını, aynı zamanda küresel ekonominin ve ticaret ortaklarının ortalama büyüme performansının da geride bırakılacağını vurguladı.

Erdoğan, Türkiye'nin 2023 yılında ilk kez 1 trilyon dolarlık ekonomi ligine girdiğini, şimdi hedefi biraz daha büyüttüklerini dile getirerek, "2028 sonunda inşallah 1,9 trilyon dolarlık bir ekonomi olacağız. Kişi başına gelirimiz ilk kez 21 bin doları yakalayacak. Türkiye'yi kalıcı biçimde yüksek gelirli ülkeler ligine taşımayı istiyoruz. Enflasyonu tek haneye düşürmekte kararlıyız." dedi.

Program döneminde 2,5 milyon yeni istihdam imkanı sağlayacaklarını, işsizlik oranını yüzde 8'in altına indirmeyi ümit ettiklerini belirten Erdoğan, cari açıktaki kalıcı iyileşmenin süreceğini, mal ihracatının ise ilk kez 300 milyar doları aşacağını ifade etti.

Erdoğan, hizmet ihracatının en önemli kalemi olan turizm gelirlerini de 75 milyar dolara çıkarmayı arzu ettiklerini kaydederek, Orta Vadeli Program'ın ülke, millet ve ekonomi için hayırlara vesile olmasını diledi.

Programın hazırlanmasına öncülük eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın şahsında bütün bakanlara ve bürokratlara tebriklerini ileten Erdoğan, devletin tüm kurumlarından programı sahiplenmelerini, titizlikle uygulanması noktasında gereken özeni göstermelerini beklediğini söyledi.

"SORUNU EL ELE VEREREK, HEP BERABER ÇÖZMEK ZORUNDAYIZ"

Erdoğan, son dönemde 18 yaş altı suça karışan çocuklarla ilgili kamuoyunda yürüyen tartışmaları çok yakından takip ettiklerini belirterek, "Bugünkü menfur saldırı dahil, hepimizin yüreğini yakan cinayet ve suçların faillerinin bu yaş grubundan olması halkımızda haklı bir infiale yol açıyor. Organize suç şebekeleri, eli kanlı terör örgütleri ve sokak çeteleri bu yaş grubundaki çocukları özellikle hedef alıyor." dedi.

Dijital platformların, popüler kültürün, gayrimeşru hayat tarzını özendiren dizi, film, müzik türlerinin, şiddet içeren oyunların yaygınlaşmasının sorunun büyümesindeki rolünü kimsenin inkar edemeyeceğini ifade eden Erdoğan, meselenin sosyolojik, psikolojik, pedagojik ve ailevi boyutları dahil, çok yönlü bir şekilde ele alınması gerektiğine inandığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Millet olarak sadece huzurumuzu ve güvenliğimizi değil, geleceğimizi de ilgilendiren bu sorunu el ele vererek, hep beraber çözmek zorundayız. Biz hükümet olarak sıkıntı daha fazla kronikleşmeden mevzuatın gözden geçirilmesini de kapsayacak şekilde konunun üzerine gideceğiz. Bunu da inşallah tarihimizin, kültürümüzün ve evrensel hukuk normlarının rehberliğinde yapacağız. Nitekim bugün ülkemizdeki çocuklarla birlikte tüm dünya çocukları için çok anlamlı ve kıymetli bir adım attık. İmzaladığımız "Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi" ile bu alanda küresel bir farkındalık oluşturmak istiyoruz. Beş farklı dilde hazırlanan sözleşmeyi anne babalar başta olmak üzere tüm vatandaşlarımın dikkatle okumasını istirham ediyorum."

"BU SENE 1 MİLYON ÜNİVERSİTELİ GENCİMİZE EV SAHİPLİĞİ YAPACAĞIZ"

Gençleri sevindirecek iki önemli müjdeyi de paylaşmak istediğini dile getiren Erdoğan, Aile ve Gençlik Fonu vasıtasıyla yuva kuracak gençlere verilecek desteğin miktarını artırdıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"2026 yılı Ocak itibarıyla çiftlerden her ikisinin de 18-25 yaş arasında olması halinde kredi tutarını 250 bin liraya, diğer durumlarda 200 bin liraya çıkartıyoruz. Ayrıca, 48 ay içerisinde çocuk sahibi olan genç çiftlerimizin talep etmeleri durumunda her çocuk için geri ödemelerini 12 ay erteliyoruz. Çiftlerin başvurudan önceki 6 aylık ortalama geliri asgari ücretin 2,3 katı olması şartı 2,5 katına çıkartıldı. Hayırlı, uğurlu olsun diyorum.

Üniversiteli gençlerimizin barınma ihtiyaçlarını karşılamaya dönük yeni adımlar atıyoruz. Yurt kalitesi, erişilebilirliği, maliyeti ve sunulan imkanlar itibarıyla dünyada bu alanda ilk sıralarda yer alan bir ülkeyiz. 2002 yılında 182 bin olan Kredi ve Yurtlar Kurumu yatak kapasitesi, bu yaz döneminde yapımı tamamlanan yeni yurtlarımızla birlikte yeni bir rekor kırarak 1 milyonu aştı. Bu sene 1 milyon üniversiteli gencimize yurtlarımızda inşallah güvenle ev sahipliği yapacağız. Bunun da gençlerimize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Yeni eğitim öğretim ve akademik yılın tüm öğrencilerimiz, hocalarımız ve ailelerimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. "

ÖNERİLEN VİDEO

Gençlik ve özgüven vizyonuyla yeni eğitim yılı

Kapat
Video yükleniyor...