Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca, New York Türkevi'nde BM 80. Genel Kurulu marjında, "Uluslararası Sistemde Adalet Arayışı: Krizlerden Küresel Düzenin Yeniden İnşasına" başlıklı panel düzenlendi.
Başkanlıktan yapılan açıklamaya göre, programda katılımcılara video mesajla hitap eden Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Birleşmiş Milletlerin, kurulduğu 1945 yılından bu yana temel hedefleri olan, küresel barış ve güvenliğin sağlanması ile uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi alanlarında önemli başarılara imza attığını ifade etti.
Türkiye'nin BM'nin temsil ettiği değerlerin ve çok taraflılık ilkesinin güçlü bir destekçisi ve savunucusu olduğuna dikkati çeken Duran, Türkiye'nin barış ve güvenlik, kalkınma ve insan hakları alanındaki faaliyetlere istikrarlı ve önemli katkılar sunduğunu vurguladı.
2. Dünya Savaşı sonrası şekillenen BM'nin mevcut yapısının günümüz dinamik ve karmaşık dünyasını temsil etmekten uzak kaldığını belirten Duran, uluslararası sistemin son dönemde önemli bazı sınamalarla karşı karşıya kaldığını ancak pek de iyi bir sınav veremediğini dile getirdi.
Duran, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başta Orta Doğu olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde devam eden çatışma ve gerginlikler, milyonlarca insanı evinden eden büyük göç dalgaları, iklim krizinin etkisini her geçen gün daha fazla hissettirmesi, İslam karşıtlığı ve etnik, dinsel ayrımcılık gibi konular mevcut uluslararası sistemin önünde önemli sınamalar olmaya devam ediyor."
Son 2 yıldır İsrail'in Gazze'de neden olduğu trajedi ve yıkımın, mevcut yapının ne derece adaletsiz ve çarpık işlediğinin en acı örneklerinden biri olduğunu kaydeden Duran, "İsrail'in işgal politikaları, işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar karşısında Birleşmiş Milletler, kuruluş misyonunu ifa etmekte yetersiz kalmış, giderek işlevsizleşen hantal bir yapıya dönüşmüştür." ifadelerini kullandı.
BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin veto yetkisi ve adil temsil eksikliği nedeniyle herhangi bir karar alınamadığına, BM'nin bu zulüm karşısında hareketsiz kaldığına işaret eden Duran, BM'nin, meydan okumaları ve krizleri sona erdirebilmek, çağın gereklerine uygun bir küresel düzene uyum sağlamak amacıyla ciddi bir reforma ihtiyaç duyduğunun altını çizdi.
BM'deki reform ihtiyacıyla eş zamanlı olarak ele alınması gereken anahtar niteliğindeki kavramın adalet olduğuna vurgu yapan Duran, şunları kaydetti:
"Bu nedenle panelimizin ana başlığını 'Uluslararası Sistemde Adalet Arayışı' olarak belirledik. Biz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 'daha adil bir dünya mümkün' şiarıyla hareket ediyoruz ve bunu sağlamak için de Türkiye olarak sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışıyoruz. Daha adil, daha eşit, daha barışçıl ve daha istikrarlı bir dünya düzeninin tesisi için her platformda yoğun gayret gösteriyoruz. Birleşmiş Milletler sisteminin daha iyi işlemesine yönelik atılan adımları destekliyoruz."
"Uluslararası kurum ve kuruluşların belirli ülkelerin çıkarlarına göre değil, adalet, barış ve istikrar gibi temel ilkelere dayalı olarak yeniden yapılandırılması gerektiğini savunuyoruz" diyen Duran, Türkiye'nin reform çağrılarının mazlum ve mağdur halkların ve küresel vicdanın sesine dönüştüğünü belirtti.
Türkiye'nin, herkes için adaleti, güvenliği ve istikrarı merkezine alan bir düzenin tesisi için öncü ve yapıcı rolünü sürdüreceğinin altını çizen Duran, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın vurguladığı üzere 'Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir sistemin inşası' için çalışmalarımıza devam edeceğiz." diye konuştu.
Krizlerden ders çıkaramayan bir yapının, uzun süre ayakta kalamayacağını dile getiren Duran, "Bugün bizim görevimiz, krizlerin yarattığı yıkımları adalet temelinde kalıcı çözümlere dönüştürmektir." dedi.
Adalet olmadan barışın olmayacağını, barış olmadan da sürdürülebilir bir geleceğin kurulamayacağını vurgulayan Duran, Türkiye'nin, bu vizyonla hareket eden, adalet merkezli bir küresel düzenin inşasına katkı sunan bir ülke olduğunu ve güçlülerin değil, haklının kazandığı bir dünyanın mümkün olduğunu sözlerine ekledi.